Sayfa 357/2095 İlkİlk ... 2573073473553563573583593674074578571357 ... SonSon
Arama sonucu : 16760 madde; 2,849 - 2,856 arası.

Konu: ...:::vobelıt:::...

  1. Sn. deniz43, önerdiğiniz "çıkış yolu" ciddi sıkıntılara yol açabilecek bir senaryodur diye düşünmekteyim.

    Dth sahiplerine 1 hafta vadeli opsiyon (satım hakkı) tanınırsa; yani serbest kurdan döviz bozma ve/veya dövizi çekme imkanının üstüne bir de mb kurundan satma seçeneği mevcut - serbest kur en az opsiyon fiyatı kadar olur ve daha da üstüne çıkar (çünkü serbest piyasada yüklü alımlar gelir) ve en az 1 hafta bu şekilde devam eder, vatandaşın dövizini çekmesiyle veya değişken kurdan nakde çevirmesiyle mb brüt rezervleri daha hızlı erir.

    "Bu 1 haftalık kurdur, başka türlü dth'ınızı bozamazsınız, paranızı da 3 ay sonra alırsınız" diye bir anda ilan edilen (kastettiğiniz bu sanırım) sabit kurlu senaryoda; yeni endişelerle TL'ye güvenmeyen ve gelecek kur şoklarından kendince korunmak isteyen yatırımcılar yüzünden karaborsa oluşur ve sokaktaki fiyat daha yukarıya gider. Bunu gören vatandaş döviz hesabını bozmaz, 1 hafta geçsin de nakit dövize geçeyim der. Hatta bu sırada başkalarından dolar almaya da çalışır.

    (Akabinde ülkede her gayrimenkul ve ürüne şok zamlar gelir, geçmişte yüksek faiz getirisi yüzünden gerçek/tüzel kişilerin şark kurnazlığıyla birbirlerine borçlarını, hatta çalışanlarına maaş ödemelerini ötelemeyi tercih etmesi ve dolayısıyla ekonominin durması bu sefer yeni döviz artışı beklentisi yüzünden tekrar hortlar)

    Sabit kuru, önceden viop döviz kontratlarını işleme kapatmadan bir anda duyurmak aracı kurumların eksi bakiyeler yüzünden topu dikmesine sebep olur ve finansal sistem açmaza sürüklenir (Vadeli piyasaların kapatılması da daha kalıcı bir sabit kur rejiminin ve karaborsanın devamının ilanı olacağından, sistem yine açmaza sürüklenir). VIOP hala açıkken, piyasanın geçici kur çapasına inanabilmesi ve güvenebilmesi için vadeli fiyatın da belli bir bantta tutulması gerekecektir - ancak buradan hem koruma hem de spekülasyon amaçlı çok yüklü kaldıraçlı döviz long pozisyon talebi gelir ve mb bunu karşılarken büyük bir yükümlülük altına girer, öyle ki periyot bittiğinde serbest piyasadaki ufak taleple bile kur yukarı gittiğinde zararı ödeyebilmek için kayda değer parasal genişleme yapması gerekebilir. Bunun önüne geçmek için finansal enstrümanlardaki kaldıracın minimuma indirilmesi de sistem içinde kalarak korunma imkanını bitireceğinden, kapitalin sistem dışına kaçışı hızlanır.

    Öte yandan " 50 milyar dolarını mevduat sahipleri merkez bankasına satar ve merkez bankasının net rezervleri 50 milyar dolar artar" bölümünü pek anlayamadım. Yanlış/eksik biliyorsam düzeltin; dth bir taahhütten ibarettir, karşılığında merkez bankasında düşük oranda bir zorunlu karşılık tutulur. Dth'ın artması brüt rezervi artırırken, azalması brüt rezervi azaltır. MB net rezervinin, sistem devalüasyon sarmalına girmeden belirttiğiniz rakam kadar artması için yatırımcıların sisteme girmemiş -yurtdışından ya da yastık altından- 50 milyar doları sisteme sokup bozdururken merkezin bunu satın alması gerekir. 1 haftalık kur vb açıklanan senaryolarda yatırımcılar bırakın sisteme para sokmayı, nakit dolar istiflemek için yer ararlar diye düşünmekteyim.
    --Kişisel görüşlerim olup, yatırım danışmanlığı tavsiyesi değildir

  2. Bankadaki tüm dth'ların yarısını cuma kapanışı kurundan TL'ye çevirdim ve hesaplara yatırdım; TL'leriniz hayırlı olsun demek çok daha makul gibi duruyor operasyonel açıdan... o paralar tekrar hızla dolara dönmesin diye 1 yıl boyunca satılamayacak (veya 5 yıl boyunca taksit taksit satılabilecek vs) tahvile filan da çevirebilir; madem bir halt ediyoruz tam edelim babında... yani illa böyle bir işe girilecekse; getirisi götürüsünü de düşününce... 100 milyar dolar rezerv olur hem; 50'den iyidir...

    yabancılar kaçar, bir daha gelmez vs vs.. zaten gelen yok, fırsatını bulan da kaçıyor... hiç değilse bundan sonra kaçacak olanlara ödeyecek bol bol para olur elde...

    yani benim bildiğim bizim devletimiz öyle ricacı filan olmaz, yapmayı kafaya koyarsa bu şekilde yaptım der iş biter...
    Son düzenleme : Desperado; 23-02-2020 saat: 01:07.
    Markets may remain irrational longer than you can remain solvent.

  3. aslında bu iş dönüp dolaşıyor imkansız üçleme denen hikayeye dayanıyor... hem dövizi hem faizi kontrol edeyim diyorsan sermaye hareketlerine kısıtlama getireceksin... başka yolu yok...
    Markets may remain irrational longer than you can remain solvent.

  4. #2852
     Alıntı Originally Posted by Arap Şükrü Yazıyı Oku
    Sn. deniz43, önerdiğiniz "çıkış yolu" ciddi sıkıntılara yol açabilecek bir senaryodur diye düşünmekteyim.

    Dth sahiplerine 1 hafta vadeli opsiyon (satım hakkı) tanınırsa; yani serbest kurdan döviz bozma ve/veya dövizi çekme imkanının üstüne bir de mb kurundan satma seçeneği mevcut - serbest kur en az opsiyon fiyatı kadar olur ve daha da üstüne çıkar (çünkü serbest piyasada yüklü alımlar gelir) ve en az 1 hafta bu şekilde devam eder, vatandaşın dövizini çekmesiyle veya değişken kurdan nakde çevirmesiyle mb brüt rezervleri daha hızlı erir.

    "Bu 1 haftalık kurdur, başka türlü dth'ınızı bozamazsınız, paranızı da 3 ay sonra alırsınız" diye bir anda ilan edilen (kastettiğiniz bu sanırım) sabit kurlu senaryoda; yeni endişelerle TL'ye güvenmeyen ve gelecek kur şoklarından kendince korunmak isteyen yatırımcılar yüzünden karaborsa oluşur ve sokaktaki fiyat daha yukarıya gider. Bunu gören vatandaş döviz hesabını bozmaz, 1 hafta geçsin de nakit dövize geçeyim der. Hatta bu sırada başkalarından dolar almaya da çalışır.

    (Akabinde ülkede her gayrimenkul ve ürüne şok zamlar gelir, geçmişte yüksek faiz getirisi yüzünden gerçek/tüzel kişilerin şark kurnazlığıyla birbirlerine borçlarını, hatta çalışanlarına maaş ödemelerini ötelemeyi tercih etmesi ve dolayısıyla ekonominin durması bu sefer yeni döviz artışı beklentisi yüzünden tekrar hortlar)

    Sabit kuru, önceden viop döviz kontratlarını işleme kapatmadan bir anda duyurmak aracı kurumların eksi bakiyeler yüzünden topu dikmesine sebep olur ve finansal sistem açmaza sürüklenir (Vadeli piyasaların kapatılması da daha kalıcı bir sabit kur rejiminin ve karaborsanın devamının ilanı olacağından, sistem yine açmaza sürüklenir). VIOP hala açıkken, piyasanın geçici kur çapasına inanabilmesi ve güvenebilmesi için vadeli fiyatın da belli bir bantta tutulması gerekecektir - ancak buradan hem koruma hem de spekülasyon amaçlı çok yüklü kaldıraçlı döviz long pozisyon talebi gelir ve mb bunu karşılarken büyük bir yükümlülük altına girer, öyle ki periyot bittiğinde serbest piyasadaki ufak taleple bile kur yukarı gittiğinde zararı ödeyebilmek için kayda değer parasal genişleme yapması gerekebilir. Bunun önüne geçmek için finansal enstrümanlardaki kaldıracın minimuma indirilmesi de sistem içinde kalarak korunma imkanını bitireceğinden, kapitalin sistem dışına kaçışı hızlanır.

    Öte yandan " 50 milyar dolarını mevduat sahipleri merkez bankasına satar ve merkez bankasının net rezervleri 50 milyar dolar artar" bölümünü pek anlayamadım. Yanlış/eksik biliyorsam düzeltin; dth bir taahhütten ibarettir, karşılığında merkez bankasında düşük oranda bir zorunlu karşılık tutulur. Dth'ın artması brüt rezervi artırırken, azalması brüt rezervi azaltır. MB net rezervinin, sistem devalüasyon sarmalına girmeden belirttiğiniz rakam kadar artması için yatırımcıların sisteme girmemiş -yurtdışından ya da yastık altından- 50 milyar doları sisteme sokup bozdururken merkezin bunu satın alması gerekir. 1 haftalık kur vb açıklanan senaryolarda yatırımcılar bırakın sisteme para sokmayı, nakit dolar istiflemek için yer ararlar diye düşünmekteyim.
    -Benim ifade ettiğim merkez bankası net rezervlerinin 50 milyar dolar arttırılması idi,brüt rezervlerinin değil.Bildiğiniz gibi döviz tevdiat hesaplarının bir bölümü merkez bankasında zorunlu karşılık olarak tutulur,bunun oranı %19'a kadar çıkmakla beraber,vadeye göre ve merkez bankası tebliğlerindeki bankaların kredi kullandırma oranlarına göre değişiklik gösterir.Merkez Bankasının yayınladığı son verideki bankaların yabancı para cinsinden mevduatlar için merkez bankasına yatırdığı zorunlu karşılık tutarı ağırliklı ortalaması %16'dır.Yani döviz tevdiat hesaplarından 50 milyar doları merkez bankası satın alsa 50*0.16=8 milyar dolar bankaların merkez bankasında tutmak zorunda oldukları zorunluk karşılık tutarı düşer,merkez bankasının net rezervi 50 milyar dolar artarken brüt rezervi 42 milyar dolar artar.
    Brüt rezervin 50 milyar dolar artması için; 50/0.84=59.52, 59.52*0.16=9.52, 59.52-9.52=50

    Merkez Bankasının döviz tevdiat hesaplarından 59.52 milyar dolarlık alım yapması gerekir.Bu durumda brüt rezervler 50 milyar dolar artarken,net rezervler 59.52 milyar dolar artar.

    -Döviz tevdiat hesaplarındaki dolarlarını merkez bankasına sattıktan sonra en az 3 ay bankalarda TL mevduat olarak tutması şartıyla ilgili kastettiğim;paralarını 3 ay sonra almaları değil,bu bir kaydi işlem.Nasıl vatandaş bankada TL hesabı varsa,bankaya gidip TL mevduat hesabını verip,döviz tevdiat hesabı alıyorsa,burada da bankaya gidip döviz tevdiat hesabını bankaya götürüp 1usd=7 TL'den 3 ay vadeli TL mevduat hesabı cüzdanı alacak,işlem kaydi olacak.Geri kalanını bankalar ve merkez bankası kendi aralarında,merkez bankası talimatlarına göre mahsuplaşacaklar.
    Burada niye 3 ay bankada TL mevduat hesabında kalsın öneriyorum.Çünkü döviz tevdiat hesaplarında birikimlerini tutanların hepsinin profilleri bir değil,bir bölümü çeşitli nedenlerle iktidar partisine güvenmediğinden, merkez bankası pariteyi ne kadar yüksek tutarsa tutsun döviz pozisyonlarını bozmazlar,onların amacı getiri değil kendilerini döviz pozisyonunda güven içinde hissetmeleridir(altın yatırımcısı için de benzer bir durum geçerlidir).Zaten bu nedenle döviz tevdiat hesaplarından sadece 50 milyar dolarlık kısmın bozulabileceği tahminini yaptım.Bu dövizlerini bozacaklar ise, TL'nin değerli olduğu,doların prim yapacağı beklentisiyle birikimlerini döviz tevdiat hesaplarında tutanlarla ilgili bölümdür.Bunlar uzun zamandır tüketimlerini ve ihtiyaçlarını ertelediğinden ,dövizlerini 1usd=7 TL'den merkez bankasına sattıktan sonra bir anda 50-60 milyar TL harcama yaparak talep enflasyonunu zıplatabilirler,3 aylık bir süre öngörmemin amacı bu sürede merkez bankasının piyasa likidite şartlarını ayarlaması,sterilazasyon yapması nedeninden kaynaklanıyor.Eğer bu 3 aylık sürede merkez bankası faizleri yükseltir reel bölgeye getirir,maliye politikalarında da sıkılaşma olursa piyasaya girecek fazla para dengelenmiş olur.

    -Merkez Bankasının 1 haftalık alım süresinin sona ermesinden sonra dolar kurunun gerilemesini(dış piyasa koşulları ve jeostratejik koşullar aynı kalmak üzere),6.80-6.90 bandına gerilemesini beklerim.Çünkü bu değerler TL'nin adi değerine yakın değerler olduğu için, döviz kurunda artık bir prim yapma beklentisi azalacağından alıcılar azalacaktır,hatta bu seviyelerden yabancı para bozdurup TL varlık almak isteyenlerin sayısı artacaktır.(Parasını 1usd;7 TL'den bozduranlar da 3 ay süre ile 6.80-6.90'den sattıkları doları geri alamayacaklardır)

    -7/6.1=%14.75 .Burada %14.75'lik paritede ayarlamanın enflasyona etkisine gelirsek;2018 yılı Ağustos ayındaki kur şokuna kadar merkez bankasının hesaplamaları kur geçişkenliğinin enflasyona %15 oranında yansıması olduğunu ifade ediyordu.Benim geçmişte arşivdeki yazılarımda da görülebileceği gibi,ben kendi çalışmalarımda 1994 ve 2001 ekonomik krizlerinden rakamlar getirerek bu etkinin %50-%55 civarında olduğunu ifade ettim ve sonuçta haklı olduğum görüldü,dolayısıyla burada %14.75'lik bir kur ayarlamasının enflasyona etkisi %7.5 civarında olacaktır,merkez bankası politika faizini arttırır maliye de politikasını sıkılaştırırsa bu oran bir miktar daha aşağıya inebilir ve sağlanacak yararlarla karşılaştırıldığında bu katlanabilecek yüzdede bir maliyettir.

    -Vadeli döviz piyasalarında devam eden kontratlar ile ilgili endişelerinize hak veriyorum.Eğer bu tür bir operasyon yapılırsa bu konuda düzenleyici kurumların mağduriyete yol açmayacak çok dikkatli bir düzenlemeyi planlamaları gerekiyor.

    -Tabii ki böyle bir önerinin çeşitli riskleri var.Ama merkez bankasının rezervlerinin durumu ortada,çok azalmış ve TL'yi bir spekülasyondan koruyamayacak bir seviyeye inmiş durumda,böyle devam edebilecek fazla bir zamanımız kalmadı.Eğer merkez bankası hiç bir şey yapmaz ise, 2018 Ağustos ayında olduğu gibi bir sabah kalktığımızda dolar kurunu öngörebileceğimiz seviyenin de çok üzerine çıkmış görebiliriz,esas böyle, ekonomi yönetiminin kontrolu dışında bir kur zıplaması olduğunda ekonomiye çok yıkıcı etkileri olur.Şu anda saatli bir bomba üzerinde oturuyoruz,ekonomi yönetiminde düşen,bu bombayı fünyeyle kendi kontrolu altında patlatmak,patlatırken de bütün tedbirleri planlamaktır.
    Son düzenleme : deniz43; 23-02-2020 saat: 06:47.

  5. #2853
     Alıntı Originally Posted by Desperado Yazıyı Oku
    Bankadaki tüm dth'ların yarısını cuma kapanışı kurundan TL'ye çevirdim ve hesaplara yatırdım; TL'leriniz hayırlı olsun demek çok daha makul gibi duruyor operasyonel açıdan... o paralar tekrar hızla dolara dönmesin diye 1 yıl boyunca satılamayacak (veya 5 yıl boyunca taksit taksit satılabilecek vs) tahvile filan da çevirebilir; madem bir halt ediyoruz tam edelim babında... yani illa böyle bir işe girilecekse; getirisi götürüsünü de düşününce... 100 milyar dolar rezerv olur hem; 50'den iyidir...

    yabancılar kaçar, bir daha gelmez vs vs.. zaten gelen yok, fırsatını bulan da kaçıyor... hiç değilse bundan sonra kaçacak olanlara ödeyecek bol bol para olur elde...

    yani benim bildiğim bizim devletimiz öyle ricacı filan olmaz, yapmayı kafaya koyarsa bu şekilde yaptım der iş biter...
     Alıntı Originally Posted by Desperado Yazıyı Oku
    aslında bu iş dönüp dolaşıyor imkansız üçleme denen hikayeye dayanıyor... hem dövizi hem faizi kontrol edeyim diyorsan sermaye hareketlerine kısıtlama getireceksin... başka yolu yok...
    Böyle bir yola gitmenin şöyle bir sakıncası var:Kısa vadeli dış borcumuz çok yüksek,1 yıl içinde 168.2 milyar dolarlık dış borç ödememiz var ve borcumuzu yeniden borçlanarak, borcu borçla ödüyor,çeviriyoruz.Sermaye hareketlerinde serbestliği kaldırır,kontrol getirirseniz dışarıdan borçlanma da çok zor hale gelir.Çünkü sermaye hareketleri çift yönlüdür,giriş ve çıkış birlikte mümkündür.Böyle bir durumda dış borcumuzu ödeyemez hale gelebiliriz.

    Ancak şöyle bir şey yapılabilir:Bankalarda gerçek kişiler için döviz tevdiat hesabı bulundurmak,belirli bir süre verilerek kaldırılır,sadece şirketlerin ticari döviz tevdiat hesapları devam eder.Gerçek kişiler de isterse örneğin 1usd:7 TL'den paralarını dövizden TL'ye çevirebilir,ya da isterse paralarını bankadan çekip paralarını banka ya da evdeki kasalarında tutmaya devam ederler.Özellikle büyük hesaplar için parayı kasada tutmanın sakıncaları olduğu için çevrimde kullanılacak parite de cazipse döviz tevdiat hesapları sahipleri çok büyük çoğunlukla dövizlerini merkez bankasına satarak TL mevduata çevirirler. Bu arada gerek döviz büfelerinde gerekse banka gişelerinde gerçek kişiler serbestçe döviz almaya satmaya devam ederler.Bu uygulama serbest piyasa mekanizmasında kısıtlama olarak görülmeyebilir.
    Ama böyle bir kararda da ,sistemden ciddi oranda döviz çıkışı riski var, iyi düşünülüp tartılması gerekir.
    Son düzenleme : deniz43; 23-02-2020 saat: 08:48.

  6. https://twitter.com/ibrahimmturhan2/...322520069?s=19

    Böyle bir haber sn Deniz 43 hocam

    Şöyle bir ihtimal aklıma geldi
    Sn Kerim rotanin hesaplarına göre
    Mb Hazine üzerinden 30 milyar usd satmışdı
    Tabii hazine ismi acık yazılmadan
    Sizin hesabjnıza göre de geçen Bu sefer MB 14 mikyar usd satmış samırım

    Yukardaki haberle beraber bakarsak
    Hazine daha önce el altından sattığı dovizleri geri alıp mb ye borcunu ödemekte olabilir mi

    Yanı özetle el altından yapılan işlem tersine şuan yapılıyor olabilir mi

    Yukardaki twitten yola çıkarak size sorayim

    SM-G975F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  7. #2855
     Alıntı Originally Posted by yemekci Yazıyı Oku
    https://twitter.com/ibrahimmturhan2/...322520069?s=19

    Böyle bir haber sn Deniz 43 hocam

    Şöyle bir ihtimal aklıma geldi
    Sn Kerim rotanin hesaplarına göre
    Mb Hazine üzerinden 30 milyar usd satmışdı
    Tabii hazine ismi acık yazılmadan
    Sizin hesabjnıza göre de geçen Bu sefer MB 14 mikyar usd satmış samırım

    Yukardaki haberle beraber bakarsak
    Hazine daha önce el altından sattığı dovizleri geri alıp mb ye borcunu ödemekte olabilir mi

    Yanı özetle el altından yapılan işlem tersine şuan yapılıyor olabilir mi

    Yukardaki twitten yola çıkarak size sorayim

    SM-G975F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    Daha önce de Kerim Rota yazmıştı,mekanizma şöyle çalışıyor:

    -Merkez Bankası kamu bankaları üzerinden döviz satışını doğrudan yapmıyor aracı olarak Hazine'yi kullanıyor.Önce Merkez Bankası Hazineye döviz satıyor,yani Hazine merkez bankasına TL verip dolar alıyor,TL pozisyonu azalıp dolar pozisyonu artıyor,merkez bankasının net dolar rezervi ise azalmış oluyor.Sonra bu sefer aynı işlem Hazine ve kamu bankaları arasında yapılıyor,yani Hazine dolar verip TL alıyor,ilk pozisyonuna geri dönüyor.Sonra kamu bankaları doların yükselişini frenlemek için piyasaya dolar satıp TL alıyor,kamu bankaları da ilk pozisyonuna dönmüş oluyor.Sonuç olarak bu süreç sonunda Hazine ve kamu bankaları ilk pozisyonlarına geri dönerken merkez bankası net döviz rezervlerinden kaybetmiş oluyor.Eğer bu döviz satışından yurt içi yerleşikler alıp bankaya döviz tevdiat hesabı olarak yatırırsa bu paranın %16'sı kadarlık kısmı zorunlu karşılık olarak merkez bankasının brüt rezervine ilave oluyor,ama net rezervine bir faydası olmuyor,o azalmış haliyle kalıyor.Ama bu tam bir çevrim olmuyor,çünkü dövizi satın alan herkes bankaya yatırmıyor,bir kısmı yastık altında tutuyor,TL varlıklarını satıp döviz alan yabancılar ile de sistem dışına çıkmış oluyor,yani bu döngü sırasında kayıp/kaçak oranı oluyor.Bir diğer husus bu süreç sırasında usd/TL paritesi sürekli olarak değiştiği için ilk pozisyonlara geri dönülürken verilen ve alınan TL'ler aynı tutarda olmuyor,zaten bu işlemlerin kamu bankalarının bilançolarına devasa zararlar yazdıklarını ve karlarını azalttıkları bilançolardan görülüyor.

    -Bu tweet'e gelirsek , Hazine'nin döviz tevdiat hesabının 31 Ocak -14 Şubat arasında 4.9 milyar dolar artması demek,merkez bankası Hazine'ye 4.9 milyarlık döviz satmış karşılığında TL almış demek oluyor,sonrasında da muhtemelen Hazine kamu bankalarına aynı miktarda dolar satıp önceki TL pozisyonuna geri dönmüştür.Benim verdiğim merkez bankasının 14.092 milyar dolarlık döviz satışı ise 25 Aralık-20 Şubat arası daha geniş bir zaman dilimini kapsıyor.
    Yani özetlersek ,bu işlem süreçleri sonucunda Hazine ve Kamu bankalarının dolar/TL pozisyonları değişmiyor,sadece paritenin değişiminden kaynaklanan farklar oluşuyor,ama merkez bankasının net döviz rezervi tüketilmiş oluyor.

  8. Hazine bu 4.9 milyar usd yi mb den değil de piyasadan almış gibi geldi bana
    Öyke bir durum yok yanı
    Teşekkürler

    SM-G975F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

Sayfa 357/2095 İlkİlk ... 2573073473553563573583593674074578571357 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •