HÜRRİYET'İN DOKTOR FRANKESTEİN'I

Sağlıklı yaşamamız için “Onu yemeyin, bunu yapmayın!” diyen doktorlara zaten gıcık olurum.

Eğer gıcık olduklarımın bir listesini yapmam gerekirse bunun birinci sırasında herhalde Osman Müftüoğlu yer alır.

Adamın “Bunları yapmayın listesi” o kadar uzun ki sonuçta “Tam sağlıklı olmak için ölü olmak gerekir” diye bir sonuç çıkıyor.

Zira onun “Sakın ha yapmayın” listesinde yer alanlara uygun yaşamak yerine ölmek çok daha eğlenceli ve zevkli olabilir.

Tabii Osman Müftüoğlu’nda bu deformasyonun olması onu doktor Frankenstein diye çağırmak için yeterli neden olmamalı.

Bunun için farklı nedenlerim var. Romandaki doktor nasıl Frankenstein canavarını yarattıysa bu doktor da Sedat Ergin ve Ertuğrul Özkök’ü yaratmış durumda.

Bu ikisiyle karşılaştırıldığında Frankenstein bile sevimli ve cana yakın geliyor insana. Üstelik bu doktor ayıbını katlayarak zamanında bunlardan bir tanesinin hayatını da kurtarmakla hem insanlık âlemine hem de gazetecilik mesleğine ağır bir darbe de vurmuş.

Bence Ertuğrul Özkök artık son yıllarda Walking Dead dizisinde diğer karakterlerle uyum sorunu yaşamadan oynayabilir. Çünkü o doktorun “Şunu yapmayın bunu yapmayın” listesine uyumlu yaşıyor. Zayıflığı nedeniyle onu veremli bir zombi olarak oynatabilirler dizide.

Osman Müftüoğlu, Hürriyet Gazetesi’nin bana yönelik, benim hiçbir provokasyonum olmadan başlattığı, cepheden saldırı bağlamında “Ertuğrul Özkök’ün takipçileri listesinde yaşı henüz 60’larda olsa da kendisini 70’lere hazırlayan ünlüler (mesela Serdar Turgut) var” demiş.

Ben neden yaşam tarzı nedeniyle yaşayan ölü olmayı tercih eden bir adamı kendime rol model olarak seçeyim ki?

Bu ilk saldırıdan sonra ertesi gün, saldırının asıl planlayıcısı olan Özkök’ten de bir tane geldi.

Ben fazla yağlarım nedeniyle ancak beli lastikli pantolonlara sığıyormuşum.

Sadece bu bile onun bana yemek ısmarlamayı ne kadar uzun süredir kaytardığını gösteriyor. Çünkü o anlattığı beş-altı yıl önceydi adam beş yıldır bir yemeğe çıkaramadı beni.

Osman Müftüoğlu ayrıca “Erkeklerin yaşlandıkça renklenmeleri, daha doğrusu azıcık feminenleşmeleri normaldir” diye yazmış.

Bu doktor Frankenstein ya “azıcık” kavramının anlamını bilmiyor ya da hastası olarak gözünün önünde yaşananları görmüyor. Ertuğrul Özkök biraz daha feminenleşecek olursa ameliyata gerek duymadan doğal yolla farklı bir cinse yatay geçiş yapan ilk insan olacak.

Bu arada şunu söylemeliyim, onun bahsettiği lastikli pantolonlar var ya... Şu anda onlara benimle birlikte Ertuğrul Özkök’ün de sığacağı bir durumdayım, ama bunu yapmak için ben onun feminenleşme sürecinin tamamlanmasını bekleyeceğim. Bilmem anlatabiliyor muyum? Bu da çok yakında olacak.

İlk pantolon paylaşması randevumuzda mor rengi giymesini özellikle rica ediyorum.

http://www.haberturk.com/yazarlar/se...enin-x-faktoru