Sayfa 825/852 İlkİlk ... 325725775815823824825826827835 ... SonSon
Arama sonucu : 6816 madde; 6,593 - 6,600 arası.

Konu: Bana kalırsa.

  1. #6593
    Duhul
    Jul 2018
    İkamet
    akdeniz - karadeniz.
    Gönderi
    4,399
    cehape'nin tek yapması gereken, eğer akepe kalırsa bu yılsonu kıyma'nın 500 TLyi, çiğ süt'ün 30 TLyi, taze fasulyenin 80 TLyi, domatesin 50 TL yi göreceğini açıklaması. Alacakları zammın yıl sonuna kadar eriyeceğini açıklaması.

    Şu an millet tamamen alacakları yeni zamlara odaklanmış durumda. Ellerini ovuşturuyorlar.

    Birde mehape nin oylarını ben hariç medyada herkes normal görüyor, orasını anlamıyorum. O oylarda araştırılmalı.

    Siyasi analizlerde çoğu zaman yanılıyorum bunuda söyleyeyim. Yani yazdıklarım doğru çıkmayabilir.

    En çok kazanan, çakma Gandi nin masada yanına aldığı 4 küçük parti. Onlara 36 vekilliği cehape den alıp verdi. Hiç bir katkıları olmadı. Üç beş oy getirdilerse, onlar geldiği için en az üç beş oyda gitmiştir.

    Çakma Gandi nin son icraatı, kendine beş yıl önce hakaret edip aşağılayan akp liyi BAŞ DANIŞMANI yapmış. Du yaw aşağı çekmemem lazım, kendisi yeterince aşağı inmek için uğraşıyor.

    Savunma sanayiini defalarca yazdım. O sanayiyi kuran akp değil, faydalanan akp. Savunma sanayiine akp'nin faydasından çok zararı olmuştur. cehape li aptallar sanki akp kurmuş gibi savunma sanayiini küçümsüyorlar.

    yapmaları gereken o sanayiiyi kuranların akp nin yok etmeye çalıştığı teknik üniversiteler olduğunu anlatmalılar. 1970 li yıllarda kuruldu hepsi ve akp ile devam edilirse gelecekte yok olacaklar çünki hızla tarikatları dolduruyorlar.

    Bu firmaların teknolojilerini de çalıyorlar. En son Roketsan ve TEİ nin patlayıcı ve füze teknolojileri dışarı taşınmaya başladı. Bu teknolojilere sahip ülkeler gözleri gibi koruyor o teknolojileri, gerekirse yüzlerce binlerce adam öldürürler.

    Her neyse... cehape ile yavaş yavaş aşağı ineceğimize akepe ile şimşek hızında karanlığa gidiyoruz. Böylesi daha heyecanlı.
    Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
    @NeAcaipDunya

  2. #6594
    Duhul
    Jul 2018
    İkamet
    akdeniz - karadeniz.
    Gönderi
    4,399
    Ülkemizde devletin zayıflığından yararlanarak örgütlenen bir sürü kartel var.

    KARTEL nedir.: Bir üründe daha fazla para kazanabilmek için, o ürünü satan pazarlayan firmaların aralarında anlaşması demek.

    En basit anlatımı bu. Daha çok kazanç için aralarında anlaşan bu firmaların oluşturduğu sisteme kartel denir.

    Kartel oluşturmak yasaktır. Serbest piyasayı bozar. Tüketicilere zarar verir. Sosyal adaleti bozar. Huzuru bozar. Ülkeyi uzun vadede köleleştirir batırır.

    Bu sebeplerden dolayı şirketlerin yapabileceği en büyük suçlardan biridir. Cezası çok ağır olmalıdır.

    Maalesef ülkemiz kartel dolu.

    Kartel oluşumu küçük firmalarlada olabilir büyük firmalarlada.

    Küçük kartel'e örnek: Bir mahallede sadece üç bakkal vardır. Başka bir şey yoktur. Bu bakkallar aralarında rekabet etmek yerine oturur anlaşırlar. Fiyatları ortak belirlerler. "Daha ucuza satmayacağız" derler. "Anlaştığımız ortaya çıkmasın diye bir kaç ürünü farklı fiyatlardan satalım" derler. "Hiçbirimiz yeni market açmayacağız" derler. "Başkasının da açmasına izin vermeyeceğiz, bunun içinde muhtara, polis müdürüne, imama, yerel gazeteye (toplum liderleri, toplum yönlendiricileri) şu kadar yıllık para vereceğiz" derler.

    Mahallede hangi bakkala gidersen git fiyat yaklaşık aynı ve YÜKSEKTİR. Mahallede daha ucuza satan olmadığı için belirledikleri yüksek fiyatlardan almak zorundasındır. Bakkallara ödediğin paranın bir kısmı toplum liderleri ve polis kaymakam vali hakim yargıç gibi sistem elemanlarına mevcut soygun düzeni devam etsin diye gider. Ayrıca vergi vererek maaşını ödediğin muhtar, polis müdürü, imam, bakkallardanda para alarak zenginleşir. Üretmeden kazandıkları para mahalleliden yüksek fiyatlarla çıkıyordur. Sana hizmet etmesi gerekirken seni soyuyordur. İtiraz ettiğinde polisin copu, hakimin çatık kaşı, imam'ın "cehennemlik olursunuz" tehdidi ile karşılaşırsın.

    Karteli oluşturan bakkallar ve onlarla ortak olan toplum liderleri düzenli zenginleşirken, mahallede yaşayanlar düzenli fakirleşirler. Düzen kurulunca fiyatlar sürekli artar. Bir zaman sonra MAHALLE TAMAMEN BAKKALLARA ÇALIŞMAYA BAŞLAR. Eskiden para artırabilirlerken artıramamaya başlarlar. KÖLELEŞMİŞLERDİR. Üç bakkal ağa haline gelmiştir, toplum liderleri onların sürü yöneticisi haline gelmiştir, mahallenin tüm birikimleri, emekleri onlara akar. Mahallede yaşayanların çocuklarının geleceği çalınmıştır. Ya sömürülen büyük kalabalık içinde olacaklar, yada bakkalların işine yarar meslek edinip bir üst seviyeye çıkacaklar. Koruma olurlar, bakkalda satıcı olurlar, bakkalın oğlu kızı ile evlenirler, bakkalın evine hizmetçi, kâhya olurlar. Bakkalın yeni evini yapan mimar olurlar, bakkalın arabalarını satan yıkayan elemanlar olurlar vb. Bakkal'ların bu düzeni sürdürmesi geliştirmesi için gerekli mesleklerden birini edinirler.

    Ara bilgi, siyonistlerin dünyada oluşturmaya çalıştıkları sistem bu. O sebeple küçük firmaları satın alıp önlerinden çekerler. Büyük rakipleri satın alırlar, alamıyorlarsa siyasetçi ve medya eli ile batırırlar. yaptıklarını normal göstermek içinde medya ellerinde olur, siyasetçi ellerinde olur. Medya sizi şartlandırır, eğitir. Onların size öğrettiklerini tekrarlar durursunuz.

    Küçük kartele bir örnek daha, geçen yıl bizim sahildeki sahil cafeler aralarında anlaşmıştı, hepside sıcak içecekleri aynı fiyattan veriyordu. Bu cafe lerden biri tanıdık, o söyledi. Bu örnek küçük çaptada karteller olabiliyor örneği. Bulundukları yere zarar verirler.

    Türkiyede ise bir sürü dev kartel var. Ülkeyi toptan soyuyorlar.

    bankacılık ve çimento sektöründeki kartel oluşumları yakalanmıştı. Çok küçük cezalar aldılar. ceza eğer seni rahatsız etmiyorsa ceza değildir. Hali ile o karteller devam ediyordur.

    Bir sürü banka var ama hangi bankaya giderseniz gidin şartlar yaklaşık aynı. Serbest piyasalarda şartların aynı olması imkansızdır.
    Peki devlet bankaları.? Neden kendi şartlarını belirlemeyip diğerlerine uyuyorlar.?
    Çünki o bankaları yönetenler siyasetçiler. Piyasa elemanları değil. Siyasetçilerin amacıda hizmet etmek değil cep doldurmak. Kurulu düzeni devam ettirerek olabildiğince cep doldurmaya çalışıyorlar.

    Otomobil firmaları kartel. Ülkemizde orta alt sınıfa hitab eden araba yok. Serbest piyasada bunun olması imkansızdır. Bir yerde boşluk varsa orası anında doldurulur. Bugüne kadar onlarca otomobil firması kurulup orta alt gelir grubuna uygun arabalar üretmeliydi. Çin'e bakın, lüks arabada var alt gelit gruplarına uygun arabalarda. Çin araba sektörüne bizden çok sonra girdi, ulusal YERLİ ARABA MARKASI SAYISI 110.
    Bizde SIFIR.
    Bir tek koç holdingin göstermelik tofaş'ı var. Oda yerli araba üretmiyor. Göstermelik bir model çıkarıyor. Onunda ithal arabadan farkı yok.
    Yine koç holdingin otokar, karsan'ı var. otomobile girmiyor. mevcut piyasayı, düzeni bozmuyor.

    Çin 110 marka ile her fiyata araba üretiyor. Bizde lüks segmentte sayılacak arabaları bizim orta segment arabalarımızın yarı fiyatına bize satmaya çalışıyor yinede kâr ediyor. Ama bizim devlet üzerine tonla vergi koyuyor. Bizim sanayi ölmesin diye. Vergi koymakta haklı ama bu şekilde sadece kan emici bizim otomobil kartellerimizi koruyor. Aynı karteler 10 milyarlarca liralık teşvikler hibeler veriyor. Yapması gereken o teşvik ve hibeleri küçük yeni otomobil üretecek frmalara vermek. O zaman Çin gibi onlarca yeni marka çıkar.

    Cep telefonu sektörü ayrı kartel. En sinir olduğum kartel de bu.
    Her yıl paket yenileme gerekiyor. Çok gereksiz boş bir uğraş. neden ben her yıl paket takip edeyim. Üstelik faturalı tüketiciyim. Neden zamanımı telefon paketlerini anlamak için harcayayım ve bunu her yıl yapayım. Telefon ayrı, internet ayrı, bazı evlerde TV ayrı. Ne kadar boş ve gereksiz bir uğraş.

    Dakika fiyatını her şirket belirler, kullandığın kadar ödersin. Zamlar tüketiciye bildirilerek otomatik gelir. Beğenmezsen şirket değiştirirsin.

    Ama yok her yıl hesap yapacaksın çünki paket bittiğinde seni arayıp mevcut durumunu devam ettiremezsin, sana aynı öneri yok, şunu öneriyoruz. Bunu her yıl yapman gerekiyor. Hem internet hem cep için.

    Kontöre geçeyim, 6 ayda bir doldurayım bitince yeniden doldururum desen, onuda sana sunmuyorlar. Kontör aldın, bitirmezsen en geç 30 gün içinde siliyorlar. Yani paranı gasp ediyorlar. Yeni şartlar çıkmış 21 günde gasp var, 30 günde 6 ayda. hangi gaspı seçersen. benim gibi kontörle uğraşmayayım deyip faturaya geçmişseniz aynı. Bu seferde sana dayatılan paketlerle boğuşuyorsunuz. Seni koyun gibi sürüp kendi ağıllarında tutuyorlar, onların şartları ile. Sinirlenip kabul etmezsen bakıyorsun diğer firmalarda para farklı olsada başka kurallar belirleyip seni aynı zincire doğru sürüyorlar. Her yıl uğraşman gerekiyor.

    Yeni firma çıkıp dakika fiyatı belirleyip kullandığın kadar öde dese, TÜM PİYASAYI KAPATACAK. Ama yok öyle bir firma. Serbest piyasada çıkmamasına imkan yok. Ama çıkmıyor. Kartel olmuşlar.

    Huzur vermiyorlar arkadaş.

    Birde yalnız yaşayanlarımızın sayısı çoğalıyor. Şehir hayatı insanları yalnız yaşamaya itiyor. Tek başına yaşlanan sayısı her yıl artıyor. Yaşlı bir insanın bu kartellerle boğuştuğunu düşünün. Baş etmesine imkan yok.

    Hayat boyu senden vergi alan devlet, kartellerle ortak gibi davranıyor. Seni aldığı vergi karşılığında koruması gerekirken korumuyor. Tersine tepene binenlerle yan yana duruyor.

    Her yıl bu paket olayı geldiğinde acaip sinirleniyorum. Eskiden paket derdimiz yoktu. Kullandığımız kadar para öderdik. rekabette yoktu ne isteniyorsa öderdik. Sonra siyonist karteller doluştular. mevcut siyonistlerimizle ortak çalıştılar. Üzerine dönem siyasetçisinin yarattığı siyonist olmayan talancılarla boğuştuk.

    Ne berbat bir ülkeyiz yaw.
    Tabi temiz dürüst taraftaysanız, veya soymaya niyetiniz var ama şartlar uygun değilse, imkanınız yoksa.

    İnsanın doğası soymaya, çalmaya, gasp etmeye uygundur. Bu doğaya kızamazsın.
    Ama insanın bu doğasının verdiği zararı önlemek için devlet yönetici ve çalışanlarına vergi veriyorsun, karşılığını alamıyorsun.
    Kötü olan bu.

    Devleti ağa olarak görüyoruz, halbuki maaş verdiğimiz bizim çalışanlarımız. Bu bilinci halka oluşturmamıza izin vermediler.

    Evet biraz rahatladım. Bu yılki mobil ve internet paketlerini halledeyim. Bir şey kontrolumde değilse, başkasına bağlı ise acaip geriliyorum.

    Siz bu konularda rahatsanız bunun bir kaç sebebi vardır.
    Aklıma gelenleri sıralayayım.

    -Bu konuları sizin yerinize başkası hallediyordur.

    -Rahat kazanıyorsunuzdur, haram parayı harcaması kolaydır. Hiç kurcalamazsınız.

    -Ben yanlışımdır, abartıyorumdur ki abartırım çünki kontrol konusunda biraz aşırıyım. Bir şey kontrolumde değilse, bana bağlı değilse acaip gerilirim. Başkasının kullandığı arabada arka koltuğa oturmaya çalışırım. Evimin ustalık işi varsa yapabiliyorsam mutlaka kendim yapmaya çalışırım. Usta'nın kontrolune girmek istemem. Hastaneye doktora çok mecbur değilsem gitmem, doktorun eline düşmek istemem, kendim halletmek için sonuna kadar direnirim. Devlet dairelerinden nefret ederim çünki kontrol onlardadır, gitmeden halledebilirmiyim diye her köşeyi kurcalarım. vb.

    -İşinizle aşırı meşgulsunuzdur, biri söylemeyince haramzadeler tarafından sömürüldüğünüzün farkında değilsinizdir. Farkında olsanızda uğraşmak istemezsiniz, kafaya takmazsınız.

    -İlaç kullanıyorsunuzdur, dünya umurunuzda değildir.

    -Maraba kafasındasınızdır, mevcut düzen sizin için Allah'ın ayeti gibidir. Fizik kuralı gibidir. Sorgulamadan düzeni sürdürür, üzerine benim gibi sorgulayarak sizi gerenleri taşlarsınız.

    -Yaşınız gençtir, henüz tecrübe kazanmamış, dünyayı öğrenmemişsinizdir. Yada hep genç kafalı kalmışsınızdır. Beyninizi geliştirecek şartlarınız yoktur.

    Bu arada yukarıdaki 3 bakkal örneği efsane oldu. Çok basit ve çok anlaşılır. Ayrıca tam olarak sistemi açıklıyor. gerçeğin aynı uyarlaması.

    Kopyalayıp saklayayım, ileride hatırlatmak için asarım.



    .
    Son düzenleme : alicemal; 23-05-2023 saat: 11:22.
    Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
    @NeAcaipDunya

  3. #6595
    Duhul
    Jul 2018
    İkamet
    akdeniz - karadeniz.
    Gönderi
    4,399
    Dün aklıma bir konu gelmişti. Sınırları olan dışarı kapalı bir toplumun, düzen dışı, sistem dışı bir etki ile geleceğinin kötü yönde değişmesi konusu.

    Normalde bir ülkeyi anlatmak istiyordum.

    Normal işleyen halkı normal yaşayan çok fakiri çok zengini olmayan. Belli kültürel alışkanlıklar içinde kendince mutlu yaşayan bir ülke. İşsizi yok, evde kalanı yok. Herkesin iyi kötü bir işi ve bir eşi mevcut binlerce yıla dayalı kültürel düzen içinde bulunur. Dayanışma vardır.

    Bu ülkenin düzeni mevcut düzenin dışında olan bir etki ile nasıl bozulur.?

    Aynısı bir köy içinde geçerli. Eski köyleri bilirsiniz şehirden kopuktur, kendi hayatlarını yaşarlar. Belli sistem ve düzenleri vardır, kendi hallerinde mutlu yaşarlar. Sonra ne oldu, nüfus çok arttı, şehirliler köyleri keşfetti ve evler arsalar almaya başladılar ve o köylerin eski halkının binlerce yıla dayanan düzenleri kötü yönde değişti. Şehirlilere ve paraya hazırlıklı değillerdi.

    Olayı net canlandıramayacağınız için şu an köylü nasıl mahfoldu anlamanız mümkün değil. "Ne diyor bu yaw, köyler yeni ve lüks evlerle doldu, asfalt yolları yapıldı" filan demişsinizdir. Birde benden dinlemeniz gerekiyor. Ben hepsini yaşadım ve hayatın gözlemcisiyim. Ülke nasıl mahfoluyor, bir köy nasıl mahfoluyor anlatacağım. Bize özgü değil, tüm dünyada benzer. Sadece çok kapalı ve koruyucu bir ülke var ise, adil kalabilmiştir belki.

    Küba diyorlar, hiç gitmedim ve detay bilmiyorum örnek veremem. Ama Batı Amazonda Brezilya Peru arasındaki tropikal ormanlarda yerlilerin korunduğunu okumuştum. Devlet o kabilelerin dış hayatla bağlarını engelliyorlarmış. Modern insanın gitmesi yasakmış. Modern dediğimiz insan o köylere girse onlarda mahfolacaklar. Amaç o kabileleri korumak.

    Dışarıdan gelen para ve modern insan o kabilelerin normal olmayan dış etkisi. Bizdeki bir köye şehirli girdiğinde ne oluyorsa, o brezilya yağmur ormanı kabilesine dışarıdan bir şehirli girse aynı şey oluyor. Kültürel düzen bozuluyor. Mutsuz insanlar, sefil olan hayatlar, para peşinde koşan ve daha fazlasını isteyen insanlar. Gelir seviyesine bağlı sınıfsal farklılıklar. Doğu amazon a şehirliler ve devlet girmiş, tüm kabilelerin hayatını kaydırmışlar, bu sebeple Batı Amazon'u korumaya çalışıyorlar.

    Bu konuyu uzun yıllardır yazacağım diyorum ama hep erteledim. Hevesimin gelmesini bekledim.

    Dün dışarıda iken bir şeye şahit oldum, o şahit olduğum şey konuyu çok basit şekilde anlatmamı sağlayacaktı. Akşam bilgisayar başına oturunca gündüz şahit olduğum şeyi unuttum. Bir türlü hatırlayamadım. Mecburen bu konuyu yine erteleyeceğim.

    Yazmıyacaksam şu an neden girdim.?

    Dünden ders alayım dedim. Yeni bir konu aklıma geldi. Hemen yazmazsam yine unuturum diye düşündüm.

    Konu ne.? Atadan kalan varlıkları harcıyoruz. Bu yazı kendi işi olan değilde daha çok maaşlılar için.

    Aklıma sülalemdeki gençler geldi. Sokağımdaki gençleri ve işyerlerdindeki gençleri görüyorum. Nasıl geçindiklerine şahit oluyorum. Şirketlerce tercih edilen üniversitelerden mezun değilseniz, gençken düşük ücretlerle çalışıp, yaş 40'ı geçince ve gelir düzenin de değişme olmayınca bu insanların hepsi zorlanmaya başlıyorlar. Evlenenler biraz rahat ediyorlar çünki çift maaş giriyor. Tek maaşla evlenenler ailelerinden destek görmeden yaşayamıyorlar.

    Evlenenlerin yarıdan fazlası boşanıyor, anne baba yanına dönüyorlar.

    Dede, Anne baba zamanında şartlar şu anki gibi zor değildi. Herhangi bir işte çalışıp rahat geçiniyordunuz. İş bulma sorununuz yoktu. 40'ı geçtikten sonrada tercih edeceğiniz işleri rahatlıkla buluyordunuz. hayat paraya endeksli değildi. pahalı elektronik eşyalar, iyi araba, iyi ev almak zorunda değildiniz. Çocuklarınız devlet okullarında okur ve rahat iş bulurlardı.

    Son 30-40 yılda işler değişti.

    Hayat paraya endekslendi.

    Gençler para peşinde ama rahat yaşayacak kadar kazanamyorlar, orta yaşlılar ise zor durumda ve pek çok kişi ailelerinden destek alıyor. Dede, anne baba zamanı da onlar rahatlıkla ev arsa alabiliyorlardı. Onlara da dede den kalmıştı veya kendileri çalışıp almışlardı.

    Şimdi o araziler ve evler BOZUK DÜZEN YÜZÜNDEN çok çok değerlendi. Düzen bozuk olmasaydı fakir olmayacaktı, aşırı zenginler olmayacaktı, ev ve arsa almak zor olmayacaktı. Değerlenince herşey beraber değerlenecekti. Kazanınca herkes beraber kazanacaktı. 100 kişinin emeği 20 kişinin cebine girmeyecekti. Ev ve arsa sahipleri birden bire aşırı paraya kavuşmayacaktı ama diğerleri de evsiz arsasız kalmayacaktı. Zaten aşırı değerlenen ev arsa parasına ihtiyaç hissedilmeyecekti.Şimdi kötüye yormak isteyenler ve gayrımenkulu olanların hormonları çalışmıştır. Ceplerindeki paraya göz diktiğimi sanacaklar. Hani doları olana dolar pahalı dersen delirir ya onun gibi. Sanki deyince cebindekini alıyorsun.

    Dede, anne baba dan kalan araziler evler çok çok değerlenince, mevcut orta yaşlı ve gençlerin kurtarıcıları oldular.

    Son 15 yıldır satıp duruyoruz.

    Hâlâ da son sürat değerleniyorlar. Bizde aynı hızla satmaya devam ediyoruz.

    Peki ya ilerisi.? Bu nesil atadan kalan malı mülkü sattı kendi hayatını kurtardı, ya çocukları.? Onlara yaşayacak ev arsa bırakmadın. Görünen o ki bu düzen kötüleşerek devam edecek. cehape kazansaydı da fark etmezdi, kötüleşme yavaşlardı ama başta tutmazlardı. Yine ülkeyi hızla batıracak bir partiyi başa getirirlerdi.

    Peki ya sonraki nesiller. Onlara başlarını içine sokacak, yaşayacak ne bıraktın.?

    Çoğu iş bulamıyor. Boğaz tokluğuna hiç durmadan çalışıp duruyorlar. gençken çalışıyorlar, orta yaşta çalışıyorlar. O kadar çalışma ile artık rahat etmeleri gerekir yok. Hem iş bulamıyorlar hemde iş bulsalarda rahat edecek parayı kazanamıyorlar. Hayat boyu köle gibi çalışıyorlar.

    Dede, anne baba dan kalan servetlerimizi yani ev ve arsalarımızı sattığımız için. Bu zenginlikler yabancıların veya ülkemizdeki azınlık grupların eline geçti. Ülkeyi batıracak partileri başa geçirmelerinin sebebi bu. Ülkeyi sahiplenmek için.

    Sahipleniyorlar.

    Peki gelecek nesiller.?

    Afrika belgeselleri seyrediyorum. Bazı belgeseller gerçekçi. Orta ve alt gelir gruplarının hayatlarını belgeliyorlar.

    Kadınları ve çocukları satıyorlar. Dokuz, on yaşındaki kızları fahişe olarak veriyorlar. Anne baba veriyor. Karınları doysun diye. Annede kendini satıyor, aile doyuyor. Satılan küçük kız büyüyünce anne olunca oda kendi kızını satıyor. babalar kabullenmiş görmemezlikten geliyor gözlerini kapatıyorlar. Hepsi aç sefil.

    Kadın şehre bitki satmaya gidiyorum diyor. Biliyorlarki topladıkları bitki göstermelik, kadın kendini satacak, dönüşte para getirecek. Bitki satmaya gidiyor diye kendilerini avutuyorlar. Belkide delirmemek için bu tiyatroyu oynuyorlar.

    Şu an dedelerimiz, anne ve babamızdan kalan servetleri satıyoruz.

    Onlar bittiğinde satacağınız şey belli, gözlerimizin önünde hızla gerçekleşiyor. Tarihe tanıklık ediyoruz.
    Son düzenleme : alicemal; 25-05-2023 saat: 13:03.
    Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
    @NeAcaipDunya

  4. #6596
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Adana
    Yaş
    49
    Gönderi
    10,411
    Kk'nın babaladaki performasını çok beğendim. oyumu verecem KK'ya.. Umarım kazanır.. Yoksa milleti maffetmiş olacak......
    Burdaki tüm yorumlarım yatırım tavsiyesi değildir.

  5. Onlar bittiğinde satacağınız şey belli, gözlerimizin önünde hızla gerçekleşiyor. Tarihe tanıklık ediyoruz.

    sayın alicemal..biraz değil epeyi acı bir gerçeği yüzümüze vuruyorsunuz...bazen duyuyoruz eşini çocuklarını öldürüp intihar edenler var..cinnet geçirmiş diyorlar..onur lu bir insanın geleceği düşünmesi sebeb değilmi...millet neden ülkeden kaçıyor sistem insanları ülkesinden soğuttu..insanlar insanlıktan çıktı..
    moral felan bırakmadın keşke okumasaydım..kal sağlıcakla..

  6. #6598
    Duhul
    Jul 2018
    İkamet
    akdeniz - karadeniz.
    Gönderi
    4,399
     Alıntı Originally Posted by maltepe Yazıyı Oku
    Onlar bittiğinde satacağınız şey belli, gözlerimizin önünde hızla gerçekleşiyor. Tarihe tanıklık ediyoruz.

    sayın alicemal..biraz değil epeyi acı bir gerçeği yüzümüze vuruyorsunuz...bazen duyuyoruz eşini çocuklarını öldürüp intihar edenler var..cinnet geçirmiş diyorlar..onur lu bir insanın geleceği düşünmesi sebeb değilmi...millet neden ülkeden kaçıyor sistem insanları ülkesinden soğuttu..insanlar insanlıktan çıktı..
    moral felan bırakmadın keşke okumasaydım..kal sağlıcakla..
    Dünyama hoşgeldin.

    Sadece giriş kapısındasın ve gördüğün hiç birşey. Bu kadarla bile acı çekiyorsun, bir de beni düşün. Bu dünyada cehennemde yaşıyorum çünkü her şeyi bütün çıplaklığı ile görüyorum.

    Bir insana baktığımda cismini değil geçmiş hayatını görüyorum. Geçmiş hayatına bakarak geleceğini görüyorum. tayyip'e baktığımda nasıl yetiştiğini görüyorum, bush'a baktığımda, sarkozy'ye baktığımda cisimlerini değil yaptıklarını, katliamlarını, hangi sebeple yaptıklarını, o hale nasıl geldiklerini görüyorum.

    Komşuma baktığımda, yeni biriyle tanıştığımda, yolda birini gördüğümde, cafe de otururken önümden geçen birini gördüğümde, hepsinin tüm hayatlarını görüyorum. Yaptıklarını biliyorum. O yaptıklarını hangi aşamaları geçerek yapar hale geldiklerini biliyorum. Yaptıklarından yola çıkarak yapacaklarını ve zarar görecekleri biliyorum.

    Her saniye ölen, canlı canlı yenen trilyonlarca hayvanı görüyorum. Sararıp solan can çekişen bitkileri görüyorum. Bu evrende gören birinin sağlıklı kalmasına imkan yok.

    Maltepeyi iyice çökerttiysek keseyim.
    Düşene birde bizim vurmamız geleneğimiz gereği.

    Şaka şaka.

    Biraz edebiyat yapayım dedim.

    Tabiki Nirvana ya erdiğimden üç beş bildiğim şey var da, idare ediyoruz işte.

    Nerde kalmıştım.

    Bi baktımmı ciğerini okuyorum, derken dalağını inceleyip sülalesinin ne halt yediğini anlıyorum. Ninesinin ne halt yediğini biliyorum, dedesini atasını tek tek hepsinin nerden geldiğini, nereye gideceğini de biliyorum yaw.



    Hakkatende pek çok şeyi görüyorum da. Normalde bu kadar şeyi bilen kişi delirir. Delirmedim çünki insanların neden kötülük yaptıklarını biliyorum. Bu sebeple olay hafifliyor, nefret edecek pek bir şey kalmıyor. Gandi neden öyle, tayyip neden öyle, akşener neden hepsini az çok biliyorum.

    Bir eşek doğduğunda ben eşek olacam diye karar vermez. Eşek olarak doğar. Eşeğin yaptıkları bellidir. Yer, bağırır, çifte atar, inat eder. Eşeğe neden çifte attın diye kızabilirmisin.? Eşeğin doğasını biliyorsan kızmazsın. O hayvan, o şeyleri yapar yapacak.

    İnsanlarıda aynı şekilde anlayınca kızamazsın. Çocukluğumdan beridir o kadar çok inceledimki, ırklarına kadar herşeyi buldum. Mesleği insan ve hayvan bilimi olanları bile geçmiş olabilirim çünki farklı dallarda iyi olduğumdan, pek çok farklı konuyu birleştirebiliyorum. Açıkça efsaneyim yaw. Bakın yine süper ötesi çıktım. Kaçarı yok.

    O zaman niye yüzlerce şikayet yazısı yazıyorum.? Madem olayları biliyorum, sebepleri biliyorum, nefret etmiyorum filan.?

    Bilmek ayrı, önlem almak ayrı.

    Eşek çifte atar evet. Neden çifte attığını bildiğimden ona kızamam, nefret etmem, ama o çiftenin geleceğini bildiğimden önlemimi alırım. En azından almaya çalışırım.

    Eşeğe alınacak önlem ayrı, insana alınacak önlem ayrı. Konumuz insanlar olduğundan önlemimi herkesi bilinçlendirmeye çalışarak almaya çalışıyorum desem yalan olabilir. Sanırım rahatlatıcı olduğu için yazıyorum.
    Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
    @NeAcaipDunya

  7. green miles

    filmin en etkileyici sahnesi, coffeynin tom hanksin elini tutup "sende görmelisin ben hergün bunları görüyorum. bununla yaşamak nasıl biliyor musun" diye elini sıktığı ve tüm gerçekleri ona gösterdiği sahneydi sanırım.

  8. #6600
    Duhul
    Jul 2018
    İkamet
    akdeniz - karadeniz.
    Gönderi
    4,399
     Alıntı Originally Posted by palmet Yazıyı Oku
    green miles

    filmin en etkileyici sahnesi, coffeynin tom hanksin elini tutup "sende görmelisin ben hergün bunları görüyorum. bununla yaşamak nasıl biliyor musun" diye elini sıktığı ve tüm gerçekleri ona gösterdiği sahneydi sanırım.
    "Dead man walking" filmi değilmi.? Seyretmiştim. benim gibi birinin hayatından esinlenilmiştir.

    Bildiklerimi kullanarak Matrix benzeri roman yazayım dedim, 19 sayfa yazdım bıraktım.

    ---

    Aklıma gelmişken üstteki konu ile bağlı ekleyeyim.

    akp'yi tayyip'i biliyoruz. hepimiz az yada çok neler yaptıklarını ve yapabileceklerini biliyoruz. mehape yide geçmişte aktif olan solcular iyi bilir, onların hangi sebeple ne yapabileceklerini bilir.

    Seçimden sonra dedimya hile vardır. mehape nin oyları %5 artmış diye. akp konusunda açık yazamıyorum ama nasıl yazsam.

    Bu kesimin kültürünü biliyorken, seçimden önce bu kadar kaybetme ihtimali olan bir akp nin rahat durmasına imkan yok. Yazdım ya, geçmişine bakıp geleceği görürüm.

    Seçimin temiz geçmiş olma ihtimali yüzde SIFIR. Hemde büyük kirli geçmiştir. Ne yaptıklarını şimdi bulamamış olabilirsin ama bu temiz olduğunu göstermez.

    Hele hele çakma gandi hesap soracam deyip duruyorken ve hesap sorulacakların yediği hurmalar dağları taşları aşmışken. O şekilde yetişip o karaktere sahip olan bir canlı, o kadar hurmadan sonra başka türlü davranamaz.

    Azerbaycan'a savaş açıp çok ağır yenilgi alan paşinyan ilk seçimde tekrar seçildi.!!! İmkanı varmı.? YOK. Sıfır. Ama seçildi.
    Seçimi incelesen çok kirli olduğunu görürsün. DEVLET ELİNDE İSE İSTEDİĞİN SONUCU ÇIKARIRSIN. İnandırıcı olsun diye bir kaç numarada çevirebilirsin.

    Afrika ülkelerine bakın, devlet diktatörlerin elindedir. Hiç bir seçimde kaybetmezler. Ancak darbe yada bi şekilde ölümle giderler. Devlet yönetimi açısından Afrika zihniyetinden farkımız varmı.?

    cehape de çakma gandi hariç herkes bayrakları indirdi yenildik dediler. Açıklanan hileleri küçümsüyorlar.

    Üzerine düşseler çok çok farklı bir sonuç çıkacaktır.

    Peki sonuç çıktı, çok büyük hile ortada ne olacak.? Savcı polis devreye girecekte bir şey değişecekmi? HAYIR. Belkide o sebeple kimse harekete geçmiyor.

    ---

    İçinizde yazlığı olan varsa bi kontrol etsin. Yazlığına seçmen yazılmışmı? Belkide onlarca kişi senin boş yazlıktan oy kullanmış gibi görünüyordur. Burdaki bir boş eve 3 kişiyi yazmışlardı. isimleride Türkçe değil.

    Yalnız yazlık nasıl kontrol edilir onu bilmiyorum. Sadece kayıtlı olduğumuz evi görebiliyoruz. Belki devletde ilgili yerdeki biri görebilir.
    Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
    @NeAcaipDunya

Sayfa 825/852 İlkİlk ... 325725775815823824825826827835 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •