Sn. deniz43, önerdiğiniz "çıkış yolu" ciddi sıkıntılara yol açabilecek bir senaryodur diye düşünmekteyim.
Dth sahiplerine 1 hafta vadeli opsiyon (satım hakkı) tanınırsa; yani serbest kurdan döviz bozma ve/veya dövizi çekme imkanının üstüne bir de mb kurundan satma seçeneği mevcut - serbest kur en az opsiyon fiyatı kadar olur ve daha da üstüne çıkar (çünkü serbest piyasada yüklü alımlar gelir) ve en az 1 hafta bu şekilde devam eder, vatandaşın dövizini çekmesiyle veya değişken kurdan nakde çevirmesiyle mb brüt rezervleri daha hızlı erir.
"Bu 1 haftalık kurdur, başka türlü dth'ınızı bozamazsınız, paranızı da 3 ay sonra alırsınız" diye bir anda ilan edilen (kastettiğiniz bu sanırım) sabit kurlu senaryoda; yeni endişelerle TL'ye güvenmeyen ve gelecek kur şoklarından kendince korunmak isteyen yatırımcılar yüzünden karaborsa oluşur ve sokaktaki fiyat daha yukarıya gider. Bunu gören vatandaş döviz hesabını bozmaz, 1 hafta geçsin de nakit dövize geçeyim der. Hatta bu sırada başkalarından dolar almaya da çalışır.
(Akabinde ülkede her gayrimenkul ve ürüne şok zamlar gelir, geçmişte yüksek faiz getirisi yüzünden gerçek/tüzel kişilerin şark kurnazlığıyla birbirlerine borçlarını, hatta çalışanlarına maaş ödemelerini ötelemeyi tercih etmesi ve dolayısıyla ekonominin durması bu sefer yeni döviz artışı beklentisi yüzünden tekrar hortlar)
Sabit kuru, önceden viop döviz kontratlarını işleme kapatmadan bir anda duyurmak aracı kurumların eksi bakiyeler yüzünden topu dikmesine sebep olur ve finansal sistem açmaza sürüklenir (Vadeli piyasaların kapatılması da daha kalıcı bir sabit kur rejiminin ve karaborsanın devamının ilanı olacağından, sistem yine açmaza sürüklenir). VIOP hala açıkken, piyasanın geçici kur çapasına inanabilmesi ve güvenebilmesi için vadeli fiyatın da belli bir bantta tutulması gerekecektir - ancak buradan hem koruma hem de spekülasyon amaçlı çok yüklü kaldıraçlı döviz long pozisyon talebi gelir ve mb bunu karşılarken büyük bir yükümlülük altına girer, öyle ki periyot bittiğinde serbest piyasadaki ufak taleple bile kur yukarı gittiğinde zararı ödeyebilmek için kayda değer parasal genişleme yapması gerekebilir. Bunun önüne geçmek için finansal enstrümanlardaki kaldıracın minimuma indirilmesi de sistem içinde kalarak korunma imkanını bitireceğinden, kapitalin sistem dışına kaçışı hızlanır.
Öte yandan " 50 milyar dolarını mevduat sahipleri merkez bankasına satar ve merkez bankasının net rezervleri 50 milyar dolar artar" bölümünü pek anlayamadım. Yanlış/eksik biliyorsam düzeltin; dth bir taahhütten ibarettir, karşılığında merkez bankasında düşük oranda bir zorunlu karşılık tutulur. Dth'ın artması brüt rezervi artırırken, azalması brüt rezervi azaltır. MB net rezervinin, sistem devalüasyon sarmalına girmeden belirttiğiniz rakam kadar artması için yatırımcıların sisteme girmemiş -yurtdışından ya da yastık altından- 50 milyar doları sisteme sokup bozdururken merkezin bunu satın alması gerekir. 1 haftalık kur vb açıklanan senaryolarda yatırımcılar bırakın sisteme para sokmayı, nakit dolar istiflemek için yer ararlar diye düşünmekteyim.
--Kişisel görüşlerim olup, yatırım danışmanlığı tavsiyesi değildir
Yer İmleri