Sayfa 2/5 İlkİlk 1234 ... SonSon
Arama sonucu : 35 madde; 9 - 16 arası.

Konu: Hayat kalitesi nasil artirilir? Oneriler tecrubeler lutfen paylasalim!!!

  1. Yaşam kalitesini arttırmanın en önemli koşulu hayatın; (öncelikle kendi hayatının) anlamı konusunda temel ve gerçekçi bir içgörü kazanmaktır.
    Bu koşul; sadece sosyal-pskolojik değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik, kültürel, biyolojik gelişim ve gerekiyorsa iyileşme için gerek şart.
    Bu konuda yazılmış çok kitap, çok teori ve bir o kadar da uygulama örneği var.
    Psikoloji bilim alanında bu konuda en derin içerik "Varoluşçu Psikoloji" başlığı altında toplanmış durumda. Günümüzde Varoluşçu Psikolojinin yaşayan efsanesi Irvin D. YALOM dur. (Bkz.Avatarım) Kitaplarını okudukça elinizden bırakamazsınız.

    Meslekten, basit ama hayatın anlamını sorgulamaya iten minik bir terapi uygulaması da paylaşayım:
    Sakin, yanlız ve kendinizle başbaşa kaldığınız bir zaman aralığında, boş bir kağıdın üzerine bir "A" noktası, bunun 10-15 cm sağına bir "B" noktası işaretleyin. "A" noktası doğduğunuz, "B" noktası da öleceğiniz günü temsil etsin ve bu iki noktayı düz bir çizgi ile birleştirin. Son olarak bu düz çizgi üzerinde bugün bulunduğunuz noktayı işaretleyin. Şimdi yapmanız gereken tek şey gördüğünüz şekil üzerine sadece 5 dk. cidden düşünmek. Meslek hayatım boyunca bu deneyimin sarsıcı etkisi nedeniyle, tüm beş dakikayı bu şekil üzerine ciddi olarak dolu dolu düşünebilen çok az insan gördüm. Çoğu şakaya vurur ya da sıkıldım deyip konuyu değiştirmeye çalışır Yapabilenlerin önemli kısmının da gözleri dolar.

    "Ölüme yanmış ve yıkılmış bir kaleden başka hiçbirşey bırakmayın" demiş Nikos Kazancakis.

    Bu konuda söylenecek, yazılacak çok şey var. Topik canlı olursa paylaşırız ara ara
    İnsan iki şeyi bilmelidir:
    1.Haddini. 2.Hesabını.

  2. #10
    Ahmetg Guest
     Alıntı Originally Posted by TeTRa Yazıyı Oku
    Yaşam kalitesini arttırmanın en önemli koşulu hayatın; (öncelikle kendi hayatının) anlamı konusunda temel ve gerçekçi bir içgörü kazanmaktır.
    Bu koşul; sadece sosyal-pskolojik değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik, kültürel, biyolojik gelişim ve gerekiyorsa iyileşme için gerek şart.
    Bu konuda yazılmış çok kitap, çok teori ve bir o kadar da uygulama örneği var.
    Psikoloji bilim alanında bu konuda en derin içerik "Varoluşçu Psikoloji" başlığı altında toplanmış durumda. Günümüzde Varoluşçu Psikolojinin yaşayan efsanesi Irvin D. YALOM dur. (Bkz.Avatarım) Kitaplarını okudukça elinizden bırakamazsınız.

    Meslekten, basit ama hayatın anlamını sorgulamaya iten minik bir terapi uygulaması da paylaşayım:
    Sakin, yanlız ve kendinizle başbaşa kaldığınız bir zaman aralığında, boş bir kağıdın üzerine bir "A" noktası, bunun 10-15 cm sağına bir "B" noktası işaretleyin. "A" noktası doğduğunuz, "B" noktası da öleceğiniz günü temsil etsin ve bu iki noktayı düz bir çizgi ile birleştirin. Son olarak bu düz çizgi üzerinde bugün bulunduğunuz noktayı işaretleyin. Şimdi yapmanız gereken tek şey gördüğünüz şekil üzerine sadece 5 dk. cidden düşünmek. Meslek hayatım boyunca bu deneyimin sarsıcı etkisi nedeniyle, tüm beş dakikayı bu şekil üzerine ciddi olarak dolu dolu düşünebilen çok az insan gördüm. Çoğu şakaya vurur ya da sıkıldım deyip konuyu değiştirmeye çalışır Yapabilenlerin önemli kısmının da gözleri dolar.

    "Ölüme yanmış ve yıkılmış bir kaleden başka hiçbirşey bırakmayın" demiş Nikos Kazancakis.

    Bu konuda söylenecek, yazılacak çok şey var. Topik canlı olursa paylaşırız ara ara
    100 de 100 anlamasam da bir sey eklemek istiyorum

    Para mutsuzlugu alip goturuyor. PAran olunca huzur geliyor, iste istedigini alabiliyorsun esin varsa kadinlar cok mutlu cunku huzur var iste cocugunu ozel okula falan gonderiyorsun

    Ama dikkat ettinizmi sizin 100 katiniz para kazanan insanlara bakiyorsun ama 100 kat daha mutlu degiller. Hatta bazilari sizden daha mutsuz bile olabilir

    Cunku para mutsuzlugu yok ederken illaki mutluluk getirmiyor

    Mutluluk istedigini yapabilmektir yaptigindan mutlu olmaktir. Ama insanlar kendilerini bilmedikleri icin kendilerini tanimadiklari icin yanlis kararlar aliyorlar.

    Insan kendini nasil taniyacak bilecek? Vallahi hicbir fikrim yok. Yasim ilerledikce daha bazi seylerin yeni farkina variyorum buda beni uzuyor. Diyorumki kendi kendime neden bunu bana kimse soylemedi? Belki soylemistir de ben takmadim kim bilir

    Kadinlari yeni taniyorum insanlari yeni taniyorum. Bunu bir arkadasa anlatmistim. Bana aynen soyle soyledi

    Simdi anliyormusun neden peygamberler hep peygamberligini 40 yasini gecince ilan ederler

    Yas ilerledikce daha zeki olmuyorsun ama akillaniyorsun. Hayat tecrubesi birikiyor yanlislar dogrular tanidigin insanlar

    Dogru secim yapabilmek icin insanin kendini tanimasi gerekiyor. Bizi mutlu eden seyleri nasil kesfedecegiz? Esas mutluluk buradan geciyor

    Bakin Las vegas taki adama. Adam dolar milyoneri ama 59 kisiyi oldurup intihar etti.Ekstrem bir ornek degil ABD de cok var boyle. Benim calistigim sirkette 85 yasinda insanlar var calisiyorlar hala. Cogu dolar milyoneri. Sordum kac defa yahu neden birakmiyorsun calismayi git gez dolas dunyayi. Ama hayattan ne istediklerini bilmiyorlar

  3. en güzeli boşvermeyi öğrenebilmek, başkalarının umrunda olmadığını içselleştirmek, kim ne der diye düşünüememek, ortalamanın üstü gelir sahibi olmak, iyi bir hayat arkadaşı bulabilmek, spor yapmak

  4. Guzel bir kahve,
    egitimli kaliteli bir çevre,

    Eger yoksa bu tarz forumlara uyelik kaliteli insanlardan nasiplenmek ve feyz almak için,

    Kalitesiz insanlardan uzaklasmak icin ekonomik seviyeyi de artirmak lazim.

    Para mutluluk egrisinde de azalan marjinal fayda orani var 2010 yilinda yapilan calismaya gore 75.000 usdden sonra (6250usd) mutluluk oraninda azalma yapmakta.
    link

    https://www.cnbc.com/2015/12/14/mone...o-a-point.html

    Bulunabilirse iyi bir hayat arkadaşı,

    Tum zorluklara ragmen son nefese kadar denemeye devam etmek arzusu.

    Z988 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  5. #13
    kişinin yaşam standardı ve mutluluk arasındaki ilişki çoğunlukla psikolojiktir.

    yani, insanın bakış açısı (paradigması), değerleri, kültürü, inanışı, hedefleri vb. gibi şeyler hayattan aldığı mutluluğu doğrudan etkilerler.

    işte bu yüzden, her zengin mutlu olamayacağı gibi, her yoksul da mutsuz değildir.

    ya da, Peygamberler ve Mevlana gibi şahıslar, mutluluklarını dış dünyada maddi değerlerden (para, statü, makam, şöhret vb.) bağımsız olarak yaşayabilmektedirler.

    yine bu yüzden, insan çocukluğunda çok mutlu olduğu şeylerle, orta yaşlarında mutlu olamaz, ya da orta yaşında mutlu olduğu şeylerle yaşlılığında mutlu olamaz, ya da çok daha farklı şeylerle mutlu olur.

    hatta, insan kendini hala tanıyamadığını, ya da yeni yeni tanıdığını düşünebilir.

    çünkü, insan sürekli öğrenen, düşünceleri, duyguları, hayata bakış açısı değişebilen bir varlıktır.

    daha bir sürü şey söylenebilir, ancak başlığın sorusuna gelirsek; nasıl hayat kalitemizi artıracağız?

    ben de diyorum ki; önce kendimizi tanıyalım, kişisel olarak hayatta olmamın amacı nedir? bu soruya cevap verirseniz, zaten neler yapmanız gerektiğini de çıkarırsınız. zevk için mi yaşıyorsunuz, sadece yaşadığınız andan mutlu olmak mı (her an farklı bir şey sizi mutlu edebilir, dinlediğiniz bir müzik, bir manzara, daha önce sizi mutlu etmezken o an mutlu edebilir), cennete kavuşmak için mi, böyle sürer gider...

    eğer hayattaki amacınızı belirleyemiyorsanız şöyle bir yöntem kullanabilirsiniz: bugün hayatınızın son günü olsa, dünyadan göçecek olsanız, geriye kalan hayatınızdaki pişmanlıklarınızı ve mutluluklarınızın bir listesini yapın. işte şu anki hayata bakış açınızdan sizin hayat kalitenizi artıracak türden şeyler, o mutluluk listesinde olanlar.

    şu unutulmamalı: herkes aynı tür hayattan, yemekten, müzikten, eşten, manzaradan, işten .... vb. aynı derecede duygular hissetmez.

    herkes, kendi dünyasını keşfetmek zorundadır, aksi halde, başkalarının hayatlarından kopya çekip mutlu olmaya çalışmak zorunda kalırız.

    ideali, bir Mevlana, bir Nirvana felsefesiyle, dış dünyada mutluluk için başvurmak zorunda olduğumuzu zannettiğimiz metalardan (para, sevilmek, sayılmak, makam, gezmek tozmak, güzellik vb.) bağımsız olarak mutluluğu ve huzuru bularak hayat kalitemizi artırmaktır. ama, bu çok sağlam, uzun ve adanmış bir iç yolculuk gerektireceğinden yapabilen insan sayısı fazla olamıyor maalesef.

    illaki hayat kalitesini artıran somut bir cümle isteniyorsa; mümkün mertebe paraya dayalı mutluluklardan kaçının derim. mümkün mertebe kendiniz üretin, her şeyi mümkün mertebe insanlardan destek almadan yapabilmeye çalışın, tüm canlıları, sırf can taşıdığı için sevmeye ve gerektiğinde yardım etmeye çalışın. o zaman iç dünyanızda çok farklı güzellikler olacaktır.

    herkese güzelliklerle dolu bir 2018 yılı diliyorum...
    Son düzenleme : mühendis ankara; 22-12-2017 saat: 17:36.

  6.  Alıntı Originally Posted by mühendis ankara Yazıyı Oku
    kişinin yaşam standardı ve mutluluk arasındaki ilişki çoğunlukla psikolojiktir.

    yani, insanın bakış açısı (paradigması), değerleri, kültürü, inanışı, hedefleri vb. gibi şeyler hayattan aldığı mutluluğu doğrudan etkilerler.

    işte bu yüzden, her zengin mutlu olamayacağı gibi, her yoksul da mutsuz değildir.

    ya da, Peygamberler ve Mevlana gibi şahıslar, mutluluklarını dış dünyada maddi değerlerden (para, statü, makam, şöhret vb.) bağımsız olarak yaşayabilmektedirler.

    yine bu yüzden, insan çocukluğunda çok mutlu olduğu şeylerle, orta yaşlarında mutlu olamaz, ya da orta yaşında mutlu olduğu şeylerle yaşlılığında mutlu olamaz, ya da çok daha farklı şeylerle mutlu olur.

    hatta, insan kendini hala tanıyamadığını, ya da yeni yeni tanıdığını düşünebilir.

    çünkü, insan sürekli öğrenen, düşünceleri, duyguları, hayata bakış açısı değişebilen bir varlıktır.

    daha bir sürü şey söylenebilir, ancak başlığın sorusuna gelirsek; nasıl hayat kalitemizi artıracağız?

    ben de diyorum ki; önce kendimizi tanıyalım, kişisel olarak hayatta olmamın amacı nedir? bu soruya cevap verirseniz, zaten neler yapmanız gerektiğini de çıkarırsınız. zevk için mi yaşıyorsunuz, sadece yaşadığınız andan mutlu olmak mı (her an farklı bir şey sizi mutlu edebilir, dinlediğiniz bir müzik, bir manzara, daha önce sizi mutlu etmezken o an mutlu edebilir), cennete kavuşmak için mi, böyle sürer gider...

    eğer hayattaki amacınızı belirleyemiyorsanız şöyle bir yöntem kullanabilirsiniz: bugün hayatınızın son günü olsa, dünyadan göçecek olsanız, geriye kalan hayatınızdaki pişmanlıklarınızı ve mutluluklarınızın bir listesini yapın. işte şu anki hayata bakış açınızdan sizin hayat kalitenizi artıracak türden şeyler, o mutluluk listesinde olanlar.

    şu unutulmamalı: herkes aynı tür hayattan, yemekten, müzikten, eşten, manzaradan, işten .... vb. aynı derecede duygular hissetmez.

    herkes, kendi dünyasını keşfetmek zorundadır, aksi halde, başkalarının hayatlarından kopya çekip mutlu olmaya çalışmak zorunda kalırız.

    ideali, bir Mevlana, bir Nirvana felsefesiyle, dış dünyada mutluluk için başvurmak zorunda olduğumuzu zannettiğimiz metalardan (para, sevilmek, sayılmak, makam, gezmek tozmak, güzellik vb.) bağımsız olarak mutluluğu ve huzuru bularak hayat kalitemizi artırmaktır. ama, bu çok sağlam, uzun ve adanmış bir iç yolculuk gerektireceğinden yapabilen insan sayısı fazla olamıyor maalesef.

    illaki hayat kalitesini artıran somut bir cümle isteniyorsa; mümkün mertebe paraya dayalı mutluluklardan kaçının derim. mümkün mertebe kendiniz üretin, her şeyi mümkün mertebe insanlardan destek almadan yapabilmeye çalışın, tüm canlıları, sırf can taşıdığı için sevmeye ve gerektiğinde yardım etmeye çalışın. o zaman iç dünyanızda çok farklı güzellikler olacaktır.

    herkese güzelliklerle dolu bir 2018 yılı diliyorum...
    Tesekkurler emeginize saglik.

    Z988 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  7. #15
    Ben de size teşekkür eder, her yönden iyi bir 2018 yılı geçirmenizi dilerim Sayın Rxpuhayrani.

  8. #16
    mutluluk ile ilgili bir anekdotumu paylaşmak isterim.

    mesleğimin ilk yıllarında görev gereği aşağı yukarı beyaz ve mavi yaka çalışanı 500 kişiyi bulan fabrikada 20 günlük bir görevdi, beyaz yaka mesaisi 08:00-17:30 arası servisleri 17:45 te hareket ediyor, mavi yaka ise 3 vardiya 08:00-16:00-24:00 şeklinde 16:00 vardiya bitişi ise 16:10 servis hareketi, bende işe fabrikanın servisleri ile gelip gidiyorum, başlarda beyaz yakanın servisine binme gayretindeyim, belki birileriyle servis vasıtasıyla tanışırım sohbet muhabbet ederim malum meslek hayatına yeni atılmışız cin gibiyiz her şeyi görüp öğrenmek istiyoruz ama işimin durumuna göre 16:10 servisini de kullanıyorum, gördüğüm olay şu beyaz yaka servisinde insanlar bitik, kimisi telefonun kulaklığından müzik film takılıyor, kimisi uyuyor, kimisi de bir kıyıda köşede 2 kişi amirinin dedikodusunu yapıyor, ama işçi servisi öyle mi, ortalık yıkılıyor sen hanımından korkuyorsun da balığa gelemiyorsun, fb gs'ye böyle çaktı golleri, senin ben bilmem ne yapayım falan servis yıkılıyor sanki akşama kadar bedenen çalışan onlar değil, işçiler mutlu, işçilerin kafa boş.

    mutluluk kalite dediğimiz şey herkes için aynı anlamı ifade etmiyormuş demek ki kin ve nefret ile doldurmamak gerekiyor aklımızı kalbimizi huzurlu bir aile ya da arkadaş ortamı bile bizi mutlu etmeye yeter.
    men dakka dukka

Sayfa 2/5 İlkİlk 1234 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •