Sayfa 1995/2114 İlkİlk ... 995149518951945198519931994199519961997200520452095 ... SonSon
Arama sonucu : 16906 madde; 15,953 - 15,960 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. DEniz hocam zaten emekli maaşının adını ne ara değiştirmişlerse şuan yaşlılık aylığı olarak görünüyor. Aslen tam da sizin dediğiniz gibi emekli aylığı denen şey ödenen primlerin karşılığında ödenen bir rakamdır, lütuf değildir, sosyal yardım hiç değildir.
    Yazdıklarım kesinlikle yatırım tavsiyesi degildir..Sadece kendi kişisel görüşlerimdir...

  2. #15954
    Wednesday January 17 2024 Actual Previous Consensus
    04:30 PM
    US
    Retail Sales MoM DEC 0.6%
    0.3% 0.4%
    04:30 PM
    US
    Retail Sales YoY DEC 5.6%
    4% ®

    ABD'den arka arkaya gelen veriler ekonomide soğuma bir yana ısınma olduğunu gösteriyor.İstihdam piyasası güçlü olmaya işsizlik oranı tarihi düşük seviyelerde kalmaya devam ederken,ekonomi güçlü büyüme hızını koruyor,küresel piyasalarda enerji ve gıda fiyatlarındaki düşüş kaynaklı mal fiyatlarındaki konjonktürel gerilemeler dışında enflasyonda da bir düşüş yok, başta hizmet enflasyonu olmak üzere çekirdek enflasyon yüksek kalmaya devam ediyor.ABD piyasaları ise bu ortamda hala Fed'in çoklu faiz indirimleri yapacağını hayal edip,varlık fiyatlarını şişirme gayreti içindeler.

  3. #15955
    Wednesday January 17 2024 Actual Previous
    05:15 PM
    US
    Industrial Production YoY DEC 1%
    -0.4%
    05:15 PM
    US
    Manufacturing Production YoY DEC 1.2%
    -0.8%


    06:00 PM
    US
    NAHB Housing Market Index JAN 44
    37 39
    Son düzenleme : deniz43; 17-01-2024 saat: 18:32.

  4.  Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Görüyorum ki sosyal medyada bazı densizler emeklilere yapılan maaş ödemelerini devletin lütfu gibi görüyorlar,ama gerçek tam tersi, emekliler ödedikleri primlerin karşılığını alamıyorlar.Rakamlara birlikte bakalım.Prim ödeme limitleri her sene enflasyona bağlı ücret artışları ile artıyor.Biz şu anın sabit rakamlarıyla hesaplama yapalım:

    2024 Yılı prime esas ücret tavanı:150 019 TL

    30 Yıl tavandan prim ödeyen ve 60 yaşında emekli olan bir kişinin ödediği prim toplamı:

    150*0.295*360:=15.930 milyon TL
    Bu primi ödeyen kişi en az o kadar da bir gelir vergisi ve bir o kadar da kdv,ötv dolaylı vergiler ile devlete ödeme yapıyor ama onu haydi dikkate almayalım.

    Türkiye gsyih ortalama reel büyümesi %4.5 civarlarında, bu kadar değil de,ödenen primlerin sadece yılda %2 reel değerlendirildiğini varsayalım,30 yılda %81.1 değerlenmiş olur.Ama başta değerlenen prim tutarı az,sonraki aylarda daha çok ,15. yıldaki %34.58'i orta noktayı referans alalım .
    15930*1.3458=21.439 milyon TL yatırılan primler ve neması olur.

    Daha erken ölebilir veya daha uzun yaşayabilir ama 1 erkek için Türkiyede beklenen ortalama ömür 75 yaş civarında,10 yıl da ölümünden sonra %75 eşine maaş ödendiğini varsayalım.

    180 ay+120 ay*0.75=270 ay

    21439/270=79400 TL bugünün sabit fiyatlarıyla 30 yıl tavandan prim ödemesi yapan bir emekliye ödenmesi gereken maaş.

    Tabii,bir de sağlık harcamaları var,tavandan ödeme yapan bir çalışanın genellikle çalıştıkları şirket tarafından yapılan özel sağlık sigortası oluyor,mesela benim de vardı ve iş hayatım boyunca hiç devlet hastanelerine gtmedim,emekli olduktan sonra da genellikle aynı özel sağlık sigortası devam ettiriliyor yine devlet hastanelerinden bir sağlık hizmeti alınmıyor ama biz yine de genel için ortalama bir %20 sağlık hizmetleri provizyonu ayıralım bu takdirde devletin tavandan prim ödeyenlere ödemesi gereken emekli maaşının 2024 Ocak ayı rakamlarıyla ,
    79400*0.8=63500 TL olması gerekirdi.
    Foruma yaptığınız çok değerli katkılar için teşekkür ederek başlayayım.

    Muhtemelen hesabınız matematik işlemi olarak doğru. Ancak bu açıdan bakarsak sürece yaptığı katkının çok ötesinde karşılık alanların çok daha fazla olduğunu da söylemeliyiz. Birinci halka zorunlu sosyal güvenlik harcamaları dağıtım esasına göre çalışır, yani sizden alınan primler sizden öncekilerin maaş ve sağlık giderleri için harcanırken sizin içinde yapılan harcamalar sizden sonrakilerin ödediği primlerle karşılanır. Bu açıdan bakınca sosyal güvenlik sistemimiz adeta iflas etmiş durumdadır. Normalde 4 aktif karşılığı 1 pasif olması gereken denge çok bozulmuş durumda. Bütçeden aktarılan kaynaklarla sistem yürütülmeye çalışılmakta.

    Ancak asıl sorun konuya iktidarıyla muhalefetiyle tüm kesimlerin yaklaşımında. Emekli ya da kendisi için sağlık harcaması yapılan kişi öncelikle insan olarak görülmeli. Ve bu insanlara özünde ve öncelikle hiç bir matematik hesabın yapılmadığı bir bakış açısıyla yaklaşılmalıdır. Bu açıdan bakıldığında başta emekliler olmak üzere çok geniş bir kesimin ücretlerini parasal miktar üzerinden değil insanca yaşamanın asgari gereklerini karşılayıp karşılamadığı üzerinden konuşmak gerekir. (Yaşam maliyetlerini düşürecek tarım, sağlık, ulaşım, çevre vb alanlarda yapılacak çok şey var. Önceliği neşeli, huzurlu, mutlu bir yaşamın nasıl sağlanacağını düşünmeye vermeliyiz diye düşünüyorum.)

  5.  Alıntı Originally Posted by ada1 Yazıyı Oku
    Foruma yaptığınız çok değerli katkılar için teşekkür ederek başlayayım.

    Muhtemelen hesabınız matematik işlemi olarak doğru. Ancak bu açıdan bakarsak sürece yaptığı katkının çok ötesinde karşılık alanların çok daha fazla olduğunu da söylemeliyiz. Birinci halka zorunlu sosyal güvenlik harcamaları dağıtım esasına göre çalışır, yani sizden alınan primler sizden öncekilerin maaş ve sağlık giderleri için harcanırken sizin içinde yapılan harcamalar sizden sonrakilerin ödediği primlerle karşılanır. Bu açıdan bakınca sosyal güvenlik sistemimiz adeta iflas etmiş durumdadır. Normalde 4 aktif karşılığı 1 pasif olması gereken denge çok bozulmuş durumda. Bütçeden aktarılan kaynaklarla sistem yürütülmeye çalışılmakta.

    Ancak asıl sorun konuya iktidarıyla muhalefetiyle tüm kesimlerin yaklaşımında. Emekli ya da kendisi için sağlık harcaması yapılan kişi öncelikle insan olarak görülmeli. Ve bu insanlara özünde ve öncelikle hiç bir matematik hesabın yapılmadığı bir bakış açısıyla yaklaşılmalıdır. Bu açıdan bakıldığında başta emekliler olmak üzere çok geniş bir kesimin ücretlerini parasal miktar üzerinden değil insanca yaşamanın asgari gereklerini karşılayıp karşılamadığı üzerinden konuşmak gerekir. (Yaşam maliyetlerini düşürecek tarım, sağlık, ulaşım, çevre vb alanlarda yapılacak çok şey var. Önceliği neşeli, huzurlu, mutlu bir yaşamın nasıl sağlanacağını düşünmeye vermeliyiz diye düşünüyorum.)
    Bizim insanimiza mi ?

    Bizim insanimiz hic bir sey talep etmiyor.

    Bilmedigi icin, gormedigi icin, farki bilmiyor, diger uluslari da bizim gibi saniyor.

    Diger taraftan, Cumhuriyet'in ilk yillarinda, ekonomi guclenene kadar, devlete karsi acilan davalarda, devleti koruyan bir yargi anlayisi hakim olmus ve bu durum sure gelmistir.

    Sonucta, bugun yasandigi gibi,Milletin hizmetinde olmasi gereken devlet, milletin sirtina tunemis ve tum gucuyle soymaya devam etmistir.

    Bu soygun 1950'lerden beri suruyor. Enflasyon yoluyla.

    Dunya'da Sosyal Guvenlik konusunda basarili olan pek cok ulke var, alir bire bir aynisini uygularsin 30 senede cozulur, ama bu kurumlarda zamanla biriken para, siyasetcilere her donemde arpalik olmus ve yenmistir.

    Bunlari yazmak icin dusunmek icin bence artik cok gec.

    Gittigi yere kadar bu sekilde gider, Emeklimiz de bir an once olmek icin dua eder durur.

  6. #15958
     Alıntı Originally Posted by ada1 Yazıyı Oku
    Foruma yaptığınız çok değerli katkılar için teşekkür ederek başlayayım.

    Muhtemelen hesabınız matematik işlemi olarak doğru. Ancak bu açıdan bakarsak sürece yaptığı katkının çok ötesinde karşılık alanların çok daha fazla olduğunu da söylemeliyiz. Birinci halka zorunlu sosyal güvenlik harcamaları dağıtım esasına göre çalışır, yani sizden alınan primler sizden öncekilerin maaş ve sağlık giderleri için harcanırken sizin içinde yapılan harcamalar sizden sonrakilerin ödediği primlerle karşılanır. Bu açıdan bakınca sosyal güvenlik sistemimiz adeta iflas etmiş durumdadır. Normalde 4 aktif karşılığı 1 pasif olması gereken denge çok bozulmuş durumda. Bütçeden aktarılan kaynaklarla sistem yürütülmeye çalışılmakta.

    Ancak asıl sorun konuya iktidarıyla muhalefetiyle tüm kesimlerin yaklaşımında. Emekli ya da kendisi için sağlık harcaması yapılan kişi öncelikle insan olarak görülmeli. Ve bu insanlara özünde ve öncelikle hiç bir matematik hesabın yapılmadığı bir bakış açısıyla yaklaşılmalıdır. Bu açıdan bakıldığında başta emekliler olmak üzere çok geniş bir kesimin ücretlerini parasal miktar üzerinden değil insanca yaşamanın asgari gereklerini karşılayıp karşılamadığı üzerinden konuşmak gerekir. (Yaşam maliyetlerini düşürecek tarım, sağlık, ulaşım, çevre vb alanlarda yapılacak çok şey var. Önceliği neşeli, huzurlu, mutlu bir yaşamın nasıl sağlanacağını düşünmeye vermeliyiz diye düşünüyorum.)
    Ben de öncelikle nezaketiniz için size teşekkür ederim.Burada birkaç husus var:

    -Birincisi sosyal güvenlik kurumları,doğru, sizin ifade ettiğiniz gibi çalışır ama burada önemli olan toplanan primlerin reel değerini korumak,hatta bir miktar da nemalandırmaktır.Bunu yaptığınız zaman emekli /çalışan rasyosunun önemi azalır,yine yukarıdaki hesaplamadaki ödemeyi yapabilirsiniz..Bizim ülkemizde ssk ve bağkur çok genç kurumlar. SSK 1946,bağkur 1972 tarihlerinde kuruldu ve çok uzun süre hiç emekli maaşı ödemeden ellerinde çok büyük fonlar birikti ama bu fonlar değerlendirilip emekli olacaklara hak ettikleri maaşları ödemek yerine amacı dışında kamu harcamalarını finase etmek için kullanıldı,örneğin enflasyon %100 iken hazinenin çıkarttığı %18 faizli tahvillerde bu fonlar reel olarak eritildi.Bunda prim ödeyenlerin hiç bir kusuru yok.

    -İkincisi SGK 2022 yılında 4.419 milyon haneye sosyal yardımda bulundu.Böyle bir yardım yapılacaksa kaynak yaratılarak yapılır,emeklilerin maaşlarını reel olarak düşürülerek,diğerlerine transfer edilerek değil.Bu sosyal yardım alanların çok büyük çoğunluğu hayatında 1 gün çalışmamış,1 gün prim ödemesi yapmamış kişiler.

    -Üçüncüsü siyasi kararlarla SGK'nın kaynakları suriyeli göçmenlerden prim ödemeyen hanelere yapılan devasa transferlere rağmen emekli maaşları reel olarak o kadar fazla düşürüldü ki,2003 yılında SGK'nin toplam gelirlerinin toplam giderlerini karşılama oranı yüzde 67.5 iken bu oran 2023'te yüzde 97.6'ya ulaştı.Yani EYT ile bir sürü insanı genç yaşta emekli edip emekli sayısı çoğalmasına rağmen SGK bütçesi neredeyse denk hale geldi.

    https://www.birgun.net/makale/emekli...ettiler-496640

    -Buna karşı örneğin Avrupa Birliği'nde sosyal güvenlik harcamaları 2021 yılı itibariyle 4.196 trilyon Euro'ya veya GSYİH'nın %28.7'sine ulaştı

    https://ec.europa.eu/eurostat/statis...%25%20of%20GDP.

    "In 2021, the total expenditure on social protection benefits in the EU amounted to e 4196 billion, or 28.7 % of GDP."

    Bizde de aynı oranda sosyal güvenlik harcamalarına pay ayrılsa , büyüklüğü 250 milyar doları geçer.

    -Anayasamız sosyal bir devlet olduğumuzu söylememize rağmen ,gsyih'nın belli bir oranında destek sağlanması gerekirken ,tersine emekli olacaklara ödedikleri primlerin karşılığı bir emekli maaşı bile ödemeyip,sefalete mahkum ediyor,çalışma döneminde ödenen primler yağmalanıyor,kamu yöneticilerinin lüks harcamalarında kullanılıyor.Bu da hiç adil bir şey değil,vicdanları rahatsız eder.

  7.  Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Ben de öncelikle nezaketiniz için size teşekkür ederim.Burada birkaç husus var:

    -Birincisi sosyal güvenlik kurumları,doğru, sizin ifade ettiğiniz gibi çalışır ama burada önemli olan toplanan primlerin reel değerini korumak,hatta bir miktar da nemalandırmaktır.Bunu yaptığınız zaman emekli /çalışan rasyosunun önemi azalır,yine yukarıdaki hesaplamadaki ödemeyi yapabilirsiniz..Bizim ülkemizde ssk ve bağkur çok genç kurumlar. SSK 1946,bağkur 1972 tarihlerinde kuruldu ve çok uzun süre hiç emekli maaşı ödemeden ellerinde çok büyük fonlar birikti ama bu fonlar değerlendirilip emekli olacaklara hak ettikleri maaşları ödemek yerine amacı dışında kamu harcamalarını finase etmek için kullanıldı,örneğin enflasyon %100 iken hazinenin çıkarttığı %18 faizli tahvillerde bu fonlar reel olarak eritildi.Bunda prim ödeyenlerin hiç bir kusuru yok.

    -İkincisi SGK 2022 yılında 4.419 milyon haneye sosyal yardımda bulundu.Böyle bir yardım yapılacaksa kaynak yaratılarak yapılır,emeklilerin maaşlarını reel olarak düşürülerek,diğerlerine transfer edilerek değil.Bu sosyal yardım alanların çok büyük çoğunluğu hayatında 1 gün çalışmamış,1 gün prim ödemesi yapmamış kişiler.

    -Üçüncüsü siyasi kararlarla SGK'nın kaynakları suriyeli göçmenlerden prim ödemeyen hanelere yapılan devasa transferlere rağmen emekli maaşları reel olarak o kadar fazla düşürüldü ki,2003 yılında SGK'nin toplam gelirlerinin toplam giderlerini karşılama oranı yüzde 67.5 iken bu oran 2023'te yüzde 97.6'ya ulaştı.Yani EYT ile bir sürü insanı genç yaşta emekli edip emekli sayısı çoğalmasına rağmen SGK bütçesi neredeyse denk hale geldi.

    https://www.birgun.net/makale/emekli...ettiler-496640

    -Buna karşı örneğin Avrupa Birliği'nde sosyal güvenlik harcamaları 2021 yılı itibariyle 4.196 trilyon Euro'ya veya GSYİH'nın %28.7'sine ulaştı

    https://ec.europa.eu/eurostat/statis...%25%20of%20GDP.

    "In 2021, the total expenditure on social protection benefits in the EU amounted to e 4196 billion, or 28.7 % of GDP."

    Bizde de aynı oranda sosyal güvenlik harcamalarına pay ayrılsa , büyüklüğü 250 milyar doları geçer.

    -Anayasamız sosyal bir devlet olduğumuzu söylememize rağmen ,gsyih'nın belli bir oranında destek sağlanması gerekirken ,tersine emekli olacaklara ödedikleri primlerin karşılığı bir emekli maaşı bile ödemeyip,sefalete mahkum ediyor,çalışma döneminde ödenen primler yağmalanıyor,kamu yöneticilerinin lüks harcamalarında kullanılıyor.Bu da hiç adil bir şey değil,vicdanları rahatsız eder.
    Sn deniz devletin her şeyi doğru yaptığını varsayalım. minimum emeklilik şartının erkeklerde 5000 prim gün 25 yıl sigortalılık süresi, kadınlarda 5000 gün 20 yıl sigortalılık süresi olan bir emeklilik sisteminin sürdürebilir olması mümkün müdür ?

  8. #15960
     Alıntı Originally Posted by Westwind Yazıyı Oku
    Sn deniz devletin her şeyi doğru yaptığını varsayalım. minimum emeklilik şartının erkeklerde 5000 prim gün 25 yıl sigortalılık süresi, kadınlarda 5000 gün 20 yıl sigortalılık süresi olan bir emeklilik sisteminin sürdürebilir olması mümkün müdür ?
    Değildir.75 yaş(kadınlarda 79 yaş) beklenen ortalama ömür varken, emeklilik yaşının 60'ın altında olmaması gerekir .Evet,ülkemizin gerçeklerinin farkındayız,50'li yaşlardan itibaren özellikle mavi yakalıların iş bulması çok zor oluyor.Ama bunun çözümü 50 yaşında emekli yapmak değil.İşsizlik fonu ve işsizlik maaşı bunun için var.İşsizlik fonunda biriken büyük tutarlı paralar yol yapmak ,bina yapmak,varlık fonuna borç vermek ,kamu bankalarına sermaye artırımına destek olmak gibi kuruluş misyonuna aykırı amaçlarda kullanılmak yerine ,tam da misyonuna uygun olarak, 50 yaş altına 2 yıla kadar süreyle,50 yaşın üstüne iş bulamadığı takdirde emeklilik hakkını kazanacağı 60 yaşına kadar işsizlik fonundan ödeme yapılması doğru olur,SGK bütçesinden değil.

Sayfa 1995/2114 İlkİlk ... 995149518951945198519931994199519961997200520452095 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •