Şimdi aslında burada belki de ek bir açıklama yapmak gerekecek. Böylece konu belki herkes için biraz daha net olur.
Şimdi bu bizim meşhur 250 MEUR tahvil geri ödemesi olan borç var ya , hani bunu TMSF'ye Yaşarbank"ın borcu olarak ödenen para , aslında bu tahvili Yaşar Holding ilk olarak 2006 senesinde ihraç etti. O topladığı para ile TMSF borcunu kapattı.
Bundan sonra 2010 senesinde ve 2014 senesinde tekrar tahvil ihraç ederek bir öncekiler ödendi. Yani aslında şu anda konuştuğumuz 250 MEUR , ki bu tabiri de düzeltelim bu borç 250 MEUR değil 250 MUSD , fakat sonra 1.11 seviyesinden sanırım SWAP edildi ve 220 MEUR seviyesine çekildi , yani aslında USD'ın EUR karşısında değer kazanması Yaşar Holdingin işine gelir bu saatden sonra.
Neyse konuyu dağıtmıyalım. Yani bu konuştuğumuz meşhur Mayıs 2020 vadeli borç , Yaşar Holdingin ilk defa aldığı bir borç değil. Bunu toplamda 3 kere yaptı. 2006 - 2010 -2014 . Yani bir nevi borcu borçla kapatmaya gitti. Yani benim daha önceki yazılarımda söylediğim formüllerden biriydi bu.
Yani bunu daha önce 2 kere yapan holding pekala 2019 veya 2020"de bir kere daha tahvil ihraç edip mevcut bu borcu ödeyerek bir 5-6 sene daha kazanabilir. Yani bu kadar panik yapmaya gerek yok.
Yaşar Holding bilançosuna baktığınız zaman görülen finansal borç 2 milyar TL seviyesinde 30 Haziran 2018 itibarı ile. O zamandan beri kur arttı hadi şimdi olsun 2,5 milyar TL. Bu da işte neredeyse 300 MEUR seviyesine denk geliyor.
Bunun 220 MEUR'su tahvil ihracından desek geriye çok da kayda değer birşey kalmıyor. Yani pekala bir tahvil ihracı daha yapıp borcunu 5-6 sene daha öteleyebilir.
Tabii ki bugünün şartlarında döviz olarak borç bulmak hem pahalı hem zor. O yüzden diyorum , bu şekilde borcunu öteleyemezse mecburen iştirak veya varlık satışı yapacak.
Bundan dolayı panik yapmasın kimse sakin olsun diyorum. Holding ilk defa tahvil geri ödemesi yapmayacak. Daha önce de 2 kere bu miktarlarda tahvil ihraç etti ve ödemesini yaparken başka bir tahvil ihraç edip eskiyi ödedi. Bunu daha önce 2 kere yaptılar yine yaparlar diyorum. Bunu yapmazlarsa bizim için daha iyisi satsınlar şirketi. Bu bizim işimize daha çok gelir.
Ama şirket satışı yapmasa bile borcu ödemekte zorlanmaz diyorum.
Çünkü özellikle Pınar süt ve et hem borçsuz hem de kar eden şirketler. Bunlardan gelen temettülerle bir şekilde ufak ufak borcu uzun seneler boyunca eritmeyi düşünüyorlar herhalde. Çünkü bir anda kapatmak isteseler , sadece DYO'yu satsalar bence ödenir bu borç. Yada Pınarları komple satsalar üstüne çok da paraları kalır.
Yani neden bu borca bu kadar taktınız anlamadım. Evet Moody's kur artışına karşı en korunaksız şirket olarak Doğuş ve Yaşar demiş ama adamın dediği bu borcu ödeyemezler anlamında değil , yani döviz gelirleri yok anlamında bunu söylüyor. Yani Yaşar holdingin tüm şirketlerinin gelirlerinin herhalde %70'i falan TL'dir. Belki daha fazlası.
Yani adamın geliri TL borcu döviz olduğundan , bu kur artışına karşı korunaksız kaldı demek istiyor. Yoksa Pegasusun ve THY'nin bütün borçları döviz onlara neden kimse birşey demiyor. Çünkü gelirlerinin de çoğu döviz ve borçları hedge edilmiş durumda. Ne kadara USD alacağını biliyor vakti geldiğinde.
Konu bundan ibaret. Kusura bakmayın hep yazılarım uzun oluyor. 1 cümle soruya 1 sayfa cevap yazıyorum ama eksik anlatınca da kafalarda soru işareti kalabiliyor.
Bunlar benim bilgi ve görüşlerim. Farklı olan varsa da dinlemekten memnunluk duyarım. Ama benim içim rahat , inşaallah biraz daha böyle gider de daha fazla toplarım.
YTD
Yer İmleri