Sayfa 105/250 İlkİlk ... 55595103104105106107115155205 ... SonSon
Arama sonucu : 1998 madde; 833 - 840 arası.

Konu: Türkiye Ekonomisi, Faiz, USD,BIST, Büyüme ve Makro Ekonomik Değerlendirmeler

  1. Pahalı saatlerin suyu nereden geliyor? %74 e ulaşan Dolaylı vergilerden mi yoksa?




     Alıntı Originally Posted by sadecegrafik Yazıyı Oku
    Bazıları saat sever!
    Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın ‘hediye’ 700 bin TL’lik saatinden sonra çiçeği burnunda Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın da hediye saatleri sevmesi dikkat çekiyor

    http://www.cumhuriyet.com.tr/m/haber...at_sever_.html


    Vatandaş dolaylı vergilerin yüksekliğinden şikayetçi. Hedefinizde dolaylı vergi oranlarında indirim var mı?

    - İki yakasını bir araya getiren, bütçe disiplinine dikkat eden ülkeler ekonomik olarak büyüyorlar. Yatırımcılar bu tür ülkelere daha fazla güveniyor. Dolayısıyla biz Türkiye olarak bütçeyi daha fazla vergi geliriyle finansa etmeliyiz, daha fazla borçlanarak değil. Borçlanmayla bütçeyi finanse etme lüksümüz yok. Doğrudur bizim vergi gelirlerimizin önemli bölümü dolaylı vergilerden oluşuyor. Bunların azaltılmasını şu anda mümkün görmüyorum.

    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/m...dayim-40032351

  2. Enflasyon topluma önemli maliyetler yükler.genelde beklenen enflasyonun maliyetlerinin daha az olduğu söylensede enflasyon her türlü maliyetlidir.Maliyetlerimiz ise
    Enflasyon Vergisi: elinde nakit bulunduranlar üzerindeki negatif etkidir. Enflasyondan dolayı Reel gelirimizde oluşan azalmadır. Genelde enflasyonist ortamda bireyler nakit bulundurmak istemezler.
    Menü Maliyetleri: fiyatlar sürekli değiştiği için, fiyat listelerinin sürekli değiştirilmesi menü maliyeti olarak adlandırılır.
    Enflasyonun Reel Vergi Gelirlerini Düşürmesi: reel vergi gelirlerinin düşmesi ile bütçe açığı artar. Buna olivera tanzi etkisi deniyor. Fakat bizde benzin vb ürünlerden elde edilen vergi gelirleri ile bu etki tartışılır.
    Yukardakiler hem beklenen hemde beklenmeyen enflasyonun maliyetidir.
    Beklenmeyen enflasyonun maliyeti ise
    Bölüşüm etkileri açısından değerlendirir isek iktisadi birimler beklenen enflasyon oranına dayanarak uzun vadeli kredi anlaşmalarıngerçekleştirirlerse enflasyon oranının brklenen enflasyon oranından yüksek gerçekleşmesi ile borçlu avantajlı borç veren ise dezavantajlı duruma düşer. Kaynak tahsisi açısından zaten ücretli çalışanların reel geliri düşecek ekonomide belirsizlik artacak ve yatırımlar azalacak.

    Z988 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  3. Sn.RXPUhayranı..

    İnanın ekonomi zor bir bilim değildir.. Mikro iktisadın da şirket yönetmediğiniz sürece de önemi yoktur...

    Yapılması gereken USD ve yabancı paraya olan ihtiyacı azaltmak... Bunun için alt başlıkları tartışabiliriz..

    İktisada giriş ilk kural...

    "Talep edilen malın değeri artar..." bitti; budur, Türkiye ekonomisi...

    Aksini iddia etmek Dünya Düzdür demekle aynıdır....

    Ekonomide yapılacak olanlar bellidir...

    Konu Yapılmak isteniyor mu? İstenmiyor mu?

    İşte asıl mesele bu...

  4. 20 yıldır Havalimanındayım... Yıllardır ecnebi milletleri insanlarını, huylarını izler takip ederim..

    Japon milleti düzenlidir. Kural ne ise o'dur... Boyunlarında muhakkak bir profesyonel fotoğraf makinesi ve de yüzleri sarı ve beyaz oldukları için gölgelikli şapkalar...

    Bölgeyi gelmeden önce çalışmışlardır, tarihi, sosyolojisi, ekonomisi filan....

    Çinliler çok gürültücüdür... Bağıra, çağıra konuşurlar... Ancak ne istediklerini çok iyi bilirler...

    Almanlar az konuşur, öz konuşur.. Özgüven patlaması vardır.. Bölgeyi yerli insandan önce hatim etmişler ve dünyanın en az yarısını gezmişlerdir...

    İngilizler inanılmaz kibar millettir... Sürekli teşekkür ederler, nazik, kibar ve naif olmaya çalışırlar...

    ABD liler USD gücü ile ukala boyutunda SNOP durlar... Etrafı ve diğer şeyleri umursamazlar, eğlenmelerine bakarlar....

    Ruslar inanılmaz, içicidir... İçmek bir hayat felsefedir.. İçmezler ise dünya durur.. Dünya siyaseti, ekonomi, gezi umurlarında dahi değildir... Güneş, kum, deniz ve alkol onlar için HAYAT anlamındadır...

    Kuzey halkı (Norveç-FİN-Danimarka) inanılmaz kendinden emin herşeyi bilen güçlü fiziki yapıları ile etrafta "KİNG OF THE NORTH" diye gezerler... Güneşi çok severler ama bir türlü de çıkamazlar.. İri bedenleri güneş karşısında zayıftır...

    Türk Milleti garibandır... En zengini dahi sürekli bir bölünme, parçalanma, dağılma, yıkılıp altında kalma psikolojisi ile büyüyüp yetiştiği için sürekli bir endişe ve telaş içindedir...

    Telaşesi; sanki az önce bomba patlamış da sağa sola ani ve hızlı kaçışıyorlarmış gibi bir reaksiyonları vardır.. Dur dersin durmaz; Git dersin gitmez. Gel derin gelmez, yürü desen yürümez.. Seni dinlemez, kuralları tanımaz. Tamamen kendi kafasında ve kendi kuralları içindedir... Asla seni dinlemez, dinliyormuş gibi yapar kafasındakini uygular... Seni profesyonel yardımcı olmaya çalışan birisi olarak görmez, tamamen kendi çözümlerini kendisi bulmaya çalışır...

    Bu profillerden en tuhaf olanı kuşkusuz Türk Milleti...

    Peki neden böyle?

    Çünkü bu milletin 1700 lü yıllardan beri yaşadığı aşağılanma, ekonomik ve siyasi çöküşler bu milleti bu hale getirdi..

    Maalesef Atatürk bu millete yeniden muassır medeniyete ulaşma azmini göstermiş ancak maalesef Atatürk den sonra gelen tüm liderler başarısız olmuşlardır...

    Bu millete her zaman "çökelek peynir, ekmek parası" kazandın mı yeter; felsefesi ile büyüdüğü için çalınana emeklerinin karşılığını hiçbir zaman siyasetçilerden sormamışlardır...

    Neden Japon, Çinli, ABD li, Norveç li emeklisi dünyayı gezip tatil yapabilirken; Türk emeklisi çökelek peynire talim edip şükreder ki?

    Neden?

    Çünkü sürekli siyasetçinin eli emekçinin, çalışanın, işçinin, köylünün, memurun cebindedir de ondan...

    Neden biz çalışanlar Bali'de tatil yapamıyoruz? Yada Paris'te emeklimiz boynuna fotoğraf makinası asıp gidip gezemiyor?

    Türk İnsanı bir ABD liden yada bir japondan daha mı az çalışıyor?

    Hayır, bilakis daha fazla çalışıyoruz..

    2008 yılıda Lüksemburg tayım.. Akşama doğru arkadaş markete gideceksen git akşma saat 18 de heryer kapanır dedi...

    Nasıl? Neden? dedim..

    İşte öyle dedi burası kimse akşam 18 den sonra fazla çalışmaz dedi...

    Oysa Lüksemburg kişi başına gelirin dünyada en fazla olduğu ülkedir.. Ve en az çalışanı iken...

    Dediğim gibi...

    Eğer siyaset mekanizması Halkı için, Milleti için çalışırsa zengin birer birey olmamak için asla başka bir sebep yoktur.. Fazla çalışmanında lüzümu yoktur...

    Kalın sağlıcakla....

  5. #837
    Dünya'nın en fazla çalışan milleti Türkiye amma millet bunun bile farkında değil.


    Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

  6. arjantin faizi arttırarak dengeye getirebiliyor mu kurları ?

    kur ile mücadelede faiz önemli bir silahtır ama doğru kullanıldığı takdirde..

    doğru kullanamazsan yanlış zamanda arttırırsan hiç bir işe yaramaz.

    şimdi tcmb çıksa glpyi 100 puan arttırsa ne olur ? kurlar artar.

    ama çıkar politika faizini 250 puan veya 200 puan arttırırsa ne olur ? kurlar gevşer..

    bakın faiz kelimesi sadece iktidarın dilinde başka kimse faiz lafını kullanmıyor, seçimden önce faizleri yukarı kurları aşağı basabilirler..

    4,25 ile 5 TL arasında fark yok bu kura hiçbir ekonomi hiçbir sanayici,inşaatçı dayanamaz..

    geç gelen adalet, adalet değildir..

    ytd.

    syg,

  7. Bu başlıktan biraz uzak kalınca kendimi evimden uzak otel köşelerinde kalıyor gibi hissediyorum .
    Selamlar Selka abim..

  8. 2018 yılı için kişisel gelir vergisi oranları

    tasx.png

    çok ilginç bir tablo...

    bu tabloyu görünce; benzin, alkol, tütün mamulleri vs. den alınan vergiler için ülkeyi terketmek ile tehdit edenlerin acaba bir algı operasyonu, üst akıl ürünü bir ekibin parçaları mı diye düşünüyorum ?


    ytd

    syg,

Sayfa 105/250 İlkİlk ... 55595103104105106107115155205 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •