Aziz Nesin'den bir fıkra.
Bir zamanlar Anadolu köylerinden birinde, Şükrü efendi ile Yaylı Yahya arasında geçen bir hikaye bu. Şükrüefendi''nin hali vakti yerinde. Yaylı Yahya ise çok fakir. Bir ayağı da sakat bu Yahya'nın, o yüzden yaylana yaylana yürüyor. Bir gün Şükrüefendi traktörüne kurulmuş kasabaya pazara giderken, bir de bakmış yolda yaylı yahya sallana yaylana kasaba pazarına gidiyor. Acımış,
Şükrüefendi - Ben de kasaba pazarına gidiyorum, bin traktöre de götüreyim
Anlatıcı - demiş. Yaylı Yahya da binmiş traktöre. Bunlar söyleşe gülüşe giderken çok şakacı olan Şükrüefendinin asklına bir hinlik gelmiş
Şükrüefendi - Len Yaylı Yahya!
YY - Söyle ağam
Şükrüefendi - Bak şurda, yolun üstünde manda pislemiş, buğusu tütüyor taze taze. Boku gördün mü?
YY - Heee gördüm
Şükrüefendi - İşte o bokun hepisini yer yutarsan aha bu traktörü sana veirirm
(gözlerini hareket ettirerek -traktör gidiyor ya- yavaş yavaş geride kalan boka bakarlar)
Anlatıcı - Yaylı Yahya şöyle bir düşünmüş, boku yesin mi yemesin mi? Yahu ömründe bunca halt yemiş zaten ilk değil ya... Şuncacık boku yerse koskoca traktör kendisinin olacak.
YY - Dur ağam dur, yerim ben o boku (aşağı iner boku yer)
Şükrüefendi - Hakettein len Yaylı Yahya, buyur traktör öz malın! Beni de kasabaya kadar götür hele
(Yer değişirler ve yola devam ederler. Kasabaya vardıklarında sandalyenin yani traktörün önünün yönünü değiştirirler, geri dönmeye hazır hale gelirler)
Anlatıcı - Yaylı Yahya geçmiş direksiyona, kasabaya varmışlar, pazarda işlerini görmüşler. Akşama da köye beraber dönmek üzere anlaşmışlar. Dönerken yine konuşa söyleşe gidiyorlar. Gelgelelim yediği bok bir türlü Yaylı yahya'nın aklından çıkmıyor. Nasıl etsem de yediğim bokun acısını şu heriften çıkarsam diye içinden düzenler kuruyor. Derken yol üztünde taze bir bok görmez mi!
YY - Şükrüefendi be
Şükrüefendi - Buyur Yaylı Yahya
YY - Şimdi bu traktör benim ya...
Şükrüefendi - Evet senin
YY - Bak şurda tüten taze bok varya, önde gördün mü?
Şükrüefendi - Gördüm Yaylı Yahya
YY - İşte o boku yer bitirirsen, nah bu traktörü sana vereceğim.
Anlatıcı - Şükrüefendi de traktörü elden gitti diye kendi kendine kızıyor, traktörü Yaylı Yahya'dan geri almanın bir yolunu düşünüyormuş. Yaylı yahya böyle deyince bunu fırsat bilip elinden kaçırdığı traktöre yeniden sahip olmak için atılmış yere...
(Şükrüefendi boku yer)
YY - Buyur, traktörü hakettin!
(Yer değişip yola devam ederler)
Anlatıcı - Yaylı Yahya ile Şükrüefendi tarktörün üstünde köye dönüyorlar. Ama o zamana kadar konuşup gülüşürken, birden ikisini de bir suskunluk almış.
Şükrüefendi - Ne düşünüp duruyorsun Yaylı Yahya, neden susuyorsun?
YY- Yahu, biz sabah seninle köyden çıkarken bu traktör senindi, öyle değilmi?
Şükrüefendi - Eveeet, benimdi.
YY - Şimdi akşam oldu köye dönüyoruz, traktör gene senin. Sabah benim traktörüm yoktu, şimdi gene yoook...
Şükrüefendi - Evet öyle Yaylı Yahya
YY - Traktör gene senin benim gene bir şeyim yok, demek hiç bir şey değişmedi. Öyleyse biz bu boku niye yedik?
Son düzenleme : alicemal; 23-06-2019 saat: 16:13.
Sebep: syntax
Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
@NeAcaipDunya
Yer İmleri