Anket Sonuçlarını Gör: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım mı.?

Oylayan
145. Bu anket için oy kullanamazsınız
  • Balon patladı, nakitte fırsat beklenmelidir

    85 58.62%
  • dolar/euro bozdurup, yatırım yapmak mantıklı

    18 12.41%
  • Faizler inerse, şimdi almak mantıklı değil

    12 8.28%
  • Faizler inişe geçince alacağım, şimdi kiracılık daha karlı

    20 13.79%
  • ev alacak, para da yok, kredi çekip ödeyecek iş'de yok

    18 12.41%
  • Dünya malı dünyada kalsın, ben ahirete yatırım yapıyorum kardeşim, ne evi.

    4 2.76%
Multiple Choice Poll.
Sayfa 417/1002 İlkİlk ... 317367407415416417418419427467517917 ... SonSon
Arama sonucu : 8012 madde; 3,329 - 3,336 arası.

Konu: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

  1. Kendi mal varlığımız veya pozisyonumuza göre değil, piyasa gerçeklerine göre emlak konusuna değinmek gerek.

    Bu kadar işsizlik , belirsizlik varken, ekonomik değerler allak bullakken emlak fiyatlarına yapılan %10- 20 arası zam ne ifade ediyor ? Bizim bilmediğimiz, farkında olmadığımız bir şey mi var ?

    ya da '' Eyvah, dolar, altın derken ev fiyatları uçtu, hemen bir konuta yapışalım '' mı demeliyiz ? Böyle düşünmemizi isteyenler kimler ? Tek gerekçe , inşaatlar durduğu için yeni konut üretilmiyor. Ancak stoklara ne oldu ?

  2. COVID-19 senaryosu nasıl hazırlandı?

    https://www.milligazete.com.tr/makal...sil-hazirlandi

    Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 12 Mart 2020 tarihinde COVID-19’un pandemik (salgın) hastalık olduğunu ilan etti. Ancak salgın hastalık halinde enfeksiyon sonucu ölümlerin % 12’den fazla olması beklenir. Bu Avrupa’da % 0,4 civarında, İtalya ise istisna (% 6). Çin’de ise Mart başında % 3 civarında iken oldukça düştü. Akla şu soru geliyor; hastalığın pandemik olmasına kim karar verdi? WHO, muhtemelen emirleri yukarıdan alıyor, sanmayın Trump’tan, dünyayı nüfusu azaltarak kontrol etmek isteyen tek dünya düzeni kastından. Bu karar, yıllardır hazırlanıyordu ve Ocak 2020’de Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) kapalı kapılar ardında şekillendi. Bu kapıların arkasında Bill Gates, Aşı Geliştiren Eczacılar Birliği (GAVI), Rockefellers, Rothschilds ve diğerleri vardı. Bill Gates zaten yıllardır on yılda on milyon insanı öldürecek bir virüsün duyurusunu sözde insanlığı uyarmak adına yıllardır yapıyordu. Karar, ID2020 gündemini uygulamaktı.

    WHO’nun kararından sonra diğer adıma geçildi; polis ve/veya asker gözetiminde aşı üretimi için baskı yapılması. Bunu reddedenler cezalandırılacaktı. Bu zorlama aşı, büyük ilaç, oyunun aracı idi; bu kokteylin içine ne konacağına onlar karar vermişti, belki yavaş ölüm ya da birkaç yıl sürecek başka bir süreç. Bu aşı belki gelecek nesilleri de vuracak, beyinlere zarar verecek, kadınların doğurganlığını önleyecek ama amaç nüfusu azaltmak. Belki birkaç yılda daha bu virüsün nerden geldiğini bilemeyeceğiz ama bu virüsü üretebilecek seviyede teknolojiye sahip biyo-savaş laboratuvarları sadece ABD, İngiltere, İsrail, Kanada ve Avustralya’da var.

    Totaliter bir dünya devleti peşinde olanlar ID2020 Gündemi kapsamında planlarını uyguluyorlar. Küresel finans hegemonyasının zorlama aşı, nüfus azaltması ve herkesin topyekûn dijital kontrolü ile uyguladığı ID2020, tek dünya devletine giden yolda önemli bir dönüm noktasıdır. Kamu ve özel şirketlerinin ittifakı olarak bilinen ID2020 içinde BM ajanslar ve çeşitli sivil toplum kuruluşları da var. Bu aslında genel aşı kullanımı için bir dijital kimlik tanıma programı. Bu program sözde doğumundan itibaren hem doğum hem de tüm aşıların kaydedildiği biyo-metrik ağ ile dijital kimlik oluşturuyor. GAVI, kendi web sayfasında herkes için bağışıklık oluşturmak üzere kamu ve özel sektör ortaklığı olduğunu söylüyor. WHO tarafından desteklenen GAVI, gerçekte ilaç endüstrisinin devlerinin arkasında olduğu bir manivela.

  3. Haftasonu bu kitabı okuyun, online ücretsiz.

    KÖLELER VE EFENDİLER
    https://www.hamzayardimcioglu.com/20...-ve-efendiler/

  4. Bill Gates insan vücudu üzerinden dalgalarla ve hareketle üretilen kripto para patentini aldı. İnsan vücuduna mikroçip takma konusu artık komplo teorisi değil. Gerçek.

    WO2020060606 - CRYPTOCURRENCY SYSTEM USING BODY ACTIVITY DATA

    https://patentscope.wipo.int/search/...&tab=PCTBIBLIO


     Alıntı Originally Posted by sadecegrafik Yazıyı Oku
    COVID-19 senaryosu nasıl hazırlandı?

    https://www.milligazete.com.tr/makal...sil-hazirlandi

    Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 12 Mart 2020 tarihinde COVID-19’un pandemik (salgın) hastalık olduğunu ilan etti. Ancak salgın hastalık halinde enfeksiyon sonucu ölümlerin % 12’den fazla olması beklenir. Bu Avrupa’da % 0,4 civarında, İtalya ise istisna (% 6). Çin’de ise Mart başında % 3 civarında iken oldukça düştü. Akla şu soru geliyor; hastalığın pandemik olmasına kim karar verdi? WHO, muhtemelen emirleri yukarıdan alıyor, sanmayın Trump’tan, dünyayı nüfusu azaltarak kontrol etmek isteyen tek dünya düzeni kastından. Bu karar, yıllardır hazırlanıyordu ve Ocak 2020’de Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) kapalı kapılar ardında şekillendi. Bu kapıların arkasında Bill Gates, Aşı Geliştiren Eczacılar Birliği (GAVI), Rockefellers, Rothschilds ve diğerleri vardı. Bill Gates zaten yıllardır on yılda on milyon insanı öldürecek bir virüsün duyurusunu sözde insanlığı uyarmak adına yıllardır yapıyordu. Karar, ID2020 gündemini uygulamaktı.

    WHO’nun kararından sonra diğer adıma geçildi; polis ve/veya asker gözetiminde aşı üretimi için baskı yapılması. Bunu reddedenler cezalandırılacaktı. Bu zorlama aşı, büyük ilaç, oyunun aracı idi; bu kokteylin içine ne konacağına onlar karar vermişti, belki yavaş ölüm ya da birkaç yıl sürecek başka bir süreç. Bu aşı belki gelecek nesilleri de vuracak, beyinlere zarar verecek, kadınların doğurganlığını önleyecek ama amaç nüfusu azaltmak. Belki birkaç yılda daha bu virüsün nerden geldiğini bilemeyeceğiz ama bu virüsü üretebilecek seviyede teknolojiye sahip biyo-savaş laboratuvarları sadece ABD, İngiltere, İsrail, Kanada ve Avustralya’da var.

    Totaliter bir dünya devleti peşinde olanlar ID2020 Gündemi kapsamında planlarını uyguluyorlar. Küresel finans hegemonyasının zorlama aşı, nüfus azaltması ve herkesin topyekûn dijital kontrolü ile uyguladığı ID2020, tek dünya devletine giden yolda önemli bir dönüm noktasıdır. Kamu ve özel şirketlerinin ittifakı olarak bilinen ID2020 içinde BM ajanslar ve çeşitli sivil toplum kuruluşları da var. Bu aslında genel aşı kullanımı için bir dijital kimlik tanıma programı. Bu program sözde doğumundan itibaren hem doğum hem de tüm aşıların kaydedildiği biyo-metrik ağ ile dijital kimlik oluşturuyor. GAVI, kendi web sayfasında herkes için bağışıklık oluşturmak üzere kamu ve özel sektör ortaklığı olduğunu söylüyor. WHO tarafından desteklenen GAVI, gerçekte ilaç endüstrisinin devlerinin arkasında olduğu bir manivela.

  5.  Alıntı Originally Posted by ressam Yazıyı Oku
    Kendi mal varlığımız veya pozisyonumuza göre değil, piyasa gerçeklerine göre emlak konusuna değinmek gerek.

    Bu kadar işsizlik , belirsizlik varken, ekonomik değerler allak bullakken emlak fiyatlarına yapılan %10- 20 arası zam ne ifade ediyor ? Bizim bilmediğimiz, farkında olmadığımız bir şey mi var ?

    ya da '' Eyvah, dolar, altın derken ev fiyatları uçtu, hemen bir konuta yapışalım '' mı demeliyiz ? Böyle düşünmemizi isteyenler kimler ? Tek gerekçe , inşaatlar durduğu için yeni konut üretilmiyor. Ancak stoklara ne oldu ?
    Mimaroba Çarmıklı Caddesinde oturduğum evin karşısında 4+1 kiralık dubleks var. Kasım ayında 3.500 TL ile kiralığa çıkardılar. Piyasa ederi ise en fazla 2.500 TL. Sonra baktılar ki ücreti abarttılar 3.250 TL ye indirdiler kirayı. Hala boş. Kim bilir daha ne kadar boş kalacak. Yok havuzluymuş, yok 7/24 güvenlikliymiş, yok site içi imiş. Bu 3 özellik de bence özellikle satılık evler için artık kesinlikle gereksiz. Virüs, hijyen, kroluk vb. nedenlerle havuz olayı artık çekici değil. Yüzme ve aktivite için zaten buna göre düzenlenmiş çok daha güzel yerler var. 7/24 güvenlik de "başkasının akraba ve yakınlarının maaşını verip güvenlikçi olarak istihdam edeceksin" demekten başka birşey değil. Apartmanın ve evinin kapısını doğru düzgün güvenli ve kişiye özel bir sistemle çalışacak şekilde yapman yeterli. Ne gerek var yüksek yüksek aidatlara. Site olması da keza öyle. Fazla sayıda kapıcı istihdamı, maaşı aidatlardan ödenen yöneticisi, marangozu, tesisatçısı vb.giderler. Ödenmeyen aidat ve zorunlu giderler ödenlere yüklenir. Zaten medeni sosyal iletişim, komşuluk, karşılıklı güven ve saygı da bitmiş. Sitede ev almak dert almakla eş değer olmuş.

  6. Ben her zaman mahalle aralarındaki az katlı, az komşulu, ve düşük aidatlı evleri savunmuşumdur.

    "Aaa güvenliksiz olur mu hiç, kapıcısız da hayatta olmaz, yirminci kata da asansörsüz çıkacak değilim, düzenli olarak bakımı yapılan yeşil alanları da olsun" gibi isteklerin her biri ayrı bir masraftır.

    Büyük krizlerde işsiz ve gelirsiz kalabiliriz, fakat bu yerlerin aidatı bize borç olarak işlemeye devam eder.
    Velhasıl şu anda da birçok kişinin geliri azaldı veya sıfıra indi.
    İşleri bozulunca kapıcı kadar bile para kazanamayan insanlar, o kapıcının veya güvenliğin parasını öderken eminim içleri cız edecek.

    Şu an 5 daireli minik bir apartmanda oturuyorum. Merdiven ışığı ve merdiven silici (ayda 20-30 TL) dışında masrafı yok.
    Kuru ekmeğe muhtaç kalırsak merdiven siliciden de vazgeçeriz olur biter.
    Evi tutarken herkes iyidir. Yeni kiracı adayınız iyi birine benziyor olsa da, DAVA GEÇMİŞİNİ mutlaka isteyin.
    https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/...nir-mi-6994969

  7. #3335
     Alıntı Originally Posted by djoz Yazıyı Oku
    Ben her zaman mahalle aralarındaki az katlı, az komşulu, ve düşük aidatlı evleri savunmuşumdur.

    "Aaa güvenliksiz olur mu hiç, kapıcısız da hayatta olmaz, yirminci kata da asansörsüz çıkacak değilim, düzenli olarak bakımı yapılan yeşil alanları da olsun" gibi isteklerin her biri ayrı bir masraftır.

    Büyük krizlerde işsiz ve gelirsiz kalabiliriz, fakat bu yerlerin aidatı bize borç olarak işlemeye devam eder.
    Velhasıl şu anda da birçok kişinin geliri azaldı veya sıfıra indi.
    İşleri bozulunca kapıcı kadar bile para kazanamayan insanlar, o kapıcının veya güvenliğin parasını öderken eminim içleri cız edecek.

    Şu an 5 daireli minik bir apartmanda oturuyorum. Merdiven ışığı ve merdiven silici (ayda 20-30 TL) dışında masrafı yok.
    Kuru ekmeğe muhtaç kalırsak merdiven siliciden de vazgeçeriz olur biter.
    Katılıyorum ancak çocuklu aileler için artık site şart oldu. Bizim çocukluğumuzdaki gibi ara sokaklarda top oynanmaz oldu. Mahalleler daha kozmopolit, güvenlik daha az. Site en azından çocuklar için koşup oynayacak bir alan sunuyor


    Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
    O egeli ben değilim

  8. #3336
     Alıntı Originally Posted by djoz Yazıyı Oku
    Ben her zaman mahalle aralarındaki az katlı, az komşulu, ve düşük aidatlı evleri savunmuşumdur.

    "Aaa güvenliksiz olur mu hiç, kapıcısız da hayatta olmaz, yirminci kata da asansörsüz çıkacak değilim, düzenli olarak bakımı yapılan yeşil alanları da olsun" gibi isteklerin her biri ayrı bir masraftır.

    Büyük krizlerde işsiz ve gelirsiz kalabiliriz, fakat bu yerlerin aidatı bize borç olarak işlemeye devam eder.
    Velhasıl şu anda da birçok kişinin geliri azaldı veya sıfıra indi.
    İşleri bozulunca kapıcı kadar bile para kazanamayan insanlar, o kapıcının veya güvenliğin parasını öderken eminim içleri cız edecek.

    Şu an 5 daireli minik bir apartmanda oturuyorum. Merdiven ışığı ve merdiven silici (ayda 20-30 TL) dışında masrafı yok.
    Kuru ekmeğe muhtaç kalırsak merdiven siliciden de vazgeçeriz olur biter.

    İstanbul Başakşehir TOKİ konutlarında oturuyorum . Oturduğum daire 67 M2 . Site aidatı 160 TL . Mayıs ayında gelecek zammı saymıyorum bile . TOKİ borcunu kapattım . Aidatı olmayan , temiz , nezih bir mahalle ortamından daire almak. Oturduğum yerden çok memnunum. Ancak 67 M2 Daireye bu kadar aidat çok değil mi ? Elit yerleri düşünemiyorum bile !

Sayfa 417/1002 İlkİlk ... 317367407415416417418419427467517917 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •