Sayfa 136/178 İlkİlk ... 3686126134135136137138146 ... SonSon
Arama sonucu : 1419 madde; 1,081 - 1,088 arası.

Konu: Tarihte Bugün

  1. Kongolu askerlerden Halk ordusu oluşturan ve bu siyahi yerlilerden oluşturduğu askeri yine Kongolulara karşı kullanan gözü dönmüş batılı vahşilerin yaptıklarını asla kimse başkasına yıkamaz, hele Osmanlı askerine hiç yıkamaz.

    Daha önceki batılı ressamların hiç göremediği haremi veya köle ticaretini batılı halklara satıp çok para kazanmanın hayaliyle tasavvur edilerek çizilmiş resimleri ise tarihi belge diye vermenin bir anlamı yok metin...bu ressamlar konu bulamadığından olmayan köle ticaretini (kölelik yoktu demiyorum bu tip ahlaksız çıplak kadın ticareti alenen yoktu) resmederek çok para kazanma peşinde olduklarını es geçiyorsun, onlara göre harem bile osmanlıyı kötülemek için genelev diye anlatılıyordu, ve bunu ressamlar çok para kazanmak için görmedikleri hiç giremedikleri haremde bile öyle çıplak kadın resimleri ile tasvir ederek satmanın yolunu bulmuşlardı..Çünkü batıda buna rağbet vardı...kulaktan kulağa anlatılan kötü şeyleri tasvir edilen resim görünce çok para verip alıyorlardı...

    daha fazla yazamayacağım, yalnız gerçek tarih bu uyduruk resim ve tablolarla olmuyor, bunu söylemek isterim.

  2. Osmanlıda köle ticareti

    Sayın bullcosmos,
    Kölelik ; Osmanlı'da 1882'de, Suudi Arabistan'da ise 1962'de resmen kaldırılmıştır.
    Suudi Arabistan'ı özellikle yazdım çünkü orda 1961 yılında kölenizin olması gayet yasaldı. Tıpkı Osmanlıda 1881 yılına kadar yasal olması gibi.

    Öncelikle Belçika kralına değineyim. Linkteki yazıda olduğu gibi 1885 yılından bahsediliyor. Halbuki o yıllarda Osmanlı zaten o bölgede varlığını kaybetmiş vaziyette.
    1861 de kağıt üzerinde Osmanlıda görünen Mısır elden çıkmış, Ardından Cezayir, Tunus...vs..bir biri ardına işgal ediliyor eyaletler.
    93 harbi dediğimiz 1877-1878 Rus harbi ise Osmanlının son gücünü bitirmiş.

    Kısacası, Belçika kralı oralara göz dikerken bölgedeki otorite boşluğu asıl etkenlerden biri olmuş.
    Bizim konumuz ise Belçika kralının bölgeye gelmesinden önceki dönem.

    Sanırım kölelik ve köle ticareti denilince sizler, Amerika'da yapıldığı gibi insanlık dışı şartlarda barındırma, işkence, 3-5 mısır yedi diye kölelerin asılması gibi iğrenç olayları düşünüyorsunuz.
    Hayır öyle değil.
    Osmanlıda kölelik anlayışı İslam ile bütünleştirilmiş.
    Mesela köle azad edilebiliyor. Köle cariyeden doğan çocuk özgür oluyor.
    Hatta Osmanlıda geçmişte köle olup ta azad olan ve ticarete atılanlar bile mevcut.
    Osmanlıda köleler tarla tapa işlerinden ziyade umumiyetle ev hizmetlerinde istihdam edilmişlerdir,
    Padişah haremindeki cariyeler ise saraya yakın yöneticiler ile evlendirilebiliyor mesela..!
    Yani direk olarak değersiz bir varlık muamelesi yok.

    Osmanlıda kölelik kurumsallaşmış bir yapı.
    Köle ticareti, Esirci taifesi denen meslek erbabı denilen kişiler tarafından yapılmaktaydı. Esirci esnafının başına Esirciler Kethüdası getirilmiştir. Esirciler emini devlete yıllık bir bedel (iltizâm) ödeyerek, bu görevi alabilmiştir. Köle satışından devlete onda bir oranında nafaka ve tellâliye adıyla vergi toplama işi de esirciler emininin görevidir Esircilik çok karlı bir iş olduğu için, esir tüccarları saygın zenginler arasında kabul edilmiştir. Köle ticareti ve esircilik dönem dönem çok fazla talep gören bir meslek olmuştur. Bununla beraber bu köle ticaretiyle Osmanlı topraklarına gelen kölelerin satışından pençik resmi adı verilen kölenin satış değerinin beşte biri oranında bir gümrük vergisi alınmaktadır Ayrıca zenci (siyahî) köleler üzerinden alınan gümrük vergisine Üsera-yı Zenciye Resmi denilmektedir.

    Extra bilgi yazayım. Ünlü Türk bestecisi ve şair Buhurizade Mustafa Itri Efendi, bizzat kendi el yazısı ile Esirciler Kethüdası olmak için başvurmuş. Talebi uygun görülerek bu göreve atanmıştır.

    Üsküdar Şer‘iye Sicilleri yani mahkeme-Kadı kayıtlarında bir çok işlenmiş dava vardır. Yani satın aldığım köle sakat-hastalıklı çıktı tarzı taleplerle davalar açılmıştır.
    Keza 1443'de Osmanlı, Karamanlı savaş tutsakları İstanbul'da satılmıştır.
    1610'lu yıllara ait bir pazar yönetmeliğinde İstanbul'da, kadın ve erkek, yüzün üzerinde köle tüccarı kaydedilmiştir..
    1477'de İstanbul'da yalnızca köle, at ve koyun pazarlarının üç yıllık bileşik vergileri 360 bin akçe ya da 8.000 altına ulaşmıştır..

    Kısacası.. Osmanlıda köle ticareti yapanlar resmen kayda alınmış. Bu işten elde edilen vergiler resmen gelir olarak işlenmiş, üstüne birde Kethüda atanmış olur da, biz bu ülkede köle ticareti yok diyebilirmiyiz?

    Sarayda görev yapan sayıları 148 e kadar çıkan Habeş kökenli hadım harem ağaları köle değil midir?
    Padişahın cariyeleri nasıl geldiler saraya? (Hepsi rızasıyla yada hediye olarak gönderilmedi)
    Akıncılar ocağı niçin popülerdi?

    Mesela, Osmanlı'nın akınlarının yoğunlaştığı bölgelere bağlı olarak, belirli dönemlerde satışa sunulan kölelerde belirli etnik gruplar baskın hale gelmiştir.
    14. yüzyılda Rumlar ve Bulgarlar,
    15. yüzyılda Sırplar, Arnavutlar, Eflaklılar ve Bosnalılar,
    16. yüzyılda Macarlar, Almanlar, İtalyanlar, İspanyollar ve Gürcüler..
    16. yüzyılın sonlarına doğru, Avusturya'nın güçlenip direnişe geçmesiyle birlikte, en büyük köle arzı Karadeniz'e dönmüş ve Osmanlı'nın köle ihtiyacı, bu işte uzmanlaşan Kırım Tatarları tarafından karşılanır olmuştur.

    Rusya ve Polonya içlerine yapılan Kırım akınlarının doruğunda, 1514-1654 arasında, alışılmadık ölçüde yüksek sayıda tutsaktan söz edilir. 1578'de Kefe'de köle vergisinden elde edilen gelir 4.463.000 akçe tahmin edilmektedir. Bu miktar en yüksek vergi oranına, 255'e bölündüğünde yıl başına 17.502 köle sayısı elde edilir.

    Canbek Giray Han'ın büyük Moskova seferinin ardından, 1614 yılında, Rus kaynaklarına göre, her Tatar askeri 5-10 köle ile gelmiş ve aynı dönemde Edirne'de ortalama köle fiyatları 40 altının üzerindeyken, Kefe'de, yetişkin erkek köle fiyatı 10-20 altına kadar düşmüştür.

    1558-1596 yılları arasında Rus topraklarında yaklaşık otuz büyük Tatar akını kaydedilmiştir. 17. yüzyıl Rus kayıtlarına göre bu akınlarda 126.840 tutsak alınmıştır

    Ve uzun uzun yazmak istemediğim bir çok ayrıntılı, yazılı kuralları mevcuttur.
    Mesela müslüman köle konusunda ilginç bir anektod;

    1759 tarihinde bir Rumun evinde Müslüman cariye bulundurduğu gerekçesiyle idam edilmiştir. Yasaktır çünkü. Gayrimüslim biri müslüman köle-cariye bulunduramaz. Bu olay üzerine gayrimüslimlerin birçoğu ellerindeki köleleri dinlerine bakmadan satmak durumunda kalmışlardır.

    Çok daha fazla şey yazmak isterim aslında ama size kestirmeden bir tavsiyede bulunayım.
    Rahmetli Halil İnalcık hocamız malumunuz tartışmasız tarih piridir.
    Google "Halil İnalcık osmanlı köle" kelimeleri yazıp çıkan yazılara bir göz atın.
    İlaveten "Osmanlı köle ticareti" diye aratıp Üniversitedeki tarih hocalarının PDF formatta yayınladıkları tezlere, konu başlıklarına bir bakın
    İnanın hepsinde, kaynak göstererek hazırlanmış mükemmel derleme yazılar okuyacaksınız.

    Sizin verdiğiniz link ve yazıdaki şahıs ise tamamen kendi görüşlerini hiç kaynağa dayanmadan düzleme yazmış. Kim olduğu, tarih konusundaki yetiside belli değil üstelik.

    Son olarak resimlere açıklık getireyim.
    O resimler aynı ressam tarafından bir anda resmedilmemiş. Neredeyse 300-400 yıllık bir zaman diliminde farklı ressamlar tarafından çizilmişler. Ben bazılarını seçtim aralarından. Daha çok var.
    Hepsine hayal ürünü demek yanlış olmaz mı?
    Bu adamlar bir yerlerde bir şeyler görüp esinlenmiştir demek daha doğru değilmidir.
    Sonuçta resim çiziyor adam. Her hangi bir ideası yok. Ressam için gördüğünü çizmek daha kolaydır diye biliyorum.

    Keza İstanbul esir pazarı merkezi, Yeni Besten’in yakınında Tavuk Pazarı adı verilen mevkide üç yüz odadan müteşekkil, iki katlı Esir Hanı denen bina imiş. Sonraki yıllarda ticaret azalınca olsa gerek oda sayısı 54 e kadar düşmüş. İşleyiş usulleri ve yöneticileri bellidir.
    Hatta esirlerin satışında iyi para etsin diye süslü kıyafet giydirilmesini, makyaj yapılmasını yasaklayan emirnameler mevcuttur.

    Peki Mısır'daki, Suriye'deki..vs yerlerde pazarın durumu nasıldı?
    Dikkat ettiyseniz ağırlıklı olarak arap kıyafetli insanlar resmedilmiş.
    Belli ki merkezden uzaklaştıkça otorite zayıflamış.
    Özellikle bedevilerde tarla yok tapa yok. Erkek köleyi napsın?
    Varsa yoksa cariye...!

    Atmasyon tarih yazılarına gelincede, tabiki farkındayız. Hareme aile dışında birinin girmesi mümkün değil.
    O yazarların hayal mahsülü hikayeler uydurdukları aşikar.
    Keza bende çıkıp kaynak olmadan 2. Selim hamamda hatun peşinde koşarken düşüp öldü demiyorum.
    Elimden geldiğince doğru kaynaklar kullanmaya çalışıyorum.

    Size birde film tavsiye edeyim.
    Zamanında Ruslara kan kusturan, fakat onlardaki slav bilincinin gelişip birlik olmalarını sağlayan Altın Orda devletinin kayıtları ile Rus belgelerine dayanılarak hazırlanan bir film. 2012 yılı yapımı "Orda" Bu filmin 28:25 saniyeden sonrasını özellikle izleyin.
    Son düzenleme : metin; 07-02-2019 saat: 04:36.

  3. O resimdeki Osmanlı askeri değil

    fotoğraf ne zaman gazetede basıldı biliyormusun tarihte? 1880 yılınd new york da. avrupada ise ilk fotoğraflı gazete britanyada 1890 yılında...

    bahsettiğimiz fotoğrafıda Fransız gazeteci bu tarihlerden önce gazetede basamaz zaten.

    yani Fransız gazeteci gitti çekti bu fotoğrafları avupada 1890 yılından sonra gazetelerde basıldı demek doğrudur, daha önce olmaz.

    bi ton hikaye anlattınız ama resimdeki Osmanlı askeri değil diyemediniz

    ah ah

    noolacak yalan tarih yazmaya çalışanların hali....

    bir Fransız gazetecinin çektiği fotoğrafla dönem kavgasımı yapıcaz yoksa?

    haa sen illa kölelikten bahsedeceksen et canım, yani eski dünyanın gerçeğinden.

    şimdiki modern kölelikten bahsetmesende olur

    yalnız esas mesele Osmanlı askeri değil o resimdeki, konu net... sağa sola saptırmaya gerek yok. bak aşağıda rsimlerin içinde en sağ üstteki resim senin kullandığın resim, resimde arkadaki binada belçikalıların yapmış olduğu dik çatılı bina...siyahi asker Kongo halk ordusun askeri, Osmanlı askeri değil, siyah tenli Osmanlı askerimi bulup koymuşlar kölelerin yanına

    Son düzenleme : bullcosmos; 07-02-2019 saat: 17:28. Sebep: siyah renkli osmanlı askerimi :kahkah:

  4. 1984 yapımı 8 oskarlı amedus filminde ''harem nedir?'' diye soran bayan opera sanatçısına, baş besteci salieri karakteri ''genel ev '' diye öğretiyor, seyretmemişsen, şimdi batının yaptığı resim yada filmler ile tarihin doğruluğunu arayacaksak, işimiz var...bu filmi seyreden batılılar ve hatta tüm dünya, Osmanlıda harem i genel ev olarak öğreniyor, sende öyle öğrenirsen, git onların filimlerinden resimlerinden öğren tarihi ne diyim sana yani....
    Son düzenleme : bullcosmos; 07-02-2019 saat: 17:29. Sebep: baş besteci salieri

  5. Ben size tarihi filmlerden, resimlerden öğrenin demedim ki.
    Gayet mantıklı bir öneri sundum size..
    Tarih ciddi tarihçilerden öğrenilir dedim. Kaynak sundum.. Şöyle yazmışım;

    "Çok daha fazla şey yazmak isterim aslında ama size kestirmeden bir tavsiyede bulunayım.
    Rahmetli Halil İnalcık hocamız malumunuz tartışmasız tarih piridir.
    Google "Halil İnalcık osmanlı köle" kelimeleri yazıp çıkan yazılara bir göz atın.
    İlaveten "Osmanlı köle ticareti" diye aratıp Üniversitedeki tarih hocalarının PDF formatta yayınladıkları tezlere, konu başlıklarına bir bakın
    İnanın hepsinde, kaynak göstererek hazırlanmış mükemmel derleme yazılar okuyacaksınız."


    Yaptınız mı bunu? Araştırıp 1-2 sayfa okudunuz mu?
    Anladığım kadarıyla hayır.. Hiç bir şey yapmadınız.
    En kolay yolu seçip, yapılmışı eleştiriyorsunuz sadece..
    Sizi ikna etmek gibi bir görevim yok benim..
    Devlet arşivleri ortada, arşivlerden derleme tarih yazanların kitapları da ortada.
    Buyrun okuyun. Ne diyim başka

    İlaveten bir filmden sahne tavsiyesi verdim sadece. O sahnede kış vakti yiyecek az olduğu için esir kölelerin beslenme zorluğu ve kendince buldukları çözüm vardı. Türkçeye çevirmek için 2 ay uğraştığımız bir filmdir o.
    Bunun haricinde hangi filmde ne dedikleri tabi ki bağlayıcı değil.

    Fotoğrafa da çok takılmayın.
    Kıyafet, fes, tüfek.. her şey yerinde..
    İlaveten Osmanlıda her milletten asker vardı. Sudan'da Mehdi ayaklanmasını bi okuyun
    Her iki tarafta da bolca siyahi asker göreceksiniz.
    Neyse uzatmayayım.. Sizin itirazlarınız tarihi değiştirmez.
    Osmanlıda köle ticaretinin çok daha fazla belgesi var.
    Lütfedip okursanız hiç kimse ile tartışmaya girmeden sizde kanaat getireceksiniz.

  6. migros

    Daha önce pylaşmıştım ama hükümet sebzedeki fiyat artışını dizginlemek için belediyeler vasıtasıyla sebze satacağını açıklayınca tekrar paylaşmak istedim.

    "Ucuz gıda" fikrinin başlangıcı 1954 yılında Adnan Menderes tarafından atılmıştır..
    İsviçre'de kooperatif olarak kurulmuş olan Migros, bizim ülkemize "kooperatif" uygun olmayacağı düşünülmüş olsa gerek Istanbul Belediyesinin %51, Migros İsviçre'nin %49 ortaklığıyla bir A.Ş. olarak kurulmuştur.

    Ülkemizde zaman zaman ortaya atılan "devlet bakkallık mı yapacak" fikriyle Belediye hisseleri 1975 yılında, yani tam iş oturduktan sonra Koç Holding'e cüz'i bir bedel üzerinden devredilmiştir.

    Demek ki kısa süre sonra belediye araçları sokak aralarında girip Şener Şen'in "Domates" satışını anımsatır sahneler yaşatacak bizlere...:D
    Allah akepeli tayyipten razı olsun ne diyelim..

    https://www.youtube.com/watch?v=SL1icx4nl_8

  7. Tansaş

    "Tansaş" 1970'lerde, rahmetli İzmir Belediye Başkanı İhsan Alyanak'ın yoksul kesime ucuz et, sebze-meyve yedirmek, kışları kömürü piyasaya göre daha ucuza almalarını sağlamak için geliştirdiği bir "Tanzim Satış" formülüydü.


    1973 yılında Tansa adı, 1976 yılına gelindiğinde, "Tanzim Satışlar Müdürlüğü" çatısı altında, İzmir Konak'ta ilk mağazasını açarak çalışmalarına başladı.


    1980'lerde, kulakları çınlasın, İzmir'in ilk Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın döneminde market zincirine dönüştürüldü. Mağaza sayısı, 1986 yılında 12'ye ulaştı. Bu gelişmeyle birlikte ortaya çıkan şirketleşme düşüncesi doğrultusunda, 15 Aralık 1986 tarihinde Tansaş İzmir Büyükşehir Belediyesi İç ve Dış Ticaret A.Ş. kuruldu.


    1990'larda, onun da kulakları çınlasın, İzmir'in ikinci Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur döneminde de Türkiye'nin değilse bile Ege'nin en prestijli süpermarketler zinciri haline geldi.


    1996 yılında, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait Tansaş hisselerinin %32.98'i halka açıldı.
    1999 yılında hisselerini Doğuş Grubu satın aldı.
    Tansaş, hizmet kalitesini yükseltmek ve verimliliği daha üst seviyelere çıkarmak amacıyla, 2002 yılı içinde, Macrocenter'ı kendi bünyesine kattı.

    Tansaş, 10 Kasım 2005'te Migros bünyesine satıldı. Sektör lideri ile birleşmenin etkisi ile sektördeki gücünü artırarak müşterilerine hizmete devam ederek büyümektedir.
    2008 yılı sonunda Tansaş mağaza sayısını 270'e çıkartmış, 2016 yılında ise Migros ile birleşmiştir.

  8. İstediğin kadar yırtın, o resimdeki Osmanlı askeri değil, ispat edemediğin içinde konuyu sürekli köleliğe getiriyorsun aklı sıra...

    neyse yalan tarih bu şekilde Fransız gazetecinin çektiği resimle yapılacaksa okuyanıda bol olur sende amacına ulaşırsın belki....

Sayfa 136/178 İlkİlk ... 3686126134135136137138146 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •