Sayfa 14/16 İlkİlk ... 41213141516 SonSon
Arama sonucu : 123 madde; 105 - 112 arası.

Konu: 2. Abdulhamid ve serveti

  1. #105
    Duhul
    Aug 2017
    İkamet
    Düzce
    Yaş
    71
    Gönderi
    2,749
     Alıntı Originally Posted by british Yazıyı Oku
    Robert Mantran'ın kitabından...





    Kardeşi V. murad problemli birimiymiş sn. british?
    Bu abdulhamidin ürkekliği acaba ordan mı geliyor?

  2.  Alıntı Originally Posted by cengizz Yazıyı Oku
    Kardeşi V. murad problemli birimiymiş sn. british?
    Bu abdulhamidin ürkekliği acaba ordan mı geliyor?
    Sn. cengizz , ben de okuyorum , öğreniyorum ...
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  3. 700 YILLIK EVRENOS TARİHİ
    Osmanlı Devleti’nin Rumeli’yi fethetmesinde emeği geçen Akıncı beylerinden Gazi Evrenos silsilesinden 17. Nesili temsil eden Özer Gazievrenosoğlu tüm aile tarihini anlatan bir kitap hazırladı. Kendisi, Selanik kitabını yazmam sırasında bana bilgi ve belge desteğinde bulunmuş bir dostumdur. Kitabı okumanızı tavsiye ederim.
    EVRENOS AİLESİ
    1302 ve 1361 yılları arasında Karesioğulları Beyliği'ne bağlı olan Evrenos Ailesi Orhan Gazi'nin Karesi Beyliği'ni ilhak etmesi üzerine Gazi Evrenos Bey'in önderliğinde Osmanlı Devleti'nin hizmetine girmişlerdir. Gazi Evrenos Bey ve oğulları, Osmanlı Devleti'nin Rumeli fethinde görev verdiği Mihailoğulları, Pehlivanoğulları, Malkoçoğulları ve Turhanlıoğulları aillerinden biridir. Evrenos Ailesi Akıncı aillerinden biridir.
    Gazi Evrenos Bey 1288 yılında Balıkesir'de doğmuş ve 1417 yılında Vardar Yenicesi'nde (bugün Yunanistan'ın Giannitsa şehri) ölmüştür. Aşıkpaşazade tarihinde ismi Evrenuz olarak geçmekte, 'Evren' ve 'Uz' kelimelerinden birleştirilmiş olabileceğini düşündürmektedir. Gazi Evrenos 129 yaşına dek yaşamış dört Osmanlı padişahına hizmet etmiştir: Orhan Gazi, Sultan I. Murat, Sultan I. Beyazıt ve Sultan I. Mehmet.
    Orhan Gazi'nin oğlu Süleyman Gazi'nin vefatından sonra Sultan I. Murat'ın hükümdar olup Rumeli'ye gelmesine kadarki dönemde, karşı saldırılara maruz kalarak bir süre gerileyen Osmanlılar için olan tehlikeli durum Evrenos Bey ile Hacı İlbey'in ciddi faaliyetleriyle önlenmiştir.
    Osmanlı hükümdarı Sultan I. Murat Rumeli'ye geçtiğinde Evrenos Bey Keşan ve İpsala'yı zaptetmiş, sonra Edirne üzerine yürüyen Türk kuvvetlerinin sol koluna tayin edilip ileri fırlayarak, doğu Makedonya'daki Sırp kuvvetlerinin Osmanlı ordusuna yapmaları muhtemel saldırıları önlemekle görevlendirilmiştir. Evrenos Bey'i daha sonra Serez'de akıncı kumandanı olarak görüyoruz. İkinci defa zaptedilen Serez'i kendisine merkez yapan Evrenos Makedonya'ya yaptığı akınlarla mühim şehir ve kasabaları elde etmiştir.
    Evrenos Bey takriben 1385'de vezir Çandarlı Halil Hayrettin Paşa ile Makedonya harekatına katılmış ve ikinci defa Manastır elde edilmiş ve Hayrettin Paşa ile birlikte Arnavutluk 'ta Elbasan taraflarına ve daha batıya kadar gitmiştir. Bundan sonra Evrenos Bey hacca gitmiş ve buradan dönüşte Birinci Kosova Muharebesine denk gelen günlere rastlamış ve bu muharebede kendisinin tecrübelerinden yararlanılmıştır.
    Kosova muharebesinden sonra Yıldırım'ın hükümdar olmasını müteakip Vodina ve Çitroz kasabalarını elde eden Evrenos Bey, 1390'dan itibaren beş, altı sene mütemadi olarak Arnavutluk'a akın yapmış 1396'da Niğbolu Savaşı’nda ve Eflak seferinde bulunmuştur.
    Evrenos Bey Ankara Savaşı'ndan sonra şehzadeler arasındaki mücadelede Süleyman Çelebi'den sonra ihtiyarlığına binaen bu gailelere karışmak istememiş ise de Rumeli'de hükümdar olan Musa Çelebi'nin kendisine baskı yapması üzerine el altından Sultan I. Mehmet tarafını tutmuş ve Rumeli'deki harekat tarzı hakkında padişaha yol göstermiş ve onun planı üzere Sultan I. Mehmet'in Rumeli'ye geçerek Sırp hududuna gelmesi üzerine diğer uçbeyleriyle beraber kendisine iltihak etmiştir. Evrenos Bey hayli yaşlı olduğu halde Kasım 1417'de vefat ederek Vardar Yenicesi'ndeki türbesine defnedilmiştir. Evrenos Bey'in burada türbesinden başka cami, medrese ve imareti ile diğer bazı yerlerde hayırlı tesisleri vardır.
    Evrenos Bey'den sonra Osmanlı Devleti'nin hizmetinde Rumeli'de akıncı kumandanı olarak Evrenos'un oğulları İkiyürekli Ali Bey ve Evrenosoğlu İsa Bey'leri görüyoruz. Bunlardan Ali Bey babasının yanında yetişmiş ve ondan sonra Rumeli'nin meşhur akıncı kumandanlarından olmuştur. Sultan II. Murat zamanında 1430'da Selanik'in zaptında hizmeti görüldüğü gibi, Macaristan'a ve Arnavutluk'a yapmış olduğu müthiş akınlarıyla da dikkati çekmiştir. Ali Bey özellikle 1437'de yaptığı Macaristan akınından 70.000 esir ve hesapsız ganimet malıyla dönmüştür. Bundan sonra Belgrat'ı ilk defa kuşatmış ise de Haçlı Seferinin çıkması üzerine kuşatmayı kaldırmaya mecbur olmuştur. İstanbul'un fethinde ve 1462'de Fatih Sultan Mehmet zamanında Eflak seferinde bulunmuştur. Vefatı tarihi belli olmayıp kabri Vardar Yenicesi'ndedir.


    T.Aç dan alıntıdır

    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  4.  Alıntı Originally Posted by cengizz Yazıyı Oku
    Kardeşi V. murad problemli birimiymiş sn. british?
    Bu abdulhamidin ürkekliği acaba ordan mı geliyor?



    Evet kardeşinde sorun varmış. Psişik bir rahatsızlık galiba. Aile genlerinden dolayı olsa gerek, çokta bilgili değilim. Gen yapısından abdulhamidde etkilendiyse, ürkeklik ordan gelebilir. Erdal İnönü, A. Necdet Sezer gibi bişey ilk aklıma gelenler.

  5. ''Evlad-ı Osmanlı fazla bilmez, Osmanlı'da da rüşvet çok yaygındı. Rüşvet alan sadrazamlar yazmakla bitmezken, rüşvet alan padişahların bile olması oldukça şaşırtıcıdır. Evet rüşvet alan padişahlar, doğru okudunuz.

    İlk rüşvet alan padişah olarak 3. Murat gösterilir, rüşvetten idam edilen ise Sultan İbrahim'dir. Abdülaziz ise bir yat rüşvet olarak verilmiştir. Olay o kadar büyüktür ki; tanzimat fermanı sonrası padişah dahil tüm yöneticilere ''rüşvet ve hediye'' almayacağım diye yemin ettirilir ''

    alıntıdır

    Okudukça öğreniyoruz...
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  6. Şimdi düşünüyorum da; Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel hakkında demediğini bırakmayan medya, acaba hemen hemen aynı şeyleri yapan II. Abdülhamid hakkında acaba tek kelime laf edebildi mi? Sanmıyorum. İşte size demokrasi ile monarşinin fazilet farkı. Bu durumda şahsen, Türkiyeye demokrasiyi ve düşünce özgürlüğünü getiren insanlara bir kez daha şükran borçluyuz demekten kendimi alamıyorum. O demokrasi ki; onun sayesinde Başbakanın mal varlığının kaynağını veya Cumhurbaşkanına verilen hediyelerin akıbetini rahat rahat sorabiliyoruz. Onun sayesindedir ki; Deniz Kuvvetleri komutanlığı yapmış bir Oramiralin mal varlığına el koyup, onu er rütbesine indirebiliyoruz. Onun sayesindedir ki; Silivride koca koca paşaları yargılayabiliyoruz.

  7. #111
    Duhul
    Aug 2017
    İkamet
    Düzce
    Yaş
    71
    Gönderi
    2,749
    Atatürk ve Abdülhamid
    ALÂATTİN Çakıcı dün Silivri'de yapılan Ergenekon davasında hâkim önüne çıkmış. Davayı izlemek için giden yakınları, bindikleri otobüslerin camlarına Atatürk ile Sultan Abdülhamid'in resimlerini asmışlar...
    Atatürk ve Abdülhamid!
    Bu iki isim siyasî düşünceleri, hayat görüşleri, verdikleri kararları ve hemen herşeyleri bakımından birbirlerinin tamamen zıddı olan tarihî şahsiyetlerdir. Gerçi her ikisi de son dönem Türk Tarihi'nin çok önemli figürleridir, birini benimseyip diğerini reddetmek gibi bir iş akıl ve mantık dışıdır, zira tamamen bize aittirler ama Atatürk ile Sultan Abdülhamid'i düşünce alanında biraraya getirip fikirlerinin birbirlerinin aynı yahut devamı olduğunu düşünmek tarihten hiçbir şekilde haberdar olmamak demektir!
    Atatürk'ün gençlik yıllarından itibaren başlattığı mücadelenin ilk aşamasının temelinde Abdülhamid idaresine son vermek düşüncesi vardır. Kuruluşunda görev aldığı Hürriyet Cemiyeti'nin ve daha sonra hem üyesi, hem de kongre delegesi olduğu İttihad ve Terakki'nin en büyük hedefi, Abdülhamid idaresinin devrilmesidir.

    HERKES MUHALİFTİ
    Bu hedef üstelik sadece Mustafa Kemal'in değil, o dönemin bütün genç subaylarının hayâlidir! Zaten, Rumeli ordusundaki subayların neredeyse tamamı Abdülhamid muhalifi birer İttihadçı'dır.
    Meselâ, İttihad ve Terakki'nin en güçlü liderleri olan ve sonraki senelerde devletin kaderi üzerinde tek başına hâkimiyet kuran Enver Paşa, Rumeli'de genç bir yüzbaşı olarak görev yaptığı sırada kaleme aldığı günlüğünde, Abdülhamid ile ilgili düşüncelerini şu cümlelerle ifade eder:
    "Hamid'in zalim idaresine karşı zihnimde ortaya çıkan düşünce kemâle ermişti. 'Bu hâin herif, istese bir anda her şeyi yapar; memleketi bahtiyar eder, etrafındaki alçakları dağıtır, hem memleket ve millet bahtiyar olur, hem kendisi' diyordum. Fakat bu adamın senelerden beri kan içmeğe alışmış olduğunu ve insanın alışkanlıklarından vazgeçemeyeceğini hatırladıkça, şahsına karşı fevkalâde bir düşmanlık hissediyor ve vücûdunun ortadan kalkmasının en doğru çâre olacağını düşünüyordum."
    O günlerde sadece Enver Paşa ve diğer genç subaylar değil, Mustafa Kemal de aynı çizgidedir. Hattâ, yaptığı muhalefet sebebiyle bir ara Abdülhamid tarafından Şam'a sürgüne bile gönderilecektir.

    DERBECİLER ARASINDA
    Ve unutmayalım: Bazılarının bugün Sultan Abdülhamid ile yanyana resimlerini astığı Mustafa Kemal, 31 Mart hadisesinden sonra Rumeli'den İstanbul'a gelip Abdülhamid'in iktidarına fiilen son veren Hareket Ordusu'nun genç subaylarından-dır ve Hareket Ordusu'nun İstanbul'da yayınladığı ilk bildiriyi kaleme alanlardan biri de, bir iddiaya göre odur.
    Bu yazdıklarımı okuduktan sonra, "Abdülhamid'i benimsemek Mustafa Kemal'i dışlamayı, Mustafa Kemal'i sevmek de Abdülhamid'den nefret etmeyi gerektirir" gibisinden bir söz ettiğim şeklinde yanlış düşüncelere kapılmayın! Kendi tarihimizde önemli yeri olan şahsiyetlerden bazılarını benimseyip bazılarını elimizin tersiyle itmek gibisinden işler sadece cehaletten ve saçmalamaktan ibarettir. Bütün bu isimlere karşı muhabbet hissetmesek yahut uyguladıkları siyasetten hoşlanmasak bile reddetmemek zorundayız, zira hepsi bizim tarihimizin unsurlarıdır.
    Ama bu kişilerin tarihimizin parçası olduklarını benimseyip kabul etmek başka, düşünceleri ve politikaları birbirinin tamamen zıddı olan şahsiyetleri müşterek idol haline getirmek ise çok daha başka bir iştir. Abdülhamid ile Atatürk'ü aynı idealin temsilcileri kabul etmek, üstelik resimlerini de sembol niyetine yanyana getirmek tarihten de, geçmişteki olayların neticelerinden de haberdar olmamak demektir; üstelik her ikisinin de hatıralarına saygısızlıktır!

  8. #112
    Duhul
    Aug 2017
    İkamet
    Düzce
    Yaş
    71
    Gönderi
    2,749
    Osmanlı Padişahı Abdülhamit’in yaptığı yenilikler;
    1- Anadolu ve Rumeli demiryollarının büyük bir kısmını ikmal ettirerek, bölge için stratejik ve ekonomik çok büyük ehemmiyete haiz olan ve Haydarpaşa’dan Medine-i Münevvereye kadar uzanan Hicaz demiryolunu yaptırdı. Kudüs-Yafa, Ankara-İstanbul ve Hicaz demiryollarını yaptırdı.
    2- Paris'te İslam Külliyesi kurdu.
    3- Dünyanın ilk dişçilik okulunu kurdu.
    4- Modern matbaa makinelerini Türkiye'ye getirtti, ücretsiz kitap dağıttırdı, 6 bin kitabın çevrilmesini sağladı.
    5- Ziraat Bankası'nı kurdu.
    6- Dünyanın ilk metrolarından birini Karaköy-Taksim arasına yaptırdı, atlı ve elektrikli tramvaylar kurdu.
    7- Lisedeki hocalara “Dilimize yabancı kalmış kelimelerin yerine halk dilinde yaşayan Türkçe kelimelerin toplanması†vazifesi vererek, dil işinin ilim cemiyetleri kurulmak suretiyle ıslah edilebileceğini göstermiştir.

Sayfa 14/16 İlkİlk ... 41213141516 SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •