Sayfa 10/20 İlkİlk ... 89101112 ... SonSon
Arama sonucu : 155 madde; 73 - 80 arası.

Konu: Sevdiğimiz Şiirler

  1. #73
    Bilmez miyim hiç bütün bu sözler ne der ona
    Bu sözler ve bu sözlerin içinde çırpınan uzaklıklar
    Dolaşıyorum bir başıma, ortalıkta kimsecikler yok
    Kıyılar da bomboş, kır yolları da
    Soluğumu duyuyorum ara sıra, bir onu duyuyorum
    Duymuyorum belki de, biliyorum yalnızca
    Ayaklarımın altında yaban naneleri, kekikler
    Yol kenarında bir kapı, tahta
    Peki, kim yitirmiş evini, ya da
    Hangi yitikle yok olmuş o yapı
    Kimbilir
    Vuruyorum yokuş aşağı, kıyıya
    Bir taşın üstüne oturuyorum
    Ben oturur oturmaz
    Çıkıyor kuytularından bütün görünümler
    Ve ufak bir oyun oynuyor bana doğa
    Alıp alıp götürüyor gözlerimi bıkmadan
    Kısalıp uzayan bir çift yılan balığını andıran gözlerimi
    Güneşin şavkından yuvarlanan çakıllara
    Tam o sıra bir vapur yanaşıyor iskeleye uzun sür
    ..........
    ..........

    Edip Cansever

  2. #74
    Her satırı
    mendireğe dizili karabatağa benzeyen
    bir mektup bırakarak
    balıkçı koyundan
    sisler içinde uzaklaşan kayık gibi
    bir sabah usulca ayrıldın
    koynumdan
    Bütün yolcularını
    boğaz köprüsünün çaldığı
    araba vapurunun
    boş seferleri
    gibi yalnızca rüzgar
    gezinir sensiz
    yüreğimde
    Durgun bir sudur aslında deniz
    ki çocukların
    acemi oltalarını denedikleri
    kuytu bir iskelenin
    tahtaları altına yazdığım
    ayrılık şiirini okudukça
    dalgalanır.
    Sunay Akın

  3. #75
    Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur
    Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur...
    Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır
    Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır.
    Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder
    Sevişenler daima gözlerle yemin eder...
    Victor Hugo

  4. #76
    Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı
    ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylak
    büklümlerinin içten ve dışardan
    sarmaladığı günlerde
    bir zamandı
    heves ettim gölgemi enginde yatan
    o berrak sayfada gezindirsem diye
    ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.
    Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi
    genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
    halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti
    demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
    vay ki gençtim
    ölümle paslanmış buldum sesimi.
    Hata yapmak
    fırsatını Adem’e veren sendin
    bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana
    gençtim ben ve neden hata payı yok diyordum hayatımda
    gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi
    haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne
    bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak
    bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
    tanıdım Ademoğlu kimin nesiymiş
    ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.
    Çeşme var, kurnası murdar
    yazgım
    kendi avcumda seyretmek kırgın aksimi.
    Gençtim ya, ne farkeder deyip geçerdim
    nehrin uğultusu da olur, dalların hışırtısı da
    gözyaşı, çiğ tanesi, gizli dert veya verem
    ne fark eder demişim
    bilmeden farkı istemişim.
    Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
    arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!
    Yola madem
    çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım
    hava bozar, yüzüm eğik giderdim yine
    yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
    yola devam ederdim.
    Gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
    gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
    onunla ben
    hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
    bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.
    Oysa bu sürgün yeri,bu pıtraklı diyar
    ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde
    hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık
    bütün vadilere indik bir kez öpüşmek için
    kalmadı hiç bir tepe çıkılmadık
    eriyeydik nesteren köklerine sindiğimizce
    alıcı kuş pençesiyle uçarak arınaydık
    ah, bir olaydı diyorduk vakar da yoksanaydı
    doğruydu böyle kan telef olmasın diye çabalamamız
    ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladık
    gönendi dünya bundan istifade
    dünya bayındırladı:
    Bir yakış, bir yanış tasarımı beride
    öte yakada bir benî adem
    her gün küsülü kaldık.
    Bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
    artık bu yaşa erdirdin beni,anladım
    gençken almadın canımı, bilmedim
    demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
    çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
    çiğ tanesi sanmak ne cüret, gözyaşıymış
    insanın insana raptolduğu cevher.
    Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
    taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
    kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
    bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
    tütmesi gereken ocak nerde?
    İsmet Özel

  5. #77
    Ben giderim adım kalır
    Dostlar beni hatırlasın..
    Düğün olur bayram gelir
    Dostlar beni hatırlasın..
    Can kafeste durmaz uçar
    Dünya bir han konan göçer
    Ay dolanır yıllar gecer
    Dostlar beni hatırlasın..
    Can bedenden ayrılacak
    Tütmez baca yanmaz ocak
    Selam olsun kucak kucak
    Dostlar beni hatırlasın..
    Ne gelsemdi ne giderdim
    Günden güne arttı derdim
    Garip kalır yerim yurdum
    Dostlar beni hatırlasın..
    Açar solar türlü çiçek
    Kimler gülmüş kim gülecek
    Murad yalan ölüm gerçek
    Dostlar beni hatırlasın..
    Gün ikindi akşam olur
    Gör ki başa neler gelir
    Veysel gider adı kalır
    Dostlar beni hatırlasın.
    Aşık Veysel Şatıroğlu

  6. #78
    Bende hiç tükenmez bir hayat vardı
    Kırlara yayılan ilkbahar gibi
    Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
    Göğsümün içinde ateş var gibi
    Bazı nur içinde, bazı sisteyim
    Bazı beni seven bir göğüsteyim
    Kah el üstündeydim, kah hapisteydim
    Her yere sokulan bir rüzgar gibi
    Aşkım iki günlük iptilalardı
    Hayatım tükenmez maceralardı
    İçimde binlerce istekler vardı
    Bir şair, yahut bir hükümdar gibi
    Hissedince sana vurulduğumu
    Anladım ne kadar yorulduğumu
    Sakinleştiğimi, durulduğumu
    Denize dökülen bir pınar gibi
    Şimdi şiir bence senin yüzündür
    Şimdi benim tahtım senin dizindir
    Sevgilim, saadet ikimizindir
    Göklerden gelen bir yadigar gibi
    Sözün şiirlerin mükemmelidir
    Senden başkasını seven delidir
    Yüzün çiçeklerin en güzelidir
    Gözlerin bilinmez bir diyar gibi
    Başını göğsüme sakla sevgilim
    Güzel saçlarında dolaşsın elim
    Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
    Sevişen yaramaz çocuklar gibi
    Sabahattin Ali

  7. #79
    Haydi Abbas, vakit tamam;
    Akşam diyordun işte oldu akşam.
    Kur bakalım çilingir soframızı;
    Dinsin artık bu kalp ağrısı.
    Şu ağacın gö
    ..........
    ..........

    Cahit Sıtkı Tarancı

  8. #80
    Seziyorum ki kaçacaksın..
    Yalvaramam koşamam
    Ama sesini bırak bende
    Biliyorum ki kopacaksın
    Tutamam saçlarından
    Ama kokunu bır
    ..........
    ..........

    Aziz Nesin

Sayfa 10/20 İlkİlk ... 89101112 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •