Sayfa 18/20 İlkİlk ... 81617181920 SonSon
Arama sonucu : 155 madde; 137 - 144 arası.

Konu: Sevdiğimiz Şiirler

  1. ÇINGIRAĞIN ÖLÜMÜ



    ( Ç ı n g ı r a ğ ı n Ö l ü m ü 1 )

    bir sesevinde doğdum
    inanırım çanların ölümüne
    fırtına dinince kıyacağım kendime

    sen çizince ben oldum
    inanırım kumlu ellerine
    sen yitince kıyacağım kendime

    bakır damlasından soğudum
    inanırım zehirli yüreğine
    şart olsun kıyacağım kendime




    ( Ç ı n g ı r a ğ ı n Ö l ü m ü 2 )

    I
    zaman batıyor Margarita
    su doluyol saatlara
    bir kurtçuk geçiyor
    beynimdeki kumdan

    ses göçüyor Margarita
    çanlar ölüyor sesevlerinde
    dili kurtlanıp çürüyor
    ölüm giriyor yalnız
    açık kapıdan

    II
    ses ölünce
    kimse kimseyi çağıramaz
    ikimizin gizli sevdası
    bir incinin yüreğinde
    bulunamaz

    zaman yanınca
    ölüm de bırakır arkadan vurmayı
    gelip evlerimize yerleşir
    giyer geceliklerimizi
    kan kabuklu bedenine
    yataklarımızda yatar

    herkes göçünce
    ölüm yalnızlığını yaşar
    son kez duy tenimi
    ve kokla beni
    ben yitince
    belki yeni bir tufan kopar



    ( Ç ı n g ı r a ğ ı n Ö l ü m ü 3 )

    adımlarım
    bir yere götürmüyor artık beni
    çiziyorum kıl üstüne
    küçük çıngırağın ayak izlerini

    gözlerim
    sönüyorlar bir bahçede
    katran güle sarılıyor
    uzun uzun öpüşüyorlar
    birleşiyor
    cennet ve cehennem
    tanıyarak bedenlerini
    dil ve damak gibi

    adımlarım
    bir yere götürmüyor artık beni
    yağmur saralı bir dilenci
    devriliyor ardımsıra
    yürüdüğüm her sokak
    duvarlaştırıyor kendini

    ellerim
    eriyorlar bir bahçede
    kopuyor küpelerin halkası
    kemerlerin tokası
    yalnızlık delik ağlarıyla
    avlanıyor içimi

    adımlarım
    bir yere götürmüyor artık beni
    küçük bir çıngırağım
    çalıyorum kendi kendimi


    Adnan ÖZER

  2. KALBİMİN DERİNLERİNDEN

    Kalbimin derinlerinden bir kuş uyandı
    ve uçtu gökyüzüne doğru.
    Yükseldikçe, daha ve daha,
    büyümeye başladı daha da.

    Önce bir kırlangıç gibiydi,
    sonra tarla kuşu ve kartal,
    sonra bir bahar bulutu misali genleşti
    en sonunda tüm yıldızlı gökleri kapsadı.

    Kalbimin derinlerinden bir kuş uyandı,
    uçtukça büyüdü, çoğaldı,
    oysa yüreğimi hiç terketmemişti ...


    Halil CİBRAN

  3. Aç Gözlerini

    En sevdiğin elbiseni giydim
    Bu gece kokunu sürdüm
    Solgun yüzünü okşadım
    Sessizce saçlarından öptüm
    Yazdığın mektupları okudum
    Kana kana su içer gibi
    Plaklarını çaldım ah!
    En çok o şarkıda özledim seni.

    Issızlık kapıyı çaldı, açmaya korktum
    gece yarısı
    Şehir uykuya daldı, baktım dışarıya
    katran karası
    Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana
    aldım koynuma
    Buseni hafızamdan koparıp
    iliştirdim dudaklarıma
    Üşüdüm karanlıkta
    Tenine dokundum hissetsin diye
    Aç gözlerini

    Erguvanlarına su verdim
    İçerken benimle konuştular
    Yastığını okşadım, kokladım
    Anılar uçuştular
    Soluğun saçlarımı yaladı sanki yine
    bir meltem gibi
    Teninin kokusu karıştı kokuma
    Yakıştılar

    Boğuldum karanlıkta
    Yanı başımdasın benden çok
    uzaklarda
    Ellerimi tut dokun bana
    Aç gözlerini.

    Attım kendimi caddelere
    Yeşil ceketin sardı beni
    Yürüdüm üstüne karanlığın korkusuz
    Tuttum ellerini.



    Can Dündar

  4. ÖPÜŞ TADINDA

    Bir şiir
    Tek bir şiir yazmalıyım
    Uyağı rüzgâr olan
    Yağmura bürünmüş soluğu

    Bir gün
    Tek bir gün kalmalı
    Benden kalacaksa geriye
    Bir öpüş tadı dudağımda

    Ve bir öpüş tadında
    Olmalı o şiir de




    Ahmet UYSAL

  5. AKIL GÖZÜ

    seni bulmakdan önce aramak isterim
    seni sevmekten önce anlamak isterim
    seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
    sana hep hep yeniden başlamak isterim

    ÖZDEMİR ASAF





    BEKLE DEDİ

    Bekle dedi gitti
    Ben beklemedim, o da gelmedi...
    Ölüm gibi bir şey oldu
    Ama kimse ölmedi...


    ÖZDEMİR ASAF

  6. ALIŞMA BANA NE YAPACAĞIM BELLİ OLMAZ

    Alışma bana, ne yapacağım belli olmaz..!
    Bugün varım yarın birden yok olurum.
    Dokunma bana, kapanmamış yaralarla doluyum.
    Canımı acıtma, bir yarada sen açma..!
    Sevme beni yoğun duygularımda kaybolursun tutuşursun.
    İsteme beni, yasaklarla boğuşursun, engellerle doluyum.
    Çözmeye çalışma sakın, seninle karışır iyice kördüğüm olurum..
    Anlama beni, ben kendimi bilirim, ben böyle mutluyum..
    Aşkı yaşatmamı isteme asla, ben aşka yıllardır inanmıyorum..
    Güveniyorsan kendine, inandır aşkın varlığına..
    Sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki..!
    Vazgeçemezsin tutkun olurum.
    Yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni.
    Tüm tutkularım ve gücümün arkasında;
    Hala minik bir çocuğum.
    Büyütemezsen ; Kaybolurum...!

    Rabindranath TAGORE

  7. UCUNDAN TUTARAK...

    Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
    "O olmazsa yaşayamam" demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.
    Yaşarsın çünkü.
    Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
    Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
    Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
    Senin O'nu sevdiğinden.
    Çok sevmezsen, çok acımazsın.
    Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
    Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
    Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
    Senin değillermiş gibi davranacaksın.
    Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
    Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
    Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
    Paldır küldür yürüyebileceksin.
    İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
    Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
    Gökyüzünü sahipleneceksin,
    Güneşi, ayı, yıldızları...
    Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
    "O benim..." diyeceksin.
    Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
    Mesela gökkuşağı senin olacak.
    İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
    Mesela turuncuya, ya da pembeye.
    Ya da cennete ait olacaksın.
    Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
    Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
    Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
    İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak?

    CAN YÜCEL

  8. Say ki Bir Çocuğum

    Say ki küçük bir çocuğum
    Gidişini anlayamayacak kadar küçük
    Saf bir bulutun çözüldüğü gibi
    Yağmurlarla yırtılıyor içim

    Saçların nasıldı, gözlerin nasıl
    Uzun muydun serviler gibi
    Nasıl kokardı yüzüme eğilen soluğun
    Okuduğun masallarda kaldı sesin

    Say ki bir çocuğum
    Gidişini anlayamayacak kadar küçük
    İçimin soruları gözlerimde büyürken
    Nedenini bilmeden, anlamadan, belki sezerek
    Ağlayan küçük bir çocuğun ardından
    Saf bir bulutun çözüldüğü gibi
    Yağmurlarla yırtılıyor içim

    Niye kundağına sığmayan
    Afacan bir çırpınışım bugün
    Daha yüzünün resmiyle boyamadan
    Aklımın bütün duvarlarını
    Minik kalbimi nasıl bırakıp gittin

    Geçen teyzem gösterdi
    Gökyüzündeki o teneke kuşu
    Onun içine nasıl sığdın annem

    Sahi gitmek neydi
    Emdiğim parmağımı
    Niye acıyla ısırdım o gün

    Aydın Öztürk

Sayfa 18/20 İlkİlk ... 81617181920 SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •