-Verilen krediler eğer batarsa ve banka sermayesini kayıp edip zarara geçerse;banka sahipleri ,yönetim kurulu üyeleri ve tepe yöneticileri başta mevduat sahiplerine olmak üzere bankanın tüm yükümlülüklerini ve borçlarını tüm mal varlıkları ile karşılamak zorundalar.
Bir banka elinde para varsa bunu krediye dönüştürüp para kazanmak ister,krediye dönüştürmediği her gün bankaya maliyeti vardır.Ama buna rağmen banka kredi vermiyorsa demek ki muteber bir kredi müşterisi bulamıyor demektir,banka kredi almak isteyen mevcut talep edenlerin kredi dönüşünü zayıf ihtimal, batmasını yüksek ihtimal görüyordur.Buna rağmen BDDK'nın "kredi batarsa senin sorumluluğun ama vermesen de bu sefer para cezası keserim" baskısı hem anayasamızdaki ticaret özgürlüğüne hem de evrensel ticaret ve bankacılık hukukuna ters düşen bir zorlama.
-Zorunlu karşılıklar ve disponibilite ile ilgili olarak Mahfi Eğilmez ile aynı görüşteyim.Bir formül olacaksa,-bankaların kredi için kullanamayacağı bu tutar- payda'da mevduatlardan bu kalemler düşülmeliydi.
-Sosyal medyada bankaların cezai yaptırıma uğramadan bu rasyoyu nasıl tutturabileceği konuşuluyor.Aklıma gelen bir fikir de iş bankası,akbank,yapı kredi gibi bankaların ana hissedarlarının gurup içindeki çok sayıda şirketlerin döviz ve TL mevduat hesaplarını gurup bankalarındaki hesaplarında tutuyor.Eğer koç,sabancı ve iş bankası şirketleri,-banka hesapları ne kadar var bilançolardan bakmak lazım ama- bankadaki mevduat hesaplarını gurup bankasından çekip şirketlerindeki kasaya taşırsa paydadaki mevduat tutarı küçüleceği için cezai yaptırımdan kurtulabilirler.
Yer İmleri