Sayfa 11/19 İlkİlk ... 910111213 ... SonSon
Arama sonucu : 151 madde; 81 - 88 arası.

Konu: İmar bankası mağdurları tartışma ve protesto başlığı

  1. CHP YE GÖNDERDİĞİM BİR E-POSTA

    G20 zirvesinde kapitalizm protesto ediliyor, türkiye de chp tarafından mevcut iktidar ve/veya rte prosetso ediliyor.. kapitalizm esasen MEŞRU HIRSIZLIKTIR. Dolayısıyle GASP kapitalizm değildir..

    İmar bankası tasarruf sahiplerinin 25/30 yıllık birikimleri çok aleni bir şekilde gasp edildi.. o dönem de chp esasen akp yi eleştirmedi bile, yaptığı sadece imarzedelerin yanında gibi görünüp OY DEVŞİRMEKTİ..

    Zira sembolik olarak hakları gasp edilenlerin yanında durması yapılan ve yapılacak olan hak gasplarını engellemeyeceği biliniyordu.

    Ve zaten zaman içerisinde akp nin 380bin tasarruf sahibinin haklarının gasp edilmesi esnasında en küçük olumlu bir katkısının olmamdığ görülmüştür.. en basit örnek; aynı anda imar bankasında bonozede olmuş insanlar arasında anaparasının yarısı kadar farklı hak gaspını chp görmezden gelmiştir..

    Örnekle; ağustos 2002 yılında imarbankasından 100bin tl lik hazine bonosu alan bir kişi ve 2002 ağustos ayında imar bankasında mevduatı olan bir kişi esasen aynı anaparaya sahiptir.

    Ağustos 2002 yılında 100bin tl mevduatı olan bir kişi o zamanın enflasyonu ve faizleri dikkate alındığında haziran 2003 yılına kadar en az %100 faiz almıştır yani anaparası 200bin tl olmuştur.. ve haziran 2003 tarihinde 200bin tl lik. imar bankasından hazine bonosu almıştır..

    Fakat 2002 ağustos ayında hazine bonosu alan bir kişinin hazinar veya 3 temmuz 2003 te (bankaya devletin zorla çökmesi) anaparası hazine bonosunun vadesi gelmedği için hiç değişmemiştir.

    Ve aynı anda bonozede olan bu insanlara devlet aynı uyduruk enflasyon farkını ocak 2004 tarihinden itibaren işletmeye başlamıştır.

    Bu enflasyon farkının yaklaşık 5 yıl için yine yaklaşık olarak toplammda %25 işletildiği düşünüldüğünde

    2002 ağustos ayında aynı paraya sahip olan (100bin tl) insanların erken tarihte hazine bonosu alanların eline devlet 125bin tl, geç tarihte hazine bonosu alanların eline devlet 250bin tl vermiştir.

    Yani aynı banka, aynı banka tasarruf sahibine düşmanlık, aynı anda bonozede olma durumu fakat akıl almaz yarı yarıya varan farklı ödemeler..?

    Hani bırakalım imar bankasına benzeri görülmemiş şekilde zorla el konduğunu, zorla likidite sıkıntısı yaşatıldığını tam hakların yıllarca gasp edildiğini, ödemelerin hak edildiği için değil aihm zoruyla daha fazla tazminat ödememek için yapıldığını vs.

    Chp en azından aynı anda bonozede olmuş imarbankası bonozedeleri arasında bile akıl almaz kadar büyük ödeme farklılıklarını, hak gasplarını normal karşılaması, chp nin gerçek anlamda ADALET arayışı içinde olmadığını bana çok net gösteriyor..

    Böyle zorla banka batırma, bununla birlikte zorla anayasal suç işleyerek insanların haklarının gasp edilmesi, aynı banka ve aynı yatırım aracında ödemelerde bile akıl almaz farklı hak gaspları yapılması dünyanın hiçbir yerinde yok.

    Zaten türkiye de gerçek anlamda hak , hukuk, ADALET vs artniyetli ve kasıtlı olarak ezilip geçilen başka bir olay yok.. (bunda çok ciddiyim)

    Devletin hiçbir kusuru olmayan insanların yıllarca bu derece art niyetli ve kasıtlı olarak haklarını gasp etmesi, gasp ettiği insanların sosyo,ekonomik koşullarını hiç araştırmadan bunu yapması ve bu ekonomik şartların insanlara TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN maddi ve manevi zararlar vermiş olduğunun düşünülmemesi..

    Devletin bu telafisi mümkün olmayacak zararları haksız-hukuksuz, anayasal suç işleyerek yapması ve en önemlisi BU ZARARLARI YAŞATMAMAK İÇİN YAPMASI GEREKEN SADECE İNSANLARIN HAKLARINI (BANKA SAHİBİNDEN FAZLASIYLA TAHSİL ETTİĞİ DURUMDA ) HAK SAHİPLERİNE İADE ETMESİYDİ..

    BUNU AKP -FETÖ YAPMADI, CHP DE İZLEMEKTEN ÇOK KEYİF ALDI..

    SAYGILAR..

  2. CHP YE GÖNDERDİĞİM BİR YAZI..

    Chp ye tek bir soru soracağım. Adalet, hak , hukuk derken devlet memurları, gazeteciler, akademisyenler ve açlık grevi yapanları MERKEZ E oturtuyor, yani en çok adaletsizliğe uğrayan insanları bunlar olarak görüyor..

    BU İNSANLARIN GEÇMİŞE DÖNÜK 25/30 YILLIK BİRİKİMLERİ DURDUK YERDE GASP EDİLDİ Mİ? CHP YE BUNU SORMAK İSTİYORUM… akp ye en küçük bir zararı dokunmayan insanların (sıradan vatandaşların) durduk yerde asgari ücretle, emekli primiyle 25/30 yılda yaptığı konut birikimleri, çocukların gelecekleri için yaptığı tasarruflar gasp edildi.. (artniyetli ve kasıtlı olarak ve tabi ki haksız-hukuksuz)

    Chp nin bu saydığı insanlar yani devlet memurları, gazeteciler, akademisyenler öyle yada böyle akp ve/veya rte nin tabir i caiz ise damarına basmışlardır (en masum olanları)

    Peki bunu ne adına yapıyorlar “gazetecilik” gazetecilik kimin için yapılır? Halk için,, işte halk için en önemli olan 30 yıllık birikiminin durduk yerde gasp edilmemesi..

    İktidara gelmek için, menfaat-çıkar için akp yi eleştirenler, kuyusunu kazanların sadece memurluktan atılması, yargılanırken tutuklu olması önemli bir şey mi?

    Tabi bunların hemen hepsi sıradan insanlar değil yani tüm malvarlıklarına ve tasarruflarına el konsa yine elit kesim içnide olduklarından lux içinde yaşamaya devam ederler (yani bunlara parasal destek sağlayacak güç odakları her zaman bulunur) peki ya 30 yıllık birikimi gasp edilen sıradan emekçi insanlar?

    İşte akp-fetö nün çok demokrat dediğniz, AB standartlarına uyum sağlıyor dediğimiz. Yani akp den çok memnun olduğunuz 2003 yılında 380 bin insanın mevduat bankası devlet eliyle zorla batırılarak , sahibinden ödendiği iddaa edilen tasarrufun 5-6 katı tahsil edilerek, yasal ve anayasal suç işlenerek tasarrufları gasp edildi..

    Chp nin bu hiç umrunda değildi.. akp nin çıkar -menfaat için kuyusunu kazanların tüm mal varlıkları ve tasarrufları gasp edilsin bakalım NEYİN ÖNEMLİ OLDUĞUNU BİZLERDE GÖRELİM..

  3. chp şakamı yapıyor?
    Chp Maltepe mitinginde 10 maddelik liste açıklamışâ€¦ çok basit bir soru; 80 milyon insana sorun bu 10 madde hemen uygulamaya mı geçsin, yoksa bütün mal varlığınıza ve tasarruflarınıza devlet el koymasınımı tercih edersiniz?

    80 milyon insandan 1 tane fire vermeden herkesin kimse tapulu evime ve tasarrufuma dokunmasın ülke nasıl yönetilirse yönetilsin der.. buna kemal kılıçtaroğlu da dahildir.

    Bu ülkede 380 bin insanın herkesin gözü önünde bütün hayatlarının birikimi gasp edildi h aksız-hukuksuz..

  4. BİMER E YAZDIĞIM BİR YAZI..


    Bu güne kadar devletin ilgili kurumları devletin neden sadece imar bankası tasarruf sahiplerinin haklarının "gasp" edildiğine dair imalı bir söylemde bile bulunmadı.. doğal olarak burada yaptığım belki 100 ü geçmiş başvuruya da dolaylı yoldan bile esasen devlet yöneticileri ve mahkemeler (şu yüzden) haklarınız gasp edildi demedi..

    ben herşeye rağmen imar bankasındaki tasarrufların gasp edilmesinin nedenini yıllarca imar bankası üzerinde yapılan "algı" ile ilgili olduğu kanısındayım..

    yani bu banka yüksek faiz veriyor, uzanlar banka ile ilgili "batacak" dedikodusu çıkardı.. tasarrufları kendi şirketlerine kredi olarak veriyor vesaire.


    şimdi bunları irdelediğimizde bankalar özellikle mevduat toplama yetkisi olan bankalardaki faizlerin devletin ilgili kurumları tarafından kontrol etmelerinin görevleri olduğu göze çarpıyor..

    yani bankaların mevduat, kredi hertürlü faizi tcmb , bddk vs ilgili kurumlar tarafından sürekli kontrol edilmekte bu doğrultuda bankalarca verilen faizler esasen devlet tarafından onaylanmaktadır.

    yani tasarruf sahibine "şu banka yüksek faiz veriyor , o yüzden batabilir , bu bankaya para yatırmak risktir" gibi söylemlerin hiç bir anlamı olmadığı ortaya ç ıkıyor.

    devletin geçmişte verdiği yıllık %200 dibs faizleri, %7500 repo faizleri düşünüldüğünde ayrıca imar bankası tasarruf sahibini suçlamak nasıl bir zihniyetin ürünü bunuda tartışmak gerekir.

    ayrıca devletin bu "bahaneyi" gerekçe göstererek tasarruf sahiplerinin haklarını gasp edebilmesi için ciddi , akla-mantığa uygun bir yaklaşımda olması gerekir

    şöyle ki; imar bankasına tasarruf sahiplerinin kaç yıl birikimlerini yatırdığını, başka bankalara oranla ne kadar fazla faiz aldığını, yani toplamda farklı en yüksek faizi veren bankadan ne kadar fazla getiri elde ettiğini kişi bazında tek tek inceleyip orta koymak zorunda..

    zira devlet ve ilgili kurumlar bu güne kadar devletin ve bankaların verdiği yüksek faizleri kabul edilebilir buldu, yani hiç bir bankada tasararuf sahipleri aldıkları yüksek faizden ötürü suçlanmadı. ve bu hakların gasp edilmesi için gerekçe olarak gösterilmedi..

    madem imar bankası sıradışı bir faiz verdi ve bu hakların gasp edilmesi için gerekçe olarak düşünülüyor.. bunu devlet CİDDİ BİR HESAPLAMA YAPARAK TEK TEK HER TASARRUF SAHİBİ İÇİN ORTAYA KOYMAK ZORUNDA.

    bunları yapmadan işine geldiği gibi ödeme planı çıkarmak dünyanın hiçbiryerinde yok.. yani devlet , kurumları ve mahkemeler imar bankası tasarruf sahiplerine bu yapılanların hangi gerekçeyle yapıldığını ortaya koyamıyor.. bu büyük bir zaaf..

    aynen hiç birşeyle suçlayamadığınız bir insanı idam etmek gibi bir olay,, afedersiniz burası dingonun ahırı değil. burası türkiye cumhuriyeti geldiğniz makam ne olursa olsun devletin kurumlarını işinize göre, keyfinize göre, insanların haklarını gasp edemezsiniz..

    zaten insanların haklarını keyfi olarak gasp ettiğinizi gösteren çok açık bir örnek var.. ; aynı bankada, aynı anda bonozede olmuş yatırımcılar arasında yaklaşık 2 katına yakın farklı hak gaspları yaptığınız çok açık ve net..

    imar bankasından 2002 yılı ağustos ayında hazine bonosu alan bir yatırımcı, 2004 yılı ocak ayına kadar 1 tl fark alamıyor (sizin ödeme planınıza göre) 2003 yılı haziran ayında imar bankasından hazine bonosu alan bir yatırımcı başka bankalarda yada imar bankasında yaklaşık 1 yıl (yüksek faiz ve yüksek enflasyon döneminde) tasarrufunu değerlendiriyor ve bu yatırımcının sadece 7 aylık faiz hakkı gasp ediliyor. ve tabi gelecek yıllara ait faiz ödenmeyip sözüm ona enflasyon farkı ödeniyor.

    günümüzde 5 hatta 10 yıllık hazine kağıtları var, imar bankası döneminde 5 yıl önce hazine bonosu almış bir kişi yani 1998 yılında hazine bonosu alan bir kişi devlet imar bankasını zorla batırdığında 2003 yılına kadar 1 tl faiz almamış olacaktı, 2003 yılı haziran ayında hazine bonosu alan kişi nin kaybı 1 ay , fakat 1998 yılınnda dibs alan kişinin kaybı tam 5 yıl olacaktı..

    yani hazine bonoları için ; YATIRIMCILARIN HAZİNE KAĞIDI ALDIĞI TARİHİ BAZ ALMAZSANIZ AKIL ALMAZ BİR FARKLI HAK GASPI YAPMIŞ OLURSUNUZ.. NEREDEYSE BAZI YATIRIMCILARIN BİRİKİMLERİNİ SIFIRLARKEN, BAZI YATIRIMCILARA ÇOK ÇOK AZ ZARAR VERMİŞ OLURSUNUZ.

    bu ödeme planını yapanların bunları görmemesi mümkün değil, belli ki devletin yönetecilerine yalakalık yapmak adına böyle bir ödeme planını bakanlar kurulunun önüne getirmiş..

    imar bankası tasarruf sahiplerine farklı uygulamar yapılmasını zorlayarak kabul etmiş olsak bile, aynı yatırım aracına aynı bankada yatırım yapmış insanlar arasında bu derece akıl almaz hak gaspı farklılıkları gerçekten akıl dışı bir uygulama..

    sizler devlet görevlisi değil , muhtemeler başka birşey olmalısınız..

  5. imar bankası faizi konusunda asla atıp tutmalara izin vermeyeceğim. bununla birlikte yüksek faiz döneminde devlet yıllık %200 ile borçlanıryorsa %300 faiz alanların cezalandırılmasını da makul görüyorum.

    fakat kilit nokta şu olmalı gerçekten anlamlı şekilde atıyorum %50 daha fazla faiz aldığı net olarak ortaya konmalı

    yani imar bankasında böyle insanlar varsa devlet bunlara o faizleri ödememeli (bana göre) peki ne yapmalı ; o dönem en yüksek faiz veren bankanın faizini uygulamalı..

    fakat devlet asla kurnazlık yapmamalı, bilindiği gibi faiz o dönemde hızlı değişebiliyordu yani 3 ay önce %90 olan faiz , 3 ay sonra %60 olabiliyordu..

    esasen böyle düşünmekte çok abes bibr durum. eğer bir banka da devletin istemediği bir faiz veriliyorsa o dönem de devlet müdahale etmeli. etmiyorsa bu faizi onaylıyor demektir. ve işin özü ; devlet kendi onayladığı faizi ödemek istememesi akıl ve bilgi ile bağdaşmaz.

    imar bankası tasarruf sahibini suçlamak ancak sıradışı bir faiz aldığını kanıtlamak ile mümkündür sadece imar bankasına para yatırdı diye insanların haklarını gasp edemezsiniz..

    yani bir ceza olması için ortada bir suç olması lazım.. yada hak gasp etmek için ortada haksız bir kazanç olması lazım.

    ben açıkça imar bankasından sıradışı bir faiz almadığımı net ve kesin olarak ortaya koyabiliyorum. o zaman benim hakkımı gasp edemezsin.. gününde ve faizi ile birlikte ödemek zorundasın.

    yani imar bankasından atıyorum o konjonktürde piyasanın %50 üstünde kim faiz aldıysa (böyle insanlar olduğunu sanmıyorum) onların haklarını gasp edebilirsin. buda haksız kazanç elde ettikleri ölçüde olabilir.. yani en yüksek faiz veren başka bir banka kadar faiz işletirsin arta kalan kısmını gasp edersin.

    imar bankası hazine bonosu satması dolayısıyle ilk defa imar bankasına para yatıranlar oldu.. onların ne suçu var? yani devletin yaptığı baştan aşağı , gasp, hırsızlık, teröristlik..

  6.  Alıntı Originally Posted by umutabi Yazıyı Oku
    Sayın casual, kendinizi hiç zorlamayın bu insanların mayası '' kendini sokmayan yılan bin yaşasın'' mantığıdır. Zaten ata sözlerimizi, fıkralarımızı, halk hikayelerimizi biliyorsanız yüz yıllardır aynı mentalitenin devam ettiğini görürsünüz. Hoca fıkrasında ki gibi '' damdan düşenin halini ancak damdan düşen bilirmiş'' . Bunlara inananlar çok sağlam dedikleri Garanti bankasının bile 2002 de mok yoluna gideceğini görmezden gelirler de İmar bankası sanki o dönemin tüm olumsuzluklarının tek müsebbibi olduğu masalına inanmak isterler.
    Bu ülkede yaşıyorsanız, arkasında devlet kurumlarının kontrolü var masalına asla vede kata inanmayacak, her zaman eşeğinizi kendi imkanlarınızla, olabilidiğince, sağlam kazığa bağlayacaksınız. Ahanda yeri gelmişken buraya yazıyorum, TOKİ güvencesi masalıyla 3 yıl sonra bitirileceği söylenen ``PALARVA`` konutlarının sertifikalarının millete 42.5 Tl den geçirilip 3 ay sonrasında borsada 36 Tl lerden işlem görmesi. Bence bu işin daha başlangıcı , 3 sene sonra neler olacak bekleyip görelim görelimde bizimde İmar bankası konusunda şimdi ahkam kesenler gibi LAF söyleme hakkımız olsun. Saygılar...
    sevgili umut abi, söylediklerinin hepsi doğru (bu arada mesajını atlamışım uzun süre sonra yanıt verdiğim için özür dilerim) öyle kilit noktalar varki bunlar hakkında yorumda bulunmak istedim

    imar bankası batmadı umut abi , zorla ve kasıtlı olarak batırıldı.. bu neyi değiştirir diyeceksin.! aslında çok şeyi değiştirir fakat esasen şunu gösterir. RİSK ALAN KİŞİLERİN RİSKİNİN GERÇEKLEŞMEDİĞİ ANLAMINA GELİR.

    yani siz dolar almışınız dolar aldığınızda doların düşme ve yükselme riski vardır.. dolar/tl uçup gitmiş, bunu hazmedemeyen devlet tüm dolarınıza el koymuş..

    imar bankasında da durum aynı mesela offshore hesap açanlar bir risk alır bu nedir? bankanın batma riski! peki banka nasıl b atar.. yıllar içinde akıl almaz zarar yazar, bu hortumlayarak yada topladığı parayı yönetememe beceriksizliğinden olabilir..

    son kerte de bddk nın kapısına dayanır BEN BU BANKAYI DAHA FAZLA YÜRÜTEMİYORUM der.. bddk el koyar yada koymaz. kendi takdiridir..

    İMAR BANKASI TASARRUUF SAHİBİ DEVLETE DAHİ GÜVENMEDİ (en can alıcı kısım bu bence) devlete güvenmemek nedir?? bir banka zor duruma düştüğünde DEVLETİN BANKAYI KURTARMAMASIDIR. müdahale etmemesidir.. iflas prodesürü işler ve banka batar.. alacaklılar haklarını alır yada almazlar. b u devleti bağlamaz.

    devlet SİGORTA ETTİĞİ MİKTARDA TASARRUFLARI VE HAZİNE KAĞITLARINI HER DURUMDA ÖDEMEK ZORUNDADIR.

    söylemek istedğim; devlet sigortalı mevduatı ve hazine kağıtlarını ödemeyecek olsa bile imar bankası tasarruf sahibi bunu razıydı..

    tabi devlet müdahale etmeyince çeaş kepez hariç diğer şirketlere el koyma hakkı olmayacaktı.. zira çıkardıkları yasa gereği "bankasına el konulan ...... tüm malvarlığı ve parasına el konulur" şeklinde çıkarıldı..


    yani çeaş hariç uzanın el konan şirketlerinin tamamı imar bankasına el konulduğu ve tasarrufların sözüm ona ödenmesi gerekçe gösterilerek el konuldu..

    başka bir konu hazine bonolarının karşılığının olmaması; bu algı oyunuyla türkiye bankacılık tarihinde sanki ilk defa hazine bonolarının bir banka da karşılığı olmadığı şeklinde yansıtıldı..

    zihniyeti bozuklar buna inanmak istiyorlardı ve inandılar.. umut abi senle muhakeme edelim.... imar bankası hariçi batan 20 kusur banka da hazine kağıtlarının karşılığının olması sence mümkün mü?

    tamamen mevduatı bile hortumlanan bankalar sattıkları hazine bonolarının karşılığını (devlet kişi adı saklama, mülkiyet hakkı, kaydını tutmama) gibi hakları vermeden , gereken işlemleri yapmadan zaten hortumlamayı düşünen banka sahipleri

    hazine kağıtlarını " o dönem devlet karşılıksız bono satmayanı dövecek durumda iken" neden hazineye dibs bedellerini ödesinler?

    bunu yapmaları için akıllarından zoru olması lazım... imar bankası harici batan 20 kusur bankanın dibs işlemlerini bırakın yaptığı usulsuz işlemlerin hiçbiri detaylı olarak açıklanmadı.. peki ne dendi "bankaları hortumlamışlar"


    işte zihniyeti bozuklar bunu kullanıyorlar.. yani batan bankaların karşılıksız dibs işlemlerini bddk vs açıklamadığı için bu bankaların dibs işlemlerini usulune uygun görmek istiyorlar.

    bddk nın imar bankasının dibs işlemlerini açıklamasının tabi ki nedenleri var. fakat bu nedenler planlı bir şekilde gasp, hırsızlık, teröristlik yapmayı düşünen devlet yöneticilerinin hiçte doğru dürüst yaklaşımlarından kaynaklanmıyor.

    öncelikle tasarrufların tamamı gasp edilmek istendiği için banka DİREKT KAPATILDI. bu şekilde ödemelerin sürüncemeye gireceği biliniyordu. ve bunu topluma istenildiği gibi algılatılması için ve en önemlisi UZANLARIN AŞIRI ŞEKİLDE YIPRATILMASI İÇİN .. usulsuz işlemler olduğu dile getirilmeye başlandı bunlar arasında karşılıksız hazine bonosu satışı da dile getirildi..

    bu böyle olunca vergili mevduat ta dahil olmak üzere hazine bonolarının ödemesi geciktirilme hatta hiç ödememe gibi şanslarının olacağını biliyorlardı..

    aslında devletin gaspçı ve hırsız olduğunu o dönemde anlayamadık ... peki nasıl anladık? tabi ki gaspçıların zaten kayıtlara ulaşamıyoruz yalanlarından vazgeçip kayıtlara ulaştık ama mudilerin hesap cuzdanlarıyla karşılaştırma yapacağız demeleri ve devamında ödemeler için yasa çıkacağını söylemeleri ve bu yasa ve bakanlar kurulu kararıyla HAK GASPI OLDUĞUNU GÖZLERİMİZLE GÖRDÜĞÜMÜZDE.

    insan şöyle düşünür doğru - dürüst bir devlet te usulsuz işlemler olduysa kayıtlara ulaşamıya bilir ve bu doğrultu da hak sahiplerine ödeme yapamıyor olabilir.. fakat YA KAYITLARI BULUNCA?

    işte kayıtları bulunca da HAKLARI GASP ETMEK İSTEMELERİ. VE BUNU 3 YIL GİBİ UZUN BİR SÜREYE YAYMALARI.. DEVLET YÖNETİCİLERİNİN İMAR BANKASI OLAYINDA AKIL ALMAZ YALANLAR SÖYLEDĞİ GERÇEĞİNİ ORTAYA ÇIKARIYOR.

    ve bütün sorunun hem uzan ı yok etmek, hemde tasarruf sahiplerinin haklarını gasp etmek oludğunu net şekilde görüyorsunuz..

    öyle ya sorunun kayıtlara ulaşamamaktı, peki ulaştın da hak gaspı neden yapıyorsun.?

    umut abi esasen vergili mevduatların haklarını gasp edebilmeleri için yasa çıkarmaları gerekiyordu.. mevcut kanun 1 ay içinde faizleriyle haksahiplerine ödeme yapılmasını emrediyordu.. tabi bu AHLAKSIZ BİR TEKLİF olacağından

    hazine bonolarının ödenmesi için yasal düzenleme lazım, bu arada mevduatların ödeme planını da yasaya dahil edeceğiz dendi..

    esasen mevduatları ödemek için ayrıca bir yasaya gerek yoktu veya mevcut yasayı değiştirerek geriye dönük işletilmesi ne hiç gerek yoktu. ama bahane hazırdı HAZİNE KAĞITLARINI DA ÖDEYECEĞİZ..


    peki yasa meclise geldiğinde ne oldu.. HAZİNE KAĞITLARINI ÖDENMESİNİ İÇEREN MADDE MECLİSTE YASA TEKLİFİNDEN ÇEKİLDİ..

    bunu abimin akp li millet vekili adayı olmuş arkadaşından net şekilde öğrendik.. HAZİNE KAĞITLARI ASLA ÖDENMEYECEKMİŞ, BÜTÜN AMAÇ VERGİLİ MEVDUATI VADEYE YAYMAK, GÖRECE YÜKSEK MEVDUATI OLANLARIN (OGÜNKÜ PARAYLA 100BİN TL ÜSTÜ) CİDDİ ZARARA UGRATMAK VE 3. YIL SONUNDA HAKKINI ÖDEMEK GİBİ..

    umut abi esasen hazine bonolarını hiç ödemek istemediler.. hazine bonolarının ödenmesi aihm zoruyla oldu (bunu net olarak biliyorum) mahkemeler iktidarın yanındaydı.. hazine bonolarında olumlu karar çıkması olumsuz çıkmasından çok daha iyiydi (iktidar için) zira aihm çok ciddi bir tazminat ödemeye t.c devletini mahkum edecekti..

    tabi başka bir plan daha vardı.. hazine kağıtlarına mahkeme enflasyon farkı ödenmesi şeklinde bir karar çıkaramıyordu.. mahkemelerde tazminat ile ilgili kararlar da "yasal faiz" uygulanabiliyordu..

    zaten mahkemeler fazlaya ilişkin tüm hakları ret ettiler, olabilecek en az ödeme şeklini benimsediler..

    iktidar yine hemen hazırlıklara başladı ve bonozedeler için de yasa çıkardı .. ve yasa gereği HAZİNE BONOLARI HANGİ TARİHTE ALINMIŞ OLURSA OLSUN ENFLASYON FARKI ÖDEMESİNE OCAK 2004 TEN İTİBAREN BAŞLANACAK..

    umut abi esasen bu nedemek biliyorsun... diyelim bankaya devlet zorla çökmeden 2 yıl önce hazine bonosu alan insanların 2.5 yıllık enflasyon ve faiz farkının tamamı gasp edilecek.

    zira bankaya el konduktan sonra da 6 aylık enflasyon ve faiz farkı gasp ediliyor.. fakat bankaya el konmadan 1 ay önce hazine kağıdı alanların 7 aylık faiz ve enflasyon farkı gasp edilecek..

    şöyle düşün; günümüzde 5-10 yıllık hazine bonoları var.. imar bankası döneminde bu vade de hazine bonosu olsaydı.. atıyorum 5 yıl önce hazine bonosu almış insanların hakları TAMAMEN SIFIRLANACAKTI

    işte bu noktada o dönem iktidarının, bürokratların, yargının, teknokratların.. yani imar bankası tasarruf sahibini gasp etmek isteyen tüm insanların HAREKET NOKTASI ASLA İNSANLARIN ALDIĞI FAİZ DEĞİLDİ, OLABİLDİĞİNCE FAZLA HAKKI GASP ETMEK İSTİYORLARDI..

    akıl barik! bir insan faiz nedeniyle hak gaspı yapıldığını düşünüyorsa, hak gaspı yapılanlar arasında bir "denge" yani hak gaspında "eşitlik" ilkesinin olması gerektiğini düşünür..

    esasen hak gaspında imar bankası mudilerine ve bonozedelerine eşit davranmak çok kolay, farklı hak gaspları yapmak çok zor bir meseleydi.. fakat devlet yöneticilerinin amacı hırsızlık ve gasp olduğu için zoru başarıp farklı hak gaspları yapma yoluna gittiler.


    basit olarak. illaki imar bankası tasarruf sahiplerinin haklarının gasp edilmesi ve bunu eşitlik ilkesine göre yapmak istiyorsan..

    bankaya devlet tarafından z orla çökülme tarihi olan 3 temmuz 2003 e kadar herkese faiz işletirsin (bu 5 bankanın ortalama faizi de olabilir) 3 temmuz 2003 tarihi itibariyle hesabı kesersin.

    ve sonraki 6 ay için yani ocak 2004 e kadar 1 tl ne faiz , ne de enflasyon farkı ödemiyorum dersin.. ve kalan 4-5 yıl içinde sadece kendi belirledğim enflasyon farkı öderim dersin..

    çok basit dimi? ama böyle olmadı.. bazı bonozedelerin 7 aylık hakkı gasp edilirken bazı bonozedelerin 1.5 yıldan fazla hakkı gasp edildi.. belki 2 yıl için 1 tl ödenmeyen bonozedeler oldu.. o dönem enflasyonunu ayrıca düşünmek lazım..

    yani bazı cahillerin ve zihniyeti bozukların devlet imar bankası yüksek faiz verdiği için bu hakları gasp etti söylemlerinin temeli yok.. bu verdiğim örnek bunu çok net olarak ortaya koyuyor.

    BÜTÜN AMAÇ TASARRUFLARI HAK-HUKUK -EŞİTLİK KAVRAMLARINI HİÇE SAYARAK MÜMKÜN OLDUĞUNCA FAZLA GASP ETMEKTİ. VE BÜTÜN ÇIKARDIKLARI YASALAR (TASARRUFLARLA İLGİLİ) HEP BU DOĞRULTUDAYDI..

    bir başka konu ; tasarruflara verilen yüksek faiz için imar bankası tasarruf sahipleri suçlanıyor..

    öncelikle akıl barik . bir insan tasarruflara verilen faiz için bankaya mevduatını yatıran insanları suçlayamaz. bunun nedenleri elbette var.

    şöyle deniyor? imar bankası yüksek faiz veriyordu, yüksek faiz veren bir bankanın batma riski ve/veya o banka da usulsuz işlemler olma ihtimali tasarruf sahibi tarafından tahmin edilmeli

    ilk soru şu; bu bankaya devlet bankacılık ve ayrıca mevduat toplama izni vermiş ve denetleme düzenleme kurumu olarak BDDK yı kurmuş ve o dönem bddk var..

    elinde o kadar finans /ekonomi/bankacılık alanında yurtdışında eğitim almış insanlar varken ve bu onların görevi ve sorumluluğu iken. bir bankanın verdiği faizin bankanın batma riskini oluşturabileceği ve/veya o banka da usulsuz işlemler olabileceği ihtimalini düşünmesi gereken , bu doğrultuda müdahale yetkisi olan

    imar bankası tasarruf sahiplerimi olmalı, yoksa BDDK ve devletin diğer kurumları mı?

    ben cidden burada kilitleniyorum.. o zaman şu ortaya çıkıyor, devletin hiç bir kurumu göreviini yapmıyor o yüzden bunları vatandaş öngörmeli..

    hı buna katılırım.. fakat devletin kurumları göreviini yap mıyorsa.. riski bizati tasarruf sahibi alıyor demektir ve bu durumda sadece banka bddk nın kapısına dayanır bana el koy derse bankaya el koyabilir..

    şöyle düşünelim; ben elden bir şirket sahibine borç veriyorum, (devleti ne ilgilendirir, riskte benim , kazançta) devlet ne kazancıma karışır, ne de risk gerçekleştiğinde beni korur.

    fakat imar bankasın da, yüksek faiz var derken yüksek faiz için müdahale yetkisi olan (devlet) ne yaptı? sorusunun cevabını veremiyor..

    imar bankasında asla sıradışı bir faiz yoktu.. 3-5 puan yüksek faizin nedeni öncelikle uzan düşmanları ve bizati devletin ta kendisiydi.. bir banka hakkında sürekli olumsuz dedikodu dolaşırsa, o bankadan tasarruflar çekilmeye başlar.. banka azalan mevduatı tekrar elde edebilmesi lafla olmaz , yüksek faiz verirsin tasarruf gelir..

    imar bankası uzan düşmanları tarafından sürekli batırılmak istenen bir bankaydı. o yüzden olumsuz dedikodular sürekli yapılırdı.. bu t asarrufların imar bankasından gitmesine neden olurdu ve imar bankası bir kaç puan arttırıp tekrar tasarrufları geri çekebilmenin yollarını arardı.

    1980 lerden itibaren serbest faiz uygulamaları ve devletin mevduata sınırsız güvence vermesiyle bankalar faiz yarışına girdi.. sınırsız güvence olunca türkiye de uzanlar gibi mal varlığı ve yatırımları olmayan hortumcu banka sahipleri faiz yarışına girdiler

    faizler havada uçuşuyordu devletin yüksek iç borcu ve finansal istikrarsızlık yüksek faizler vermesine neden oluyordu. devletin çok yüksek faiz verdiği bir ortam da, bankalardaki sınırsız mevduat güvencesi eklenince hortumcu bankacılar kar/zarar durumunu gözetmeden her faizden mevduat toplamaya başladılar amaç zaten mal varlığı ve parası türkiye de olmadığı için
    parayı toplayıp biran önce yurtdışına çıkarmak.


    uzanlarda durum farklıydı, uzanların on milyarlarca dolar yatırımı vardı telsim gibi türkiye de sadece 2 gsm operatöründen bir tanesi uzanlardaydı.

    kısaca uzanlar hortumcu değildi.. fakat imar bankası üzerinde oynanan oyunlar yüksek faiz vermesine neden oluyordu.. zaten imar bankası büyük bir banka olmaması hasebiyle bir miktar yüksek faiz vermek zorundaydı..

    imar bankasının sıradışı faiz döneminde ayrıca sıradışı faiz vermediği hazine bonosu reklamlarıyla sabittir.. %65-70 faiz düzeyinde akbanktan 1.5 puan fazla yani %66,5 gibi bir faiz vermişti.. (bizati kendim devlet tahvili aldım)

    bankaya devlet zorla çöktüğün de t.c sınırları içinde 3 mevduat bankasından fazii düşüktü. bu belgelerle yargıya sunuldu..


    umut abi hainlik diz boyu,, devletin aleni hak gaspını meşru görmeye çalışanlar gerç ekten zihniyeti bozuk insanlardır. türkiye deki hırsızlıkları bırakın kendi birikimi üzerinden rant sağlayanları devletin parasını çalanları, ona buna peşkeş çekenleri biliyoruz..

    imar bankası tasarruf sahibinin profili bellidir, emekli, dar gelirli insanlar.. zenginler , zihniyeti bozuklar devletin parasını çalsınlar. fakat imar bankası emeklisi 3-5 puan faiz alınca tüm tasarrufu gasp edilsin..

    gasp edeceksen yüksek faizin sorumlusu devlettir.. müdahale etmemişsen ancak 3-5 puanlık fazla faizini gasp edersin.. TÜM T ASARRUFUNU GASP EDEMEZSİN, YILLARCA TASARRUFLARINI GASP ETTİĞİN İNSANLAR NE DURUMA GETİRDİĞİNİ BİLEMEZSİN.

    TEKRAR SÖYLÜYORUM BUNU YAPANLAR BEDELİNİ MUTLAKA ÖDEYECEK..

  7. uzanların kapitalist (sömürü) sistemine dahil olmadığı ile ilgili görüşler var, zaten uzanların genel olarak dışlanmasının ana nedeni de bu olarak açıklanıyor.

    sistem , sistemin dışına çıkanları barındırmak istemiyor. tabi ilginç olan sıradan insanların tasarruf sahiplerinin bunda suçu ne?

    bir grup, holding vs bankacılık yapma izni vermek, mevduat kabul etme izni vermek esasen "bu banka sömürü sisteminin bir parçası" demek.

    yani tasarruf sahibi senin kapitalist (sömürü ) sisteminin bir parçası olduğunu işaret ettiğin yere tasarrufunu yatırmış.

    peki ne yapılması lazım; bu banka yada sahibi sömürü sisteminin dışında hareket ediyorsa, bankaya el koyabilirsin.

    fakat tasarruf sahibini hiç bir şekilde suçlayamazsın.. senin adres gösterdiğin yere tasarrufunu yatırmış daha ne yapsaydı?

    beni istedğin gibi sömür demiş,, uzanlara elden para vermemiş.. istedğin haracı alamıyorsan o benim sorunum değil..

    ben devletin , kapitalist sistemin dışına çıkmamışım öyle olsaydı uzanlara daha farklı şekilde paramı yatırırdım...

    insanların tasarrufunu ödersin , bankayı kapatırsın yada kapatmazsın , sömürü sisteminin içine yine alırsın.

    nitekim tasarrufunu bütün imarzedeler senin adres gösterdiğin bankalara yatırmaktalar..


    bu neyin çifte standardıydı, neyin ötekileştirmesiydi. bunu bir türlü anlayamadık. sıradışı bir faiz ortaya koyamadın, hazine bonalarında anayasal suç işlediğin ortada

  8. imar bankasında tasarrufların gasp edilmesi konusunda haklı bir gasp , hatta az bile ohh olsun zihniyeti var (genel olarak)

    çok azınlık bir kesim " haksızlık , başka bankalarda ödendi imar bankasında da tasarruflar ödenmeliydi" diyor.

    bu iki düşüncenin "fikir" farklılığı olduğu herkes tarafından savunuluyor.

    tabi ikiside bilimsellikten tamamen uzak.. doğruyu bulmak için işimize geleni düşünerek/söylerek hareket edemeyiz.

    öncelikle bir mevduat bankasına tasarrufunu yatırmak suç olamaz. bunun aksini söylemeye çalışan insan ya cahildir , yada zihniyeti bozuktur yani algı oyunu yapmaya ve gaspı normalleştirmeye çalışıyordur.

    devletin çalışan bir bankayı planlı ve art niyetli olarak batırması suçtur (tasarruf sahipleri açısından) bununla ilgili bütün gereken bütün araştırmaları yaptığınızda bunu net olarak görürsünüz.

    mevduat kabul etme izni olan bir bankada verilen faiz için tasarruf sahibini asla ve kata suçlayamazsınız. (yüksek faizi ödemek istememek başka bir konudur)

    zira herşey devletin , bddk nın gözünün önünde olmaktadır, faizi serbset bırakmak, sınırlamak hepsi devletin yetkisi ve görevidir.

    bir banka yüksek faiz veriyorsa bunun nedenleri vardır, banka da suçlamaz nedenleri araştırılır ve çözüm aranır.

    devlet mevduat kabul etme ve bankacılık yapma izni olan bir bankayı diğer bankalardan farklı göremez, farklı uygulama ve yaptırımlara tabi tutamaz.

    devletin bir bankayı "banka olarak görmemesi" ancak mevduat kabul etme iznini ve bankacılık lisansını iptal etmekle gerçekleşir.

    bu bağlamda tasarruf sahipleri mevduat toplama izni ve bankacılık yapma izni olduğu süre içerisinde tasarruflarını bu bankaya yatırmışsa

    tasarruf sahiplerine farklı bankalardaki tasarruf sahiplerinden , farklı hak gaspları, farklı suçlamalar , farklı ödeme şekilleri düşünmesi ve bunu anayasal suç işleyerek yapması mümkün değildir.

    kısaca imar bankası tasarruf sahiplerinin düşman olarak ilan edilmesi , düşman kanunları/hukuku uygulanması " konuda uzman olanların kafaya yapısıyla düşünüldüğünde "mümkün değildir.

    bununla birlikte devlet varsa sıradışı faizlerin olduğu bir konjontur de ayrıca sıradışı faiz veren bir bankadaki faizleri ödememesini normal karşılamak lazım.

    fakat bu belgeleriyle mutlaka ortaya konmak zorunda, keyfi olarak bu banka yüksek faiz veriyrdu deyip yine keyfi olarak
    hak gaspları, ve imar bankası tasarruf sahipleri arasında akıl almaz farklı hak gaspları yapılamaz


    hı bunu yaparsan ne olur? yargıya gidilir, yargı senin köpeginse ve insanların alnına silah dayayıp taahütname imzalatıp hak gaspını imza altına alıyorsan ve aihm de abd den destek alıp hak gaspını tamamen meşrulaştırıyorsan.

    haklarını hertürlü hukuksuzluk, düşmanlık vs gasp ettiklerin bddk, spk ,tcmb nin dibine bomba koyup içindekilerle birlikte havaya uçurur. bu durumda terörist, gaspçı, hırsız, haksız, hukuksuz olduğunu bil ve kabul et..

    bu yeterli..
    Son düzenleme : casual; 12-08-2017 saat: 09:22.

Sayfa 11/19 İlkİlk ... 910111213 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •