Bankacılık mevzuatı açısından özellikle Türkiye’nin ekonomik durumu da göz önüne alındığında başka bir husus önem arz ediyor. Bankacılık Kanununa göre bir bankada yüzde 10 ve üzere paya sahip olanların yeterli mali güce sahip olması gerekmektedir. Acaba CHP bankacılık mevzuatında öngörülen yeterli mali güce sahip midir? Bir siyasi partinin mali gücünden bahsedilebilir mi? Bu sorular özellikle bankanın sermaye artırım ihtiyacı olması durumunda karşımıza çıkması muhtemel sorunlar gibi görünüyor. Yani İş Bankası farklı nedenlerle sermayeye ihtiyaç duyarsa CHP bu ihtiyacı karşılayabilir mi? CHP ticari bir işletme olmadığı için bankanın ihtiyaç duyabileceği kaynağı karşılaması zor görünüyor. Tabi sermaye artırımına katılmayıp bankadaki payının otomatik olarak düşmesi de bir seçenek olarak değerlendirilebilir. Bu sefer de Atatürk’ün bankadaki hisse oranı düşmüş olur. Tabi sermaye ihtiyacını karşılama konusunda tek sorunu olan CHP değil. Bu durumda olan İş Bankası dışında başka bankaların hissedarları da bulunuyor.
Dolayısıyla şeffaf ve açık ortaklık yapısı ve yeterli mali güce sahip ortaklara ilişkin konuların CHP ve İş Bankası üzerinden konuşulmasından ziyade kavramsal olarak Türkiye’deki tüm bankalar açısından değerlendirlmesi ve karara bağlanması gerekecek. Burada da sorumluluk Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun üzerinde.( alıntı )
Yer İmleri