Yapısal ekonomik hastalıklar değişmedikçe...
- Sağ zihniyetin çözmeye hiç yeltenmediği asırlarca süren bu ekonomik hastalıkları birkaç başlık altında fırsat bu fırsat büyük sosyal ve siyasi olaylarla hikaye ve mukayese ederek özetleyelim..............
........................................
- Bu saydıklarımız Türkiye için asırların köklü yapısal sorunlarıdır ve bu hastalığın kökü sağcı-muhafazakar zihniyettedir. Asırların bu hastalıklı zihniyetine karşı savaş açan Cumhuriyet'in ilk yılları çok kısa sürede Osmanlı'nın borçlarını ödeyebilmiştir.............
- Yani asıl petrolü bulan Cumhuriyet'tir, yatılı okullarıyla, buğday, fındık, tütün ve çayı vs. yani 'maddeyi' 'kaynağı' ülkenin en 'değerli' hazinesi haline getirmek büyük bir zihniyet devrimiydi, köylüden vergiyi kaldırması, kooperatif sayısını beş yılda ikiden beş yüze çıkartması, herkesin hukuk karşısında eşitliğiyle, asrın değil asırların petrolünü bulan Cumhuriyet'tir...............
- Yani kamu politikaları yeniden baştacı edilmedikçe asırların bu hastalıklı zihniyeti masaya yatırılmadıkça bu yüzyılların sülüklerini asalaklarını doyurmak bir tatmin noktası sağlamak mümkün değildir.,,,,,,,,,,,
- Biz yine de petrol bulmanın sevincini yaşayalım ancak hamasete ve havai fişeklere de artık akıllandık, tarih ve sosyoloji ve ekonomi bilgilerimizi tazeleyip fazla bel bağlamayalım..........
- Çünkü Arap petrolleri Arapların işine yaramadığı gibi, Arap petrollerinin tümü Türkiye'nin elinde olsa dahi, iç siyasi tartışmalar, eşitsizlik, işsizlik, yağma talan yerinden zırnık kıpırdayamaz, doğusuyla batısıyla refaha bolluğa umuda işte şahidimiz tarih dönüşemez, çünkü bu yapısal tarihsel zihniyet sorunu, ülkemizin gayya çukurlarıdır.,,,,,,,,,
- 90'lı yıllarda tıpkı Osmanlı padişahları gibi Özal da yeniçeri-sipahi savaşı gibi güçlerden birini kullanmış, liberallerin de ağızlarıyla askerler için onların lojmanı var maaşı var deyip polise ağır silahlar verip silahlı kuvvetlere meydan okumuştur, çünkü arkasına aldığı seçmenler demokrat parti gibi taşradan yeni gelmiş hemşehri dayanışması ve cemaatlere çok yatkın işsiz mesleksiz gruplardı, bu kitlelere yer açabilmek için devleti satmayı ve 'devlet'i yıkmayı tercih ettiler...........
- Ve taşradan gelen nüfus için kamu politikalarıyla sosyal devlet anlaşıyla burslarla yurtlarla işsizlik sigortalarıyla vs.. siyasi imkanların önünü açmak yerine AB'ye ve IMF'e bağımlı ülkenin hazinesi fabrikası neyi var satarak Osmanlı benzeri kolay yoldan çok ucuz siyaset yaptılar..........
- Bugün kamu politikalarını tek kelime ağzından çıkartmayan Kemal Derviş yetiştirmesi Faik Öztraklar'ın Kılıçdaroğulları İmamoğulları, İnce, hepsinin istisnasız bu köklü sağcı zihniyet hastalığına karşı tek cümleleri yoktur, gördüğümüz Osmanlı'nın sıkışıp eyaletleri, Kıbrıs'ı, adaları vermesi gibi onlar da özerklik sözüyle Batı'dan destek aramaktan başka bir yol bilmiyor ve söylemiyorlar..........
Yer İmleri