Sayfa 2/11 İlkİlk 1234 ... SonSon
Arama sonucu : 86 madde; 9 - 16 arası.

Konu: Bunu biliyor muydunuz?

  1. #9
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12

  2. #10
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12

  3.  Alıntı Originally Posted by BORA YAŞAR Yazıyı Oku
    abi bu ciddi bir habermidir?

  4. #12
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12

  5. #13
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Türkiye, insani özgürlük endeksinde 162 ülke arasında 107’nci sırada yer aldı.

    Fraser Institute’ün yaptığı araştırma, insanın özgürlüğünü kapsayan her türlü parametreyi içeriyor. Bunlardan bazıları şöyle: Siyasi rejimler, ekonomik gelişmişlik, kişisel ve toplumsal refah düzeyi. Araştırma en son 2016 yılında yapıldı.

    Araştırmaya göre Türkiye 11 sıra gerilemiş durumda. 2016’da Türkiye 96’ncı, 2011 yılında ise Türkiye 60’ncı sırada yer alıyordu.

    Türkiye’nin kişisel özgürlük endeks puanı 6.09, ekonomik özgürlük endeks puanı 6.84, insani özgürlük endeks puanı ise 6.47.


    http://www.diken.com.tr/serbest-dusu...JSc486TknYrPns

    İyimser bakış: Daha gidecek epey yol var...

  6. #14
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12


    MIT mezunu bir bilim insanı, yarı bilinçli Cyborg bitkiler üretmeyi başardı.

    Cyborg denince insanın aklına hep insansı robot geliyor. İşte Terminatör olur, Robocop olur, Dedektif Gadget olur, Darth Vader bile olur ama hiç kimsenin aklına cyborg petunya diye bir fikir gelmezdi. MIT Media Lab çalışanı bilim insanı Harpreet Sareen dışında...

    Elowan bir petunya değil ama bir bitki. Yani sibernetik bir bitki. Sareen ve ekibinin geliştirdiği bu bitki, birkaç kablo ve gümüş elektrotlara bağlı. Bu sayede de bitki, güneş ışığına duyduğu ihtiyacı karşılamak üzere hareket edebiliyor. Bitkinin yapraklarına güneş ışığı geldiğinde, yapraklardan gelen biyoelektrokimyasal sinyaller motoru harekete geçiriyor. Tekerlekli robot da ışığa dönerek harekete başlıyor.

    Elowan’ı tekerlekli saksıda duran bir bitki olarak görmek yanlış olur. Sareen ve ekibi bu projenin, gelecekte çok sık karşımıza çıkacak olan yarı-organik yarı-yapay yaşam formlarının bir örneği olduğunu savunuyor. Sahip olduğumuz pek çok teknolojinin doğadan esinlenilerek oluşturulduğunu ve doğal versiyonlarının daha dayanıklı olduğunu da biliyoruz. Araştırmacıların amacı da bitkilerin yapılarını tamamen çözümlemeyi başarıp onları ortamdaki teknolojik cihazları gözlemlemek, çalıştırmak ya da kullanmak üzere yönlendirebilmenin yolunu bulmak.

    Daha önce de bir robot, ortamı gözlemeleyerek bir sukulent çiçeğinin hayatta kalmasını sağlamak üzere görevlendirilmiş idi. Elowan bu ilişkiyi bir adım ileri götürmüş durumda.


    https://www.facebook.com/ScncRlgn.Ka...type=3&theater

  7. #15
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    Hava Türbülansı, Düşündüğünüz Kadar Korkutucu Değil

    Emniyet kemerinizi bağlayın.

    Eğer hiç bir uçakta bulunduysanız, o halde büyük ihtimalle türbülansa yakalanmışsınızdır. Türbülans, uçağın bir dizi hava boşluğunda yukarı ve aşağı zıpladıkça ani bir şekilde sarsılmasıdır.

    Türbülans yaşadığınız zaman, sanki uçağı her an düşürecekmiş gibi hissettirebilir; fakat aslında hiç de o kadar tehlikeli değildir ve eğer havadaki bu sallantıların ardındaki bilimi bilirseniz, sonraki seyahatiniz esnasında biraz rahatlamanıza yardımcı olabilir.

    Pursuit’ten Alana Schetzer’in açıkladığı üzere türbülans, pek çok sebepten dolayı gerçekleşebilir; atmosfer basıncındaki değişimler; jet akımları; dağların etrafındaki hava girdabı; soğuk ve sıcak hava cepheleri; gök gürültülü fırtınalar. Fırtına bulutlarının orta yerinde, veya gökyüzü açık göründüğü zaman gerçekleşebilir.

    Fakat açık olalım: rahatsız edici de olabilir. Türbülans ayrıca, özellikle emniyet kemeri işaretine uymuyorsanız, yaralanmalara sebep olabilir. Fakat türbülansın günümüzdeki bir yolcu uçağını havadan çekip çıkarma ihtimali neredeyse sıfırdır.

    İlk olarak, türbülans, kabinde görüyor olabileceklerinize rağmen, uçak üzerinde düşünebileceğiniz kadar büyük bir etkiye sahip olmaz.

    Pilot ve yazar Patrick Smith, Ask The Pilot havacılık internet sitesinde şöyle yazıyor: “İrtifa, uçağın yana yatması ve yalpalama, türbülans esnasında sadece hafif şekilde değişecektir; biz kokpitte, sadece yükseklik ölçerde bir seğirme olduğunu görürüz. Koşullar can sıkıcı ve rahatsız edici olabilir, fakat uçak düşmeyecektir.”

    İkinci olarak, uçaklar en şiddetli türbülansa bile direnecek şekilde özel olarak üretilmiştir ve pilotlar bununla başa çıkmak için eğitilmiştir.

    Bir yolcu olarak fark etmezsiniz ama pilotlar türbülanstan kaçınmak için uçağı sık sık hafifçe yavaşlatırlar ve irtifayı ayarlarlar. Çoğu kez, onu kazasız belasız atlatırlar.

    Bu arada, ticarî uçaklar, havada karşılaşacakları herhangi bir şeyin çok ötesindeki sınırlarda test edilirler (yaklaşık 1.5 kat gerilim). İçinde uçtuğunuz uçağın yanına bağlı kanatlar, büyük ihtimalle 90 dereceye kadar eğilme yeteneğine sahiptir.

    Sert türbülansta, içeceğiniz üzerinize dökülebilir, fakat uçağın güvenliği konusunda paniğe gerek yoktur.

    ABD Federal Havacılık Yönetimi (FAA), son beş yıl boyunca, her yıl ortalama olarak 50 yaralanmadan daha azının türbülans yüzünden meydana geldiğini ve bunların çoğunun, oturma ve kemer takma fırsatı olmamış kabin ekibi olduğunu bildiriyor. ABD’de her yıl yaklaşık 800 milyon insanın uçtuğu düşünülürse fena değil.

    Avustralya’daki Melbourne Üniversitesi’nden atmosfer bilimci Todd Lane, Schetzer’a şöyle söylüyor: “Türbülansın sebep olduğu yaralanmalar çok nadirdir ve bu gerçekleştiği zaman, normalde insanların emniyet kemerlerini takmaması veya kabinde yürüyor olmaları yüzündendir.”

    “Bu gibi şeyler, uçmanın güvenli olmadığı algısını meydana getirir, fakat çok güvenlidir. Arabanızla havaalanına gitmek, uçmaktan aslında daha tehlikelidir.”

    İyi haber, uçak sistemlerinin hava basıncındaki değişimleri tespit etmede sürekli daha iyi hale geliyor oldukları. Bundan daha az cesaret verici olan haber ise, havadaki artan karbon dioksit seviyelerinin, daha fazla türbülans olayına yol açtığının düşünülmesi.

    Temel olarak, kafanızda türbülanstan kaynaklanan bir kesikten kaçınmak istiyorsanız, oturduğunuzda her zaman kemeriniz takılı olsun. Ayrıca, eğer yapabiliyorsanız, kanatların yanına oturun. Orada uçağın kaldırma ve ağırlık merkezine en yakın konumda olursunuz ve böylece türbülans deneyiminiz mümkün olduğu kadar en aza iner.

    Mutlu uçuşlar...

  8. #16
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Türkiye
    Gönderi
    10,163
    Blog Entries
    12
    https://twitter.com/i/status/1044225566797385729

    Hangi kan gruplarındaki insanlar, hangi kan gruplarına kan verebilir?

Sayfa 2/11 İlkİlk 1234 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •