çeyreğe bakın hocam hay maşallah 318
|
|
Merkez Bankasının haftalık istatistiklerine göre geçen hafta;(14 Şubat haftası)
1-Yurt dışı yerleşikler geçen hafta 259.1 milyon dolarlık hisse senedi , 566.2 milyon dolarlık Hazine tahvili ,toplam 825.3. milyon dolarlık menkul kıymet sattılar.
2-Yurt içi yerleşiklerin TL cinsinden mevduat hacmi , geçen hafta %3.03 arttı.
3-Yurt içi yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı geçen hafta :
379 milyon dolar azaldı.
4-Geçen hafta TL kredi hacminde %1.01 artış oldu
çeyreğe bakın hocam hay maşallah 318
*Bin 7 Şubat 2020 Cuma 18 Şubat 2020 Salı 18 Şubat 2020 Çarşamba
Dış varlıklar 626,365,112 632,053,988 636,162,654
Dış yükümlülükler 32,993,478 27,014,678 33,290,841
Bankalar mevduatı 377,412,187 379,668,174 384,198,787
Kamu mevduatı 34,542,408 56,827,603 57,515,756
NET DÖVİZ REZERVİ(TL) 181,417,039 168,543,533 161,157,270
1USD 5.9884 6.0687 6.0690
NET DÖVİZ REZERVİ(USD) 30,294,743 27,772,593 26,554,172
Altın rezervi 20,206,593 21,085,517 21,368,019
Swap ile merkez bankasına 18,163,000 18,163,000 18,163,000
emanet gelen para
Swap hariç net rezerv(altın dahil) 12,131,743 9,609,593 8,391,172
Swap hariç net rezerv(altın hariç) -8,074,850 -11,475,925 -12,976,847
Merkez bankasının net rezervlerinde şaşırtıcı bir erime var:
Altın ve swaplar hariç merkez bankasının net rezervleri:
25 Aralık tarihinde (-) 951.5 milyon dolar iken,2 aydan kısa bir süre içinde;
24 Ocak tarihinde=(-)3.421 milyar dolar
7 Şubat tarihinde=(-) 8.075 milyar dolar
18 Şubat tarihinde=(-)11.476 milyar dolar
19 Şubat tarihinde=(-) 12.977 milyar dolar.
Yani 2 aydan kısa bir zaman süresi içinde merkez bankasının -altın ve swaplar hariç-net döviz rezervlerinde 12.025 milyar dolarlık bir erime olmuş.Özellikle dün merkez bankası faiz indirdikten sonra TL'yi desteklemek için kamu bankaları aracılığıyla satış yaptığında 1.2 milyar dolar civarında net rezervinde düşüş görüyoruz.
sn deniz43, bazı hesaplamalara göre geçen yıl kuru baskılamanın maliyeti olarak net rezervden giden para yaklaşık 30 milyar usd civarıydı. sizin yukarıdaki paylaşımınıza bakılırsa, bu sene bu tutarın üçte birden fazlasını yaklaşık bir buçuk aylık sürede yakmışız.
doğu akdenizde yüklü bir petrol rezervi bulduğumuza dair inancım daha da artıyor her gün
ytd..
Sn Deniz43 değerli paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim..
Merkez bankasının bu kadar hızlı rezerv erimesini neye bağlıyorsunuz ?
Normal şartlar altında bu kadar hızlı olmaması lazım lakin Şubat ayında tek seferde en büyük borçlanmasını yaptı hazine, yaklaşık 4 milyar dolar kadar
aynı zamanda merkez bankasının yanılmıyorsam 40 milyar tl kadar kar ve diğer gelirleride hazineye aktarıldı..
bunlara rağmen bu kadar açığın olması çok anormal değil mi ?
Bunun sonrasındaki projeksiyonunuz nedir ?
ya da bu eksi rezervle nereye kadar gidebiliriz ?
başka bir sorum ise hazine borç ihalelerinden arzın yaklaşık 2 katı talep gelmekte, borç verenler bu tablodan haberdar değillermi sizce ?
Çok fazla soru oldu, kusura bakmayın..
teşekkürler..
-Merkez Bankası ve Hazine ayrı tüzel kişilikler olduğu için kamu hesapları raporlamaları ayrı ayrı yapılır.Örneğin sabah Merkez Bankasının yayınladığı ve sayfanın üzerinde yer alan Türkiye'nin kısa vadeli borcu verisinde ,merkez bankası ve merkezi hükümetin dış borcunun ayrı ayrı gösterilmesi gibi,keza Hazine de kendi yayınladığı verilerde hazine ve merkez bankası hesaplarını ayrı ayrı gösterir.Dolayısıyla ,Hazine döviz mevduatını,kendi adına merkez bankasında tutar ve dış borç servisi ve diğer ödemelerinde kullanır ama bu para Hazine tüzel kişiliğine aittir,yani Hazinenin aldığı 4 milyar dolar borç merkez bankası net döviz rezervinde gözükmez,gözükmesi için hazinenin borç aldığı bu döviz tutarını merkez bankasına satıp TL hesabına aktarması gerekir ama yukarıda dediğim gibi Hazinenin dış borç servisi ve diğer ödemeleri için yeterli miktarda dövizi döviz hesabında bulundurması gerektiğinden istisnai haller dışında böyle bir şey yapmaz.
-Döviz fiyatının artma sebeplerinden biri para arzındaki artış,merkez bankasından yapılan " karşılıksız para basma anlamına geldiği söylenebilecek" hazineye transferler para arzını arttırarak bu paranın bir bölümünün dolar talebi yaratmasına sebep oluyor(Son 1 yılda para arzındaki artış M1:%44.86, M2:%27.71, M3:%29.67)
-Döviz talebindeki artışın bir diğer nedeni TL faizlerinin reel enflasyonun çok altında olması ve erimesi
-Döviz talebindeki artışın bir diğer nedeni yabancıların hızla TL varlıkları satarak çıkma arzusu.Neden çıkıyorlar çünkü -önceki sayfalarda da yazdım- Ekonomi Teorisine göre,aynı anda hem kur hem faizi kontrol edemezsiniz,etmeniz ancak sermaye hareketlerini kısıtlamakla olabilir.Ekonomi yönetiminin de yaptığı bu.Yabancı yatırımcılar kendilerini kur riskinden korumak için örneğin Londra merkezli bir finans kuruluşu swap anlaşmasıyla bir türk varlığı satın alacaklarında türk bankalarına TL borçlanıp karşılığında dolar veriyorlar ve bu TL ile türk varlıklarına yatırım yapıyorlardı..Ekonomi yönetimi bu yolu kapatınca yabancıyı da TL varlığını satıp Türkiye'den çıkmaya zorladı.
-Dolar tercihi yapanların bir kısmı ise ,hukukun üstünlüğünün,bir haksızlığa uğranıldığında hatayı düzeltecek bağımsız,tarafsız adil bir yargı olmadığını düşündüğü için bir kazanç beklentisi olmadan korunma amaçlı olarak dövize yöneliyor.
-Dolar tercihinin bir diğer nedeni de TL'nin reel olarak değerli olmasından kaynaklanıyor,çünkü enflasyon rakamları gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu için aslında TL yeniden değerli hale gelmiş durumda.
-Makroekonomik veriler çok kırılgan,1 yıl içinde 168 milyar dolar dış borç servisimiz var,bankalar içeride %2 maliyetle döviz toplayabildiği ve mevcut TL kredi faizlerinde dışarıda dolar cinsinden %6-%7 faizle alınan krediler zarar ettirdiği için için artık sendikasyon kredilerini %65 civarında çeviriyorlar bu da net dış borç ödeyici olarak dışarı sistemden döviz çıkışına sebep oluyor.
Daha birçok sebep sayılabilir ama sonuç olarak içeride önemli bir döviz talebi var.İçeride artık serbest piyasa dinamiklerine göre arz ile talebin kesiştiği noktada dengelenecek bir kur düzeyi kamu eliyle engellenmek istendiğinden ve kuru suni olarak olması gereken seviyenin altında tutabilmek için merkez bankası geçen yıl 32.5 milyar dolar sattı,bu yıl daha da hızlanarak döviz satışına devam ediyor.Rasyonel bir Ekonomi Yönetimi asla böyle bir şey yapmayacağı için daha ne kadar devam ettirebilirler,kesin bir şey söylemek zor ama son gelinen tabloda kırmızı çizgi çoktan geçilmiş durumda,ne zaman 2001 yılında olduğu gibi baraj yıkılır,kur olması gereken seviyede dengelenir,çok sayıda değişkene bağlı,herhangi biri tetikleyici olabilir.Net söyleyebileceğimiz ,aynı depremde olduğu gibi;olacağını biliyoruz,ama ne zaman olacağını bilmiyoruz.
-Hazine ihaleleriyle ilgili olarak da;
.Piyasa yapıcı bankalar her ihalede belirli bir tutarda almak zorundalar.
.BES ve diğer emeklilik fonları önemli miktarlarda rakamlara geldiler,bunlar da hazır müşteri.
.Kamu bankaları ve kamu şirketleri de hazine bonosu talep ediyorlar.
.Eğer yine de ilave talep gerekiyorsa,artık komuta ekonomisinde olduğumuz için hükümet yetkilileri banka patronlarına telefon açar ve ihaleye katılmasını "rica eder" ve o zaman bu rica geri çevrilmez.
|
|
Sayın deniz43, yazdıklarınızın hemen hemen aynılarını ben de düşündüm ve hepsine katılıyorum ancak son hafta verileri veni şaşırttı, TL mevduatlar %3 artmış, dth'ler düşmüş. Dth düşüşünü kurun biraz yükselmesiyle bıkanların satması açıklar belki ama mevduatta ben azalma bekliyordum %3 artış bu faizlerle çok ilginç.
Dövizin baskılanmasının diğer ayağı da borsanın yükseltilmesiydi, 90 binlerden 120 bine rekor seviyelere katar parasıyla götürdüler borsayı, dolar sakin faiz enflasyon düşüyor borsa coşuyor tablosu tamamlandı.
Bu yıl ilginç şeyler göreceğiz galiba, bakalım hayırlısı..
Yer İmleri