Sayfa 2064/2105 İlkİlk ... 10641564196420142054206220632064206520662074 ... SonSon
Arama sonucu : 16833 madde; 16,505 - 16,512 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. O zaman Deniz Hocam 5 baz puanlık faiz artışı da yetmedi diyebilirmiyiz.tsk edetkm
    Son düzenleme : uguner; 22-03-2024 saat: 15:26.

  2. #16506
     Alıntı Originally Posted by uguner Yazıyı Oku
    O zaman Deniz Hocam 5 baz puanlık faiz artışı da yetmedi diyebilirmiyiz.tsk edetkm
    O zaman Deniz Hocam 5 baz puanlık faiz artışı yetmedi diyebilirmiyiz.tsk ederim.
    Yerlilerin hissettiği enflasyon %100'ün üzerinde ,bu nedenle faizin %45 ya da %50 olmasının yerli yatırımcı nezdinde pek bir farkı yok,nitekim göründüğü kadarıyla dün de döviz piyasasında başlıca satıcı merkez bankası ,alıcı ise yerliler olmuş,merkez bankası dövizi düşürmek için 792 milyon dolarlık satış yapmış..Burada değişen bir şey yok.
    Ama yabancı hedge fonlar merkez bankasının kararını kısa vadeli bir fırsat görmüşler gibi ve dün bir miktar türk eurobond tahvili almışlar.

    https://twitter.com/kerimkarakaya34/...87354011214214

    Belki de merkez bankasının bu hareketi seçim öncesi yabancılardan kısa vadeli bir sıcak para girişi sağlamak olabilir,dün de miktarını bilmediğimiz bir giriş oldu.Merkez bankasının %50 politika faizi, tepe seviye olarak kalırsa,faizler gerilediğinde, eurobond faizleri de düşebilir ve hedge fonların ellerindeki tahviller de alım-satım karı yazar.Böyle bir planlama ile portföylerine alım yapmışlardır,önümüzdeki hafta TL Hazine tahvillerine de ilgi gösterebilirler.

  3. #16507
    merkezin yanısıra başkalarıda satmış gibi dünki düşüşü destekleyen bi satış değil
    muhtemelen kamu bankalarıda devreye girmiş dün
    yoksa merkez son 2 haftadır hergün 1milyar doalr satıyordu
    69 mu yok daha neler. Bu yıl mı? İmkansız.Bozguncular ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?

  4. #16508
     Alıntı Originally Posted by ayhan53 Yazıyı Oku
    merkezin yanısıra başkalarıda satmış gibi dünki düşüşü destekleyen bi satış değil
    muhtemelen kamu bankalarıda devreye girmiş dün
    yoksa merkez son 2 haftadır hergün 1milyar doalr satıyordu
    Bir miktar da yabancı döviz satıp TL tahvil almış olabilir.Kamu bankalarının ne kadar döviz satışı yaptığını ise , gelecek hafta Perşembe günü BDDK'nın haftalık raporunda kamu bankalarının "Yabancı Para Net Genel Pozisyonu" verisindeki değişimde görebileceğiz.

  5. Bu buyuk finans kuruluslarinin bir anda alima gecmesi bir duyumdan kaynaklaniyor

    Yani halkin bilmedigi bir seyi biliyorlar duyuyorlar ve ona gore alim satim yapiyorlar. Bildigin insider trading

    Insider trading nedir? Halka aciklanmamis resmi bilgiyi onceden ogrenip ona gore trade etmektir yani bir suctur.

    Nasil oluyorda suc degil bu? Suc ama sirketler o kadar buyuk ve kanitlamasi o kadar zorki

    O yuzden bedavadan para kazaniyorlar. Bu duyumlar politikaci kanun yapici yada ulkeler arasi muzakereye katilan herhangi birinin tuyosu ile olusuyor. Bu kadar yuksek seviyede bilgi alisverisini kim takip edecek kim kimi nasil suclayacak?

    Sistem bastan bozuk. Hele Amerikada tamamen ipler kopmus. O kadar cok alim satim var hacim o kadar buyukki FBI hangi konusmayi dinlesin takip etsin.

    Turkiyede durum dahada vahim milletvekilleri burokratlar devletin icinde kulagi delik olanlar akrabasi uzerinden trade ediyor kanitlanmasi imkansiz.

  6. Sevgili Deniz hocam.
    Reel faiz konusu ile ilgili bir sorum olacak.
    Ülke olarak reel faiz verip vermediğimiz, geçmiş enflasyona bakarak mı,
    Yoksa gelecek enflasyon beklentilerine bakarak mı tespit edilmeli.
    Hangisi ve neden
    Şimdiden çok çok teşekkür ederim

    SM-S926B cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  7. Anlamadigim bir sey var

    Kredi karti faizleri aylik %4 idi ve sanirim hala oyle. Mevduat faizleri %50

    Bankalarin bu rakamlarla para kazanmasi nasil mumkun olabiliyor? Cunku paranin maliyeti ile satisi arasinda marj yok

    Ikincisi gercek enflasyon %125 iken nasil millet aylik %4 e saldirmiyor? Super mantiksiz

    Benim burada kacirdigim nokta nedir?

  8. #16512
     Alıntı Originally Posted by deniz43 Yazıyı Oku
    Faizin enflasyonun üzerinde olması , enflasyon ateşini söndürmek istiyoranız "olmazsa,olmaz" temel unsurdur.Faiz yanlışsa ilk düğmeyi yanlış iliklemek gibidir,sonraki bütün düğmeleri de yanlış iliklemiş olursunuz, döviz kurları da dahil her şeyin fiyatı yanlış olur.

    Ama önceki sayfalarda çok defalar yazdım,2 sayfa önceki linkte de var:

    https://www.hisse.net/topluluk/showt...24#post6755824

    Türkiye özelinde enflasyonu %2'ler seviyesine getirmek,enflasyonu kalıcı bir şekilde gündemden çıkarmak için yapılması gereken işleri sıraladığınızda ,doğru faizi uygulamak işlerin sadece %10'u olur,çok fazla anlam yüklemek olur.Mesela belediyeler dahil kamu su gibi para harcıyor,küçük bir kasaba belediye bakanı veya gecekondu üniversitesinin rektörü bile 10 milyon TL'lik makam aracı kullanıyor,lojmanı için milyonlarca lira harcama yapıyor ,milyonlarca TL temsil harcaması yapıyor, en tepeden en alta kamuda müthiş bir şatafat gösteriş israf harcamaları var ve bunlar parasal genişleme yapıyor ve enflasyon için yakıt oluşturuyor,hiç bunun için bir tedbir var mı.Ücretliler ve kurumsal büyük şirketler dışında, vergi ödeyen neredeyse yok,ücretlilerin omuzları ağır vergi yükünden çökmüşken, geri kalan büyük kısım kazançlarından hiç vergi ödemeden tüketim harcamaları yapıyor ve talep enflasyonu oluşturuyor.Bu konuda bir adım atılıyor mu?.Ülke ekonomisinin %35-%40'ı kayıt dışı ekonomi ve buradan elde edilen kazançlar da talep enflasyonu yaratıyor.Organize suç örgütlerinin "kara para" kazançları var,bunlar da talep enflasyonu yaratıyor,burada da alınan bir yol yok.Bu listeyi uzatmak mümkün.
    Enflasyonla mücadele etmekte kararlı bir ekonomi yönetiminin yapması gereken ilk iş "nereden buldun yasası" çıkarmak,konut ve otomobil alımları dahil tüm yüksek tutarlı harcamaların kazancının nasıl sağlandığını ve bu kazançların vergisinin ödenip ödenmediğinin kontrolu olur.18 yaşını dolduran herkesin vergi mükellefi olup,yıl sonununda kazançları için vergi beyannamesi vermesi ve kazançlarından belirli giderleri vergi matrahından düşmesi olur.Bütün gelişmiş ülkelerde sistem böyle çalışır.
    Bu konularda adım atmadan,matematiksel modele dayalı kapsamlı bir ekonomik program olmadan ,sadece faiz artırımıyla enflasyonla mücadele yol alınacağını düşünmek hayalperestlik olur.Ülke ekonomisinde dağıtım kanallarında tekelci yapılar var,karteller var.Mesela 3 tane telekom şirketi aralarında anlaşıp internet fiyatlarını canları istedikleri kadar yükseltiyorlar,büyük perakende şirketler fiyatlar konusunda aralarında anlaşıyorlar fiyatları yükseltiyorlar,kuruyemişten et'e kadar kartel yapılar var,serbest piyasanın rekabet kuralları çalışmıyor,düzenleyici kurumlar seyrediyor.Tarım ve hayvancılık dünyanın her yerinde desteklenir çünkü stratejik sektördür,bir kıtlık olursa paranız olsa dahşi kimse size mal vermez önce kendi halkını besler.Yasal olarak gsyih'nın en az %1'i kadar bu kesime destek verilmesi gerektiği halde bu yapılmadığı için yüksek girdi maliyetleriyle gıda enflasyonu oluşuyor,bu konuda atılan adım yok.Büyük kentlerin çevresinde tarım alanları ranta kurban edilip yapılaşmaya açıldığı için gıda ürünleri uzaktan geliyor ve kamyonların mazot masrafı,paralı yol ve köprülerin ücretleri maliyete ekleniyor,maliyeti düşürmek için demiryolları gibi çözümler planlanmamış.
    Daha çok yazarım da,şimdilik bu kadar yeter.Sonuç olarak Türkiye özelinde sadece faiz artırmak enflasyon ile mücadelede yol almak için çok yetersiz olur,zaten %50 faizin de ,gerçek enflasyon %100'ün üzerindeyken, kişilerin ve şirketlerin ekonomik tercihlerine kararlarına bir etkisi olmaz.Sadece yabancı hedge fonların kısa vadeli olarak hızlı bir şekilde girip,belirli bir kazanç elde ettikten sonra çıkmalarına hizmet eder.Ki bunu da bu ekonomi yönetiminin ilk döneminde 1 kere yapmışlardı,1 kere daha yaparlar.Kurumsal yabancı yatırımcı ve emeklilik fonları zaten gelmez çünkü ratingimiz yatırım yapılabilir seviyenin 4-6 kademesi altında.
    Sonuç olarak enflasyonla mücadelede fazla bir anlam yüklemeye gerek yok.
     Alıntı Originally Posted by yemekci Yazıyı Oku
    Sevgili Deniz hocam.
    Reel faiz konusu ile ilgili bir sorum olacak.
    Ülke olarak reel faiz verip vermediğimiz, geçmiş enflasyona bakarak mı,
    Yoksa gelecek enflasyon beklentilerine bakarak mı tespit edilmeli.
    Hangisi ve neden
    Şimdiden çok çok teşekkür ederim

    SM-S926B cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    https://twitter.com/kerimrota/status...760832/photo/1


    Normalde enflasyon beklentisine göre verilir.Ama geçmişte bizde merkez bankası ve piyasa katılımcıları anketlerindeki enflasyon beklentileriyle gerçekleşenler arasında hep uçurum oldu.Çünkü merkez bankasının enflasyon hedefi bir programa dayanmadan hep temenni olarak kaldı,piyasa katılımcıları arasındaki anket ise ,hem dar kapsamlı hem de görüş verenler kuruma bağlı oldukları için bağımsız değil,kamu otoritesiyle kurumsal ilişkileri bozmamak için onların hoşuna gidecek tahminlerdi.

    Avrupada ,ABD'de bu beklenti anketleri tüketiciler arasında yapılıyor:

    https://tradingeconomics.com/united-...n-expectations

    https://tradingeconomics.com/united-...n-expectations

    https://tradingeconomics.com/euro-ar...n-expectations


    Fed ve avrupa merkez bankası para politikasını kurgularken, tüketicilerin enflasyon beklentilerini dikkate alıyorlar.

    Bizde de finansbank bir çalışma yapmış,orada tüketicilerin enflasyon 12 aylık beklentisi %80'nin üzerinde

    https://twitter.com/kerimrota/status...760832/photo/1

    Benim değerlendirmem tüketicinin enflasyon beklentisi daha da yüksek, %100'ün üzerindedir ama finansbank tepki çekmek istemediği için veriyi makyajlamış olabilir.

    Sonuç olarak ;merkez bankasının politika faizine göre TL mevduatta duran biri için reel getiri ihtimali yok.Çünkü o hedefe ulaşmayı sağlayacak piyasayla paylaşılmış kapsamlı bir ekonomi programı yok.Böyle bir program tasarlanırken;bankaların kredi genişlemesi yıllık bazda enflasyon hedefinin de altında çok düşürülür,kamu harcamaları personel harcamaları dışında bir önceki yılın seviyesinde tutulur,kamuya yeni personel alınmaz,acil olanlar dışında bütün yatırımlar enflasyon düşürülünceye kadar durdurulur,herkese örnek olmak için tepe yöneticileri şatafatlı harcamalarına israfa son verirler,,böylece kamu harcamaları ve bankaların kredi genişlemesi yoluyla para arzının artması kontrol altına alınır.Tüketici talebini frenlemek için ise,fiyatına bakmadan sınırsız harcama yapan yukarıda alıntı yazımda bahsettiğim zümrenin gelir kaynakları ve kazançlarının vergilendirilip vergilendirmedikleri sorgulanır,hiç bir kazanca vergi istisnası uygulanmaz.Ancak o zaman ,enflasyonu indirmek için ciddi bir kararlılık olduğunu anlarız.Bu şimdiye kadar sadece 1 kez Kemal Derviş döneminde yapılabildi.Şimdi ekonomi yönetiminde böyle bir matematiksel programı tüm yönleriyle tasarlayabilecek kalibrede bir kişi yok,zaten öyle bir arzu da yok.Sadece faiz artırmakla enflasyon düşmez.Yapılan sadece , satınalma gücü erimiş sabit gelirllilerin daha da nefesini kesmek,algı yönetimiyle işi olabildiğince götürmeye çalışmak ve bu arada sabit gelirliler üzerinden "servet transfer"ini belirli bir zümreye aktarmaya devam etmek.
    Kapsamlı ve yapısal reformlarla da desteklenmemiş bir ekonomik program olmadıkça, enflasyonun düşmesi mümkün değil,sadece TÜİK yardımcı olabilir.Dolayısıyla merkez bankasının enflasyon hedefine göre reel getiri iddiası da sadece safsata olarak kalır.TL mevduatta kalacaklar için yapılacak şey, banka aylık faiz olarak bir önceki ayın gerçekleşmiş enflasyonu kadar faiz veriyor mu,vermiyor mu, oraya bakılır.
    Son düzenleme : deniz43; 25-03-2024 saat: 06:51.

Sayfa 2064/2105 İlkİlk ... 10641564196420142054206220632064206520662074 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •