-Önce merkez bankası net rezervlerini nasıl hesapladığımı anlatmak istiyorum,çünkü bu konuda zaman zaman sosyal medyada farklı rakamlar görüyorum,muhtemelen bu forumun okuyucuları da farklı rakamları görüyordur.
1)Dış varlıklardan döviz yükümlülüklerini çıkartıyorum(döviz yükümlülüklerinin açılımı(Dış yükümlülükler+Bankalar mevduatı+Kamu mevduatı)
2)Hesaplanan merkez bankasının TL olarak yayınladığı rakamlar,merkez bankasının hesaplama yapılan tablosunun ait olduğu gün için merkez bankasının ilan ettiği pariteden dolara çeviriyorum.)
3)Bulunan net döviz rezervi swap ve altın dahil net rezerv oluyor.
4) Merkez Bankasının 1ay-1 yıl vade arasında bankalardan temin ettiği kısa vadeli swap tutarını bilançonun yükümlülükler kısmına kaydetmediği için borç alınan bu paralar emanet olduğu halde sanki kendi rezerviymiş gibi görünüyor,dolayısıyla tabloda net döviz rezervini -swap hariç olarak- da göstermek gerekiyor.Altın ise piyasalarda sürekli işlem gördüğü için hem fiyatı artı ya da eksi yönde her an değişiyor,hem de altınlar fiziki olarak merkez bankasında duruyor,uluslararası bir takas odasında bulunmayan yüklü miktarda fiziki altını ihtiyaç duyulduğunda nakde çevirmek zaman alıcı bir iş,dolayısıyla onu da tabloda ayrı bir satır halinde göstermek gerekiyor.
5)Benim yaptığım hesaplama ile diğer "bazı" hesaplamalar arasındaki fark "kamu döviz mevduatı" nın da merkez bankası net rezervine dahil edilmesinden kaynaklanıyor.Halbuki merkez bankası ve hazine 2 farklı tüzel kişilik,gerek merkez bankasının yayınladığı verilerde gerekse hazinenin yayınladığı verilerde merkez bankasına ait rakamlar 2 ayrı tüzel kişilik olarak -aşağıda örneklerde gösterildiği üzere-ayrı ayrı sütunlarda gösteriliyor.
Türkiye'nin kısa vadeli borcu(tablo 6)(Merkez Bankası)
https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/conn...25bb65-n3DiI8c
Türkiye'nin dış borcu/Hazine Bakanlığı)
https://www.hmb.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri
6)Esasen dünyanın en iyi ekonomi fakülteleri olan Harvard,Chicago,LSE gibi okulların ders kitaplarında da hesaplama bu şekildedir.
7)Nitekim Cuma günü bu konuda bir yazı yazan Financial Times muhabiri Laura Pitel'ın hesaplaması da aynen benimki gibidir.
https://twitter.com/laurapitel/statu...45730897379328
Laura Pite'nin bulduğu rakam -swap hariç,altın dahil- rakam 1.5 milyar dolardır.Benim (-)7.592 milyar dolar rakamımla aradaki fark,Pitel'in hesaplamasının 28 Şubat itibariyle,benim rakamımın ise 25 Mart tarihli merkez bankasının analitik bilançosuna göre hesaplanmış olmasından kaynaklanıyor.Zaten Mart ayı boyunca merkez bankasının net döviz rezervlerinden sürekli harcama yaptığı da merkez bankasının aşağıdaki analitik tablosundan görülüyor.
https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php?...2BA8YwOo%3D/tr
-Hayır, döviz tevdiat hesapları için merkez bankası nezdinde tutulan munzam karşılıklar merkez bankası net rezervlerinde olmaz,brüt rezervlerinde gösterilir,çünkü o dövizlerin mülkiyeti gerçek kişilere ya da şirketlere aittir.Merkez Bankası çok sıkıştığı zaman kendisinde emanet duran munzam karşılık dövizleri kullanmasında yasal bir engel yok.Ancak böyle bir kullanım döviz tevdiat hesaplarında da bir sigortanın kalmadığı anlamına gelir ve döviz tevdiat hesaplarının sahipleri tarafından çekilme riski yaratır.Nitekim merkez bankasının da şu ana kadar bilançosundan böyle bir yola gitmediği gözüküyor.
- Yeni modern para teorisinde ;sermaye hareketlerinin serbest olduğu (küreselleşmiş bir dünyada) paraları rezerv para statüsünde olan ülkelerin bütçe açığı vererek ve para basarak ekonomiyi yönlendirmelerinin enflasyon gibi sorunlar yaratmayacağ şeklinde bir hipotez var.Gelişmiş ülkelerin birtakım ortak özellikleri var. Örneğin hepsinin para birimi (Dolar, Euro, Pound, Yen) rezerv para niteliği taşıyor. Bir başka deyişle bu ülkeler kendi bastıkları parayla kendi iç ve dış borçlarını ödeyebiliyor ve paraları bütün dünyada ödeme aracı olarak kabul ediliyor. Basıp dağıttıkları paraların bir bölümü sermaye hareketlerinin serbest kalmış olmasından yararlanarak dünyaya çıkıyor, ülkede kalmıyor.
Bu konuda Mahfi Eğilmez de bir yazı yazmış:
http://www.mahfiegilmez.com/2020/03/...isinde-mi.html
Benim ise bu teoriye itirazlarım var ,itiraz gerekçeleri için detaylı bir çalışma yapmam gerekiyor,uygun bir zaman bulunca bu çalışmayı yaparım.Ama kısaca şunları söyleyebilirim:Suyun bir kaynama derecesi vardır,atmosfer basıncının az veya çok olması bu rakamı değiştirebilir ama sonunda bir eşik seviyeyi geçince şartlar tamam olunca kaynar.Ayrıca bu sefer yalnız parasal değil mali genişleme de var,talep şokunun yanı sıra tedarik zincirlerinde kırılma ve arz şoku da var.Gelecek yıl beklentim global ölçekte hem durgunluk ,hem de enflasyon yani stagflasyon olması.
--TL'nin dolar karşısında değer kazanması için ABD'deki enflasyonun Türkiye'den daha yüksek olması gerekir,ekonomi teorisine göre uzun vadede paralar arasındaki parite aradaki reel enflasyon farklarına göre oluşur.Her ne kadar ABD'de gelecek yıl enflasyonun yükselmesini beklesem de,çok kuvvetle muhtemel ,Türkiye'nin reel enflasyonu ABD'den çok daha yüksek olacaktır,böyle olması için bir çok sebep var.Dolayısıyla zaman zaman teknik düzeltme hareketleri olsa da dolar TL karşısında değer kazanmaya devam edecektir.
-Enflasyon yükselince faizler de yükselecek,tahviller değer kaybedecek demektir,bu durum tahvilleri ellerinde bulunanlara zarar yazar,hükümetler ise daha yüksek faizle yani maliyetle borçlanacak manasına gelir.Yani evet eldeki borç tutarını reel olarak azaltır ama sonraki borçlanmalarında onu dengeleyecek faiz artışları olur,nominal borç tutarı artar.
-Dolar dünyanın rezerv para birimi.Euro,Yen,Pound gibi paraların dolar karşısında -parasal ve mali genişleme politikaları açısından - değer kazanmalarını gerektiren bir durum yok,tersine son haftalarda global ölçekte çok büyük dolar likiditesi sıkıştığında -altın dahil- para eden her şeyin satılıp dolar elde edilmeye çalışıldığını gördük.Fed'in dolar likiditesi ihtiyacı için repo ihaleleriyle ABD piyasasına verdiği çok büyük tutarlara ek olarak dünyadaki birçok büyük merkez bankasına dolar ihtiyacı için "swap line" açtığını gördük.
Yani orta vadede olar yine rezerv para olarak gözde olmaya devam edecek ama kısa vadede ABD ekonomisi,avrupa ve uzakdoğu ekonomilerine göre daha -hizmet sektörü ağırlıklı- bir ekonomi olduğundan muhtemelen bu yıl makroekonomik verileri daha kötü gelecektir,bu da kısa vadeli olarak diğer majör para birimlerine karşı(euro,yen ..gibi) bir miktar değer kaybetmesine yol açabilir,ama gelişmekte olan ülklerin para birimlerine karşı değer kazanmaya devam edecektir.
-Türkiye'nin makroekonmik verileri son derece kötü:İşsizlik geçen sene tarihi zirve yaptı,coronavirüs salgının global ölçekte ekonomileri durdurmasıyla şimdi bu oran daha da yükselecektir+geçen seneye göre ilave kabaca 40 milyar dolar dövize ihtiyacımız var.
--------------------------------------------------------------------------------
https://www.hisse.net/topluluk/showt...81#post4246581
2020 YILI DÖVİZ AKIMI PROJEKSİYONU
------------------------------------------------------------------
Merkez Bankasının döviz rezervleri dibe vurmuş durumda,bankalarda kabaca 500 milyar TL'lik sorunlu kredi vardı,virüs salgının ekonomide yarattığı ekonomide durma bu sorunlu kredilerde ciddi oranda artış yaratacaktır.Global ölçekte ekonomilerde küçülme ,dünya çapında dış ticareti azaltacak,korumacılık ön plana çıkacak,ihracat pazarları daralacaktır.Özellikle hizmet sektöründe şiddetli kayıplar bu yıl ekonominin de küçülmesine neden olacaktır,yüksek işsizlik ise tüketimi azaltacaktır.Yani coronavirüs salgını ile global ölçekte ekonomilerde daralma bizde de fazlasıyla olacaktır.Paramız da evet ,değer kaybetmeye devam edecektir.
Yer İmleri