https://www.google.com/amp/s/www.fxs...s-202004270746
Deniz bey acaba uluslarasi piyasada boyle haberler mi dolaniyor... eger oyleyse bir soros durumu ile karsi karsiya kalabilir miyiz bu haberi gorunce goruslerinizi merak ettim.. saygilar
|
|
piyasa/defter değeri= 8.78
fiyat/kazanç oranı=30.80
Bu rasyolar geçmiş 12 aya ait rasyolar.İkinci çeyrek bilançoları ile gelecek devasa zararlar ile bu rasyolar göklere çıkacak ve borsaların şu anda yaptığı şirket değerlemelerinin ne kadar "pahalı" ve temelsiz olduğu çok daha fazla göze batacak."
SayS&P 500 sirketlerinin gelecek 4 ceyrege gore yapilan F/K beklentisi 20,1 ki son 15 yilin en yuksegi. Biliyorsunuz son 15 yilda 2008 krizi de var. Halihazirda S&P sirketlerinin kazanclari bu yil yuzde 17,9 geriledi. Buna rağmen borsaları yükseliyor. Bu nasıl bir çelişki..
Deniz 43, FED faizlerinin ve tahvillerinin 0 a yaklaştığı bir ortamda 40 F/K bile ucuz değil mi , efendim?
https://www.google.com/amp/s/www.fxs...s-202004270746
Deniz bey acaba uluslarasi piyasada boyle haberler mi dolaniyor... eger oyleyse bir soros durumu ile karsi karsiya kalabilir miyiz bu haberi gorunce goruslerinizi merak ettim.. saygilar
yazdıklarım tamamen kişisel yorumlarım olup hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi değildir ... sizi mutlu edecek ninja yolunu kendiniz çizmeniz dileğiyle...
ytd..
-Şirket değerlemelerinde hesaplama yöntemlerinden biri de şirketin nakit akımlarının uzun vadeli tahvil fiyatı ile indirgenerek "net bugünkü değer" yöntemiyle hesaplanmasıdır.Burada tahvil faizi ne kadar düşük olursa hesaplanan şirket değeri de o kadar yüksek çıkar.Ancak şu an olduğu gibi olağanüstü şartların olduğu ekstrem durumlarda kullanılan bir hesaplama şekli değildir.Çünkü bu dönemin kısa vadeli olacağı dolayısıyla değerlemenin de değişeceği şeklinde yaklaşılır.Yok resesyon döneminin uzun süreceği varsayılırsa o zaman da işsiz sayısının çok artacağı,tüketici ve yatırım harcamalarının sert düşeceği,ekonomin sert bir şekilde küçüleceği ,bu durumda da şirketlerin cirolarının ve kazançlarının sert bir şekilde düşeceği,bazılarının özsermayesinin yazdıkları zarar nedeniyle eriyeceği,bazılarının da batacağı fiyatlanır ve borsa endeksleri bunu fiyatlar, endeksler krizi fiyatlayacak şekilde düşer.
-Şu anda ikinci senaryo daha yakın görünüyor.ABD'de şu anda işsiz sayısı 33.6 milyon kişiyi bulmuş durumda,bu hafta muhtemelen 3.5 milyon kişi daha ilave olacak,işsiz sayısı 37 milyona,işsizlik oranı %22.7'ye yükselecek.Tahminler işsizlik oranının %25'i geçeceği,ikinci çeyrekte yıllıklandırılmış gsyih'sının %30'in üzerinde küçüleceği şeklinde.1948-2020 arasında daha önceki krizlerde görülen en yüksek işsizlik oranı %10.8 olmuş.
https://tradingeconomics.com/united-...mployment-rate
ABD tarihinde görülen en yüksek işsizlik oranı ise "büyük buhran" sırasında %24.9 olmuş.Şimdi bu oran bile geçilecek gözüküyor.
Peki ,ekonomide normalleşme için ne kadar zaman geçer.Bunun için kesin bir zaman vermek mümkün değil,aşının ne zaman bulunacağı en önemli referans noktası,ama bu muhtemelen en erken gelecek yıl olabilecek.Yukarıda Almanya başbakanı Merkel'in sözleri var;"Merkel'den uyarı: Salgınla uzun süre yaşamak zorunda kalacağız" diyor.Projeksiyonları yaparken dikkate alınması gereken pozisyonda birisi.
Fed faizleri sıfır da olsa;karı olmayan bir şirketin Fiyat/Kazanç oranı sonsuz olur yani matematiksel olarak payda sıfırsa,cebirsel olarak sonuç sonsuz 'dur ve aşırı pahalıdır.Zarar eden şirketin zaten F/k'sı olmaz,şirketin defter değeri de ettiği zarar kadar düşer,zararı defter değerini geçerse de pratikte batmış bir şirket olur.
-Sonuç olarak faiz sıfır bile olsa -en azından- para kaybetmezsiniz.Ama sert küçülmüş bir ekonomide devasa zarar eden şirketler büyük değer kaybettikleri zaman o şirketin hisselerini elinde bulunduranlar büyük zarar yazarlar.
Daha önce:
"Merkez Bankasının yayınladığı bankalardan swap yolu ile kısa vadeli olarak aldığı döviz tutarlarının bilgisi çok gecikmeli yayınlanıyor.Salı günü Mart sonu itibariyle veriyi yayınlayacaklar.Ama günlük olarak yayınlanan merkez bankasının analitik bilançosuna göre 22 Nisan itibariyle bankalardan swap yoluyla aldığı dövizlerini toplam tutarı 38 milyar doların üzerine çıkmış olmalı,yoksa hala kamu bankaları üzerinden satış yapma imkanı olmazdı.Merkez bankasının swap yoluyla aldığı dövizlerin %70'den fazlasının vade süresi 1 aydan kısa, ancak yine analitik bilançodan görülen merkez bankasının bu dövizlerin tamamını satmış olduğu,dolayısıyla merkez bankası vadesi dolan swap anlaşmalarını, elinde geri vereceği bir döviz olmadığı için sürekli -ve zorunlu- olarak çevirecek demektir"
yazmıştım.
Yani merkez bankasının net döviz rezervlerini son yayınladığı veriye göre aslında çoktan tüketmiş olması gerekirdi.Ama anlaşılan bankalardan swap yoluyla ilave döviz almış ve kamu bankaları üzerinden satmaya devam etmiş.Şu anda elinde ne kadar döviz kaldığını bilmiyoruz ancak sattıkça günlük analitik bilançoda görüyoruz.Dolayısıyla linkteki yazıda ifade edilen "TD Securities'deki ekonomistler, TCMB'nin bu hafta Net Uluslararası Rezervleri tamamen tüketeceğini tahmin ediyor" için, merkez bankasının elinde swap yoluyla emanet aldıklarından ne kadar döviz kaldığını bilemediğimizden, kesin bir şey söylemek zor.Ama -tahminen- merkez bankasının kendine ait bütün dövizleri tüketmesine ilave olarak ,bankalardan swap yoluyla kısa vadeli olarak aldığı ve tükettiği 38 milyar dolar civarında dövizi geri verme yükümlüğü var,bu tutarın 25.9 milyar dolarını altın rezervini satarak karşılasa bile merkez bankasının kabaca yine 12.1 milyar dolar civarında bankalara döviz yükümlülüğü eksik kalıyor.Merkez bankası bankalardan swap yoluyla ilave döviz aldıkça da merkez bankasının yüķümlülüğü giderek daha da fazla artıyor.
Cok tesekkur ederim Deniz bey sevdiklerinizle birlikte mutlu saglikli haftalar dilerim... saygilar
yazdıklarım tamamen kişisel yorumlarım olup hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi değildir ... sizi mutlu edecek ninja yolunu kendiniz çizmeniz dileğiyle...
|
|
Sayın Deniz 43 , çok teşekkür ederim . Herhal 1943 doğumlu olmalısınız. Bu kadar derin bilgi , ifade tarzınız , tecrübeniz fevkalade. Yazdığınız macro iktisat konularında bir kitabınız var mı ? Evladlarımıza bırakacak bu tecrübeleri böyle gözel ifade edecek inanın bir boşluk var ülkede. Sayın Mahfi bey yazdı fakat çok akademik. Sizin tarzınız çok farklı...
Yer İmleri