Sayfa 666/2105 İlkİlk ... 16656661665666466566666766867671676611661666 ... SonSon
Arama sonucu : 16833 madde; 5,321 - 5,328 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. #5321
     Alıntı Originally Posted by Egeli Yazıyı Oku
    Sn Deniz
    Burada sanırım karakemal yazmıştı. Altın ithalatını, değerlendirirsek aslında o kadar fazla cari açık yok diye, altın ithalatını ve ihracatını nasıl değerlendiriyorsunuz.
    İhracatı sermaye transferimidir ? İthalatı mal transferi midir ?


    Gizem Öztok Altınsaç
    @GizemAltinsac
    2020 yılında rekor seviyede net altın ithalatı (22.4mlr usd).

    https://mobile.twitter.com/GizemAlti...64068905521155


    Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
    Dışarıdan borçlanırsınız,fabrika kurarsınız,üretim yaparsınız kazandığınız para ile aldığınız borcun ana para ve faizini ödersiniz.Altın'ın böyle bir fonksiyonu yok,ekonomiye herhangi bir katkısı da yok.Altın satın alınmasının temel nedenleri; geleceğe ilişkin güvenlik kaygısı ve mülkiyet hakkının ihlal edileceği endişeleri ve birikimlerini enflasyona karşı korumak olarak defansif amaçlarla pozisyon alınıyor ve genellikle sistem dışına çıkarılıp kasalarda muhafaza ediliyor.

    Yani "altın" ı bir sermaye olarak değerlendiremezsiniz,çünkü bu altın genel olarak ekonominin içine girmiyor,sistem dışında saklanıyor.

  2. Hocam Enfes yazı, yeni itibar verdiğim için dön dolaş diyor.

    Peki sizce merkez niçin bu kadar doları sattı?

    Satmasa kur daha yüksek olurdu eyvallah, peki niçin mesela 2018'de yüksek kur düşük faiz ile devam etmedi de 2 sene boşa rezerv yaktı? Zaten satarsa satsın faiz düşük kaldığı sürecek yüksek kur noktasına geri gelmez zorunda kalacaktı. Yangına odun atarak müdahale etmenin anlamı nedir? Bunu bir türlü çözemiyorum.

    Bu arada, daha önce de size bunu sormuştum ve açıkçası rezerv satıp yabancıyı kaçırmasa, yani Berat değil de tanıdık bilindik düzgün bir iktisatçı yürütse yüksek kur düşük faiz politikasının mevcut politikadan daha iyi sonuçlar verebileceğine hala inanıyorum. Sorun politikalar değil güven sorunu idi ( mesela swap kararı çok yanlıştı ) keşke güven sorununu çözsek ama 8 üstü dolara da razı gelecek şekilde faiz verse idik.
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Rakamlar genel olarak doğru,ama yapılan çıkarımlar boş ve anlamsız,doğru rakamlar yanlış çıkarımlar aynı çuvala doldurulmuş.Kısaca özetlersek:

    -Merkez bankasının döviz rezervleri tabii ki bir anda buharlaşmadı,nerelere gittiği aşağı yukarı belli.Ama bunu bir "yer değiştirme" olarak küçümseyemeyiz,cari açık finansmanı gibi olan kısmı kesin olarak gitti,yerlilerin elinde olanlar ise artık merkez bankasının mülkiyetinde değil.

    -Haluk Bürümcekçi son 2 yıl merkez bankasının satışlarını aylık olarak her ay yayınladı(ben de zaman zaman buraya alıntı yaptım),ve 2020 yılı sonu itibariyle merkez bankasının döviz rezervlerinden son 2 yılda 140.0 milyar dolar satış yaptığını görüyoruz.Merkez bankası bu satışları yapmasaydı şimdi swaplar hariç net döviz rezervi (-) 59.5 milyar dolar değil,(+)80.5 milyar dolar olacaktı.

    -Merkez Bankasının bu rezervlerinde azalmada son iki yılda birikimli olarak cari açık ve net hata/noksan toplamı yaklaşık 38,7 milyar dolar+74.7 milyar dolar yerlilerin döviz tevdiat hesabının artışı( yurt içi yerleşiklerin yabancı para mevduatı son 2 yılda , 2018 sonunda 161 milyar dolar iken 2020 sonunda 236 milyar dolara yükselmiş).Bu 2 kalemin toplamı 113.4 milyar dolar ediyor.Geri kalan kısmını ise net dış borç ödemeleri,,portföy çıkışları ve merkez bankasının sattığı dövizden bankaya değil yastık altına ,sistem dışına çıkan para çok büyük ölçüde oluşturuyor.

    -Merkez Bankası bu döviz satışlarını döviz kurlarında arz ve talebe göre oluşacak doğal dengeyi bozup suni bir fiyat seviyesi oluşturmak amacıyla kamu bankaları üzerinden döviz satış yaparak gerçekleştirdi.Merkez bankası bu döviz satışlarını yapmasaydı,şu anda döviz kurlarında piyasada oluşacak çok farklı bir fiyat seviyesi olacaktı.

    -Şu andaki somut ve soğuk gerçek merkez bankasının ;(+)24.8 milyar dolar altın varlık,(-)84.3 milyar dolar döviz yükümlülük =(-)59.5 milyar dolar (swaplar hariç) net döviz rezervi olduğudur.

    -Merkez bankasının rezervleri bu kadar kötü durumda olduğu için de,ekonomimiz 1 gün içinde ülkeden çıkabilecek ve çıkarken de ortalığı yangın yerine çevirebilecek "sıcak para"nın her türlü şantaj ve taleplerine mahkum durumuna düşmüştür.

    Haluk Bürümcekçi'nin tablosuna göre:

    https://pbs.twimg.com/media/EoDPkngW...jpg&name=small

    Haluk Bürümcekçi'nin tablosuna göre;merkez bankası döviz fiyatlarının yükselişini durdurma çabasıyla, kamu bankaları üzerinden geçen yıl(2019) başından bu yılın(2020) Ekim ayı sonuna kadar 133.2 milyar dolar satış yaptı.
    Kasım ayı sonunda bu tutar 138.9 milyar dolar
    Aralık ayında bu tutar 140.0 milyar dolar
    oldu.
    SM-N985F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  3. #5323
     Alıntı Originally Posted by nosfecagri Yazıyı Oku
    Hocam Enfes yazı, yeni itibar verdiğim için dön dolaş diyor.

    Peki sizce merkez niçin bu kadar doları sattı?

    Satmasa kur daha yüksek olurdu eyvallah, peki niçin mesela 2018'de yüksek kur düşük faiz ile devam etmedi de 2 sene boşa rezerv yaktı? Zaten satarsa satsın faiz düşük kaldığı sürecek yüksek kur noktasına geri gelmez zorunda kalacaktı. Yangına odun atarak müdahale etmenin anlamı nedir? Bunu bir türlü çözemiyorum.

    Bu arada, daha önce de size bunu sormuştum ve açıkçası rezerv satıp yabancıyı kaçırmasa, yani Berat değil de tanıdık bilindik düzgün bir iktisatçı yürütse yüksek kur düşük faiz politikasının mevcut politikadan daha iyi sonuçlar verebileceğine hala inanıyorum. Sorun politikalar değil güven sorunu idi ( mesela swap kararı çok yanlıştı ) keşke güven sorununu çözsek ama 8 üstü dolara da razı gelecek şekilde faiz verse idik.

    SM-N985F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    -Yönetim enflasyonu olduğundan düşük gösterdi
    -Faizlerin de "resmi enflasyon " rakamlarına göre düşük tutulması için bankalar BDDK aracılığıyla zorlandı.
    -Ama halkın yaşadığı ve hissettiği enflasyon çok daha yüksek olduğu için birikimlerini enflasyondan korumak için dövize yöneldi.Daha önce yönetimin mahkeme kararı olmadan kararnamelerle şirketlerin ve gerçek kişilerin mal ve paralarına el koyması "anayasal mülkiyet hakkı dokunulmazlığı" nı ihlal ettiği için güvenlik endişeleriyle de dövize yönelenler oldu.
    -Ekonomi yönetimi yüksek talep ile dövizin fiyatının yükselmemesi için kamu bankaları üzerinden merkez bankasının döviz rezervini satarak bu fiyat yükselişini durdurmaya çalıştı.
    Ekkonomi fakültelerinde okutulan temel teorilerinden biri de "üçlü imkansızlık" ,yani sermaye hareketleri serbestken hem faiz hem de döviz kurunu aynı anda kontrol edemezsin,sadece birini kontrol edebilirsin kuralını test etti ve çok pahalı,merkez bankasının 140 milyar dolar dövizini satarak ,teorinin doğru olduğu dersini aldı.
    -Sorun ekonomi yönetimini oluşturan kişilerin liyakatının,donanımının yetersiz olmasından kaynaklanıyor.Girin internet sitelerine,merkez bankası,spk,bddk,maliye,tmsf,bütün ekonomi yönetimi ve düzenleyici kurullarda Türkiye'nin iyi ekonomi fakültelerine sahip üniversiteleri ODTÜ,Bilkent,Boğaziçi ya da dünyanın iyi üniversitelerinde eğitim görmüş bir tane tepe yöneticisi ya da kurul üyesi yok.Olmayacağı bilinen şeyleri tekrar tekrar deniyorlar ve her seferinde duvara yeniden çarpıyorlar.

    -Swaplarla ilgili alınan karar ve "aktif rasyosu" çok yanlış kararlardı.Bir "güven sorunu" olduğu tespitinize katılıyorum,zaten önceki yazılarımda da bunu sık sık vurguluyorum.

    -Türkiye'de şirketlerin sermayeleri zayıf,çok yüksek oranda "dış kaynak" kullanıyorlar,aşırı borçlular,bu da faizlerin yükseldiği dönemlerde şirketlerin yaşamda kalması için çok zorlandığı manasına geliyor.Gelişmiş ülkelerde bunu çözmüşler;Küçük sermayeli aynı sektörde faaliyet gösteren şirketler birleşiyor,sermayesi çok daha yüksek anonim şirketler oluşturuyorlar,birleşen şirketlerin sahipleri yeni oluşturulan anonim şirketin yönetim kurulunu oluşturuyor,bu yönetim kurulu da atadığı profesyonel yönetim ile şirketi kontrol ediyor,karını da temettü olarak alıyor,bu kurulan anonim şirket belirli bir büyüklük ve de bilançoya kavuştuğunda bu sefer de borsaya arz edilerek bir de oradan sermayesine takviye alıyor.Ama bizde henüz bu şekilde bir kurumsal kültür oluşmamış,"küçük olsun,benim olsun " anlayışı sıkıntı yaratıyor.Bu da ekonomi yönetimlerini -çok sayıda şirketin batmaması için- reel faizleri düşük tutmaya yönlendiriyor.Bu bir yönetim politikasıdır,faizlerin düşük kalmasını tercih edebilirsiniz ama o durumda ülke ekonomisinin makro dengesi için ,döviz kurlarının arz ve talebe göre doğal dengesinde serbestçe oluşmasına müdahale etmemeniz gerekir,onu da kontrol etmeye kalkarsanız,er veya geç kaçınılmaz olarak yeniden duvara çarparsınız.

    -Döviz kurları yüksek olursa,dışarıdan alınan mal ve hizmet daha pahalı olur ve içeride üretmek kazançlı bir iş olur,ithal ederek başka ülkelerin insanlarına istihdam sağlayacağınıza, üretiminizi kendiniz yaparsınız ve kendi ülkenizin insanlarına iş sağlarsınız istihdamı arttırırsınız,ithalatı azalttığınız gibi ihracat yaparak da cari açığınızı azaltırsınız.Cari açığı olan bir ülke ,ekonomisini döndürmek için başka ülkeden borç almaya mahkum bir ülke demektir.Başkasının eline bakarak geçinmeye çalıştığınız sürece ,borcunuzu çevirebilmek için yabancı ülkelerin ülkemiz çıkarlarına ters taleplerine de boyun eğmek zorunda kalırsınız.

    -Güven duygusunun oluşması için Ekonomik kurulların güven veren ,liyakatı ve donanımı herkesçe kabul edilen tepe yöneticilerine sahip olması,kurumların özerk olması gerekir.Türkiye'nin bu alanlarda iyi yetişmiş insan kaynağı var.Hemen birkaç öneride bulunabilirim.

    -İlk yapılması gerekli olan şeylerden biri TUİK'in yurt dışındaki benzerleri BLS,Eurostat gibi bağımsız özerk hale getirilmesi başına da örneğin Prof.Refet Gürkaynak gibi yeterli liyakata ve donanıma sahip birinin getirilmesi olabilir.

    -Merkez Bankasının başına dünyanın en iyi ekonomi fakültelerinden University of Chicago'da ekonomi profesörü olan Ufuk Akçiğit'i önerebilirim.

    -BDDK kurul üyeleri ODTÜ,Bilkent ve Boğaziçi üniversiteleri öğretim üyelerinin seçtiği 2'şer profesörle oluşturulup ,6 kişilik bir kurul olabilir.
    Bu liste daha uzatılabilir.
    Son düzenleme : deniz43; 14-02-2021 saat: 05:11.

  4. Üniversite isimleri bir ayrıcalık olabilir ancak kalifiyeli ve başarılı olacak anlamına gelmez. teoriler ve pratikler. çok iyi bir üniversite öğrencisi ya da hoca olabilirsiniz, muhteşem bir okuldan süper bir derece ile mezun olabilirsiniz. ama sahaya çıkıp ortamı yaşadığınızda gerçekler farklı olabiliyor.


  5. #5326
     Alıntı Originally Posted by Yenice Yazıyı Oku
    Üniversite isimleri bir ayrıcalık olabilir ancak kalifiyeli ve başarılı olacak anlamına gelmez. teoriler ve pratikler. çok iyi bir üniversite öğrencisi ya da hoca olabilirsiniz, muhteşem bir okuldan süper bir derece ile mezun olabilirsiniz. ama sahaya çıkıp ortamı yaşadığınızda gerçekler farklı olabiliyor.
    Bilimsel çalışan adamda, teorikle pratiğin farkı olmaz. Zira dogmalara göre değil verilere göre karar verir. Gelen verilerde tutarsızlık varsa. Bununda farkına kısa sürede varır. Teori ile pratik arasındaki fark egosu yüksek olan kişiler için geçerlidir. Onların dediği dedik çaldığı düdüktür.

    Yök baraj kapaklarını açıp, üniversite kontenjanlarını patlatmadan önce her üniversitenin mezunundan beklenti üç aşağı beş yukarı belliydi. Ancak önce ikinci öğretim, sonra kontenjan artışı, devamında bol üniversite bol bölüm yaklaşımı mezun profilini ciddi anlamda değiştirdi.


    Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
    O egeli ben değilim

  6. #5327
    Mahfi Hoca'yı, hem hoca olarak hem de insan olarak ,severiz sayarız değer veririz ama burada bir takım hesaplama hataları yapmış.

    -Mahfi hoca swaplarla ilgili olarak verinin artık haftalık olarak da ,Perşembe günleri yayınlandığının farkında değil, 31 Aralık tarihindeki durumu gösteren aylık veriyi hesaplamada kullanmış,altın swaplarını da hesaplamaya katmayı unutmuş,okuyucularından biri hatırlattıktan sonra koymuş.


    https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/conn...1ffe16-nt7OGVP

    Halbuki en son 5 Şubat tarihindeki durumu gösteren haftalık veri var.

    https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/conn...5da011-nugSKU3


    -Hesaplama yönteminde de hata var,eskiden kitapta yazıldığı gibi "doğru" hesaplama yapıyordu:

    https://www.mahfiegilmez.com/2020/07...beri.html#more

    Buradaki hesaplama biçimi doğru yani:

    TCMB Net Altın ve Döviz Rezervleri = (TCMB Dış Varlıklar Toplamı - TCMB Toplam Döviz Yükümlülükleri) / Aynı Tarihteki USD/TL Kuru(döviz satış)

    Sonra ,-nedenini bilmiyorum- rezervler çok kötü gözüküyor mu diye düşündü acaba ,ama "kamu mevduatını" da rezervlere eklemeye başladı.

    https://www.mahfiegilmez.com/2021/01...aizi.html#more

    Ama hesaplamanın altına bir de dipnot koydu:"Kamu kesimi mevduatının varlıklar arasında sayılıp sayılmaması tartışmalıdır.Biz TCMB lehine olarak,bunu da varlıklar arasında kabul ediyoruz.Sayılmazsa rezerv açığı daha da büyür".

    Ama doğrusu, kamu kesimi mevduatının merkez bankası varlıklarına "dahil edilemeyeceğidir" ,genel usul,kaide kitaplarda öğretilen budur,nedenlerini önceki sayfalarda yazdım.

    https://www.hisse.net/topluluk/showt...65#post5154965
    Son düzenleme : deniz43; 14-02-2021 saat: 10:11.

  7. #5328
    Dth larin cozulmesinde tuik in enflosyon verilerinden cok tl nin diger bir deyisle halkin alim gücünün daha etkili oldugunu dusunuyorum ... halk alim gucu artmadan tl ye sicak bakmayacak gibi geliyor
    Bu arada Deniz bey in hesaplamasi defalarca tetkik edilmis dogru bir hesaplama ... bu baslikta da verdigi bilgiler sayesinde gercekten neler olup bittigini anlayabiliyoruz
    mahfi beyin degerli gorusleriyle birlikte ugur gurses kerim rota atilla yesilada da dinlenilmesi gereken kisiler bence ... ancak bu kisiler ekonominin genel gidisatiyla ilgili alanlarda uzman oldugu icin ve piyasalar tamamen bir deli sacmasina dondugu icin trade amacli takip edilmemeli bilgi icin ogrenmek icin takip edilmeli mesela mahfi bey hisse senetlerine tuvalet kağıdı dedigi gun yapilan bir portfoy bugun ne durumda acaba... bu durum bu kişilerin bilgisiz olmasindan degil piyasalarin tamamen gerceklikten uzaklasmasindan kaynaklaniyor... nasrullah bey mesela belki de borsada en tucrubeli kisilerdendir ancak altin tutmayacagini kendisi acikladi zaten kendisi de ekonominin genel gidisatina gore yorum yaptığını her enstrumanin birgun gercek değerine geleceğini o yuzden uzun vadeli dusunmek gerektigini söyledi
    Piyasalari daha kisa vadede takip icin sant bey i daha badarili buluyorum ancak onun da soylediklerini tam anlayamiyorum ... galiba yatirim hesabi acip bilgilendirme maillerini yakip etmek gerekiyor
    yazdıklarım tamamen kişisel yorumlarım olup hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi değildir ... sizi mutlu edecek ninja yolunu kendiniz çizmeniz dileğiyle...

Sayfa 666/2105 İlkİlk ... 16656661665666466566666766867671676611661666 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •