Sayfa 17/19 İlkİlk ... 71516171819 SonSon
Arama sonucu : 151 madde; 129 - 136 arası.

Konu: İmar bankası mağdurları tartışma ve protesto başlığı

  1. eskiler insanların bozuk zihniyetini özlü sözlerle dile getirmişler peki ne demişler KOMŞUNUN TAVUĞU, KOMŞUYA KAZ GÖRÜNÜR..

    irdelediğimiz de esasen komşularının canlı hayvanlarının tavuk olduğu rahatlıkla görülebiliyor. fakat zihniyet bozukluğu komşunun tavuğunu komşuya "kaz" görünmesini sağlıyor..

    bunu imar bankası faiz olayına yorumlarsak şöyle bir durum ortaya çıkıyor; İMAR BANKASININ VERDĞİ FAİZ İLE ESASEN BAŞKA BANKALARIN (küçük bankalar diyeyim) verdiği faiz arasında fark yok.. ama yaratılan algı ve zihniyet bozukluğu yüzünden imar bankasının verdiği faiz yüksek bulunuyor ve düşmanlık duyulmaya başlıyor.

    tabi böyle bir durumda "düşmanlık geliştirdiğinizde" sağlıklı düşünemez hesap yapmazsınız.. kaybettiklerini değil sadece kazandıklarını görürsünüz. ve kendiniz ondan fazla bile kazansanız hep onun fazla kazandığını düşünür ölsünler, gebersinler, beter olsunlar dersiniz.

    faiz için şunu söylemem bile her türlü fikri yerle bir eder.. FAİZ FAZLAYSA DEVLET İMAR BANKASI TASARRUF SAHİBİ İÇİN ŞU ANKİ TEKNOLOJİ İLE 1 SAATTE ÇÖZÜLEBİLECEK BİR YAZILIM HAZARLAR..

    HER TASARRUF SAHİBİ İÇİN GİRİLER VERİLER IŞIĞINDA BAŞKA BANKALARDA ELDE EDİLEN FAİZ KADAR FAİZ HESAPLANIR VE TASARRUF SAHİPLERİNE ÖDENİR Dİ..(geçmiş zaman)

    BUNA İNANIN HİÇ BİR TASARRUF SAHİBİ İTİRAZ ETMEZDİ. (ZATEN BUNU SİZDE BİLİYORSUNUZ) O DÖNEM BAŞKA BANKALARDA DA FAİZLER AKIL ALMAZ SEVİYEDE YÜKSEKTİ.. TABİ BİRDE İNSANLARI EN ÇOK HELAK EDEN ZAMAN SORUNU VAR..

    YANİ DEVLET SADECE ANAPARANIN 2/3 ÜNÜ GASP ETMEDİ MEVDUATLARDA 3 YIL, HAZİNE KAĞITLARINDA 5 YIL GİBİ BİR ZAMAN HAKSIZ-HUKUKSUZ ZORLA HAYATİ BİRİKİMLERİ ALIKOYDU..

    bu dönemde yaşananlar, (sıradan insanların yaşadıkları) kimse tarafından bilinmiyor bizim gibi olaya yakın olanlar bir nebze tabi ki biliyor.

    özlü söze geri dönersek sevgili barış manço özlü söze şöyle devam ediyor..

    KAZ GELEN YERE TAVUĞU ESİRGEMEZSEN.. BU KAFAYLA BİR BALTAYA SAP OLAMASIN AMA, GÜN GELİR SAPIN UCUNA OLURSUN

    KAZMA...

    hayırlı pazarlar....

  2. imar bankası türkiye bankacılık tarihin de ilk defa devlet zoruyla planlı, organize ve art niyetle batırılan ve el konup tasarrufların gasp edilmesi amacıyla kapatılan/bankacılık izni kaldırılan TEK MEVDUAT BANKASI (bunun dışında bankasya var ama banka kapatılmadı ve tasarruflar birgün ve 1tl faizi gasp edilmeden ödendi bu bakımdan dikkate alınacak bir durum yok)

    not: bank asyanın 15 temmuz olaylarından sonra kapatıldığını ve garanti kapsamının dışında kalan tasarrufların ödenmediğini düşünenler olabilir. şu net bir gerçek ; devlet başbakan ağzıyla "o banka batmış banka" dedi.. daha devletin hiç müdahalesi yokken. yani bu tasarruf sahiplerine "tasarrufunuzu bankadan çekin tavsiyesiydi" sonra devlet müdahale etti ve banka sanırım birkaç yıl açık kaldı. ve bu süre içinde banka sahibi fetöcülerle iktidar arasında akıl almaz düşmanlıklar olduğu ortaya çıktı..

    işte bütün bunların ışığında 15 temmuz a olayına kadar bankadan parasını almayanlar %100 fetocüydü.. zira bankadan paraları çekseler dahi devlet bunların tüm mal varlıklarına el koyacaktı. bu yüzden bankadan paralarını alma gereği duymadılar.

    ben bu olayla ilgili bütün tecrübelerimi dikkate aldığımda ASLA VE ASLA TÜRKİYE DE BİR MEVDUAT BANKASINDA SIRADAN İNSANLARIN TASARRUFLARIN BU ŞEKİLDE GASP EDİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM..

    bunun bir çok nedeni var.. imar bankası tasarruf sahibine akıl almaz temeli olmayan bir düşmanlık vardı.. algı böyle işlenndi yada türk insanınnda genel olarak bulunan z ihniyeti bozuk olma durumu, çekememezlik, kıskkançlık vs vardı.

    bu zengin, elit tabaka ve bazı siyasi çevrelerin algı mühendisliği ile birleşince rasyonel olmayan bir düşmanlık ortaya çıktı.

    BİR ÇOK KİŞİ BU BANKAYA DEVLET ZORLA EL KOYSUN VE BU SAADET ZİNCİRİNİ KIRSIN... demeye başladı..

    rasyonel olmamak işte bu noktada başlıyor.. insanlar çıkar için ve/veya ego tatmini için birilerine, bazı insanlara , topluluklara, toplumlara dini ve siyasi görüşü farklı olanlara DÜŞMAN olmayı isterler..

    bunu bir devlet adına düşünelim,, mesela ırakta abd nin saddam a düşmanlığı esasen petrol temelliydi (bunu herkes bilir) yani irdelediğiniz de düşmanlığın temelinin maddi çıkar olduğu rahatlıkla görülür.

    aydın doğanın uzanlara düşmanlığının temelinde de "çıkar" yatmaktaydı. uzanın yok edilmesi aydın doğan a menfaat sağlayacaktı.

    imar bankasındaki tasarruf sahiplerinin haklarının gasp edilmesi esasen başka banka tasarruf sahiplerine yada türk halkına direk bir menfaat/çıkar sağlamamıştır.. dolaylı yoldan sağladığı düşünebilir. ama bu asla somutlanamaz.

    irdelendiğin de türk halkının imar bankası tasarruf sahiplerinin haklarının gasp edilmesinin istemesinin nedenleri ; bankada parası olmayanların algı mühendisliğine kolayca inanması .. yani bankada parası olmayan bir insan esasen bankada parası olan herkese haset duyabılir ama algı oyunuyla siz bu doğal tepkiyi sadece bir banka üzerine çekerseniz o insanlar o banka tasarruf sahiplerine kinlerini/nefretlerini kusarlar.

    bankada parası olmayan insanların , bankada parası olan insanlara haset/düşmanlık duymalarının esasen "doğal" sebepleri vardır. ve konusunda uzmanlar bunu çok iyi bilirler. bu bilgiye sahip olan insanlar birilerine çıkar için yalakalık yapıyorlarsa, bu bilgi ALGI MÜHENDİSLİĞİ İÇİN MÜKEMMEL BİR ARGÜMAN OLARAK KULLANILABİLİ.R

    doğal nedenler bana göre insanın tanrı tarafından EŞİT şartlarda yaratılmasıdır.. insan aklı bu eşitliği bozar ve insan doğası bozulan eşitsizliğe tepki gösterir. insanın varoluşundan beri büyük akıllar tarafından yönetilmek istenen bu doğal tepkidir.

    bu doğal tepkiyi yönetemediğiniz de kaos/kargaşa olur.. katliamlar başlar.. insanoğlu aklıyla bunu yönetebileceğinden emin olmadığı için güvenlik güçleri vardır yani asker ve polis... asker ve polis üstünün iyi veya kötü insan olduğunu düşünmeden emirleri uygular (zira doğal tepkiyi önlemek için bu şarttır)

    üstler kanunun, yasanın anayasanın esasen haksızlık-hukuksuzluk yaptığını yorumlamadan aynen uygular (buda hayati önem taşımaktadır)

    tabi birde menfaatler birleştiğinde bir insan ne kadar doğru-dürüst olursa olsun (ki böyle insan neredeyse yoktur) aşağılık zihniyet istediğni her koşulda yaptırır.

    menfaate örnek: esasen menfaat sayılması bile abes olabilir, işten çıkarılma tehdi di kişinin ister istemez ailesi ve kendisini düşünmesine neden olur verilen emri istedği kadar yanlış bulsada (bu muhakeme gücü kendisinde olsa bile) emri uygular.

    esasen imar bankasının devlet tarafından batırılması, el konulması ve kapatılmasında da benzer kurallar işlemiştir..

    imar bankasını her yönden ortalama bir insanın (vicdan ahlak vs) batırmak istemesi, el koymak istemesi ve tasarrufları gasp etmek istemesi pek makul görünmemektedir.

    zira çeaş-kepez le nakit akışı olduğunu bilen büyük akıllar çeaş kepez e el koymak akabinde banka ile olan nakit akışını kesmenin imar bankasının mevduat ödemelerini aksatabileceğini biliyorlar.

    bunu ortalama yada üst düzey bilgiye sahip enerji bakanı ve bakanlıkta karar yetkisi olan diğer üyler de biliyorlar.

    büyük akılların emriyle el koymanın polisiye bir olay olması , zorla olması ortalama akla, bilgiye sahip bir tasarruf sahibini panik yaptıracak ve bankaya vadesi gelmeden tasarrufunu almaya adeta koşturacak şekilde gitmesini sağlayacak özellikte olması isteniyor..

    dahası bunun gazeteler ve tv lerde haftalarca yayınlanması isteniyor.. ki tasarruf sahiplerinin bir kaç gün tv açmayacağı ve gözden kaçırabileceği bile dikkate alınıyor..

    beklenen tepki geliyor ve tasarruf sahipleri imar bankasına hucum ediyor.. bddk ın o dönem başkanı ve üyeleri bunun devletin eylem ve işlemleri sonucunda meydana geldiğini biliyor. yani banka doğal olarak zor duruma düşmüyor.

    yapay bir şekilde devlet tarafından organize ve planlı olarak bu yapılıyor. ve akabinde tahminim bddk ya şöyle bir emir geliyor.. BANKAYA EL KONMASI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR SANA SAĞLANDI BANKAYA EL KOY VE DİREKT KAPAT..

    bddk bankayı kapatmanın ne demek olduğunu iyi biliyor.. banka kapatılınca tasarrufların gününde ödenmesinin mümkün olmayacağını çok rahat görüyor. 1 yılı aşkındır bankanın hazine bonosu sattığını bu hazine kağıtlarının bankanın yetkisi olması ve karşılığı olması halinde de ödenmeyeceğini biliyor.. (en azından iktidarın yasal düzenleme yapması gerektiğnii biliyor)

    benim burada kafama takılan konu şuydu; bddk bir gece önce 50 milyar tl olan garanti kapsamını sınırsız olarak değiştirdi. bunun imar bankasına özel yapıldığı çok net ti..

    bunu yapmasında birkaç neden olabilir aklıma gelenler şuydu; devlet bankaya el koyduğu için garanti kapsamını sınırsız yapmasa bile davalarla vesaire tasarrufların tamamını ödemek zorunda kalacak, üstelik bu ahim e giderse manetvi tazminat bile söz konusu olabilirdi.. böyle olursa devlet çok daha büyük bir bedel ödemek zorunda kalabilirdi.

    başka bir neden 50bin tl üstünde tasarrufu olan çok mudi varsa 400bin insan bürokratlar, teknokratlar, siyasiler için ciddi hayati tehdit oluşturabilirdi.. (zarara uğratılan insan sayısı ne kadar çoksa bu konudaki risk o derece artar)

    başka bir neden o zamanki bddk başkanı ve üyelerinin sadece kendileri için böyle bir kararın tehdit oluşturabileceğiydi..

    yani biz böyle bir karar verirsek bağımsız bir kurum larak (kağıt üstünde) hayati riskin tamamını başkan ve üyeler olarak biz almış oluruz.

    başka bir neden, tasarruf sahipleri içinde hatırı sayılır insanların yer almasıydı (siyasilere bürokratlara, teknotratlara vs devlete yakın insanlar)

    bunlar birleşince garanti kapsamını sınırsız yapmak bence bir gereklilikti..

    iyi niyetli düşününler için şunu söylemek isterim.. diyebilirler ki bu böyle olmamıştır, bu kadar da tasurruf sahibine kasıt olmaz..

    ŞÖYLE SÖYLEYEYİM; DEVLET İSTESEYDİ BÖYLE BİR OPERASYONA BAŞLARKEN (YANİ İMAR BANKASININ ZOR DURUMA DÜŞÜRÜLMESİ) RAHATLIKLA ÇEAŞ-KEPEZ E EL KOYARKEN İMAR BANKASI TASARRUF SAHİPLERİNİ HEDEF ALARAK BİR AÇIKLAMA YAPABİLİRDİ.

    NE DİYEBİLİRDİ; UZANLARIN KULLANIM HAKKI OLAN ÇEAŞ KEPEZ ELEKTİRİK A.Ş YE DEVLETİN MÜDAHALESİ HİÇ BİR ŞEKİLDE İMAR BANKASI TASARRUF SAHİPLERİNİ PANİĞE SEVK ETMESİN.. BANKALAR BİZİM SORUMLULĞUMUZDA VE GÜVENCEMİZDE.

    BU ANLAMDA İMAR BANKASI MEVDUAT TOPLAMA YETKİSİ OLAN VE BİZİM SORUMLULUĞUMUZDA VE GÜVENCEMİZDE OLAN BİR BANKA..

    bu esasen devletin 1 tl harcamadan imar bankasını ayakta tutma bildirisi olurdu.. finans piyasalarında da tcmb olsun diğer devlet kurumları olsun algı yönetimi ile sadece bir açıklamayla bir çok zararı vs engelleyebilirler..

    söylemek istedğim büyük akıllar imar bankasını art niyetli, kasıtlı ve bilinçli olarak batırdı. batması için elinden gelen herşeyi yaptılar, medya yı bu konuda harekete geçirdiler bilinçli ve kasıtlı görüntüler servis ettiler.

    soru şu; t.c devleti imar bankası tasarruf sahibinin düşmanımıydı? bence temelsiz olarak evet.. tabi onlar biz devletin zarara girmemesi yada kar etmesi için kamu yararı için bunu yaptık diyeceklerdir.

    kamu yararı demişken, kamu kim? türkiye deki kapitalist sistemin oyuncularımı? sömürülen halk mı? yoksa ikiside mi?

    benim bildğim kamu dibine kadar imar bankası tasarruf sahibi.. kamu yararı için kamunun hakkı gasp ediliyor. size ilginç gelmiyormu?

  3. geçmişte bu forumda bana hakaret edenler oldu, aşağılıyanlar oldu, algı oyunu yapmaya çalışanlar oldu..

    sözüm ona devletin haklı olduğunu düşünüp " faizleri alırken iyiydi, ohh olsun, beter olun" vesaire diyenler oldu.. şimdi onların aslında "nasıl insanlar" (ki insan bile denilmeyecek yaratıklar) olduğunu söylemeye çalışacağım..

    ressam , hasbi, power pc (çark etti) vs vs forumun en ileri gelenlerine kadar..

    önce bunlar devletin toplumda yarattığı algı üzerinden beni suçlamaya ordan bastırıp sesimi kesmeye, forumdan uzaklaşmamı sağlamaya çalıştılar. (tabi ben dersimi en başından biliyordum)

    zira ben herşeyi bilerek ve muhakeme etmiş olarak bu foruma geldim.. aksi takdir de bu aşağılık zihniyetten ciddi derece de manevi zarar (stress vs) yaşamam mümkündü.. itiraf edeyim bir nebze yaşadım

    bu esasen konuyu bilmedğimden değil, esasen akıl almaz derece de korkak olduğunu bildiğim insanların sadece sanal ortamdayız diye 400bin insanın hayati birikimlerini kaybettiği bir olayda (haksız hukuksuz bir devletin yaptığı gasp)

    insanları hem suçlamaları, hemde hakaret etmeleriydi.. hani birine çık karşıma desen, korkudan foruma bir daha girmeyecek.

    iddiaları dinlemek istedim zira ne derece sağlam uydurma bir argümanla karşıma çıkacaklar merak ettim. esasen kimse bişey söylemedi/söyleyemedi..

    benim anladığım devletin mutlaka uzanları yok etmesinin şart olduğu (haksız hukuksuz) bu böyle olunca imar bankasının batırılması gerektiği ve imar bankası tasarruf sahiplerinin diğer bankalardan fazla faiz aldığı düşünüldüğü ve yapılan birçok şeyin haklı olduğu. (ortalama düşünce buydu)

    tabi uzanların mutlaka yok edilmesi gerekse bile devlet bu olaydan her halukar de tasarruf sahiplerine zarar vermeden çıkabilirdi.

    BU ANLAMDA TASARRUF SAHİPLERİNİN HAKLARININ GASP EDİLMESİ KESİNLİKLE ART NİYETLİ, KASITLI , BİLİNÇİLİ VE PLAN DAHİLİNDE YAPILDI.

    işte buradaki gerekçe şuydu; bunlar yüksek faiz aldılar...

    esasen bunu saf dışı bırakacak bir çok fikir üretilebilir en basiti, geçmişe dönük 400bin tasarruf sahibinin kaç yıl imar bankasında kaldığı geçen süre içinde ne kadar faiz geliri elde ettiği diğer bankadaki tasarruf sahipleriyle karşılaştırılır.

    bu tabi veriler girilerek özel hazırlanmış bir yazılım ile yapılır. yine iddia ediyorum bugünkü teknolojiyle herkese ne kadar faiz ödeneceğinin hesaplanması 1 saat sürmez..

    o zaman şu gündeme geliyor, İMAR BANKASI TASARRUF SAHİBİ NE FAİZ ALIRSA ALSIN BU HAKLAR GASP EDİLECEKTİ..

    peki neden? buna esasen neden bulunamaz. temelsiz bir düşmanlık denebilir.. zira imar bankasından başka bu ülke bankacılık tarihinde tasarruffu gasp edilen kimse olmadı..

    şöyle bir görüş var; daha önce devletin ödediği yüksek faizlerde normal değildi, bu yüzden imar bankasında enflasyonun üzerinde o dönem verilen faizler verilmek istenmedi..

    ben bu konuyu da irdelemiştim; esasen faiz o dönemin koşullarına göre her zaman olması gereken seviyededir. devlet faizin karşılığını mutlaka vatandaşlardan çıkarmak zorundadır ve çıkarmıştır.. yani verilen yüksek faizin bedelini yine bankaya tasarrufunu yatıran insanlar öder ve diğer insanlar.

    oluşan faiz ekonominin yönetilememesinden kaynaklanır, esasen yüksek faizi sıradan tasarruf sahipleri istemezler bankalar ve büyük yatırımcılar keyfi olarak "risk algım yüksek" diyerek devletten fazla faiz talep ederler. devlet bu konuda güçsüz ise faizi öder.. bankalar aldığı yüksek faiz den bir miktar daha düşük faizi sıradan tasarruf sahiplerine öder.

    yani sahip olmadığı paranın üstünden kazanç sağlar, bu olayda KÖTÜ asla sıradan tasarruf sahibi değildir. büyük oyunculardır..

    büyük oyuncular genellikle kazanır, sıradan insanlar genellikle kaybeder..

    örnek; yüksek faiz dönemin de enflasyonun üstünde (ki manupule enflasyon verileridir) %20 reel getiri elde eden bir insan parasını 5 yılda 2 ye katlar..

    fakat sıradan tasarruf sahibinin bu karı kesin değildir. konjonktur değiştiğin de yüksek faiz de aşırı düşen konut fiyatları yükselişe geçer, bu fırsatı kaçıran (kumar oynamayı bilmeyen ) sıradan tasarruf sahibi konut fiyatları 10 katına çıktığın da real anlamda tasarrufunu ikiye katlamış gibi görünse de akıl almaz ölçüde zarar etmi şolur.

    imar bankasın da oldukça sıradan işçi, emekli, esnaf vb insanların çoğunlukta olduğu düşünüldüğün de bu kumarı bilen ve bu risklere giren insan sayısının oldukça az olduğu rahatlıkla tahmin edilebilir.

    yani devletin İMAR BANKASI MUDİLERİ DİĞER BANKALARDA Kİ GİBİ YÜKSEK FAİZ ALDI, VE REEL ANLAMDA CİDDİ KAZANÇLAR SAĞLADI VE BİZ ESASEN REEL KAZANÇLARININ BİR KISMINI GERİ ALDIK. DÜŞÜNCESİ

    AŞAĞILIK BİR ALGI OYUNUDUR. YALANDIR, TEMELSİZDİR..

    imar bankası tasarruf sahibi diger bankalar da olduğu gibi yüksek faiz dönemi yaşamıştır (evet) fakat zaten konut fiyatlarının uçuşa geçtiği dönem de DEVLET BU TASARRUFLARI GASP ETMİŞTİR. ve hiçbir imar bankası tasarruf sahibinin konut almasına müsaade etmemiştir.

    BU BAKIMDAN HİÇ BİR DÖNEM DE ALINAN YÜKSEK FAİZİN MUTLAKA GERÇEK ANLAMDA REEL GETİRİ OLDUĞU İDDİA EDİLEMEZ.

    BU ANCAK ZAMANINDA HANGİ YATIRIM ARACINA GİRECEĞİNİ BİLEN, DAHA ÖNEMLİSİ OYUNUN NE ZAMAN BAŞLAYACAĞINA KARAR VEREN, NE ZAMAN SONLANDIRILACAĞINA KARAR VEREN BÜYÜK OYUNCULAR İÇİN GEÇERLİDİR.

    VE RİSK ALAN BAZI KÜÇÜK YATIRIMCILARI.

  4. ben hiç bir zaman çark etmedim. 500k $'mız ÇEAŞ ve EGHOL de gaspedilmiş. ben neden imarcılara saldırayım,ben imarcılardan bile daha kötü durumdayım. ÇEAŞ ve EGHOL de 1krş ödenmedi tahta kapatıldı. barajlar orada para basıyor bize gelince şamarı vuruyorlar. sonra BİST'e para koyacakmışım NAH KOYARIM.

  5. yurtbank ve başka bir bankanın offshore hesapları TMSF tarafından %600-%800 arası fark ödenerek ödendi.. imar bankası ve bankasya haricinde bu ülke de hiç bir banka devlet zoruyla batırılmadı, el konulmadı.. imar bankasından alınan devlet iç borçlanma senetlerine yaklaşık %25 fark ödendi.. yurtbankın batışı ile imar bankasının zorla batırılışı arasındna yaklaşık 2 yıl süre var.. bu 2 yıllık süre de enflasyon ciddi yüksekti fakat offshorezedeler ile devlet iç borçlanma senedi alanlar arasındaki ödeme farkı yenilir yutulur cinsten değil.. bunun nedeni imar bankası tasarurf sahibinin haklarını gasp etmek için özel yasa çıkarılmasıdır. ve 2004 yılı ocak ayından önce alınan dibs lere 1 tl bile faiz ödenmemesidir.. bu imar bankasından dibs alanların arasında bile ciddi ödeme farklılıklarına neden olmuştur.. ve 2004 ocak ayından itibaren faiz değil aş.ağılık devlet yöneticilerinin uyduruk enflasyon hesaplaması da böyle akıl almaz bir farkın meydana çıkmasına neden olmuştur.

    sadece imar bankası ve bankasya nın sahibinin mal varlığı topladığı tasarrufların üzerindeydi.. devlet bu sermaye ye el koydu.. bankasya h esapları banka kapatılmadan (yani tasarruf sahibine bir sorun teşkil etmeden) vadesinde ve eksiksiz ödendi..

    imar bankası bankasya gibi söylemle değil, eylem le batırıldı.. devlet art niyetli, bilinçli , kasıtlı ve organize şekilde çeaş-kepez e el koydu.. bu uzanların tüm mal varlağına el koymak için asla yeterli değildi imar bankası zor duruma düşürülmeliydi ve bddk bunu fırsat bilerek bankaya el koymalıydı, tasarrufların gasp edilmesi için bankaya el konur konmaz banka kapatılmalıydı..

    bunlar eksiksiz olarak yapıldı.. imar bankası t asarruf sahipleri şunu merak ediyor.. İMAR BANKASI TASARRUF SAHİBİNİN HAKLARININ GASP EDİLMESİ İÇİN SOMUT SEBEP NEDİR?

    devlet isteseydi yurtbank ve diğer bankanın offshore hesaplarının davasını takip edebilir t ıpkı imar bankası tasarruf sahiplerini davalarını yönettiği gibi onların davalarını da yönetebilir. karar aşaması geldiğin de yargıya tıpkı imar bankası tasarruf sahiplerinin açtığı dava da müdahale ettiği gibi müdahale edebilir. ve davanın ret edilmesini sağlayabilirdi. yada %600-800 e varan faiz farkı ödemeden bu işi kotarabilirdi. AMA BUNU YAPMADI..

    AŞ.AĞILIK T.C DEVLETİ VATANDAŞLARI ARASINDAKİ ADALETİ TESİS EDEMİYOR......

    bunu ya işi bilmedğinden yapamıyor, yada imar bankası tasarruf sahiplerine ayrıca bir düşmanlığı var.. şu an için imar bankası offshore hesaplar ödenmedi..

    eğer ödeme aşamasına gelirse ve hazine bonoları ile yine inanılmaz bir faiz farkıyla ödenirse BİLİN Kİ BU ÜLKEDE KAT.LİAM OLUR..

    başka bankalarla imar bankası tasarruf sahipleri arasında devlet akıl almaz bir adaletsizlik yarattı.. başka bankanın offshore hesabına 6-8 kat faiz farkı öderken imar bankasından devletin ağır kusuru olduğu, anayasal suç işlediği digital ortamda satılan devlet iç borçlanma senetlerine inanılmaz yüksek enflasyon dönemi olmasına rağmen faiz ödemedi..

    dahası imar bankasını devlet zorla batırdı, tahsil ettiği sermaye yurtbank vs den kat kat fazlaydı.. bütün bunları yan yana koyduğumuzda. aşağılık t.c devletinin imar bankası tasarruf sahibine bakışının çok farklı olduğu kesin ve nettir..

    devlet geçen yıl ve bu yıl muhtemelen 500 milyar tl para bastı/basacak.. bu enflasyonun ciddi şekilde yükselmesine neden oluyor. dolayısıyle bu dolar ve faiz üzerinde ciddi baskı yaratıyor.

    imar bankası tasarurf sahiplerine ödenen haklar enflasyona baskı yapmadı tam tersine o ödemeler yapıldığı dönemde enflasyon sürekli düşüş halindeydi.. bunun nedeni imar bankası tasarruflarının gerçek anlamda tasarruf olduğudur. yani günlük tüketim harcamalarına gitmedi belki bir kısmı konuta gitmiş olabilir fakat konut sektörünü zaten yükselten devlet politakalarıydı..

    devletin yandaş inşaat şirketleri çok kazanması için konut sektörü sürekli pompalandı.. YANİ İMAR BANKASINDAKİ TASARRUFLAR ENFLASYON ENDİŞESİNDEN DEĞİL, ZEVK İÇİN, FAKİRE ,FUKARAYA EZİYET İÇİN ÖDENMEDİ YADA REEL ANAPARANIN ÇOK BÜYÜK BİR KISMI ZORDA KALINCA GASP EDİLEREK ÖDENDİ..

    T.C DEVLETİN YAPTIĞI BU AŞ..AĞILIK DÜŞMANLIK UNUTULMADI VE UNUTULMAYACAK.. DEVLET PEKALA BANKAYA EL KOYMADAN SADECE MEVDUAT KABUL ETME İZNİNİN KALDIRARAK UZANLARIN HAK SAHİPLERİNE HAKKIYLA ÖDEME YAPMASINI SAĞLAYABİLİRDİ. VE İNSANLAR HAKLARINI ALDIKTAN SONRA UZANLARA TABİRİ CAİZ İSE ".TEK.MEYİ" BASABİLİRDİ.

    ZATEN YETERİNCE DÜŞMANLIK YAPILDI FAKAT ÇEAŞ YADA İMAR OFFSHORE HESAPLARA HAZİNE BONOLARI VE MEVDUATTAN FARKLI FAİZ ÖDENİRSE KA.TLİAM OLUR.

    T.C DEVLETİ AKLINI BAŞINA ALSIN.. YA HAKKIYLA HERKESE BENZER ÖDEMELER YAPSIN YADA HERKESE AYNI GASPI UYGULASIN.. YURTBANK OFFSHOREZEDEYE %600 FARK DİBS ALANA %25 FARK NEDER LAN Ş.REFSİZ??

  6. devlet ky nın birikimini gasp ederken muhtemelen tek düşündüğü şey "oy kaygısı ve hayati tehlike" hayati tehlike derken sizin hayatınız değil doğal olarak kendi hayatları ve yakınlarının hayatları..

    çeaş kepez de onların zihniyetiyle şöyle düşünülüyor; hemen hemen hiç bir vatandaş borsadaki şirketlere birikiminin tamamını yatırmaz hele ki tek bir şirkete asla yatırmaz, dahası çeaş gibi gözaltı pazarında olan bir şirkete hiç mi hiç hayati birikimini yatırmaz..

    hayati birikim nerelere yatırılır ? mevduat kabul etme yektisi olan bankalara mevduat olarak yada devlet iç borçlanma senetlerine..

    çeaş küçük yatırımcısının en az imar bankasın da mevduat yapan veya hazine bonosu alan insanlar kadar tasarrufunun kendilerine iade edilmesine hakkı vardı. (buna hiç bir şüphe yok)

    ama aşağılık devlet zihniyeti böyle çalışmıyor.. bir borsa şirketinde kişinin hayati birikimi olup olmayacağı değerlendiriliyor, özellikle gözaltı pazarında bir şirkette kişilerin birikiminin çok küçük bir kısmı olabileceği düşünülüyor..

    peki bu neyi değiştirir? böyle bir durum da diyelim toplam birikiminizin %20 si kadarını çeaş hissesine yatırdınız. öncelikle bunun ödenmemesi durumun da sizin hayatınızın kararacağı, yuvanızın dağılacağı, ciddi ruhsal problemler yaşamıyacağınız, sıkıntıdan ,stress ten ciddi hastalıklara yakalanmıyacağınız düşünülüyor.

    sözün özü zengin bir insanın bir kısım parasına el koymak gibi düşünün. devlet durumu böyle algılıyor ve haksız - hukuksuz tasarrufunuzu gasp ediyor.

    tabi oy kaygısının hesabı yapılıyordur. böyle bir gasp ta haklarına el konulanlar oy kullanma hakkı olan kaç kişi? bunların yakınları etkileme ihtimali ne kadardır? bana göre bütün bunlar hesaplanıyor ve öyle karar veriliyor.

    örnek imar bankasın daki birikimlerin bir çoğu "hayati" birikimler di yani kişi 30 yıl çalışmış emekli olmuş, konut parasına yakın bir parayı konut almak için bankaya yatırmış bir miktar daha birikim yaptığın da konut alacak (o zaman konutları peşin alıyordunuz)

    veya konutu var fakat çocukların geleceği yada çocuklarına konut almak için birikim yapmış, veya daha vahim bir durum bir miktar birikim yapmış, gelir düzeyi çok düşük o dönem faizler yüksek olduğu için aylık harcamasının en az yarısını banka faizi ile karşılıyor.

    bu birikimler bile gasp edildi.. benim tahminim bu yüzden onbinlerce yuva yıkıldı, çeşitli dernekler kuruldu. intihar edenler oldu, psikolojisi bozulup hayatı kararanlar oldu. devlet hakkını gasp ettiği için borç batağına girenler oldu.. sıkıntıdan kanser olup ölenler oldu vs

    bu farklılıklar el koyulan birikimin kişilerin hayati birikimi olup olmamasıyla yakından ilgili.. devlet esasen bunu da düşünmüştür. fakat ben o dönem iktidarının ve şimdi de (insana hiç değer vermedğinden kesinlikle eminim)

    ve insanımızın algı yönetiminin çok kolay kurbanı olması devletin yaptığı algı operasyonuyla öfkesini uzanlara ve/veya kendisine yöneltmesine sebep oldu. bu önce ruhsal sonra biyolojik hastalıkların temelini oluşturdu fakat devleti yönetenlerin kaygısı bu değildi algı yerine haklarını gasp ettiği vatandaşların gerçeği görmesi durumun da öfkenin kendilerine yönelmesi hem hayati tehlike hemde oy kaybetmelerine yol açabilirdi.

    esasen imar bankası olayın da ALGI MÜHENDİSLİĞİNİ çok profesyonel şekilde yürütmeye çalıştılar. zira 400bin insan aileleriyle 1.5 2 milyon insan, ve bunların yakınlarını etkilemesi düşünüldüğün de ciddi bir oy potansiyeli olan bir kitle vardı.

    devlet ne yazık ki bu insanların hem haklarını gasp edip , hemde en az yarısının oylarını almayı başardı (algı mühendisliği ile)

    algı herkesin bildği gibi uzanın imar bankası tasarrf sahiplerinin birikimlerini hortumladığı, yurt dışına çıkardığı veya devletin bu paraları uzanların ne yaptığını bilmedği üzerine işlendi ..

    uzanların bir kısım tasarrufu kendi şirketlerine aktardığı dil ucuyla söylense bile bunun kredi olarak değil, "kayıtsız para transferi" olarak gerçekleştiği ve böyle bir paranın uzan şirketlerin de bulunmadığı gibi algı tasarruf sahiplerine yutturulmaya çalışıldı.

    esasen devletin elindeki olanaklar ve uzman kadro göz önüne alındığında ve hiç kimsenin bankalar hakkında ulaşamıyacağı datalara devletin sahip olduğu bilindiğinde..

    hiç bir bankanın, hiç bir holding veya grubun hatta yurtdışına ciddi para transferi yapan hiç bir kimsenin devletin gözünden kaçmasının mümkün olmayacağı bilinir..

    yeri gelmişken yine söyleyeyim, t.c devleti aşağılık zihniyete sahip bir devlettir. herşeyi uzman kadrosuyla bilinçli, art niyetli, kasıtlı, organize , planlı şekilde yapar. bilmedği hiç birşey yoktur,

    esasen imar bankası tasarruf sahibi ve çeaş yatırımcıları en basit şu değerlendirmeyi yapabilir di..

    uzanlar bizim paramızı hortumlamış sa uzan şirketlerinin toplam değeri bizim alacağımızın altındaysa tamamı bize aittir..

    üstündeyse devlet kalan kısmına el koyabilir.. zira uzanlar topladıkları parayı ya şirketlerine yatırmıştır (yurtiçi) yada yurt dışına çıkarmıştır. devletin uzanlardan ancak vergi alacağı söz konusu olabilir onun dışında bir alacağı söz konusu olamaz.

    burada imar bankasının vergi borcu oludğu iddia ediliyor.. öncelikle şunu söylemek lazım uzanlar esasen mevduat sahibi ve dibs yatırımcısından topladığı vergiyi devlete vermek durumundadır.

    esasen vergiyi mevduat sahibi ve dibs yatırımcısı devlete öder, uzanlar burada aracıdır.

    ben şu kanaatteyim.. devlet banka yerine koymadığı, mevduat ve dibs alan yatırımcıya tuzak kurduğu, bankayı diğer bankalardan tamamen soyutladığı veya otomatik olarak soyutlanan bankaya hala mevduat toplama yetkisi tanıdığı,

    bankayı 1tl bile fonlamadığı, mevduat ve tasarurf sahiplerinin haklarını gasp etmek adına herşeyiyaptığı bir ortamda HİÇ BİR TASARRUF SAHİBİNDEN VERGİ ALMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR..

    gündemde olan çiftlikbank olayı var, adına bakıp bankacılık lisansı olduğunu düşünmeyin.. devlet çiftlikbank ın topladığı paralardan vergi almışmı? alamaz..

    zira çiftlikbank banka değildir.. devletin imar bankası tasarurf sahiplerinden vergi alabilmesi için haklarını tamamen ve eksiksiz olarak gününde ödemesi gerekiyordu.. bunu yapmadığı anda vergi alma hakkını kaybeder.. zira tasarrufları gününde ve eksiksiz ödemedğin de tasarruf sahiplerinin haklarını korumamış olur..

    dibs lerde mülkiyet hakkı vermeyip, kişi adına saklama hesabı tutmayıp dijital ortam da dibs sattırdığı için dolandırıcılık yapmış , anayasal suç işlemiş olur.

    eksiksiz ve günün de ödeme yaptığın da bu kusurlar dikkate alınmadan devlet e uzanlardan tasarruf sahiplerinin ödedği vergiyi alma hakkı doğar.

    sözüm ona uzan operasyonu, bana göre tasarruf sahiplerinin haklarını gasp etme operasyonu bir bütün olduğu düşünüldüğün de ve verginin gerçekte tasarruf sahiplerinden alındığı düşünüldüğünde DEVLETİN İMAR BANKASINDAN VERGİ TAHSİL ETME HAKKI OLMADIĞI NET ŞEKİLDE GÖRÜLÜR.. (tabi bunu hukuki zemine taşımak ve tasarruf sahiplerinin bu anlamda haklı olduğunu savunmak ve kanıtlamak hukukçuların göreviydi ama yapmadılar)

    İŞİN ÖZETİ T.C DEVLETİ İMAR BANKASINI FİİLEN TAMAMEN TÜRK BANKACILIK SİSTEMİNİN DIŞINA ATMIŞ.. RESMİ OLARAK BUNUNLA İLGİLİ ADIMLARI ATMAMIŞTIR. DİĞER BANKALAR DA OLDUĞU GİBİ TASARRUF SAHİPLERİNİN HAKLARINI KORUMAK BİR YANA GASP ETMEK İÇİN HER TÜRLÜ YOLU DENEMİŞ

  7. şöyle bir düşünce var, bir banka kredileri doğru şekilde kullandırıyorsa (yani sahibi ile ilgili olmayan şirketlere, kişilere, kuruluşlara vesair) yani birilerine göre doğru bankacılık yapıyorsa.. topladığı mevduat kredi alan kişi,kuruluş, şirket vs dedir.

    devlet bankaya el koyduğun da tasarrufları ödemesi için verdiği kredileri tahsil etmesi gerekir, bir banka zor durum da olmasa bile, yani mevcut yapıyı rahatlıkla döndürmesi halinde de bütün tasarruflar kredilerde dir..

    İMAR BANKASI GİBİ BANKAYI KAPATIRSA TASARRUFLARIN ÖDENMESİ HER HALUKAR DA SÜRÜNCEMEYE GİRER..

    herşeyi bilen arkadaşlardan bunu açıklamasını beklerdim.. devlet tasarruf sahibini korumadığın da hangi bankaya el koyarsa koysun tasarruflar gününde ve zamanında ödenemez..

    aşağılık zihniyetin aşağılık olmasının nedeni İMAR BANKASINI FARKLI DEĞERLENDİRMESİDİR..

  8. 400.000 imar bankası tasarruf sahibine şunu düşündürmek istiyorum..

    Lan aşağılık devlet, gaspçı,terörist.. Uzanlar benim tasarrufumu hortumladıysa sananae? Sana ne oluyor?

    Bunu 400.000 imar bankası tasarruf sahibinin hepsi düşünebilmeli...

    aşağılık devlet uzanları yok edeceğiz adı altında esasen bizim tasarruflarımızı gasp etmek için operasyon yapmadan önce.. Banka da hiç bir sıkıntı olmadığı , tasarruflarınızın gününde ve eksiksiz tıkır tıkır ödendiğini benden iyi bilirsiniz...

    Ben bugün kü parayla 2 milyon tl miktarı çekmek istedğim de paramı 2 saat içinde önüme nakit olarak getirdiler..

    Benim uzanlarla uzaktan yakından ilgim yok ve şunu söylüyorum uzanın b enim dediği her şirket, her sermaye, her para tamamen tasarruf sahiplerinin di..

    Büyük bir algı mühendisliği yapıldı.. Esasen uzan hiç birşey kaybetmedi .. Devlet kazandı.. Kimin parasını iç etti..? Tabiki bizim paralarımızı sadece kaybeden bizlerdik..

    çok derin düşündüğünüz de bunun uzanlar ve devletin tasarruf sahiplerine yaptığı aşağılık bir komplo olabileceğini bile rahatlıkla idrak edebilirsiniz..

    Imar bankası olmadan önce uzanların neyi vardı? Devlet operasyon yaptığın da neleri vardı bir irdeleyin..

    Bunların hepsi bizlerin tasarruflarıyla oldu.. Devlet uzanların şirketlerine çökmedi tam olarak bizim tasarruflarımızın üstüne çöktü..

    400.000 tasarruf sahibinin bu başlığa yolu düşerse bu mesajı mutlaka okumasını diliyorum.

    Ve büyük çoğunluğunun aşağılık zihniyete sahip olduğunu bildiğim imar bankası tasarruf sahibinin avukatlarının da..

    Saygılar,,

Sayfa 17/19 İlkİlk ... 71516171819 SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •