Sayfa 569/2104 İlkİlk ... 6946951955956756856957057157961966910691569 ... SonSon
Arama sonucu : 16831 madde; 4,545 - 4,552 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1.  Alıntı Originally Posted by kurmay Yazıyı Oku
    1) Erdoğan'ın ekonominin "e" sinden anlamadığını;
    2) Erdoğan'ın görevlendirmede "liyakat"ı değil, kendisine "biat"ı öncelediğini;
    3) Erdoğan'ın özenle oluşturmaya çalıştığı "kusursuz/güçlü lider" imajının, bir parçasının da etrafına "korku" salması olduğunu
    biliyoruz..

    Ben Erdoğan'ın bilmediğine inanmama rağmen;

    konuyla ilgili neyi/nasıl sorması gerektiğini bilmediğinden;
    kendisine MB'nın açıkladığı rakamlar verildiğini;
    kendisinin de bunları kurcala(ya)madığını; da mantıksız bulmam.

    Bu Erdoğan'ı aklayan değil, daha da batıran bir durum aynı zamanda.
    Naci Ağbal'ın MB Başkanlığa atanmasının Erdoğan'ın "faiz sebep, enflasyon sonuç" politikasını değiştirip "piyasa dostu" bir politikaya geçişle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Burada bir güvensizlik olduğunu ve yerine güvendiği bir ismi atadığını düşünüyorum.

    Berat Albayrak'ın istifasının da Erdoğan'ın bilgisi dahilinde olduğunu düşünmüyorum.

    Naci Ağbal'ın atanması, istifa ve kabulüyle piyasalarda ortaya çıkan olumlu rüzgarları,bu kadar şiddetli ve bu kadar uzun sürmesini pek anlamlandıramadım. Naci Ağbal'ın göreve yeni atanması sonrası yaptığı geleneksel görüşmeler ve sonrası klasik açıklamaları yeterli bulmuyorum. Bizim bilmediğimiz faiz artışı ile ilgili bazı sözler/güvenceler verilmiş olabilir.

    Erdoğan Pazartesi gecesi yeni Bakanı atadı, olumlu rüzgar devam etti.
    Çarşamba günü grup toplantısında yaptığı konuşma ile sanki ekonomide büyük bir değişimi yani "faiz sebep, enflasyon sonuç" politikasının terkini ilan etmiş gibi bir algı ortaya çıktı. Kiminle, ne zaman, nasıl bir hazırlık yapılmış muamma, muhtemelen yok.
    Oysa o konuşmada; Erdoğan konuşma metninin dışına çıkarak "faiz sebep, enflasyon sonuç" görüşünü üstüne basarak araya sıkıştırdı.
    Aynı konuşmada "temel yaklaşımımız", yabancı yatırımcıdan çok "doğrudan yabancı yatırımcı", ifadelerini kullanırken, vatandaşlardan/yatırımcılardan dövizden tl'ye geçmelerini/güvenmelerini istedi.
    Daha sonra Tekirdağ'da yaptığı konuşmada ekonomi ile ilgili grupta yaptığına çok benzer bir konuşma yaptı, ancak
    "faiz sebep, enflasyon sonuç" kısmına hiç girmedi.

    İlk grup konuşmasını dinlediğimde;
    Erdoğan'ın istifa/görevden almalardan ve yeni atamalardan sonra piyasada esen rüzgarları, ekonomi politikalarının değişiminden ziyade, ekonomi kadrolarının değişimi ile ilişkilendirdiğini ve bu rüzgarı arkasına alıp bir kaç palyatif/kozmetik değişiklikle bu süreci lehine çevirip, atlatmayı düşündüğünü düşünmüştüm. Ancak piyasaların aşırı iyimserliği bir takım politika değişikliğinin kesin olduğunu düşündürüyor.

    Politika değişikliği derken ne diyoruz, o da pek belli değil.
    Bir kereliğine piyasa beklentisinde yüksek bir faiz artışı mı,
    yoksa ne zaman, ne kadar gerekiyorsa o zaman, o kadar faiz artışı mı?
    Ben ikincisini Erdoğan'ın kabul edebileceğine ihtimal vermiyorum.

    Sonuç itibariyle Erdoğan'ın pragmatik olduğu, ani keskin dönüşler yapabildiğini gördük.
    Piyasalar ve bu arada medya da, Erdoğan'ın ekonomide yeni "piyasa dostu" bir döneme yelken açtığını çok açık bir şekilde gösteriyor/söylüyor.

    Bu saatten sonra bu olumlu tabloyu bozacak bir karar, hem ekonomiye, hem Erdoğan'a daha büyük zararlar verecek. Bir bakıma Erdoğan'a yapacak başka bir şey de bırakmamış gibi piyasalar.

    Sonuçta hala aklıma yatmasa da faizler artacak gibi, makul gelen bu.
    Ne kadar artacak dersek;
    Ne bir kerelik yüksek artış 450-500 puan (ki bu da yüksek değil gerekli olan)
    Ne de bu ay 200-300, bir sonraki ay 100-150 gibi kademeli artış.
    ""Erdoğan'ı merkeze koyunca"" ikisini de; ne makul, ne mantıklı, ne kabul edilebilir bulamıyorum bir türlü.
    tek mantıklı gelen enflasyon oranına denk gelen 150-175 puanlık bir artış, ve kaldığımız yerden devam.

    Bır de bu yazı uzadı, ama Erdoğan'ın kararlarını yorumlarken, mutlaka analizin bir yerinde, kararların "ne kadar oy getirir, ne kadar oy götürür" hesabı ile yapıldığı da, mutlaka göz önüne alınmalı.

  2.  Alıntı Originally Posted by kurmay Yazıyı Oku
    1) Erdoğan'ın ekonominin "e" sinden anlamadığını;
    2) Erdoğan'ın görevlendirmede "liyakat"ı değil, kendisine "biat"ı öncelediğini;
    3) Erdoğan'ın özenle oluşturmaya çalıştığı "kusursuz/güçlü lider" imajının, bir parçasının da etrafına "korku" salması olduğunu
    biliyoruz..

    Ben Erdoğan'ın bilmediğine inanmama rağmen;

    konuyla ilgili neyi/nasıl sorması gerektiğini bilmediğinden;
    kendisine MB'nın açıkladığı rakamlar verildiğini;
    kendisinin de bunları kurcala(ya)madığını; da mantıksız bulmam.

    Bu Erdoğan'ı aklayan değil, daha da batıran bir durum aynı zamanda.

    Ben Erdoğan'ın bilmediğine inanmama rağmen;
    değil
    Ben Erdoğan'ın bilmediğine inanmamama rağmen;
    olacaktı

  3. Bunlar da aynı gün çıkan iki yandaş gazetenin manşetleri;
    Normalde hepsi aynı manşetle çıkardı böyle durumlarda





  4. Altını ve Dolar'ı bilen adam şimdi de konut ve otomobil fiyatlarının ne olacağını açıkladı videosu
    https://www.yenicaggazetesi.com.tr/m...ne--11530v.htm

  5. İlerleterek izledim pek hakim degil gibi, genel örnekler veriyor, ons - pandemi gibi...
     Alıntı Originally Posted by cevdet _060 Yazıyı Oku
    Altını ve Dolar'ı bilen adam şimdi de konut ve otomobil fiyatlarının ne olacağını açıkladı videosu
    https://www.yenicaggazetesi.com.tr/m...ne--11530v.htm
    Redmi Note 7 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  6.  Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Bu hafta borsa endeksinde sert yükselişi,döviz fiyatlarında ve tahvil faizlerinde sert düşüşü izah edecek bir hipotezim var ama doğruluğunun teyidi için Perşembe günü yayınlanacak merkez bankası verisinde yabancı yatırımcıların mal almadıklarını hatta mal sattıklarını görmek gerekiyor.
    Sayın Deniz bey,
    Öncelikle belirtmek isterim ki, yazılarınızı büyük bir beğeni ile takip etmekteyim. Vermiş olduğunuz çok değerli bilgiler için sonsuz saygılarımı iletiyorum.
    Sizin fikrinizi almak istediğim konu ise, geçtiğimiz hafta piyasalarımızda yaşanan gelişmeler. Borsanın %10luk artışı ve döviz kurlarının da keza %10luk düşüşü, bir anda sözde "reform" kelimesinin sihirli dokunuşu oldu. Ama kanımca işin aslı öyle değil. Takip ettiğim kaynaklar, geçtiğimiz hafta piyasalara yaklaşık olarak 1milyar dolar civarında yabancı para girişi olduğunu ve tahvil faizlerindeki artışın hız kesmesinin, döviz kurlarının sert geri çekilmesinin ve banka hisselerinin dolar bazında haftalık yaklaşık %30, evet evet sadece bir haftalık yüzde otuz değer kazanmasının, büyük ölçüde bu sıcak paradan kaynaklandığını belirtmekte.
    Aslında haftalık bazda gelen 1milyar dolar tutarı, yerli yatırımcılar çok da rahat karşılayabilecek düzeyde. Peki aylar hatta tabiri caizse yıllardır, ne oldu da bir haftada piyasada meltem rüzgarları esmekte. "Reform" kelimesinin ekonomik karşılığı bu denli yüksek olmasa gerek.
    Geçtiğimiz hafta, anketlerde 400-500-600(dilin kemiği yok) baz puan faiz artışı beklentisine ilişkin haberler yapıldı ve bir beklenti oluşturuldu. Oysa ki, faizi belirlemede "ana kuralın" enflasyon olduğunun sürekli dile getirilmesi, belki de beklentileri boşa çıkaracaktır. Nitekim, çarşamba günkü toplantıda mevcutta 11,89 olan enflasyona, kasım ayının da öngörülen enflasyonu dahil edilerek, ancak ve ancak o düzeyde bir artış yapılabilir. Kasım ayının enflasyonunun %1 civarı öngörüldüğü(kağıt üzerinde) düşünülürse, faiz artışının yaklaşık 275 puan(+-25) olması benim şahsi beklentimdir.
    Diğer taraftan, şu anki koşullarda ihtiyacımız olan sıcak paranın da yine borsa ve tahvil piyasası üzerinden ilerlemesi muhtemeldir. Nedeni, çoğu yabancı kurumun afaki artış beklentisinin aksine, jp morganın 150 puan artış beklentisi, borsada henüz istenilen karın elde edilemediğini ve bist30 ve bankaları sanki yukarı sürmeye devam edeceklerinin bir sinyali gibi.
    Sonuç olarak, aklımdaki olasılıklar, geçtiğimiz hafta piyasalarda yaşananları açıklamaya yetmiyor maalesef. Hani sanki, öyle bir gelişme olmuşçasına ,örneğin imf anlaşması gibi ama mümkünatı yok elbette yada azerbaycanla yapılan swap anlaşması dedikodusu bile geçtiğimiz hafta yaşananları anlatmaya yetmiyor benim bakış açımdan...

  7. #4551
    @ragwaer

    Morgan Stanley 150 bp
    JP Morgan 500 bp (507 yazmıştı)

    Saygılar

  8. #4552
     Alıntı Originally Posted by ragwaer Yazıyı Oku
    Sayın Deniz bey,
    Öncelikle belirtmek isterim ki, yazılarınızı büyük bir beğeni ile takip etmekteyim. Vermiş olduğunuz çok değerli bilgiler için sonsuz saygılarımı iletiyorum.
    Sizin fikrinizi almak istediğim konu ise, geçtiğimiz hafta piyasalarımızda yaşanan gelişmeler. Borsanın %10luk artışı ve döviz kurlarının da keza %10luk düşüşü, bir anda sözde "reform" kelimesinin sihirli dokunuşu oldu. Ama kanımca işin aslı öyle değil. Takip ettiğim kaynaklar, geçtiğimiz hafta piyasalara yaklaşık olarak 1milyar dolar civarında yabancı para girişi olduğunu ve tahvil faizlerindeki artışın hız kesmesinin, döviz kurlarının sert geri çekilmesinin ve banka hisselerinin dolar bazında haftalık yaklaşık %30, evet evet sadece bir haftalık yüzde otuz değer kazanmasının, büyük ölçüde bu sıcak paradan kaynaklandığını belirtmekte.
    Aslında haftalık bazda gelen 1milyar dolar tutarı, yerli yatırımcılar çok da rahat karşılayabilecek düzeyde. Peki aylar hatta tabiri caizse yıllardır, ne oldu da bir haftada piyasada meltem rüzgarları esmekte. "Reform" kelimesinin ekonomik karşılığı bu denli yüksek olmasa gerek.
    Geçtiğimiz hafta, anketlerde 400-500-600(dilin kemiği yok) baz puan faiz artışı beklentisine ilişkin haberler yapıldı ve bir beklenti oluşturuldu. Oysa ki, faizi belirlemede "ana kuralın" enflasyon olduğunun sürekli dile getirilmesi, belki de beklentileri boşa çıkaracaktır. Nitekim, çarşamba günkü toplantıda mevcutta 11,89 olan enflasyona, kasım ayının da öngörülen enflasyonu dahil edilerek, ancak ve ancak o düzeyde bir artış yapılabilir. Kasım ayının enflasyonunun %1 civarı öngörüldüğü(kağıt üzerinde) düşünülürse, faiz artışının yaklaşık 275 puan(+-25) olması benim şahsi beklentimdir.
    Diğer taraftan, şu anki koşullarda ihtiyacımız olan sıcak paranın da yine borsa ve tahvil piyasası üzerinden ilerlemesi muhtemeldir. Nedeni, çoğu yabancı kurumun afaki artış beklentisinin aksine, jp morganın 150 puan artış beklentisi, borsada henüz istenilen karın elde edilemediğini ve bist30 ve bankaları sanki yukarı sürmeye devam edeceklerinin bir sinyali gibi.
    Sonuç olarak, aklımdaki olasılıklar, geçtiğimiz hafta piyasalarda yaşananları açıklamaya yetmiyor maalesef. Hani sanki, öyle bir gelişme olmuşçasına ,örneğin imf anlaşması gibi ama mümkünatı yok elbette yada azerbaycanla yapılan swap anlaşması dedikodusu bile geçtiğimiz hafta yaşananları anlatmaya yetmiyor benim bakış açımdan...
    Öncelikle şunu ifade etmek gerekir.Forumdaki bazı arkadaşlar ekranda city,bank of america -merrill lynch,morgan stanley,credit suisse gibi yabancı kurumların alımlarını görünce "kesin" yabancı alımları gibi görüyorlar.Halbuki bütün bu yabancı kurumların İstanbul'da aşağıda adreslerini verdiğim şubeleri var ve çok sayıda yerli büyük oyuncu da,özellikle de alımlarının yabancı alımı gibi gözükmesini istiyorlarsa, bu kurumların biri üzerinden alım yapıyorlar.Sonra da hiç olmayacak sığ ve spekülatif hisselerde bile yabancı alım yapmış gibi gözüküyor.

    CİTİ:Tekfen tower,eski büyük dere caddesi,no:209 levent/istanbul
    CREDİT SUİSSE:Maya plaza,yıldırım oğuz göker caddesi akatlar/istanbul
    BANK OF AMERİCA-MERRILL LYNCH:Kanyon ofis bloğu,büyükdere caddesi no: 185 levent/istanbul
    MORGAN STANLEY:Metrocity iş merkezi iş merkezi no:171, a blok büyükdere cadesi şişli/istanbul

    Evet ben de gazetelerde geçen hafta yabancıların 1 hatta 2 milyar dolar türk varlıklarından alım yaptığını yazan yazılar gördüm.Türkiye'nin kredi notu yatırım yapılabilir seviyenin 5 kademe altına kadar inmişken kurumsal bir yabancı yatırımcının türkiye'de yatırım yapması mümkün gözükmüyor ama bu tür kısıtlayıcı kurallara bağlı olmayan bir "hedge" fon türkiyeye hızla girip,karını aldıktan sonra hızla çıkabilir de,bu ihtimaller dahilinde,bir diğer ihtimal her ne kadar borsamızda şu anda yabancı takası %49 gözükse de ,muhtemelen gerçek yabancı oranı %20'den düşük,geri kalanı piyasada "bıyıklı yabancı" diye tanımlanan şirketlerin patronlarının ya da yerli büyük oyuncuların yurt dışında "vergi cenneti" lokasyonlarda kurdukları yabancı fonlar üzerinden yaptıkları işlemlere ait paylar.Bu hafta merkez bankası verisinde bir yabancı alışı görünüyorsa bu "bıyıklı yabancı" dediğimiz yabancı görünen yerlilerin de alımları olabilir.Ama önce merkez bankası verisini bir görmemiz gerekiyor.
    Son olarak söyleyebileceğimiz şey ,yılın ilk 9 ayında 52.6 milyar dolar dövizimiz(aylık ortalama 5.84 milyar dolar ediyor) cari açık finansmanı,net dış borç ödeme ve diğer nedenlerle sistemden yurt dışına çıkmış,döviz fiyatlarını yükselten temel neden de bu, ve bu çıkış devam ediyor.Döviz fiyatında düşüş olması için bu çıkıştan daha fazla giriş olması lazım ki onu kimse iddia etmiyor.Dolayısıyla geçen hafta yurt dışından türkiyeye 1-2 milyar dolar yabancı yatırımcılardan para girişi olduğu iddiası, -doğru bile olsa- geçen haftanın piyasa hareketlerini izah etmeye yeterli olmuyor.
    Ayrıca geçen hafta piyasada bu hareketler olurken yerlilerin döviz bozdurmadığını tam tersine haftanın ilk günü 1.178 milyar dolarlık döviz alımı yaptığını da ilave edelim.(BDDK'nın son günlük verisi Salı gününe ait)

Sayfa 569/2104 İlkİlk ... 6946951955956756856957057157961966910691569 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •