Sayfa 64/75 İlkİlk ... 1454626364656674 ... SonSon
Arama sonucu : 597 madde; 505 - 512 arası.

Konu: İstanbul atakent bölgesi TEMEL ve TEKNİK analiz çalışmaları.

  1. Son yıllarda yapılan yatırımlar ile yassı çelik tarafında hem kapasite artış göstermiş hemde üretimler artmıştır. Fakat artan kapasiteye rağmen ucuz ithal mal ile yeterli rekabet edilememesi kapasitenin verimli kullanılmasının engellemektedir.


    Türkiyenin katma değeri yüksek ürün olan paslanmaz çelikte ise kapasitesi yetersizdir ve yatırım ihtiyacı bulunmaktadır.

    Türkiye paslanmaz çelik ürünlerinin tamamına yakınını yurtdışından ithal etmektedir.

    Dünya paslanmak çelik üretiminin önemli bir kısmı ABD, Japonya,Çin, Almanya, Hindistan gibi ham çelik üretiminde rekabet ettiğimiz ülkelerden sağlanmaktadır.

    Dünyada paslanmaz çelik fazlası olması, ülkemizde ham çelik pazarının düşük olması ve yüksekenerji ile hammadde maliyetleri ülkemizde paslanmaz çelik yatırımını çok cazip kılmamaktadır.

  2. Toplam ham çelik üretimimiz %70e yakını elektrikli ark ocaklı tesisler, geri kalanı ise entegre tesisler tarafından gerçekleştirilmektedir.


    Dünya genelinde baktığımız zaman ise dağılımın Türkiyenin hemen hemen tam tersi olduğu görülmektedir.

    Ülkemizde ağırlıklı olarak elektrikli ark ocağı tesisi yatırımı yapılmasını temel nedenlerinden bir tanesi entegre tesislere kıyasla yatırım maliyetinin daha düşük olmasıdır
    .

    Demir çelik sektöründe, ağırlıklı olarak ithal girdi kullanılmaktadır.


    Elektrik Ark Ocaklı (EAO)kuruluşlarda hammadde olarak kullanılan hurdanın %70 civarındaki bölümü ithal edilmektedir.


    Sektördeki en fazla dış ticaret açığına 5-6 milyar dolarla hurda ithalatı neden olmaktadır.


    Buithalatın büyük bir kısmı ABD, Rusya, Ukrayna ve AB ülkelerinden yapılmaktadır.


    Entegretesislerde ise, hammadde olarak kullanılan taş kömürünün hemen hemen tamamı ve demircevherinin de aynı hurda gibi önemli bir bölümü ithal edilmektedir.

  3. Türkiye çelik sektörü SWOT analizi



    Sektörün güçlü yönleri:



    Büyük ihracat pazarlarına yakın coğrafi konumu

    %100 özel sektör oyuncularından oluşan sektörün hızlı karar verme ve manevra kabiliyeti ile kriz durumlarında kendilerine yeni pazarlar bulabilme başarısı ve değişen pazar şartlarına göre pozisyon alabilmesi

    Çeliği ana girdi olarak kullanan imalat sanayinin ve altyapı ile inşaat sektör faaliyetlerinin yoğun olması ve gelecek dönemlerde de büyüme beklentileri içermesi

    Üretim tesislerimizin, özellikle son yıllara inşa edilen veya iyileştirilen tesislerin,yeni teknolojilere dayalı ve uluslararası standartlarla uyumlu olmasının verimlilik ve rekabet açısından pozitif etkisi

    Son yıllarda verimliliğin arttırılması ve katma değerli ürünlerin üretimine ilişkin gerekli araştırma geliştirme ve kapasite iyileştirme çalışmalarına ağırlık verilmesi



    Fırsatlar:


    Sektör oyuncularımızın yüksek ihracat kabiliyeti sayesinde küresel büyüme sonucunda artacak çelik talebini karşılayabilecek konumda ve kapasitede olması

    Özellikle Çinin büyüme trendine girip iç tüketime odaklandığı dönemlerde hem Çin pazarına hem de Çinden boşalan Uzak Doğu ve Asya pazarına ihracat fırsatının oluşması


    Rusyanın 2021 yılında çelik ihracatın a yapacağı %15 civarı vergi artışının Türkiye için ek Pazar fırsatı yaratması


    Yurtiçinde çelik tüketiminin fazla olduğu inşaat sektörünün ve endüstriyel üretim sektörünün yüksek büyüme potansiyeline sahip olmasına


    Dünyadaki eğilimin tersine ağırlıklı olarak hurdadan üretim yapan tesislerden oluşan sektörde karbondioksit emisyonlarının daha düşük seviyede kalması ve gelecekte oluşabilecek Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi çevresel standartlarda daha düşük maliyetlerin oluşması

  4. Sektörün zayıf yönleri:

    Hurda, demir cevheri ve taş kömürü gibi ana hammadde kaynaklarının yurtiçinde yetersizliği nedeni ile dışa bağımlılık oranının yüksek olması

    Yüksek enerji gerektiren üretim süreçleri ve enerji maliyetlerinin yüksek olması

    Sektörde küçük ölçekli üretici sayısının fazla olması ve bu oyuncuların fiyat rekabeti ve girdi maliyetleri karşısında zorlanması

    Son yıllarda yapılan yassı çelik kapasite artışına rağmen, dünyadaki korumacılık duruşu sonucunda açık pazar haline gelen ülkemizde mevcut kapasitenin yeterince değerlendirilememesi

    Düşük kaliteli ve dampingli ürün ithalatını engelleyici mekanizmaların yetersizliği


    Tehditler:


    ABD ve ABnin nin başı çektiği korumacılık politikaları nedeni ile ana ihracat pazarlarının daralması, pandemi sonrası yaralarını sarmaya çalışacak ülkelerin korumacı tutumlarını sürdürme potansiyeli


    Dünyanın çelik üretim kapasitesinin yüksek olması ve daha ucuza üretilen çelik için Türkiyenin cazip bir pazar konumunda olması


    AKÇT anlaşmasına göre devletin çeliksektörüne destek verememesi veTürkiyenin taraf olduğu serbest ticaretanlaşmalarının ithalatı kolaylaştırması

  5. Ülke kaynaklarını (yer altı, yer üstü ve insan kaynakları da dahil) harekete geçirerek ülke insanın ihtiyaçlarını karşılayabilen teknoloji kritik teknolojidir.


    Türkiye dünyada krom cevheri üretimi sıralamasında ilk 8 ülke içindedir.


    Krom cevherimiz yüksek kalitelidir.


    Yalnızca Türkiye ve Arnavutluk un paslanmaz çelik tesisi yoktur, Kübada bile ihracat yapabilen 150.000 ton kapasiteli bir paslanmaz çelik tesisi bulunmaktadır.


    Türkiye, 2002 yılında, dünya demir çelik üreticisi ülkeler sıralamasında 13. büyük Demir Çelik üreticisi olmuştur.


    Ülkemiz demir ve çelik üretiminde birikim ve deneyim sahibidir.


    Krom cevherlerimizden, Etibank'a ait Elazığ ve Antalya Ferrokrom Tesislerinde üretilen ürünler iç ve dış piyasalara satılmaktadır.


    Türkiye için paslanmaz çelik üretimi kritik bir teknolojidir.


    Gelişmiş ülkelerde çelik sektörü entegre tesislere dayalı olup, katma değeri yüksek; paslanmaz çelik, vasıflı çelik, özelçelikler gibi ürünlere yönelmiştir.


    Gelişmekte olan ülkelerde çelik sektörü, yarı entegre tesislere dayalı olup, hurda gibi parçalı girdilerden nispeten ucuz ürünler üretmektedir.


    Demir Çelik sektörünün özelliğinden; tonu 200-250 $ lık ürünler üretilebildiği gibi maliyetleri fazla artırmadan, paslanmaz çelik gibi, tonu 1.500-2.000
    $ ürünler de üretmek mümkündür.

  6. Paslanmaz çelik, esas olarak paslanmayan çeliklerin genel adıdır.


    Özellikle nikel ve molibden çeliğin paslanmazlık özelliğini iyileştirmek için alaşım yapımında kullanılsa da paslanmazlığı sağlayan ana element kromdur.


    Paslanmazlık için gerekli en az krom miktarı, kütle olarak,yüzde 10.5 tir.

    Dünyada üretilen çeliğin çoğu karbon ve alaşımlı çeliktir.


    Karbon ve alaşımlı çeliğe göre paslanmaz çeliğin, daha küçük, fakat cazip ve gelişen bir pazarı vardır.


    Doğada yalnızca altın ve platin gibi metaller saf halde bulunur, normal metallerse diğer elementlerle bileşmiştir.


    Paslanma, bu yüzden doğal bir olaydır.


    Doğada demir cevheri şeklinde bulunan demir, bu yüzden dengesizdir ve paslanmak ister. Paslanmak saf demirin suyun mevcudiyetinde oksijenle birleşmesidir.



    Paslanmaz çeliğin rekabet gücü emsalsiz ve karizmatik bir özelliğinden gelmektedir.


    Krom oksijenle karşılaştığında çeliğin yüzeyin de moleküler düzeyde bir krom oksit filmi oluşur.


    Bu filmin kalınlığı 130 Angstrom ( 1 Angstrom = 10-6 cm. )dür. Bu durum, büyük bir binayı, mektup kağıdı kalınlığındaki çatı sacıyla yağmurdan korumak gibi birşeydir.


    Krom oksit katmanı edilgin, kuvvetli ve kendi kendini yenileme özelliğine sahiptir.


    Edilgin demek diğer malzemelerle tepkimeye girmeyen demektir.



    Kuvvetli demek çelik yüzeyine iyi yapışmış, yerinden kolayca sökülemez demektir.



    Yenilenebilir demek eğer krom oksit katmanı aşınırsa veya zorla yüzeyden sökülürse çeliğin içindeki krom tekrar havayla hemen yeni bir krom oksitk atmanı oluşturur demektir

    Paslanmaz çelikten yapılmış bir çakı, uzun süre kullanıldığında aşınır ve ağzı körelir, bileği taşında bilendiğinde krom oksit katmanı sökülür. Kromun sağladığı bu yenilenme özelliği sayesinde paslanmazlığını muhafaza eder.

  7. Kişi başına paslanmaz çelik tüketimi, gelişmiş ülkelerde 6,5 - 7 Kilogramdır. Ülkemizde ise paslanmaz çelik tüketimi 1,5

    Kilogram civarındadır.

  8. -İthalatımıza baktığımızda paslanmaz çelik ve trafo saçları ithalatının son derece mühim bir yekun tuttuğu söyleniyor.

    1972 senesinde Makina Kimya Endüstrisi Kurumu,Aliağa'da bir çelikhane kurmayı mevzubahis etmişti.


    Bende o planlamadaydım ve bunun paslanmaz çelik ve trafo saçları olması gerektiğine karar vermiştik ve yabancı bir mütehassıs bu işi bilen bir insan da bulmuştuk.


    Aradan birzaman geçti, oraya hassas döküm fabrikası kuruldu.

    "Niye? diye sordum. Dediler ki: Biz gezdik Avrupa'yı bu gibi tesisler 2 milyon tondan aşağı olmuyor.


    2 milyon ton a maddi gücümüz yetmez, o yüzden vazgeçtik." Benim kanaatimce 50-60 bin tonluk paslanmaz çelik sac imalitesisi mükemmel randımanlı bir şey olabilirdi.


    Ve bu ihtiyaç Türkiye'de yerli olarak karşılanabilirdi.


    Doğru yahut yanlış fakat bence kurulması isabetli bir şey olurdu.

    Hem insanlarımızın öğrenmesi bakımından, hem de memleketimizin ihtiyacının karşılanması bakımından.

Sayfa 64/75 İlkİlk ... 1454626364656674 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •