Sayfa 2015/2104 İlkİlk ... 101515151915196520052013201420152016201720252065 ... SonSon
Arama sonucu : 16832 madde; 16,113 - 16,120 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. #16113
    Thursday February 08 2024 Actual Previous Consensus
    04:30 AM
    CN
    Inflation Rate YoY JAN -0.8%
    -0.3% -0.5%
    04:30 AM
    CN
    Inflation Rate MoM JAN 0.3%
    0.1% 0.4%
    04:30 AM
    CN
    PPI YoY JAN -2.5%
    -2.7% -2.6%


    Çin'de yıllık enflasyon (-)%0.8,yıllık üretici fiyat endeksi (-)%2.5

    "China's consumer prices fell by 0.8% yoy in January 2024, marking the fourth straight month of decline which was the longest streak of drop since October 2009. Figures came worse than market forecasts of a 0.5% fall, pointing to the steepest decrease in more than 14 years, as food prices dropped at a record pace. Meantime, producer prices extended falls for the 16th month."

    https://www.cnbc.com/2024/02/08/chin...lip-again.html

    China producer prices dip in January for a 16th month; consumer prices see biggest drop since 2009


    Japonya ekonomisi 1960-1989,30 yıl boyunca rekor oranlarda büyümüş,bu süre içinde ekonomisi 44.3 milyar dolar büyüklüğünden 3125.7 trilyon dolar büyüklüğüne ulaşmış ABD'nin ardından dünyanın en büyük 2. ekonomisi sırasına yükselmişti,,ekonomisinin büyüklüğünü 70 kattan fazla artırmış,dünyaya "japonya mucizesi" olarak manşetlere geçmişti.Sonrasında önce emlak piyasasının çöküşüyle ekonomik krize girmiş, ve sonra da borsasının çöküşünü yaşamış, uzun yıllardır deflasyon ve düşük büyüme oranlarıyla boğuşuyor ve yeniden ekonomisini eski dinamiğine kavuşturmak için çaba gösteriyor.Şimdi acaba Çin de,japonyanın durumuna düşer mi,piyasa gözlemcilerinin gözleri ,dünyanın en büyük ekonomisi Çin'in üzerinde.
    Son düzenleme : deniz43; 08-02-2024 saat: 06:10.

  2. #16114
    https://twitter.com/AlperUcok/status...77090663538976

    "Son 3-4 yıldır Almanya'nın sadece ekonomide değil, siyasette, demografide ve bürokraside çok katmanlı yapısal sorunları ortaya çıktı, bu sorunların geçici değiller ve bu sorunların çözümü için gerekli reformlar da yapılmıyor.

    Pandemide tedarik zincirlerinin hasar görmesi, ardından Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte yaşanan "energy crunch" Almanya'nın iş modeline kalıcı şekilde olumsuz etkiledi. Enerji yoğun sektörlerde yaşanan ve farklı nedenlerle diğer bazı sektörlere de sirayet eden sanayisizleşme yani "deindustrialization" süreci sonucunda Almanya'da son 4 yıldır sanayi üretimi geriliyor ve Almanya GSYH'si henüz ancak pandemi öncesi 2019 seviyesine ulaşabilmiş durumda. İnşaat sektörü ayrıca zor bir süreçten geçiyor. Konut üretimi %20-25 gerilerken, konut satışları neredeyse yarı yarıya azaldı.

    Ekonomik durgunluk, inşaat/emlak sektörü sorunları ve Avrupa'daki en yüksek şirket sıkıntı oranı (corporate distress rate), artık finansal yatırımcıların da Alman şirket tahvillerinde Euro bölgesinin geneline kıyasla daha yüksek spreadleri talep etmesine neden oluyor. Bu eğilim, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal ederek ülkenin enerji yoğun üreticileri için elektrik fiyatlarının yükselmesine neden olmasından bu yana genişliyor.

    Alman sanayisinin temelini oluşturan sektörler tekil incelendiğinde karşı karşıya olunan sorunların önemi daha iyi görülebilir; otomotiv sanayi elektrik dönüşümde geri kalırken, Çin'den gelen yoğun rekabetle mücadele ediyor. Kimya sektörü son 4 yıldır küçülüyor ve enerji yoğun kullanımı nedeniyle bazı alt sektörler Almanya dışına kayıyor. Makina sektörü de yine yoğun bir Çin rekabeti ile karşı karşıya ve AB pazarında payı küçülüyor. Yeşil dönüşüm sektörlerinde (elektrikli otomobil pili, rüzgar ve güneş enerjisi teknolojileri) de zorluklar büyüyor.

    Sonuçta, Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya istikrar konusundaki itibarını kaybediyor ve teknoloji ilerledikçe elektrikli araçlar da dahil olmak üzere makinelerden otomobillere kadar her alanda rekabetin arttığı bir mücadele dönemiyle karşı karşıya.

    Bloomberg'in verilerine göre, geçen ay Almanya'daki şirketler tarafından ihraç edilen 13,6 milyar dolardan fazla kredi ve tahvil sorunlu hale geldi. Bu İtalya'daki seviyenin 13 kat fazlası. Danışmanlık firması Alvarez & Marsal raporuna göre,Almanya'daki şirketlerin yaklaşık %15'inin şu anda sorunlu olması, Avrupa'daki en yüksek oran ve bu aslında sanılandan daha büyük bir soruna işaret ediyor.

    Almanya'nın siyasi geleceğinin belirsizliği de ülke üzerinde baskı yaratıyor. Deutsche Bank Başkanı Christian Sewing, aşırı sağ AfD partisinin yükselişine ilişkin endişelerin yatırımların azalmasına katkıda bulunduğunu söyledi. Maliye Bakanı Lindner de bu hafta benzer açıklamalar yaptı.

    Artan burokrasi de yatırımları yavaşlatan diğer bir etken. Almanya'da yeni yasalar nedeniyle iş dünyası ve topluma karşı oluşan maliyet 2023 sonunda 26 milyar Euroya ulaştı. Çıkarılan yeni yasalar ve düzenlemeler sürekli bir ek yük oluşturuyor.

    Tüm bunların sonucunda ABD'li özel sermaye şirketleri ortaya çıkan stres nedeniyle Almanya'ya gelmeye başladılar. Bunlar mevcut koşullarda zorlanmada olan, uzun bir geçmişe dayalı tarihleri bulunan Almanya'daki aile şirketlerini ucuza satın alıp operasyonel iyileştirmeler yapmayı hedefliyorlar. Açıkçası Almanya'nın ekonomik manzarası değişiyor..."


    Almanya en büyük dış ticaret partnerimiz olduğu için önemli.

  3. #16115
    https://twitter.com/AhmetBeyefendi/s...LukaFmQTg&s=19

    Bir süre daha suyun üzerinde kalmak için
    yazdıklarım tamamen kişisel yorumlarım olup hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi değildir ... sizi mutlu edecek ninja yolunu kendiniz çizmeniz dileğiyle...

  4. Deniz hocam iyi akşamlar dilerim öncelikle. Sizin fikrinizi öğrenmek istediğim konu, bugünkü Merkez Bankası Başkan ve Başkan yardımcısının açıklamaları.
    Merkez Bankası, her ne kadar yılın ilk yarısına kadar enflasyonda yükseliş trendi sürse de, artık bunun çözümünün faiz artışı ile değil de, başta parasal sıkılaştırma olmak üzere vb. önlemler ile dengelenmenin sağlanmaya çalışılacağını belirtiyor.

    Diğer taraftan, başkan yardımcısı Cevdet bey de, kur-faiz ve enflasyon ekseninde para politikasının belirleneceğinden bahsetti.

    Birbirine tamamen bağlı sarmallar olan enflasyon-faiz konusunda, "tuik" gerçeğini görmezden gelerek, para politikası amacı belirlemeyi ne kadar gerçekçi buluyorsunuz?

    Görüşlerinizi yazarsanız çok memnun olurum.
    Şimdiden teşekkür ederim.

    Redmi Note 9 Pro cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  5. #16117
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Friday February 02 2024 Actual Previous Consensus
    09:30 AM
    TR
    Auto Sales YoY JAN 56.6
    % 37.7%

    Talep yine çok güçlü ve bu talebi yaratan ücretliler ve emekliler değil.Her ay fiyatına bakmadan milyonlarca lira tüketim yapan ve kazancının kaynağını gösteremeyen bir kesim var,talebi bu kesim yaratıyor ve besliyor.Ekonomi yönetiminin ise bu konuda hiç bir aksiyonu yok.Böyle olmaya devam ettikçe çok yüksek bir enflasyon ortamında yaşamaya ve ürettiği mal ve hizmet için fiyat belirleme gücü olmayan ücretliler ve emeklilerin satın alma gücünün daha da erimesiyle gelir dağılımının giderek daha da berbat hale geleceğini yaşayacağız.Bu şartlar altında yarın yayınlanacak enflasyon verisi yine çok yüksek gelecek.

    Bu da konut satışları:

    https://tradingeconomics.com/turkey/new-home-sales
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku

    -Avrupa ve amerikadaki enflasyonun kök nedenleri ile bizim ki çok farklı.Önceki sayfalarda defalarca yazdım.Türkiye'de talep enflasyonunu yaratan ;"kara para", "kayıt dışı ekonomi",belediyeler dahil kamunun israf gösteriş harcamaları,yolsuzluk ekonomisi üzerinden elde edilen kazançlar,derin negatif faiz ile yapılan "servet transferi" kaynaklı harcamalar ve borsadan gayrımenkul alım satım kazancına kadar birçok alanda vergilendirilmeyen ve servet artışı olarak talep enflasyonuna dönen harcamalar.Telekomünikasyondan(3 firmanın aralarında kartel oluşturup internet fiyatlarını fezaya çıkartması gibi) özel okullara,zincir marketlerden toptan satışlara, oluşan karteller ve oligopol yapılar,dağıtım kanallarında tekelleşme.Bunlar sürekli enflasyon kazanına odun atıp ateş canlı tutuyor.Rekabet kurumu ve düzenleyici kurumlar seyirci kalıyor.Ekonomi yönetimi de üstüne düşeni yapmıyor.Avrupada ve ABD'de 40 yıldır enflasyon yoktu ve enflasyon sürekli %2'nin altında seyrediyordu bu nedenle halkın hafızına yer etmiş bir enflasyon olgusu yok, ve doğru para ve maliye politikalarıyla bu ülkelerde tüketicinin enflasyon beklentilerini düşürmek mümkün.Bizde ise çok uzun yıllardır devam eden çok yüksek enflasyon var ve enflasyon tüketicilerin hafızasına yerleşmiş,enflasyon beklentileri katılaşmış durumda.Avrupa ve amerikadaki yöntemlerle enflasyonu düşürmek mümkün değil.Önce yukarıda yazdığım talep enflasyonunu yaratan kanalları ortadan kaldıracaksın ondan sonra da enflasyon beklentilerindeki katılığı çözmek için kademeli değil, 1 kerede 1 paket programla balyoz ile beklentilerde olumsuz katılığı kırmak için girişeceksin. Ama hukuk,adalet,eğitim gibi alanlarda yapısal reformlar yapılmadıktan sonra,diğer yukarıda yazılan her şey yapılsa bile ,sonuç yine tam tatminkar olmaz.Sonuç olarak Türkiye'de mevcut zihniyet ile enflasyonun düşmesi mümkün değildir ,ama TÜİK gönlüne göre rakamlar yayınlayabilir.


     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku



    Ocak ayı enflasyonu yine çok yüksek geldi,sürpriz değil,nedenleri yukarıda yazılı.Mevcut politikalarla enflasyonun düşmesi mümkün değil,eğer yukarıda yazılı olan aksiyonları almazlarsa ENAG'ın yıl sonu enflasyonu 3 haneli olur,TÜİK de kendi gönlüne göre rakamlar yayınlar.Merkez Bankasının yıllık %36 enflasyon öngörüsü ve reel faiz verdikleri söylemi ise sadece fantezi olarak kalır.

    Para arzını kontrol altına almadan enflasyonu da kontrol altına alamazsınız.Milton Friedman'ın sözüyle "Enflasyon her zaman her yerde parasal olgudur."

    M2 Para Arzı:

    ABD Yıllık 21.221,7-20.865,2 trilyon dolar;M2 Para arzı yıllık %1.68 azalmış.

    Euro Bölgesi Yıllık:15.250-15.135 trilyon euro;M2 Para arzı yıllık %0.7 azalmış.

    Türkiye'de ise:

    Türkiye Yıllık:8.433-13.751 trilyon TL;M2 Para arzı yıllık %63.06 artmış.


     Alıntı Originally Posted by ragwaer Yazıyı Oku
    Deniz hocam iyi akşamlar dilerim öncelikle. Sizin fikrinizi öğrenmek istediğim konu, bugünkü Merkez Bankası Başkan ve Başkan yardımcısının açıklamaları.
    Merkez Bankası, her ne kadar yılın ilk yarısına kadar enflasyonda yükseliş trendi sürse de, artık bunun çözümünün faiz artışı ile değil de, başta parasal sıkılaştırma olmak üzere vb. önlemler ile dengelenmenin sağlanmaya çalışılacağını belirtiyor.

    Diğer taraftan, başkan yardımcısı Cevdet bey de, kur-faiz ve enflasyon ekseninde para politikasının belirleneceğinden bahsetti.

    Birbirine tamamen bağlı sarmallar olan enflasyon-faiz konusunda, "tuik" gerçeğini görmezden gelerek, para politikası amacı belirlemeyi ne kadar gerçekçi buluyorsunuz?

    Görüşlerinizi yazarsanız çok memnun olurum.
    Şimdiden teşekkür ederim.

    Redmi Note 9 Pro cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

    -En sonda söyleyeceğimi hemen en başta söyleyeyim,bu programla, bana göre, enflasyonun düşme ihtimali hiç yok.Nedenlerini yukarıda yazdım.Bir talep enflasyonu var ama bugün merkez bankası başkanı hala asgari ücret fiyatının artmasının getireceği talep artışını gündeme getiriyor,ev ve otomobil satışları özellikle lüks segmentte patlamış,bunlar tabii ki ücretliler ve emeklilerin talebinden kaynaklanmıyor.Enflasyonun kök sebepleri farklı,bunların üzerine gidilmedikçe ve piyasa paraya boğulmuşken,para arzı artarken enflasyon düşmez.

    -TÜİK rakamlarını doğru varsayarak para politikası planlamak da ayrı bir trajedi,merkez bankası kurul üyelerinin biraz çarşı pazar gezmesini tavsiye ederim.Şu anda %100'ün üzerinde bir enflasyon var ve artık fiyatlama davranışları şirazesinden çıkmış durumda.Eğer enflasyon konusunda biraz yol almak istiyorlarsa ekonomi yönetimine ilk tavsiyem konut,otomobil başta olmak üzere tüm büyük ölçekli tüketim tutarlarının gelirlerinin hangi kaynaktan elde edildiğinin ve vergisinin ödenip ödenmediğinin sorulması ve belgelenemiyorsa,büyük ölçekli para cezalarının uygulanmaya konması olur.Bu uygulama ABD ve avrupada olan rutin bir uygulama.Enflasyonu %2 gibi ideal bir seviyeye kalıcı olarak düşürmek için yapılması gereken çok şey var ama bu yapılmadıktan sonra,diğer her şey yapılsa da enflasyon belli bir seviyenin altına düşmez.Ekonomi yönetimi ise bambaşka alakasız sularda yüzüyor.

  6. #16118
    Ekonomi yönetimiyle enflasyonun kök nedenleri ve nasıl enflasyon sorununun çözüleceği konusunda farklı kutuplardayız.Gayet iddialı ifade ediyorum ki,bu politikalarla enflasyonu indirmek mümkün değil,sadece göz boyama olur,TÜİK'in kendi gönlüne göre açıkladığı enflasyon verilerini de hiç bir akademisyen ciddiye almaz,ENAG'dan da yıl sonunda yine 3 haneli yıllık enflasyon görürüz..Çok yüksek bir tüketici talebi hem enflasyonu hem lüks tüketm üzerinden dış ticaret açığını besliyor ve ekonomi yönetiminin bu konuda herhangi bir dişe dokunur tedbir de yok.

    Peki o zaman ne yapılması gerekiyor,onu da söyle diyebilirsiniz,aşağıda kısa bir liste hazırladım.Kısa vadede hedefe ulaştırır ,ama kalıcı olarak enflasyonun ülke gündeminden çıkması için hukukun üstünlüğünden,bağımız tarafsız yargıdan,güçler ayrılığından, temel bilimlere dayalı eğitim reformuna kadar, yapısal reformların da hayata geçmesi gerekir.

    Enflasyonu %5 seviyesinin altına düşürmek için yapılması gerekenler:

    -"Nereden buldun kanunu" çıkartılmalı,son 10 yıl içinde elde edilen tüm varlıkların gelir kaynağı gösterilmeli,gösterilemiyorsa "kara para" olduğu kanaati ile bu varlıklara tedbir koyup,müsadere edilip,satılması ve Hazineye gelir kaydedilmesi için yargıya kamu davası talebi ile gitmek.Gelir kaynağı gösteriliyor ancak vergisi ödenmemiş bir gelir ise,vergisi gecikme cezası ile birlikte tahsil edilip Hazineye gelir kaydedilmeli.Bu kanunu yeni her türlü varlık alımlarına ya da yüksek tutarlı lüks harcamalara da uygulamak.

    -18 yaşını dolduran herkes her takvim yılının ilk ayında gelir vergisi beyannamesi vermeli,sağlık ve eğitim harcamalarının tamamı,diğer harcamaların %40'ına kadar gelir vergisinden düşme imkanı getirilmesi.

    -Belediyeler dahil,kamuya yeni personel ve araç alınmaması ve enflasyon %5'in altına düşene kadar acil olmayan bütün yatırımların durdurulması,personel ücretleri hariç tüm kamu kurumlarına ait ödeneklerin önceki yıl kadar olanla sınırlanması,bunun dışında harcama yapılmaması.

    -Başka ülkelere hibe ya da yurt içindeki yabancalara yapılan her türlü sosyal yardım transferlerinin durdurulması.

    -Enflasyon %5'in altına düşene kadar taksitli harcamaları ,-ilk defa konut satın almaları hariç -3 ay ile sınırlamak,bankaların "nakit avans" uygulamasına son vermek.

    -Çok uzun yıllardır devam eden çok yüksek ve kronik bir enflasyon olduğundan ,çok katı olan enflasyon beklentilerini kırmak için kademeli değil tek seferde para politikasını makroekonomik dengeleri yeniden dengeleyecek şekilde oturtmak.Bu çerçevede merkez bankasının politika faizini tek seferde %90'a yükseltmek,döviz kurlarına müdahaleye son vermek, serbest piyasa ekonomisinin bir müdahale olmadan çalışması arz ve talebe göre kendi içinde doğal dengelerinin kurulması.

    -Her türlü kazancın, yıllık asgari ücret kadarlık kısmı için muafiyet getirilerek , vergilendirilmesi;gayrımenkul alım satım kazançlarından borsadan elde edilen kazançlara kadar hiç bir kazanca gelir vergisi istisnası tanınmaması.

    -Bu tedbirler şirketlerin reel olarak kredi talebini kesecek,bankaların kredi yoluyla para arzını artırmasının yolunu kapatacaktır.

    -Piyasada şirketlerin kendi aralarında anlaşarak yarattıkları kartelleşme(telekom ve büyük perakende zincirleri gibi),dağıtım kanallarında tekelleşme ve oligipol yapıları rekabet kurulu ve düzenleyici kurulların düzgün çalışarak yıkması ,bu yapılara ağır para cezaları kesilmesi, rekabetin tam işlediği serbest piyasa kurallarının işler hale getirilmesi.

    -Yolsuzluk ekonomisini ortadan kaldırmak için ,şeffaflık ve hesap verilebilirliği işler hale getirecek yasal düzenlemeker yapılması,idarenin bütün işlemlerini denetleyecek yargının bağımsız ve tarafsız çalışacak şekilde yasal düzenlemeler yapılması.

    -Enflasyon ile mücadele sırasında tüketici talebinin azalması nedeniyle,daralacak piyasada işlerini kaybedecekler için işsizlik sigortasının etkin olarak çalışması ,işini kaybedenler için yeniden iş buluncaya kadar yapılacak ödemenin 3 yıllık süreye çıkartılması ve son ücretinin %50'sinden ve asgari ücretten az olmamak üzere işsizlik fonundan ödeme yapılması.
    Son düzenleme : deniz43; 09-02-2024 saat: 08:08.

  7. #16119
    Nakit avans sistemi ve kredi kartına sınırlama getirmek düşük gelirli ve krediye zor ulaşan kesimlerin çok büyük sıkıntıya girmesine olmayan sosyal barışın çok daha kötü duruma gelmesine toplumda büyük bir kesimin aşamayacqğı bir darboğaza girmesine neden oluyor. Belki şu andada darboğazdalar ama o bankadan öteki bankaya aktararak yaşamlarını sürdürüyorlar. Böyle bir uygulamaya geçilecekse özellikle asgari ücretli ve emekli kesimin bu sarmaldan çıkabilmesi için sosyal yardım şeklinde bu borçları kapatması lazım
    69 mu yok daha neler. Bu yıl mı? İmkansız.Bozguncular ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?

  8. Deniz hocam çok güzel yazmışsınız ama tüm bunları yapabilecek ehliyette cesarette hükümet yok,bir 3,5 yıl daha olmayacak. Belki daha kısa vadeli zaruri önlemlere başvurulmalı. Kredi taksitlerinin tümden kaldırılması gibi. Zira ayık kk harcamalarinda gida orani 1/4. Oran 1/2 ye kadar yakınsamalı. Tl reel olarak değerlendiği, ücret artışları da enflasyona paralel arttığı sürece ithalat da artmaya devam edecek gibi. Geçen hafta Vw'deydim. Bu kredi faiz oranlarına rağmen hâlâ araç yok! Sıkılaşma şart,ama lafta olmamalı.

    FIG-LX1 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

Sayfa 2015/2104 İlkİlk ... 101515151915196520052013201420152016201720252065 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •