Sayfa 250/2096 İlkİlk ... 1502002402482492502512522603003507501250 ... SonSon
Arama sonucu : 16762 madde; 1,993 - 2,000 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. #1993
    Haftaya bakış ve önümüzdeki haftanın önemli verileri ve gündem maddeleri


    Global piyasalar açısından önümüzdeki haftanın en önemli gündem maddesi,Fed başkanı Jerome Powell'ın Çarşamba günü Temsilciler Meclisi finansal hizmetler komitesinde,Perşembe günü Senato bankacılık komitesinde yılın ilk yarısında uygulanan para politikası ile ilgili olarak yapacağı sunum ve sunumlar sonrası kongre üyelerinin sorularını cevaplandırması olacak.Ayrıca Powell'ın Salı günü Boston'da da bir konuşması olacak.
    İçeride önümüzdeki haftanın en önemli gündem maddesi ise görevden alınan merkez bankası başkanı Murat Çetinkaya'nın ardından bunun piyasa yansımaları olacak.


    Global piyasalar açısından önemli olarak önümüzdeki hafta ABD'den ;Salı açık iş pozisyonları JOLT,Çarşamba toptan satış stokları,Perşembe enflasyon,Cuma üretici fiyat endeksi verileri gelecek
    .
    Çarşamba günü son Fed toplantısına ilişkin tutanaklar yayınlanacak.

    Global piyasalar açısından önemli olarak önümüzdeki hafta Çin'den;Çarşamba üretici fiyat endeksi ve enflasyon ,Perşembe motorlu araç satışları,Cuma dış ticaret dengesi ,doğrudan dış yatırımlar verileri gelecek.

    Global piyasalar açısından önemli olarak önümüzdeki hafta Euro Bölgesi'nden;Cuma sanayi üretimi verisi gelecek.

    Önümüzdeki hafta iç piyasalar açısından önemli olarak:Perşembe Mayıs ayı ödemeler dengesi ,Cuma sanayi üretim endeksi verileri gelecek.

  2. forumdaş (deniz 43) sence 25 temmuzu bekleyecek mi yeni mb başkanı yoksa bu hafta indirecek mi politika faizini ?????bu ay kaça düşmesini bekliyorsun politika faizinin ,ayrıca şok bir 400-500 baz puan indirim yapılırsa dolar/tl de hangi seviyeleri beklersin??tskler...

  3. #1995
     Alıntı Originally Posted by ugolnili Yazıyı Oku
    forumdaş (deniz 43) sence 25 temmuzu bekleyecek mi yeni mb başkanı yoksa bu hafta indirecek mi politika faizini ?????bu ay kaça düşmesini bekliyorsun politika faizinin ,ayrıca şok bir 400-500 baz puan indirim yapılırsa dolar/tl de hangi seviyeleri beklersin??tskler...
    Bence,bu konuda henüz alınmış bir karar yok.Bir faiz indiriminden önce yarın piyasanın nasıl bir tepki verdiğini görmek isteyecekler,ona göre faiz indirimi de içerecek bir yol haritası belirleyeceklerdir.Önce bir yarını görelim.

  4. #1996
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Şişli-İstanbul
    Gönderi
    1,651
    Tayyip'in sabri buraya kadarmis. Sabirimin da bir siniri var diyordu kendisi. Muhtemelen bir onceki ppk'da indirim bekledi tayyip. Temmuz icin de 600 baz puan sinyali verdi ama murat cetinkaya 100'er baz puan seklinde yavas bir faiz indirimi dusunuyordu. Iste burada da tayyip'in sabri tukendi ve adami harcadilar.

    Simdi muhtemelen tayyip'in kafasinda sunlar oldu:

    1-tl cok guclendi. Demekki tl daha fazla satilmayacak. Dibi gorduk artik faiz indirebiliriz.
    2-damadim cok iyi yonetiyor enflasyon cok dustu. (Halbuki veriler hileli)
    3-trump faize karsi demekki ben hakliyim. Fed'e nasil gider yapiyor, ben de yaparim. Hatta gorevden de alirim.

    Tayyip maalesef bu kadar basit dusunuyor. Ft'nin yazisini okuyunca da maalesef onumuzdeki hafta tl'miz icin uzun olacak gibi gorunuyor. Guney afrika aynisini yaptiginda zar %8 yapmisti.

  5. #1997
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Daron Acemoğlu'nun Cuma günü dillendirdiği görüşleri ben de geçmiş yazılarımda defalarca ifade etmiştim,bu konuda hiç bir tereddüt,kafa karışıklığı yok.Bu konudaki görüşlerimiz tamamen örtüşüyor.Daha önce ekonomide düşüşün devam ettiğini,henüz dibi bulmadığımı temel makroekonomik göstergelerle ifade etmiştim,bu devam ediyor,çünkü ekonomik krizden çıkılabilmesi için yapılan bir herhangi şey yok.Ne kapsamlı bir ekonomik program,ne de yapısal reformlar... Bunlar yapılmadıkça düşüş devam edecek.

    Moody's e gelince söylediklerinde yanlış bir şey yok.Daha önce de yazdığım gibi ,Türkiye ekonomisinde şu anda kısa vadede en önemli sorun şirketlerin aşırı borçlu olması(birinci çeyrek sonu itibariyle reel sektörün borcu 2.858 trilyon TL,gsyih'nın %74.7'si) ve bunun bankacılık sektörü üzerinde yarattığı risklerdir.Bu konuda da Daron Acemoğlu ile aynı fikirdeyiz.Pazar günü yazdığım gibi, ''Eğer TUIK' ın enflasyon rakamı doğru ise ,çok sert küçülen ekonomide,%19 enflasyon varken %24 politika,%28 ticari kredi faizi olmaz.Bu kadar yüksek reel faizi bankalar satış cirolarının ve karlarının düştüğü ortamda ödeyemezler önce şirketler zincirleme iflasa gider arkadan da bankacılık sektörü kredi dönüşleri olmadığı için depreme yakalanır.
    Yok enflasyon gerçekte TÜİK ın yayınladığı rakamlarının çok üzerinde ise bu sefer de döviz kurlarının çok daha yüksek bir seviyede dengelenmesi gerekir.
    Böyle ekonominin sert küçüldüğü dönemlerde yapılması gereken sıkı maliye politikası ve gevşek para politikası uygulamaktır. Tabii kapsamlı bir ekonomik program ve yapısal reformlarla birlikte.'' söylemiştim.

    Yukarıda da ifade ettiğim gibi,"batık kredilerin kamu baskısıyla yapılandırma adıyla kağıt üstünde hala canlı gözükmeye 'donuk kredi' devam etmesi ve bunun tam olarak ne kadar olmadığını bilemediğimizden tüm sektör için risk yaratmasıdır.''
    Neden risk yaratıyor,çünkü fiiliyatta özsermayesini kaybetmiş,ödeme kabiliyeti kalmayan şirketlerin suni teneffüs ile yaşatılmaya çalışılması sadece bankacılık sektöründe donuk kredileri arttırmıyor,bu şirketler ticari faaliyetlerine devam ettikleri için mal ve hizmet aldıkları sağlıklı firmalara borçlarını ödemedikleri için onları da riske sokuyor,hastalığın kanser gibi yayılmasına neden oluyorlar ve problemin ağırlaşmasına neden oluyor.Sistemin sağlığına kavuşması için çürüklerin sistemden ayıklanması hem reel sektörün hem de finans sektörünün yeniden sermaye koymaları gerekiyor.Tabii bu kadar büyük paranın -IMF olmadan- nasıl bulunacağı ayrı bir konu.
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    -Şirketlerin satış ciroları düşük ,çünkü ,satın alma gücü ,kişi başı gelir düşük,yüksek katma değerli ürünler üretemiyoruz,bu nedenle kişisel gelirler de düşük kalyor.İşsizlik tarihi yüksek oranlarda,işsiz olanlar otomatikman taleplerini kısıyorlar.

    -Yüksek katma değerli ürünler üretebilmek için kaliteli bir eğitim sistemi olması,eğitim alanların dünyadaki akranlarıyla yarışacak donanıma sahip olması gerekiyor.

    -Daha önce dünyadaki global para bolluğu döneminde ,bankalar sendikasyon kredisi aldılar,bunu tüketicilere ihtiyaç kredisi olarak dağıttılar ,böylece borçla elde edilen ilave alım gücüyle şirketler satışlarını arttırdılar,ekonomi büyüdü.
    Ama orada artık duvara dayanıldı.Hem türkiyenin brüt dış borcu gsyih'nın %60'ını aşarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı,hem de hane halkı 2002'de 6.6 milyar TL'den 2019 yılı ilk çeyreğinde 538.6 milyar TL'ye ulaşan borcunu,mevcut geri ödeme kapasitesiyle daha fazla yükseltecek durumda değil.Bankalar için de mevcut yüksek faiz oranlarıyla dışarıdan borçlanıp TL kredi dağıtmak karlı olmaktan çıkmış durumda,bu nedenle son dönemde garanti bankası,iş bankası gibi piyasanın öncü büyük bankaların borç çevirme oranları %65-%70'e kadar geriledi.

    -Türkiye ekonomisi de yukarıda yazdığım gibi ,bireylerin satın alma gücü düşük olduğundan banka kredileriyle büyüyen bir ekonomi olduğu için ve banka kredileri de sadece reel olarak değil nominal olarak da yüksek enflasyona rağmen-donuk krediler,talep eksikliği nedeniyle gerileyen yatırımlar ve gerileyen kredi talebi nedeniyle- 1 yıl öncesindeki hacmin gerisinde kaldığı için ekonomi de doğal olarak küçülmeye devam ediyor.

    -Dışarıdan gelebilecek doğrudan yatırımların türk ekonomisine katkı verebilmesi ise ,yatırım ortamının iyileştirilmesi,başta hukuk olmak üzere yapısal reformların yapılma şartına bağlı.
    http://www.hakanozyildiz.com/2019/07...etim.html#more

    Çarşamba günü yazdığım Türkiye ekonomisinin temel sorunları ve dinamikleri ile ilgili yazılara bugün de eski Hazine Müsteşar vekillerinden Hakan Özyıldız benzer bir yaklaşımla eğilerek görüşlerini paylaşmış:

    https://1.bp.blogspot.com/--TCt9i7P0...CC%2588ktm.png

    Tablo aslında Türkiye ekonomisinin şu anda bulunduğu durumu çok iyi özetliyor.Şu anda Türkiye'de kişi başı gelir birinci çeyrek sonu itibariyle 9 117 usd,yıl sonunda ise ekonominin mevcut küçülme trendi ile 8500 dolar civarında olacağı tahmin ediliyor.Halbuki bu rakam sadece 3 yıl önce,yani 2016 yılında 10 817 dolardı.Bu 10 817 dolara ayrıca bankaların yurt dışından aldıkları sendikasyon kredilerinin ihtiyaç kredisi olarak dağıtılmasıyla alım gücü daha da artıyordu.Bugün ise tüketim harcamaları=gelir-borç ana para ve faiz ödemeleri olduğu için talepte ciddi düşüş yaratıyor,bu da ağır borç yükü altındaki şirketlerin satış ciroları ve karları düştüğü için,bankalara olan borç ana para ve faiz ödemelerini ciddi olarak sıkıntıya sokuyor.
    Alınan borçların üretim ve katma değeri arttırıcı verimli alanlara yatırım yerine tüketime,gösterişli beton yatırımlarına harcanması,ve özellikle kamuda büyük israf ve savurganlıkla ,borçların geri ödeme kapasitesi ciddi zarar görmüş durumda.
    Bu çukurdan çıkmak için yeni makro dengeler üzerine oturan,kişi başı katma değeri ve geliri yükselten,işsizliği azaltan ,sürdürülebilir bir yüksek büyüme patikasına sokan,kapsamlı bir ekonomik program ve yapısal reform paketinin hayata geçirilmesi gerekir.Önce ağır bir ameliyat,sonra da ciddi bir perhiz ve sonra da uzun bir nekahat dönemi.
    Kolay değil.Hem lale devrinin sonu olarak siyasal bir faturası var,siyasi irade gerekiyor,,hem de operasyonu yapan ekibin liyakat sahibi ehliyetli eller olması gerekiyor.Ama öbür türlü de sürekli problemleri öteleyerek,pislikleri halının altına saklayarak gidebilecek fazla bir yer kalmadı,hiç bir şey yapmadan bekleyerek duvara çarpılırsa ,bu sefer krizin faturası çok daha ağır olacak ve kontroldan çıkma riskini içinde barındıracak.

  6. yaa ekonomi yorumcularına bakıyorum...yedek akçeleri hiç kimse önemsemiyor....hazine her ay 10-15 milyar açık veriyor..kimse önemsemiyor...bildigim kadarı ile 80 milyar açık ögörülmüştü sene başında 2019 için ..ilk6 ayda geçtik b seviyeyi kimse önemsemiyor merkez rezervleri eksiye geçti kimse önemsemiyor...merkez bankası başkanı görevden alınıyor hiç bir hareket olmuyor...bende sorun sanırım ..ben yanlış yeremi bakıyorum acaba...

  7. #1999
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Andromeda Nova386 12'22'84'
    Yaş
    63
    Gönderi
    6,788
    Sn. Deniz bey MB aşağıdaki tablosunu nasıl açıklıyorsunuz ?
    Neden herkes FED in faiz indireceği üzerinde tartıştığını da anlayamıyorum
    Eylülde arttırmaya devam etmesi daha muhtemel duruyor ? Siz ne dersiniz?

    AL / SAT / YAT / TUT yada Turşu kur tavsiyesi değildir, sadece FaL ve dedikodu.

  8. #2000
     Alıntı Originally Posted by Baygeorge Yazıyı Oku
    Sn. Deniz bey MB aşağıdaki tablosunu nasıl açıklıyorsunuz ?
    Neden herkes FED in faiz indireceği üzerinde tartıştığını da anlayamıyorum
    Eylülde arttırmaya devam etmesi daha muhtemel duruyor ? Siz ne dersiniz?

    Yukarıdaki yazılarda da ifade etmiştim.Bir ülke ekonomisi resesyonda ise,işsizlik oranı tarihi yüksek seviyelerde ise ,politika yapıcıların politika faizini enflasyon düzeyinde,yani reel politika faizini sıfır civarında hatta biraz altında bir seviyede tutması ekonomi teorisinin tavsiye ettiği orandır.Şu anda politika faizi %24,TUİK'in resmi enflasyon oranı %15.72 .Arada ciddi uçurum var.Ticari kredi faizleri ise %28 civarında.Şirketlerimiz aşırı borçlu.Eğer bu enflasyon oranı doğru ise, resesyondaki ekonomide satış ciroları ve karları düşen şirketler bu oranda bir reel faizi ve kredi borçlarını ödeyecek nakiti yaratamazlar,önce şirketler arasında zincirleme iflaslar olur,sonra da alacaklarını tahsil edemeyen bankalar sallanmaya başlar,sonunda fatura önce devlete sonra da halka kadar uzanır.
    Ama burada sorun TUİK'in enflasyon rakamının gerçeği ne derece yansıttığı.Enflasyonun çok daha yüksek seviyede olduğuna dair ciddi şüpheler var,benim kişisel gözlemlerim ve hesaplamalarım da enflasyonun tuik rakamından çok daha yüksek seviyelerde olduğu şeklinde.Bu konuda Uğur Gürses ve Ahmet Takan'ın yazılarının linkleri aşağıda:

    https://ugurses.net/2019/07/04/veri-...-tartisiliyor/

    https://www.yenicaggazetesi.com.tr/e...di-52488yy.htm

    Eğer gerçek enflasyon rakamı %24 politika faizine yakın bir seviyede ise,bu sefer de politika faizinin düşürülmemesi ama döviz kurlarının çok daha yüksek bir seviyede dengelenmesini gerektirir.

Sayfa 250/2096 İlkİlk ... 1502002402482492502512522603003507501250 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •