Vade bir sorun ama görece olarak tartışılan problemlere göre daha az kritik.
Bu da bir sorun ama unutmayalım ki diğer ülkelerin de dış borçları mütemadiyen artıyor, yani görece olarak diğer ülkelere yetişmemiz belirli bir zaman alacaktır.2) Dış borçlanma maliyeti de son derece önemli zira hiç ilave dış borç almasanız dahi dış borçları ve faizlerini vadelerinde sürekli yenileseniz %5 borçlanma faizinde kabaca 20 yılda dış borçlarınız katlanır.
3) Dış borçlanmada değişim oranını da dikkate almalı zira Dış Borç/GSMH oranı göreceli olarak diğer ülkelerden daha düşük olan bir ülke artış oranı dikkate alındığında kısa sürede diğerlerini çok geride bırakabilir.
Dünya ekonomik sistemi borç verme üzerine kurulu. Politik bir sıkışma olmadığı sürece borç çevirmek en büyük sorun olmayacaktır. Yanlış anlaşılmasın dış borç büyük bir sorundur ama en büyük sorun değildir.4) Döviz kurlarında önemli yükselişlere rağmen sürekli ve giderek artan dış ticaret açığı veren, cari açığı rekorlar kıran bir ülkenin alıştığı tüketim seviyesini koruyabilmesi için dış borçlanmasında artış kaçınılmazdır. Elbette bunun faturası giderek kabaracak ve ileriki nesillere aktarılacaktır. İlave dış borçlanma sekteye uğradığında yağmur başlar ve elinde şemsiyesi olanlar dahi ıslanmaktan kaçınamaz.
Aslında ben burada sorunları büyüklük ve yaratacağı sıkıntılara göre sıraladım. Yani bütün bunlar elbetteki büyük sorun. Bu sıralamayı şöyle yaptığımı düşünün : Havasız kalmak - Susuz kalmak - Aç kalmak. Bunların hepsi büyük sorundur ama havasız kalmak en büyük ve çözümü zor sorundur.
İşte Türkiye'nin yaşadığı ve ileride daha keskin bir şekilde yaşayacağı havasız kalmanın muadili olan sorun Orta gelir grubunun eriyerek çok büyük bir dar gelirli ya da *gelirsiz* bir grubun oluşmasıdır.
Bu ana sorundur ve böyle bir konuma evrildiğinde ne yazık ki ekonominin kuralları gereği hem para hem de maliye politikaları ciddi anlamda verimsiz ve etkisiz kalabilir. Yani sistem domuz bağı gibi kendini boğar.
Dikkat ederseniz yukarıda bahsettiğiniz tüm problemlerde çok kuvvetli devalüasyonlar , kısmi moratoryumlar , mali ve/veya parasal genişlemeler nefes aldırır. Çünkü bu imkanları kullanabilecek bir ekonomik sınıf vardır. Henüz yok olmamıştır.
Ancak ekonomik döngüyü ve derinliği sağlayacak olan orta gelir grubuna ait bireyler yok olmuşsa öngörülen hiç bir önlem sonuç vermez tepkisiz kalır. Çünkü bu enstrumanlara tepki verebilecek bir ekonomik sınıf kalmamıştır.
Yer İmleri