Bana kalırsa.

[alicemal]

Ferhatgocer, esramarka, human01, baddog, secbul, adanalı, MHTMHT2, mert45 sağolun. İyi dileklerim sizlerle.


adanalı evet şaşırmadık. Bu kaçıncı başkan.
Aslında o kurumun yaptığı iş, fiyat sorup açıklamak. Kuralları zaten belli. her gelen o kurallara uymak zorunda.
Kural belli, fiyat sorup ortalama alıp açıklayacaksın.? Açıkladığı rakam nedeni ile bir insanı değiştirmen için, hakkaten ekonomi yöneten imam olmak lazım.

Şöyle düşünün. Galeriye gidiyorsun. Araba satan satış elemanları var, önlerinde satılacak gıcır arabalar.
Patron arabaları fabrikadan almış. Tanesini 300 bine almış, 400 bine satıyor.

Satıcıya gidiyorsun "araba kaça.?"

"400 bin"

patron yukardan bağırıyor "lang pzvnk, niye o kadar yüksek fiyat söylüyorsun."

Satıcı "patron alan sensin, kârını koyup satan sensin. Ben sadece senin yaptığın işin sonunda oluşan fiyatı söylüyorum. Rakamı ben belirlemiyorum, sen kaça mal etti isen, üzerine ne koyduysan, ben onu söylüyorum."

Patron "o fiyat söylenmez kovuldun.?"

"Peki kaç dememi istiyorsun.?"

"300bin diyeceksin. Ama 400 bin alacaksın.?"

Satıcı "tamam patron 300 derim 400 almaya çalışırım. Müşteriler başka galeriye giderlerse ne yapayım.?"

"Bırak gitsinler, ben zaten parayı araba satışından kazanmıyorum, satmasakta olur. benim işim iş. Sen dediğimi yap, 400 e alsınlar, 300 e aldık sansınlar."

"tamam patron, maaş aldığım müddetçe ne dersen yaparım."

[alicemal]

tayyip konuşmasında "filistin'i yedirmeyiz" demiş.

1923 Lozan Antlaşması'nın 12. maddesi ile 13 Şubat 1914 tarihli Altı Büyük Devlet Kararı.

"Yunanistan'a, Kuzey Ege Adalarının egemenliği değil, sadece kullanma hakkı yani zilyetlik (possession) hakkı verildi.

1923 Lozan Antlaşması'nın 12 ve 13.maddelerine göre; Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya adalarının mülkiyeti ile adaların karasuları, bitişik bölge, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeleri Türkiye Cumhuriyeti'ne aittir.

Anılan adalarda ve adaların deniz yetki alanlarında bulunan petrol, doğalgaz, balık ve benzeri her türlü canlı/cansız varlıkların sahibi Türkiye'dir. Türk askeri uçakları, Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba ve İpsara adaları ile adaların karasuları üzerinden hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan uçabilir" dedi.

Lozan bilgisi aydinlik sitesinden.

filistini yedirmeyiz diyen tayyip bey, Türk büyük adalarını ve ekonomik ürünlerini yunanlılara teslim etmiş. Yıllardır tek kelime etmiyor. Taşoz adası ekonomik bölgesinden petrol bile çıkarıyorlar.

akp dahil siyasi partilerin ne kadar sahte gündemleri olduğunun ve medya aracılığı ile bu sahte gündemin peşinden nasıl koşturulduğunuzun açık ispatı.

Üstelik bu adaları silahlandıramazlar. Silahlandırdıkları anda adanın kullanım hakkıda bizim oluyor. Silahlandırdıkları halde tayyip ve akp hiç bir girişimde bulunmadı. tabi zenginleşmeye devam ettiler. o konuda kesinti yok. Gündem ne olursa olsun siyasi parti ve çevresindeki iş adamları halkın sırtından zenginleşmeye devam ediyor.

[alicemal]

Küçük devletlerin işleyişi için son Azarbeycan-ermenistan savaşı ve devamı çok açık bir gösterge.

Savaş nasıl başladı.?

ermenilerin lideri paşinyan işgal ettikleri azerbaycan'a ait bölgeden azarbeycan tarafına saldırdı.

Peki bu akıllı değil normal herhangi bir insanın yapacağı hareketmiydi.? Ermenistan askeri açıdan azarbeycan'ı yenmesi imkansız. Üstelik zaten dış destek alarak yenemeyeceğin azarbeycan'ın topraklarını geçmişte almışsın.

Peki neden saldırdı.?

Çünki Fransa tarafından paşinyan satın alınmıştı. Kaç para verdiler bilmiyorum herhalde paşinyan gibi birini üç beş milyon dolara alırsınız. Birde devlette etkili bir kaç komutan a üç beş milyon dolar verdinizmi siyasi kısım tamamdır.

Medya da satın almalısınız, ülkeyi savaşa sokacaksınız halkı inandırmak gerekir. Bunun için TV ler ve internet yeterlidir. Medya satın almak dahada kolay, ermeni medyasının ana oyuncularıda üç beş milyon dolara gitmiştir. Medya halkı hazırlamıştır. ermeni ordusu paşinyan emri ile saldırdığında, medya tarafından hazırlanmış olan halk bağırarak ordunun peşinden gider. Halk bu kadar kolay yönlendirilir. TV ye çıkıp azeriler bize bomba attı dersiniz ama o bombayı siz kendi kendinize atarsınız. Kendi askerinizi vurur "2 askerimizi vurdular" dersiniz. Medyada gazı verir. Al sana savaş. Benzerini bizim geçmişte ordumuzdaki fetöcü komutanlar söylememişmiydi. "Suriye tarafına geçer bizim tarafa 2 bomba atarız iş biter" dememişlermiydi.?

Koca ermenistan halkını savaşa soktun ve cebinden 20 milyon dolar çıktı. Hadi sen de 100 milyon dolar olsun, 500 olsun. fransa için çerez parası.

Göründüğü kadarı ile ermenistanı savaşa sokan afrikayı sömüren devlet fransa ydı.

Suriye ve libyada Türkiyenin karşısında yer alan fransa, "yeni bir cephe daha açarsak döviz fakiri Türkiye çabuk teslim olur. Bir sürü cepheye para gönderince halk fakirleşir ve huzursuzluk başlar." dendi.

Neticede ermeniler yenildi, Türkiye halkı fakirleşti ama azarbeycana DEVLET YARDIMI ile baykar iha larını satan tayyip ailesi çok zenginleşti. Devlet İHAsı, baykar dan daha gelişmiş ANKA ları da ilave satmak yerine, her yere sadece damadının iha ları satıldı.

ermeniler ve Türkiye halkı fakirleşti, siyasi liderleri zenginleşti. paşinyan aldığı rüşvetlerle, tayyip ailesi sattığı silahlarla.

Üstelik paşinyan ülkesini savaşta yenilgiye uğratmış ve onbinlerce gencini ölüme göndermiş olmasına rağmen tekrar seçildi. Ne kadar basit ve kolay değilmi.? Küçük bir ülkede para ile herşeyi yapabilirsin. paşinyanı halk seçmedi, sistem seçti. Halk dediğin kolayca yönlendirilebilen piyonlar. Para ve medya sendeyse gerisi kolay. hele paşinyan gibi devlet de elindeyse her yıl seçilirsin.

Türk halkı fakirleşti ama huzursuzluk çıkarmadı. fransanın beklediği olmadı. Daha öncede yazdığım gibi bir halk kendi kendine ayaklanmaz. Açlıktan ölseler, bataklıkta yaşar hale gelseler ayaklanmazlar. Eğer arkalarında onlara destek olan bir çıkar grubu yoksa. Sadece eğitimli kesimde bir grup gezi deki gibi eylem yapar, onlarıda polis copu ile bastırırsın. Eğitimsiz kesim en küçük ayaklanmaya bile kalkışmaz. Sebebi uzun yıllar boyu devlet organları tarafından ezilmiş ve sindirilmiş olmasıdır.

Ekonomik açıdan gelişmiş ülke sınıfına çıkmamış olan herhangi bir ülkeyi, bu kadar kolay satın alıp tüm halkını kırdırabilirsin.

Medya nın önemini bir kez daha gördünüz. Eğitimin önemini bir kez daha gördünüz. Medya ve eğitim boş bırakılamaz, tarikatlara ve çıkar gruplarına teslim edilemez.

Tabi bizden geçti. Çin medyasını ve eğitimini yabancıya teslim etmedi görüyorsunuz yakında abd yi sollayıp geçecek ve abd tahtına oturacak. Tabi batılılar 3. dünya savaşını çıkarmazlarsa. Eğer hipersonik füzeyi Çin geliştirmeyi başarırsa, abd 3. dünya savaşı çıkarma şansınıda kaybedecek. Şu an Rusya ve Çin, hipersonik füze konusunda abd nin önündeler. Rusya başardı o sebeple Ukrayna da bu kadar cesur. Çin ve abd henüz başaramadı. Bu füzeleri mevcut teknoloji ile henüz engelleyemiyorsunuz. Anca füzeyi fırlatacak ülke içine girip düğmeyi tutanı engellerseniz veya füzeyi atamayacak hale getirirseniz olabilir. Füze fırlamışsa iş bitti.

Yukarıda "Türk halkı fakirleşti" dedim. Bu kadar önemli cümleyi açmak gerekir ancak çok çok uzun anlatmak ve hazırlanmak gerekir. En kısa yoldan şunu söyleyebilirim.

Eğer marketlerde ürünlerin akp dönemi başı ve sonu için, halkın genel harcama alışkanlıkları karşılaştırılırsa çok kolaylıkla fakirleşildiği ortaya çıkar. 2001 de halk sağlıklı kaliteli ürünleri ne oranda alıyormuş, 2021 de ne.?

Halkın 2001 de malı mülkü ne kadarmış.? 20221 de ne.?
Kamu malı için de aynı ve ülkeden çıkan sermaye içinde aynı karşılaştırmalar yapılmalı.

En basit karşılaştırma ise makarna ve ekmekte olur. 2001 de ne kadar tüketiliyordu ve kalitesi ne idi, 2021 de ne kadar tüketiliyor ve kalitesi ne. Bugünki ekmek kaliyesi ile 2001 deki kalitenin aynı olduğunu sanmıyorum. Ucuz tutmak için daha ucuza yöneldiler hep. tat ve görüntüyü aynı tuttular ama içerik daha ucuz malzemeye kaçtı.

[alicemal]

Arada sırada değindiğim konuya Ege Cansen'de değinmiş.

Geçmişte ne demiştim. "Arsanı, evini, şirketini belli şartlar altında yabancıya satmanda sakınca yok eğer gelen para yurt içinde değerlenecekse. Ama para yurt içinde kalmıyor. Şirketini satan kişi parayı burada tutmuyor olduğu gibi yurt dışına çıkarıyor. Orada şirket alıp kazancını TR ye taşısa olay eşitlenmiş olacak onuda yapmıyor. Ya para yurtdışında yatıyor yada adam ailesi ile kendiside yurt dışına çıkıyor. Orada şirket kuruyor ve para orada kalıyor.
Gayrımenkulunu satan kişi ise gelen para ile ithal araba elektronik alıp yine paranın bir kısmı yada tamamını yabancıya geri gönderiyor. Malını mülkünü şirketini sattın, ortada para yok. Mal mülkde gitti yerine ortalık lüks araba ve elektronik doldu. Sattığın mal mülkün, şirketin geliride her yıl doviz olarak yurt dışına çıkacak. Bu türden yurt dışı gelirimiz olmadığından, hep eksi bakiye yazıyoruz."

Buna benzer dokundurmaları bir kaç kez yazmıştım. Olayın içinde olduğum için gördüklerimi yazıyorum. Hali ile tarz farklı oluyor. Ege hoca ise akademik ağızla genelde okuduklarını teoride yazıyor. Büyük şirketlerde bolca deneyimi var onunla birleştiriyor. Aynı şeyi farklı tarzlarda yazıyoruz.

Yazısı bu. https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarl...alari-6919852/

Yabancıya şirket satmak neden kötü anlayabilirsiniz. Tabi bu şartlar ile satmak kötü. Normal bir ülkede satmak avantaj.

Şu an şirketlerin sahiplerine bakın, inanamazsınız. Türk sandığınız markaların tamamı neredeyse satılmış. Henüz satılmayanlar akp döneminde türeyenler. Onlarda akp sonrası satılır, şu an iyi "götürüyorlar" satmazlar.

[Corbaciyan]

Sayin alicemal gecmis olsunn

SM-M526BR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[adanalı]

Enerjisa bugün faturayı kesmiş bize......yaklaşık 3-4 faturanın toplamı kadar bir fatura göndermişler......evlât acısı gibi koydu.......3 şubatta sanırım aylık en az %20 enflasyon oranı açıklaması yapacaklar........

[alicemal]

Corbaciyan sağol.

adanalı benim komuşuya 3 kat, bana 2 kat geldi. Artık daha çok tasarrufa dikkat edeceğiz. Daha az yakan lambalar, daha az yakan ocaklar.

Yanlız şu da varki, daha az yakanını alayım derken üretici firmanın kazığını yiyorsunuz. Sizin tasarrufunuzu üretici firma cebine indiriyor.

Örneğin: Şu an benzinli ile dizel araba arasında yakıt tüketimi açısından pek fark yoktu ama 10 sene önce vardı. Araba alacaksın, aynı araba, aynı donanım, sadece motoru farklı. Biri dizel diğeri benzinli. Dizel araba 230binken benzinlisi 200 bindi. Bunu yazmıştım, firma 2 motoruda aynı maliyetle üretiyor ama dizel motorun üzerine 30bin TL koyup sana öyle satıyor. Senin yıllar boyu dizel arabadan sağlayacağın tasarrufu, arabayı üreten firma kendi cebine indiriyor. Sana hiç bir faydası olmuyor.

Günümüzden örnek: İndüksiyon ocak. Normal elektrikli ocağa göre tahminimce en az 2 kat daha fazla tasarruflu. Çünki boşa elektrik gaz hiç gitmiyor. Normal ocak tencere haricinde kendi tablası ve havayıda ısıtırken, indüksiyon ocak sadece tencereyi ısıtıyor. boşa tek kilovat elektrik bile gitmiyor. Normal ocak fiyatına bakıyorsun atıyorum kafadan 500 TL. İndüksiyona bakıyorsun 1500 TL. Senin yapacağın tasarrufu, üretici firma cebine üretiyor. Firma açısından üretim maliyeti aynı olmalı çünki aynı indüksiyon ocağın daha kalitelisi Çin markası ise 500 TL dende ucuz. Yerli firma sana geçiriyor.

Ülkede her şey böyle. Klima al, buzdolabı al, termosifon al, araba al aynı kazığı yiyorsun. Tasarrufunu fabrika cebe indiriyor. Senin zor durumunu lehine çeviriyor.

Devlet buna çözüm üretmediğinden mecbur kalıyorsun ithal mallara yüklenmeye. O zamanda ithalatçı ülke haline geliyorsun. Rezil bir döngü. Sistem bu. Belli bir çıkar grubunun elindeyiz ve bu çıkar grubu bu sistemi kurdu, bozulmasına devletteki adamları, medyası ve özel sektördeki köşeleri tutmuş dev firmaları aracılığı ile izin vermiyor. Devlet 100 yıldır kontrollerinde. Sağcıysanız kontrollerindesiniz, solcuysanız kontrollerindesiniz. Tüm grupları onlar kurmuş. Söylem farklı ama yapılan iş, icraat aynı, emir alınan yer aynı.

Radikal sağcı akp lideri gidip soros a beni hapisten kurtar diyor, soros meclisteki en solcu parti lideri baykal'a emir veriyor akp liderini kurtar diye. baykal kurtarıyor.(bunu bizzat o dönemki akp başkan danışmanı geçen ayki yazısında yazdığı için açıkça yazabiliyorum. Yoksa bildiğim halde yazamazdım.)

Hangi gruptan olursanız olun, kontrollerindesiniz.

Yine karanlık yazı yazdırdınız, suç sende diyebilirmisiniz. Diyemezsiniz, dedirmezlerrr.

Şimdi ise bu gelişmenin uzun vadeli etkisni anlatayım.

Son bir kaç ayda her şeye 2 kat zam geldi değilmi. peki halkın geliri ne arttı, %25 ile %50 arasında artmıştır. Maaşlar bu civar arttı diye biliyorum. İstisnalar vardır belki daha az yada daha çok.

İmdi, normal alışkanlıklarımız var. her ay aldığımız gıda ürünleri, dışarıda keyif için harcadıklarımız ve giysi, ev eşyası gibi dayanıklı tüketim malları alma alışkanlıklarımız, elektrik ve benzin tüketme alışkanlıklarınız.

Maaş zammını alınca sevindiniz çünki çok gibi göründü. Ancak yavaş yavaş harcama alışkanlıklarını değiştireceksiniz. Daha tasarrufa ve daha ucuza kaçacaksınız.

Daha az aydınlıkta oturacaksınız, daha geç çamaşır ve bulaşık yıkayacaksınız, gıda alırken daha ucuz markalara kaçacaksınız, daha az araba kullanacaksınız, daha ucuz dış keyif olanaklarını arayacaksınız.

Bunların hepsi yaşam kalitenizi düşürecek. Daha kalitesiz giysiler, daha kalitesiz gıda, daha kalitesiz dış keyif ve daha az araba kullanma sonucu toplam konforunuz azalacak.

Bunların hepside yavaş yavaş gerçekleştiği için rahatsızlık hissetmeyeceksiniz. Aynen Fransızların canlı kurbağa haşlama yönteminde olduğu gibi.

Halbuki 20-30 yıl önceki yaşam kaliteniz ile bugünki arasında dağlar kadar fark olacak. (Bu yazdığım soyulan %60 için. %40 soyan tarafta olduğu için bu yazıyı onlar anlamayacaklar. Ne saçmalıyor bu dediyseniz bilinçli veya bilinçsiz şekilde soyan taraftasınız)

Örneğin 25 yıl önce günde 24 saat doğal gazı yakıp hiç rahatsız olmuyorken, bugün sadece sabah ve akşamları 5-6 saat yakacaksınız. Sıcak olduğunda cam açmak yerine gazı kısacaksınız. Halbuki 25 yıl önce gaz gideri diye bir derdiniz yoktu. Gaz giderinizi rahatlıkla karşılayabiliyordunuz.

25 yıl önce yeni arabanızı işe giderken ve haftasonları vızır vızır kullanırken, şimdi değiştiremediğiniz epey sorunlu arabanızı sadece haftasonları bir kez kullanıyorsunuz.

25 yılda yaşam kaliteniz düştü, artık gıda alırkende daha az ve kalitesize kaçıyorsunuz.

İşsiz kalmadınız aynı miktarda aynı işi yapıyorsunuz ama 25 yılda sizin cebinize girmesi gereken para soyan sektörlerin cebine girdi ve oylarınızla bu sisteme bilinçsizce destek verdiniz.

Bu sistemiz siz yaratmadınız. Çıkar grubu 84 yıl önce yaratmaya başladı ve medya sı aracılığı ile sizi gönüllü katılımcıları yaptılar. Yönlendirilmiş piyon olduk hepimiz desek yalan olur. Ben haricim ve benim gibi 2 kişi daha varmış. Onlardan biri kayıp, diğeri dağa kaçmış. Tekim yani.


.

[jmk99]

Gecmis olsun ali cemal.

SM-J730F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.