Müzmin Muhalif Atilla Yeşiladanın 2018 Ekonomi Kahanetleri:
Fakirleşme devam edecek: 2018 yılında TÜFE enflasyonu en az %10, kelle başı reel gelir artışı ise %2â��yi geçmeyecek. Hükümetin sosyal yardımlara devasa meblağlar harcamasına rağmen, orta ve alt gelir sınıfları iyice perişan olacak. Nedeni de basit. Ekonomi artık düşük becerili işgücü için istihdam üretemiyor. 2017â��in teşviklerle hormonlanmış büyümesi bitince, işsiz sayısı hızla artacak.
Bütçe açıkları patlayacak: Ekonomi artık teşviksiz nefes alamıyor. Şimdiden istihdam teşvikleri ziyadesiyle geri geldi. Asgari ücret zammı belli olsun, özel sektör ağlama duvarına dönecek. Üstüne Kredi Garanti Fonu geri ödemelerinin zortladığı, vatandaşın elini cebine götürmekten ürktüğünü de görünce, devlet vergiden vazgeçip, basacak teşviki. Bütün vergi, prim ve cezalara Af gelecek. Boşuna şimdi ödemeyin.
TL sürekli değer kaybedecek: Bu ülkeyi yöneten yüce lider yüksek enflasyonun birinci nedeninin yüksek faiz olduğunu düşünüp, TCMB de onun emrinden çıkamıyorsa, TL değer kazanamaz. Bakın, birileri Rusya ve Brezilyaâ��da enflasyonu yenmek için yüksek faizin nasıl başarıyla kullanıldığını okusun lütfen. Şimdi bu ülkelerin MBâ��ı çatır çatır faiz indiriyor, halk rahata eriyor. Ama TLâ��nin değer kaybı için başka nedenler de var, bankalar yüksek enflasyonda TLâ��yi cazip kılacak kadar faiz vermiyor. Yükselen global faiz çağında fonlaması gittikçe zorlaşan kronik cari açık sorunumuz var.
Bankacılık sistemi kredi vermekte zorlanacak: Eğer ABD ve Almanya, ya da Üst Akılâ��ın â��bileşenleriâ� her kimse, hakikaten AKPâ��ye komplo kurduysa, şantaj en zayıf karnımız olan dış fonlama üstünden gerçekleşecek. Yani senede 210 milyar dolar kredi bulmak zorunda olan bankacılık sistemi her deliğinden terleyecek. Hadi, komplo teorisi üretmeyelim. Fedâ��in 3 kez faiz artırdığı, AMBâ��nın artık para basmadığı ve halkımızın da TL mevduattan kaçtığı bir ortamda kredi maliyetleri dü-şe-mez. Yeni bir Kredi Varlık Fonu için bilançolarda likidite kalmadı. Erişilebilir krediyi unutun.
Bilançosunu terleten kazanır: Dünyada ucuz kredi dönemi bitti. Şimdi bilançosundan yüksek kar üreten, elindeki iş gücü ve makine-ekipmandan yüksek verim elde eden kazanır, gerisi iflas mahkemesi ve alacaklılarla uğraşır. KOBİâ��ler çok zorlanacak, dev holdingler ve dünyayı tanıyan/yabancı ortaklı orta boy firmalar yeni ortama ayak uydurmakta daha rahat bir dönem geçirecek. Satın alma ve birleşmelerde patlama bekliyorum.
Otomotife ağır darbe geliyor: Yükselen tüketici kredisi faizleri ve vergiler, bir de üstüne sürekli değer kaybeden TL nedeniyle ithal oto acaip pahalanacak. Herkes yerli otoya talim edecek, çok da iyi olacak. Bence Babayiğit peynir-ekmek gibi satar, çünkü 2019â��de ithal oto bayi kalmaz.
Konutta damping var, nişanlılar düğün tarihi seçin: Her ipini kopartan müteahhitliğe soyununca, eski sanayiciler â��markalı konutâ� işine girince, konut pazarında akla ziyan arz fazlası oluştu. Kentsel dönüşüm de devamlı yeni ünite üretiyor. Üstelik, yatırım talebi doydu, yüksek faiz nedeniyle konut eskisi gibi cazip değil. Konut stoğu sahipleri damping yapacak, yatırım için alanlar da elden çıkartmaya başlayacak. Konut almak için en ideal yıl.
AVM inşaatında son yıl: AVM inşaatları döviz kredisiyle yapılır ki, artık bulmak çok zor. Geleneksel perakende ölüyor, halkımız da Internetâ��te alışverişin tadını almaya başladı. Amazon.com Türkiyeâ��ye gelsin, AVMâ��ler toptan sinek avlamaya başlayacak. Artık Leventâ��te şahit olduğumuz 500 metre içinde 3 AVM garabeti bitiyor. İkisi disko-gece klubü olarak dönüştürülecek. Bunlara kredi verenler yanağından öpülecek.
İhracatçılar bayram yapacak: AB 21ci Yüzyılın en hızlı büyüme dönemine girdi. Enerji fiyatları çok yükselmese de, 2017 boyunca canlı seyredecek. Eğer politik kavgalarla ticari partnerlerimizi gücendirmezsek, ihracatımız artmaya devam edecek. İhracata yönelik sektörlerde sabit sermaye yatırımı patlaması müşahede edeceğiz. Zayıf TL ihracata yaramaz, daha verimli çalışıp ABâ��ye ihracat yapan Asya ve Doğu Avrupa ülkeleri ile rekabet edenler kazanacak.
Turizmci ağlamayı kesecek: Turist başı gelir ya da oda başı hasılat yükselmez, unutun. Türkiyeâ��nin adı sokağa düştü artık. Ama dünyada ucuzcu turist bol, zayıf TLâ��nin işe yaradığı nadir sektörlerden biri de turizm. Turist sayısı 30 milyonu gani gani aşar. Ben devlet olsam, alkole %30 indirim uygular, Rus ve İngiliz turist sayısını patlatırım. Ama iyi ki devlet değilim, yoksa kumar ve fuhuşu serbest bırakıp ABDâ��li turisti de cezbederim. Neyse, çok yüksek kaldıracı olanlar hariç, turizmci para kazanacak. Ama yeni yatırım zor, dövizle ölçülen kar marjları çok düşük seyredecek.
Son çiftçi de İstanbulâ��a göçerek otopark işine girecek: Tarımsal araziler ya kentsel ranta dönüşecek ya da Özbek ve Suriyeâ��li ortakçılar tarafından işlenecek. Çoban maaşı ayda 10 bin kayme olacak. Ayva, hünnap ve narda ithalat vergisi sıfırlanacak. Son yerli sığır acıklı ve tüm TVâ��lerden canlı nakledilen bir törende boynuzlarına kına sürülerek sucuk fabrikasına ağırlanacak. Gıda Komitesi süpermarkette satılan tüm taze ürünlerin zemzem suyuyla yıkanmasını zorunlu kılacak. Adını vermek istemeyen bir üye â��Ucuzlatamadık, vatandaş bari helalini yesinâ� diyecek.
Kanalİstanbul ihalesini Cengiz-Kolin-Kalyon ortak girişimi kazanacak: Projeye dışardan kredi teklifi yağacak. 12-15 milyar dolar tutması beklenen projeye 50 milyar kredi teklifi gelecek. Niye gelmesin Güzel Kardeşim? Kredi Hazine garantisinde. Geçiş ücreti dolar endeksli olacak, ve Hazine yıllık trafik ya da ciro garantisi verecek. Böyle beleş kazımadan-kazan iş var mı dünyada? Kamu Özel Sektör Ortaklığı değil, Kamunun kendi rızasıyla iğfal edilmesi. Bol bol ye.
http://www.paraanaliz.com/2017/ekono...netleri-19412/
Yer İmleri