Sayfa 247/2093 İlkİlk ... 1471972372452462472482492572973477471247 ... SonSon
Arama sonucu : 16744 madde; 1,969 - 1,976 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. #1969
    Friday June 28 2019 Actual Previous Consensus
    03:30 PM
    US
    Core PCE Price Index YoY MAY 1.6%
    1.6% 1.6%
    03:30 PM
    US
    Core PCE Price Index MoM MAY 0.2%
    0.2% 0.2%
    03:30 PM
    US
    PCE Price Index YoY MAY 1.5
    1.5% 1.5%
    03:30 PM
    US
    PCE Price Index MoM MAY 0.2%
    0.3% 0.2%
    03:30 PM
    US
    Personal Income MoM MAY 0.5%
    0.5% 0.3%
    03:30 PM
    US
    Personal Spending MoM MAY 0.4%
    0.3% 0.4%

    Global piyasalar açısından önemli ABD verileri son derece güçlü geldi.ABD GSYİH'sının kabaca üçte ikisini oluşturan tüketici harcamaları geçen ay %0.6 aylık artış gösterirken(%0.3'ten,%0.6'ya yukarı yönde revize edildi) Mayıs ayında %0.4 artış gösterdi,kişisel gelirlerde ise bu rakam arka arkaya 2 ay %0.5 artış.
    Fed'in enflasyon göstergesi olarak izlediği PCE deflatör de geçen ay %0.3 artıştan sonra Mayıs ayında %0.2,çekirdek PCE ise arka arkaya 2 ay %0.2 artış gösterdi.
    Bu veriler Fed'in bırakın faiz indirimi yapmak,faiz arttırımını destekleyen veriler.Eğer Çin ile ticaret anlaşması yapılması konusunda yarın bir uzlaşma sağlanabilirse,o zaman frene basılan sabit yatırımlar ve yavaşlayan üretim faaliyetleri de yeniden hız kazanır,ABD ekonomisi büyüme hızını yükselten patikaya girer.

  2. #1970
    https://tr.sputniknews.com/ekonomi/2...URL_shortening

    Massachusetts Institute of Technology Öğretim Üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye ekonomisinde son 10 senedir derin yapısal sorunlar olduğunu belirtti, reform vurgusu yaptı.


    Son derece doğru tespitler.Uzun zamandır ben de geçmiş sayfalarda benzer görüşleri yazıyorum.Umarım ülkeyi yönetim sorumluluğunu üzerinde taşıyanlar da sorunlar daha da ağırlaşmadan gerçekleri görür ve çözümleri için çare arayışına girerler.

  3. Sayın Deniz hocam, bir kısım ekonımist yorumcular en kötünün görüldügünden bahs ediyorlar. Daron acemoğlu gibi iktisatçılar ise en kötünün görülmemiş olabileceğini söylüyor. Sizce nedir ? Emekleriniz için teşekkür. Moodsin bugünkü son açıklaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

  4. #1972
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Yukarıdaki yazıyı 17 Mayıs tarihinde yazmıştım.BDDK'nın bugün yayınladığı 24 Haziran'a ait günlük rapora göre TL kredilerde batık oranı:
    109.362 milyar TL/1491.529 milyar TL=%7.33'e yükselmiş durumda..Tırmanış devam ediyor.
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Bu konuda üzerinde mutabık olunan bir kesin bir oran yoktur,genellikle bankaların sermaye yeterlilik rasyosuna bakılır ,bizim BDDK için bu rasyo %12'dir.Burada endişe, aslında hiç bir zaman ödeme kabiliyeti kalmayan, yukarıdaki hesaba dahil olmayan batık kredilerin kamu baskısıyla yapılandırma adıyla kağıt üstünde hala canlı gözükmeye 'donuk kredi' devam etmesi ve bunun tam olarak ne kadar olmadığını bilemediğimizden tüm sektör için risk yaratmasıdır.Bu konuda rating kuruluşlarının telaffuz ettiği rakamlar var ve ikinci gurup sorunlu krediler de ciddi bir yekun tutuyor.Bence Türkiye ekonomisinde şu andaki en önemli sorun ,bu probleme nasıl bir çözüm getirilebileceği şeklindedir.Çünkü sert küçülen ekonomide satış ciroları ve nakit yaratma kabiliyetleri de düştüğünden şirketler kredi borçlarını faizi ile birlikte ödeyebilecek nakit yaratmakta büyük güçlük çekiyorlar ve bu da sıkıntıyı giderek büyütüyor.
     Alıntı Originally Posted by Ayan Yazıyı Oku
    Sayın Deniz hocam, bir kısım ekonımist yorumcular en kötünün görüldügünden bahs ediyorlar. Daron acemoğlu gibi iktisatçılar ise en kötünün görülmemiş olabileceğini söylüyor. Sizce nedir ? Emekleriniz için teşekkür. Moodsin bugünkü son açıklaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    https://tr.sputniknews.com/ekonomi/2...URL_shortening

    Massachusetts Institute of Technology Öğretim Üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye ekonomisinde son 10 senedir derin yapısal sorunlar olduğunu belirtti, reform vurgusu yaptı.


    Son derece doğru tespitler.Uzun zamandır ben de geçmiş sayfalarda benzer görüşleri yazıyorum.Umarım ülkeyi yönetim sorumluluğunu üzerinde taşıyanlar da sorunlar daha da ağırlaşmadan gerçekleri görür ve çözümleri için çare arayışına girerler.
    Daron Acemoğlu'nun Cuma günü dillendirdiği görüşleri ben de geçmiş yazılarımda defalarca ifade etmiştim,bu konuda hiç bir tereddüt,kafa karışıklığı yok.Bu konudaki görüşlerimiz tamamen örtüşüyor.Daha önce ekonomide düşüşün devam ettiğini,henüz dibi bulmadığımı temel makroekonomik göstergelerle ifade etmiştim,bu devam ediyor,çünkü ekonomik krizden çıkılabilmesi için yapılan bir herhangi şey yok.Ne kapsamlı bir ekonomik program,ne de yapısal reformlar... Bunlar yapılmadıkça düşüş devam edecek.

    Moody's e gelince söylediklerinde yanlış bir şey yok.Daha önce de yazdığım gibi ,Türkiye ekonomisinde şu anda kısa vadede en önemli sorun şirketlerin aşırı borçlu olması(birinci çeyrek sonu itibariyle reel sektörün borcu 2.858 trilyon TL,gsyih'nın %74.7'si) ve bunun bankacılık sektörü üzerinde yarattığı risklerdir.Bu konuda da Daron Acemoğlu ile aynı fikirdeyiz.Pazar günü yazdığım gibi, ''Eğer TUIK' ın enflasyon rakamı doğru ise ,çok sert küçülen ekonomide,%19 enflasyon varken %24 politika,%28 ticari kredi faizi olmaz.Bu kadar yüksek reel faizi bankalar satış cirolarının ve karlarının düştüğü ortamda ödeyemezler önce şirketler zincirleme iflasa gider arkadan da bankacılık sektörü kredi dönüşleri olmadığı için depreme yakalanır.
    Yok enflasyon gerçekte TÜİK ın yayınladığı rakamlarının çok üzerinde ise bu sefer de döviz kurlarının çok daha yüksek bir seviyede dengelenmesi gerekir.
    Böyle ekonominin sert küçüldüğü dönemlerde yapılması gereken sıkı maliye politikası ve gevşek para politikası uygulamaktır. Tabii kapsamlı bir ekonomik program ve yapısal reformlarla birlikte.'' söylemiştim.

    Yukarıda da ifade ettiğim gibi,"batık kredilerin kamu baskısıyla yapılandırma adıyla kağıt üstünde hala canlı gözükmeye 'donuk kredi' devam etmesi ve bunun tam olarak ne kadar olmadığını bilemediğimizden tüm sektör için risk yaratmasıdır.''
    Neden risk yaratıyor,çünkü fiiliyatta özsermayesini kaybetmiş,ödeme kabiliyeti kalmayan şirketlerin suni teneffüs ile yaşatılmaya çalışılması sadece bankacılık sektöründe donuk kredileri arttırmıyor,bu şirketler ticari faaliyetlerine devam ettikleri için mal ve hizmet aldıkları sağlıklı firmalara borçlarını ödemedikleri için onları da riske sokuyor,hastalığın kanser gibi yayılmasına neden oluyorlar ve problemin ağırlaşmasına neden oluyor.Sistemin sağlığına kavuşması için çürüklerin sistemden ayıklanması hem reel sektörün hem de finans sektörünün yeniden sermaye koymaları gerekiyor.Tabii bu kadar büyük paranın -IMF olmadan- nasıl bulunacağı ayrı bir konu.
    Son düzenleme : deniz43; 03-07-2019 saat: 07:21.

  5. #1973
    -Şirketlerin satış ciroları düşük ,çünkü ,satın alma gücü ,kişi başı gelir düşük,yüksek katma değerli ürünler üretemiyoruz,bu nedenle kişisel gelirler de düşük kalyor.İşsizlik tarihi yüksek oranlarda,işsiz olanlar otomatikman taleplerini kısıyorlar.

    -Yüksek katma değerli ürünler üretebilmek için kaliteli bir eğitim sistemi olması,eğitim alanların dünyadaki akranlarıyla yarışacak donanıma sahip olması gerekiyor.

    -Daha önce dünyadaki global para bolluğu döneminde ,bankalar sendikasyon kredisi aldılar,bunu tüketicilere ihtiyaç kredisi olarak dağıttılar ,böylece borçla elde edilen ilave alım gücüyle şirketler satışlarını arttırdılar,ekonomi büyüdü.
    Ama orada artık duvara dayanıldı.Hem türkiyenin brüt dış borcu gsyih'nın %60'ını aşarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı,hem de hane halkı 2002'de 6.6 milyar TL'den 2019 yılı ilk çeyreğinde 538.6 milyar TL'ye ulaşan borcunu,mevcut geri ödeme kapasitesiyle daha fazla yükseltecek durumda değil.Bankalar için de mevcut yüksek faiz oranlarıyla dışarıdan borçlanıp TL kredi dağıtmak karlı olmaktan çıkmış durumda,bu nedenle son dönemde garanti bankası,iş bankası gibi piyasanın öncü büyük bankaların borç çevirme oranları %65-%70'e kadar geriledi.

    -Türkiye ekonomisi de yukarıda yazdığım gibi ,bireylerin satın alma gücü düşük olduğundan banka kredileriyle büyüyen bir ekonomi olduğu için ve banka kredileri de sadece reel olarak değil nominal olarak da yüksek enflasyona rağmen-donuk krediler,talep eksikliği nedeniyle gerileyen yatırımlar ve gerileyen kredi talebi nedeniyle- 1 yıl öncesindeki hacmin gerisinde kaldığı için ekonomi de doğal olarak küçülmeye devam ediyor.

    -Dışarıdan gelebilecek doğrudan yatırımların türk ekonomisine katkı verebilmesi ise ,yatırım ortamının iyileştirilmesi,başta hukuk olmak üzere yapısal reformların yapılma şartına bağlı.

  6.  Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    -Şirketlerin satış ciroları düşük ,çünkü ,satın alma gücü ,kişi başı gelir düşük,yüksek katma değerli ürünler üretemiyoruz,bu nedenle kişisel gelirler de düşük kalyor.İşsizlik tarihi yüksek oranlarda,işsiz olanlar otomatikman taleplerini kısıyorlar.

    -Yüksek katma değerli ürünler üretebilmek için kaliteli bir eğitim sistemi olması,eğitim alanların dünyadaki akranlarıyla yarışacak donanıma sahip olması gerekiyor.

    -Daha önce dünyadaki global para bolluğu döneminde ,bankalar sendikasyon kredisi aldılar,bunu tüketicilere ihtiyaç kredisi olarak dağıttılar ,böylece borçla elde edilen ilave alım gücüyle şirketler satışlarını arttırdılar,ekonomi büyüdü.
    Ama orada artık duvara dayanıldı.Hem türkiyenin brüt dış borcu gsyih'nın %60'ını aşarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı,hem de hane halkı 2002'de 6.6 milyar TL'den 2019 yılı ilk çeyreğinde 538.6 milyar TL'ye ulaşan borcunu,mevcut geri ödeme kapasitesiyle daha fazla yükseltecek durumda değil.Bankalar için de mevcut yüksek faiz oranlarıyla dışarıdan borçlanıp TL kredi dağıtmak karlı olmaktan çıkmış durumda,bu nedenle son dönemde garanti bankası,iş bankası gibi piyasanın öncü büyük bankaların borç çevirme oranları %65-%70'e kadar geriledi.

    -Türkiye ekonomisi de yukarıda yazdığım gibi ,bireylerin satın alma gücü düşük olduğundan banka kredileriyle büyüyen bir ekonomi olduğu için ve banka kredileri de sadece reel olarak değil nominal olarak da yüksek enflasyona rağmen-donuk krediler,talep eksikliği nedeniyle gerileyen yatırımlar ve gerileyen kredi talebi nedeniyle- 1 yıl öncesindeki hacmin gerisinde kaldığı için ekonomi de doğal olarak küçülmeye devam ediyor.

    -Dışarıdan gelebilecek doğrudan yatırımların türk ekonomisine katkı verebilmesi ise ,yatırım ortamının iyileştirilmesi,başta hukuk olmak üzere yapısal reformların yapılma şartına bağlı.
    Çok teşekkür ederim Deniz bey. Esasen yukarıda ki yazılarınızın ve geçmiş tüm yazılarınızı tekrar tekrar okudum. İstifade ettim. Uygulamadığım içinde zarar ettim. Bütün yazılarınızın ufuk ve kalitesi fevkalade. Herzaman ''acaba kimdir bu Deniz bey '' diye malum TV yorumcularından birimi diye düşünürdüm. Size de özelden yazıp '' sadece fikri alt yapınızı paylaşmak isteyen sade bir vatandaşımız olduğunuzu '' öğrenmiştim. Yorumlarınız hakikati (ülkenin ekonomik hastalığı) net bir biçimde teşhis etmesine karşın ; krizi inkar ve Sayın cumhurbaşkanının '' geçin doları moları- patlıcan, soğanı - faiz sebep enf. netice - bu can bu tende oldukça imf olmaz gibi adeta sabite bağlanmış görüşleri'' gibi söylemlerinden krizin hafife alındığını üzülerek görmekteyim. Esasen geçen sene, ağustosta M. Şimşekle İngiltereye gittiklerinde , ekonomik görüşlerini ingiliz ateşli brokerlar karşısında '' Merkez bağımsız olamaz. Siyasi sorumluluk bende, faizleri aşağı çekeceğim. faiz sebep enf netice'' dediğinde dolar 7.2 ile zirve yapmış , faizler fırlamıştı. Bir hafta sn. Şimşek tekrar İngiltereye gitmek zorunda kalmıştı. Siyasi yorum yapıyorum gibi gözüksede olan biten aslında bu. Siyaseti sevmem. Konumuz ekonomi. Fakat güven kaybolunca geri gelmesi zor oluyor. Serçelerin yemlenmesi gibi. Buğday atıp yeme çağırınca tek tek geliyor. Bir el çırpınca hepsi pırr gidiyor. Şimdi ne kadar yüksek faiz versek de nazlanıyorlar. Yapısal reformlardan ne anladığımız dahi anlaşılmıyor. FED genişleyip bilançosunu 800 milyar dolardan 4.5 trilyon dolara çıkarırken , faizlerini sıfırlarken; ülkeye giren yabancı tasarrufları bir güzel yiyip gelecek kuşaklara tarihi bir borç bırakacak olmamız çok acı. Selamlar...
    Son düzenleme : Ayan; 03-07-2019 saat: 22:23.

  7. #1975
    Uğur Gürses'in yazısı

    https://ugurses.net/2019/07/04/veri-...-tartisiliyor/

    Veri güvenilirliği tartışılıyor

  8. #1976
    Hazine,Haziran ayında 11.016 milyar TL nakit açığı verdi,yılın ilk 6 ayındaki nakit açığı ise 77.863 milyar TL oldu.
    Bu büyük nakit açığı merkez bankasından Hazineye 37.4 milyar TL kar transferine rağmen oluştu.Bir önceki yıl Merkez Bankasından Hazineye aktarılan kar transferi sadece 12.4 milyar TL idi.
    Geçen yılın ilk 6 ayında Hazinenin nakit açığı 38.308 milyar TL olduğu için,yılın ilk 6 ayında Hazinenin nakit açığı %103.26 yükselmiş bulunuyor.
    Merkez bankasından yapılan transferler dışarıda bırakılırsa ise nakit açığı yılın ilk 6 ayında %127.3'e çıkmış oluyor.
    Yılın ikinci yarısında merkez bankasından kar transferi olmayacağı için ,hazinenin nakit açığının daha da yükselmesi beklenirdi ama bu sefer de merkez bankasının ihtiyatlarından hazineye transfer planlandığından yılın ikinci yarısında da nakit açığı ilk yarıdaki rakama yakın bir seviyede oluşabilir ve yılı 160 milyar TL civarında bir Hazine nakit açığı ile kapatabiliriz.

Sayfa 247/2093 İlkİlk ... 1471972372452462472482492572973477471247 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •