-IMF'den borç almak tabii ki,1 gecede çıkabilecek sıcak paradan daha güvenli,ne zaman para alacağınız ne zaman geri ödeme yapacağınız bir takvime bağlanıyor, ama olması da oldukça zor gözüküyor.Çünkü IMF ile anlaşma yaptığınızda IMF'nin izni olmadan hiç para harcayamazsınız.Ne istediğiniz müteahhitte iş verebilirsiniz,ne bütçede planlanmamış bir işi yaptırabilirsiniz,ne IMF'nin izni olmadan devlete eleman alabilirsiniz,her konuda şeffaf olmanız gerekir.IMF başta TUİK olmak üzere bütün devlet dairelerine gider her türlü verinin nasıl hesaplandığını sorgular,hazine ve maliye hesaplarını kontrolden geçirir.Mevcut hükümet bunları kabullenir mi,pek sanmıyorum,zaten kendileri de hiç bir zaman bir daha IMF ile bir anlaşma yapmayacaklarını söylüyorlar.
-Yerliler için "yüksek faiz" yok,ENAG'ın yıllıklandırılmış enflasyonu %45,hissedilen çarşı pazar enflasyonu da kabaca o seviyede ve faizler bu seviyenin oldukça altında TL varlıklar enflasyonda reel olarak eriyor.
Yabancı için esas olan ise enflasyon değil ,faiz getirisinin kur artışının üzerinde olması.Olduğu sürece pozisyonunu korur,"stop loss" seviyesini geçecek bir kur artışı olursa pozisyonu kapatır çıkar.
Enflasyon yüksek olduğu sürece "sıcak para" girişi kur artışını engellemek için yeterli olmaz ,çünkü bir yandan piyasaya sıcak para ile döviz girerken bir yandan da ithalat ödemeleri,cari açık finansmanı,net dış borç ödemeleri olarak para yurt dışına çıkıyor,bir bölümünü de yerliler birikimlerinin erimemesi için döviz alıp yastık altına atıyor ya da bankaya yatırıyor.Merkez Bankası verilerinde sıcak para girişine rağmen ,rezerv artışına katkı verecek bir döviz girişi yok,tersine rezervler düşmeye devam ediyor.Durumu dengeleyecek ancak yüklü miktarda doğrudan dış yatırım gelmesi olur,o gelmedikçe ülkeler arası reel enflasyon farkı kadar kur artışı kısa vadede olmasa bile orta/uzun vadede muhakkak olur.
Yer İmleri