Anket Sonuçlarını Gör: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım mı.?

Oylayan
145. Bu anket için oy kullanamazsınız
  • Balon patladı, nakitte fırsat beklenmelidir

    85 58.62%
  • dolar/euro bozdurup, yatırım yapmak mantıklı

    18 12.41%
  • Faizler inerse, şimdi almak mantıklı değil

    12 8.28%
  • Faizler inişe geçince alacağım, şimdi kiracılık daha karlı

    20 13.79%
  • ev alacak, para da yok, kredi çekip ödeyecek iş'de yok

    18 12.41%
  • Dünya malı dünyada kalsın, ben ahirete yatırım yapıyorum kardeşim, ne evi.

    4 2.76%
Multiple Choice Poll.
Sayfa 109/1002 İlkİlk ... 95999107108109110111119159209609 ... SonSon
Arama sonucu : 8012 madde; 865 - 872 arası.

Konu: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

  1.  Alıntı Originally Posted by sadecegrafik Yazıyı Oku
    Kusura bakma. Ekonimiden anlamadigin cok belli.

    Insanlar yatırımı tasarruflarıyla yaparlar.

    Misal asgari ücret 200$ olabilir, ama senin giderin 150$ dır, her ay 50$ arttırırsın, bununla da ev araba vs vs alırsın taksitle krediyle senetle...

    Olay şu; şu anda dolaylı yüksek vergilerden dolayı, hiperenflasyondan dolayı, maaşı 2020 TL alan veya sizin deyiminizle 330$ alan asgari ücretli her ay - eksi veriyor, yani cepten yiyor. Bırak tasarrufu, eski sermayesi varsa onu yiyor. Kredisini ödeyememiş, temerrüde düşmüş, anasının bacısının karısının altınlarını satıp yemiş.

    Tasarruf yapamayan adama evler 10bin$ olsa bile pahalıdır. Fiyat önemli değildir. Kişisel Yatırım ancak NET + tasarrufla yapılır.

    Ha dışarıdan gelen yüksek gelirli parası olan yabancıya turiste fiyatlar ucuz olabilir, ama senin vatandaşın tasarruf edemediği için faizler düşse bile o evi o arabayı alamaz.

    Bu bir tercihtir, fakat bu durum, sosyal bunalıma yol açar ve iktidar ilk seçimde tokatı yer.

    Ankara ve İstanbul’u AQP nin kaybetmesi bu anlattıklarımın ilk etkisidir. Bana hiç sürpriz olmadı sonuçlar. Çünkü doğmaca oğlak pisliğinden belli olur atasözü geçerlidir.

    Bu etki artarsa zaman içinde görürsünüz, iktidarın oy oranı diplere iner. Ayrıca fuhuş, zina, kaçak içki, kaçak sigara, rüşvet, organ ticareti vb kötü sosyolojik oluşumlar zirve yapar.

    İstersen bunu eşofmanlı Şevket hoca gibi değişik misaller vererek tekrar tekrar anlatabilirim.
    hala anlamamıssınız beni . hala asgari ucret , tasarruf olmuyor v, ev alınamıyor vs diyorsunuz .Once bi anlamayı ogrenin sonra ekonomi bilgimi sorgulayın . Kim ev alır kim alamaz bilmiyorum . alan alır almayan almaz...orası ile ilgilenmiyorum . ben ev fiyatları dusmez diyorum sadece . siz demogoji yapıyorsunuz .

  2. #866
    Ahmetg Guest
    RÜYAMDA DATÇA'YI
    GÖRDÜM DÜN GECE.

    Yıl 1862'ydi.
    Ortaçağdan kalma Paris adeta bir bataklığı andırıyordu.
    Plansız yapılanma, dar sokaklar, altyapı eksikliği, su ve kanalizasyon sorunu yaşamı zorlaştırıyordu..
    Üstelik açlık kol geziyordu.
    Yoksul halk isyanlardaydı.
    Her yerde direniş vardı.
    İmparatorluk güçleri dar sokaklarda direnişçilere müdahale edemiyordu.
    İmparator III.Napolyon Paris'in yıkılıp yeniden yapılmasını istedi.
    Meydanları, geniş caddeleri, ulaşımı ve altyapısı olan bir kent.
    Böylece hem burjuva sınıfı ilkel koşullarda yaşamayacak, hem de varoşlara çekilen direnişçi yoksul halka müdahale edilebilecekti.
    Bu iş için kent yöneticisi ve şehir planlamacısı Georges Eugene Haussmann'ı görevlendirdiler.
    Haussman, Napolyon'un nasıl bir kent istediğine ilişkin raporunu okuduktan sonra şu cevabı verdi.
    “Yüce imparatorum, en ufak bir kuşkunuz olmasın ki, yepyeni bir Paris yaratacağım. Antik çağın kentçilik harikası Cnide kadar güzel, görkemli ve zengin bir başkentimiz olacak”
    Haussman'ın Cnide dediği yer Knidos'tu.
    Fransızlar Knidos'un kent planlamasını örnek alarak Paris'i yeniden inşa ettiler.
    Paris bugün Avrupa'nın en önemli kültür sanat merkezlerinden biri ve çok önemli binaları o günlerden kalma.

    *. *. *

    Ya bizim kentlerimiz.
    Metropoller beton çöplüğüne dönmüş durumda.
    İnsanlar gökyüzüne hasret.
    Altyapılar yetersiz.
    Plansız, programsız kentleşme, kaçak inşaatlar, yeşil alan katliamı, kültür sanata duyarsızlık.
    Daha o kadar çok sorun var ki.
    Ve her geçen gün daha da kötüye gidiyor.
    Bu kötü gidişten Datça da nasibini alıyor elbette.
    Ama Datça henüz çöküşün başında.
    Henüz betona bürünmedi.
    Hala şansı var.
    Kurtarılabilir?

    *. *. *

    Bir rüya gördüm dün gece.
    Datça Belediyesi kent planlayıcılarından, mimarlardan, sanatçılardan, arkeologlardan oluşan bir ortak akıl platformu kuruyordu.
    Bu insanlar Knidos'ta ve Datça'nın eski yerleşim yerlerinde incelemeler yapıyordu.
    Tıpkı Avrupa'nın bir çok kentinde uygulandığı gibi antik çağın ilk şehir planlamacısı Tiryes Hippodamos'un planlarına bakıyorlardı.
    Izgara sistem, adaletli, eşit, insanca bir kent modelinin nasıl oluşacağını saptıyorlardı.
    Sonra tarihi ve doğal dokuyu ön plana çıkararak kent mimarisi ve kent estetiğiyle ilgili belediyeye bir rapor sunuyorlardı.
    Raporda yeşil alanlar, eğlence merkezleri, kültür sanat merkezi, spor ve sinema salonları, müze, herşey vardı.
    Rüyamın en ilginç bölümü neydi biliyor musunuz?
    Yeni yapılacak pazar yerinde tıpkı Knidos'taki gibi bir Odeon (müzik alanı)vardı.
    İnsanlar pazarda alışveriş yaparken Datçalı sanatçılar orada akustik müzik yapıyordu.
    Onlarca turist gelmiş, pazarı dolaşırken Müfide İnselel'in gitarı ve sesi yankılanıyordu.
    "Acelen varsa ne işin var Datça'da"
    Sonra Gocaman Trio giriyordu Odeon'a.
    "Marmaris'ten indim Datça'ya, ben vuruldum Hatça'ya"
    Ardından diğerleri.
    Fuat Saka bile.
    Elektronik müzik yasak, hepsi aküstik.
    Bazen şiir okuyordu gençler.
    Bazen iki üç kişilik kısa bir skeç.
    Bizim Puzzle Yavuz(Demirhan) Knidos labirentini anlatıyordu insanlara.
    Biraz ileride bir sergi salonu vardı.
    Ressamlar, fotoğraf sanatçıları, yontucular, seramikçiler eserlerini sergiliyordu.
    Pazara alış verişe gelenler önce bu sergiyi geziyordu.
    Çok mutluydum.

    *. *. *

    Sabah uyandığım anda anlaşıldı.
    Benimkisi sadece bir rüyaydı.


  3. Fiyatı arz mı belirler talep mi belirler?

    Misal sen malı 10 liraya satmak istiyorsun, maliyetin 8 lira. Ama alıcılarda 8 lirayı bile ödeyecek tasarruf gücü yok. Ne olur?

    Çözümler; ya yeni alıcılar bulursun, ya maliyeti aşağı çekersin, ya mevcut alıcıların alım gücünü arttırırsın.

    Faizleri düşürmek alım gücüne katkı yapmıyor, çünkü olmaya tasarrufun alım gücünü faizi düşürerek arttıramazsın.

    Şimdi açalı biraz...

    1) ya yeni alıcılar bulursun; yabancılara vatandaşlık vererek emlak alımını teşvik etmek. Özellikle Araplar için cazip oldu. Fakat mevcut stoğu eritmek için yeterli değil.

    2) ya maliyeti aşağı çekersin; arsa fiyatlarını düşürürsün veya daha az kaliteli malzeme kullanırsın.

    3) ya mevcut alıcıların alım gücünü arttırırsın; faizi düşürürsen sadece tasarruf yapabilen alıcılara faydası olur, az bir miktar yeni alıcı gelir.

    Önce 1 denendi Araplara evler satıldı. Az biraz rahatlama oldu.

    Sonra 2 denendi sıra geldi arsa fiyatlarına, arsa fiyatları çılgın gibi düşecek. Hatta eşşek gibi düşecek. Çünkü inşaat maliyetinde en büyük pay arsa fiyatı.

    Sonra 3 denendi emlak kredi faizleri düşürülüyor, fakat Doğru olan 3 deki Amerika’nın Avrupa’nın yaptığı gibi dolaylı vergiyi düşürürsün, zorunlu tüketim malzemelerindeki hiperenflasyonu azaltırsın. Hükümet buna yanaşmıyor!


     Alıntı Originally Posted by zubizaretta Yazıyı Oku
    hala anlamamıssınız beni . hala asgari ucret , tasarruf olmuyor v, ev alınamıyor vs diyorsunuz .Once bi anlamayı ogrenin sonra ekonomi bilgimi sorgulayın . Kim ev alır kim alamaz bilmiyorum . alan alır almayan almaz...orası ile ilgilenmiyorum . ben ev fiyatları dusmez diyorum sadece . siz demogoji yapıyorsunuz .

  4.  Alıntı Originally Posted by sadecegrafik Yazıyı Oku
    Fiyatı arz mı belirler talep mi belirler?

    Misal sen malı 10 liraya satmak istiyorsun, maliyetin 8 lira. Ama alıcılarda 8 lirayı bile ödeyecek tasarruf gücü yok. Ne olur?

    Çözümler; ya yeni alıcılar bulursun, ya maliyeti aşağı çekersin, ya mevcut alıcıların alım gücünü arttırırsın.

    Faizleri düşürmek alım gücüne katkı yapmıyor, çünkü olmaya tasarrufun alım gücünü faizi düşürerek arttıramazsın.

    Şimdi açalı biraz...

    1) ya yeni alıcılar bulursun; yabancılara vatandaşlık vererek emlak alımını teşvik etmek. Özellikle Araplar için cazip oldu. Fakat mevcut stoğu eritmek için yeterli değil.

    2) ya maliyeti aşağı çekersin; arsa fiyatlarını düşürürsün veya daha az kaliteli malzeme kullanırsın.

    3) ya mevcut alıcıların alım gücünü arttırırsın; faizi düşürürsen sadece tasarruf yapabilen alıcılara faydası olur, az bir miktar yeni alıcı gelir.

    Önce 1 denendi Araplara evler satıldı. Az biraz rahatlama oldu.

    Sonra 2 denendi sıra geldi arsa fiyatlarına, arsa fiyatları çılgın gibi düşecek. Hatta eşşek gibi düşecek. Çünkü inşaat maliyetinde en büyük pay arsa fiyatı.

    Sonra 3 denendi emlak kredi faizleri düşürülüyor, fakat Doğru olan 3 deki Amerika’nın Avrupa’nın yaptığı gibi dolaylı vergiyi düşürürsün, zorunlu tüketim malzemelerindeki hiperenflasyonu azaltırsın. Hükümet buna yanaşmıyor!
    Arsa fiyatları dusene kadar zaten artmış insaat maliyetleri dahada artar ( enflasyonla) , ev fiyatları yine düşmez ..

    Sen kendi arsana 100-120 metrekare daire yapsan 200-250 den aşagı cıkamazsın. Bu inşaat maliyetleriyle..biraz da luks yapayım desen 300-400 e kadar gider.

    stok var evet faizler biraz dustu fiyatlar azda olsa artmaya basladı .

    Neyse ne yazsak boş. zaman gosterecek .

  5. Milletin alım gücü artmadan hane halkı borclulugu azalmadan var olan evler kolay kolay kredili satılamaz.

    Nasıl kamu ve özel daha fazla borclanamaz halde ise hane halkı da aynı durumda.

    General Mobile 4G cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    abdülselam özatak, fethi sekin, ömer halisdemir, turgut aslan, kaşif kozinoğlu...

  6. 2019 ve 2020 için Tahminlerim:
    ————————————————-

    Evler düşük kar marjı ile satılır.

    Ev inşaat yapım maliyetleri artmaya devam eder.

    Konuta yönelik Arsa fiyatları dip yapar, yatırım için konut arsası alanların parası pul olur. Arsanın konut maliyetindeki payı giderek azalır.

    Özsermayesi düşük olan müteahhitler iflas etmeye devam eder.

    Özsermayesi yüksek olan müteahhitler yabancıya özellikle Araplara ev satar durumu idare ederler.

    Yerli vatandaşın çoğu yüksek dolaylı vergi ve hiperenflasyondan dolayı faizler düşse bile +NET TL tasarruf yapamadığı için ev alamaz.

    Ancak yerli vatandaşın çok azında nakit para varsa evin parasının birazını peşin ödeyip kiraya vereceği miktar para kadarını veya bunun az biraz fazlasını ev ödeme taksiti olarak ödeyebilir.


    BU TAHMİNLERİM BENİ BAĞLAR!!! Herbokolog değilim, sadece matematik bilgime göre doğru/yanlış tahminler yapıyorum.


     Alıntı Originally Posted by zubizaretta Yazıyı Oku
    Arsa fiyatları dusene kadar zaten artmış insaat maliyetleri dahada artar ( enflasyonla) , ev fiyatları yine düşmez ..

    Sen kendi arsana 100-120 metrekare daire yapsan 200-250 den aşagı cıkamazsın. Bu inşaat maliyetleriyle..biraz da luks yapayım desen 300-400 e kadar gider.

    stok var evet faizler biraz dustu fiyatlar azda olsa artmaya basladı .

    Neyse ne yazsak boş. zaman gosterecek .

  7. Merhaba bugün bir daire ile takas yapmak için anlaştık. dairemin üzerine 200 bin tl verip alıcam ancak aklıma peşin mi versem yoksa kredili mi alsam tam karar veremedim benim için hangisi daha karlı olur? nakit 300 bin param var...0.99 kredi kullansam nasıl olur bilgisi olan aydınlatabilirse sevinirim

  8.  Alıntı Originally Posted by tilkiii Yazıyı Oku
    Milletin alım gücü artmadan hane halkı borclulugu azalmadan var olan evler kolay kolay kredili satılamaz.

    Nasıl kamu ve özel daha fazla borclanamaz halde ise hane halkı da aynı durumda.

    General Mobile 4G cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    Türkiye’de ev sahipliği oranı %60 civarında, gayet yüksek bir oran...3-5 sene daha yeni ev az satılır...az inşaat ruhsatı alınır, az ev yapılır, az satılır..ama nüfus arttığı ve demografik yapı gereği konut ihtiyacı devam eder...bu durumda kiralar yükselir ister istemez.

    Bu arada %50 ile değil, %30 pay ile verir arsa sahipleri....vermeyenler de turşusunu kurarlar arsaların...zaten şu ortamda %50 pay ile inşaat yapacak enayi bulmak kolay değil.

    Yani şu mantık çok yanlış,..evler pahalı, milletle para yok, faizler de yüksek...bu nedenle fiyatlar mutlaka nominal olarak düşecek...öyle olmuyor işte..sadece geçen yıl İstanbul da fiyatlar nominal aynı düzeyde kaldı...bu sene kıpırdanma başladı...reel olarak 3-5 sene daha fiyatlar düşse de, nominal olarak azar azar artacaktır.

    Kimse neredeyse elindeki tek varlığı yok pahasına saymaz...ha, batan, iflas eden vs arada uygun fırsatlar çıkar...onlar da sana bana düşmez, çakallar anında kapar öyle evleri.

Sayfa 109/1002 İlkİlk ... 95999107108109110111119159209609 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •