şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

[discretus]

özellikle istanbul..argumanları bunun üzerinden geliştiriyorum.. zira bu şehir son 20 yılda akape politikaları ile rezil bir ucubeye çevrildi.. bursa gibi şehirlerde var ama onlara değinmeyeceğim..

algılar eski gerçekler üzerinden şekillenmiş: "başını sokacak bir ev almak gerekir".."bir ev varsa bunun bir ederi vardır, daha aşağısı olmaz, çok zor, ev yapmanın bir maliyeti var sonuçta".. argumanlar aşağı yukarı böyle..

peki gerçek mi bu devirde ? hayır..

ev yapmanın bir maliyeti olabilir de yaşamanın da bir maliyeti var.. sokaklarında gezemediğin, derinlikli yeşil alanlarda yürüyüş yapamadığın, 20-30 katlı ucubelerde vakit geçirmeye çalıştığın bir düzende bu evleri satın almanın ne gibi bir getirisi var ?? .. kira ödemekten kurtulmak mı ?? sadece kira ödememek için beş para etmez ucubelere para mı vereceğiz.. bu ucubelerin gerçek değeri arsadan aldığı paydır..o kadar.. sadece kira ödememek için hukumetin keyfine göre arttırdığı ev vergilerini mi ödeyeceğiz.. ev sahipleri durmadan vergi ödüyorlar..

bu dönem böyle devam etmeyecek.. edemez.. illa ki güzel ve modern şehircilik prensipleri ile yapılmış evler sokaklar parklar olacak.. o zaman şu an insanların elindeki ucubeler gerçekten beş para etmeyecek.. zira kimse güzel ve yaşanabilir yerler varken ucubelere para vermez..işte o zaman bu ucubelerin gerçek değerinin arsadan aldığı pay kadar olduğu ortaya çıkacak..

[discretus]

arguman ne ? ev alacağım.. kira ödemeyeceğim..ayrıca ikinci elde iyi bir fiyata satarım ilerde..

gerçekçi mi? hayır..

zaten sana yuksek fiyata satmışlar.. f/k 30-35 yıl civarında.. satış esnasında..belki daha bile yüksek.. vergileri ve bakım maliyetlerini düşün..30-35 yıl çok rahat 40 yıl mertebesine çıkar..

senin beklentin piyasanın statik kalması beklentiler ve eğilimler anlamında.. ama değil.. insanlar her zaman daha iyiyi ister.. bu rezil şehirleşme dönemi bittiğinde ve yeni ve modern şehircilik prensipleri ile yatay şehirler/sokaklar/mahalleler ortaya çıktığında artık "yeni normal" bu tarz yerler olacak.. senin eskiden aldığın ucubeler ise kimsenin istemediği (tercihte asla birinci sırada değil yani) yerler halini alacak.. ucube kümeslerin gerçek değeri arsadan aldığı pay kadardır..

tarih hızlı akıyor.. yaşanabilir, yalın ve sürdürülebilir şehirler ve yeşil alanlar.. ana hedef bu olmalı..

[discretus]

diğer bir konu.. ev alırsın.. hoşuna gitmiştir.. ama bir bakmışsın kavşak kondururlar evin sıfır noktasına.. parkı ortadan kaldırırlar.. yolu genişletirler.. veya yanından yukseltilmiş yol geçirirler.. ucube binanı iyice ucubeye nefes alınamaz bir hale getirirler.. veya yuksek yogunluklu yeni bir bina izni verirler.. senin evinde çatlaklar oluşur diğerinin temelleri kazılırken veya yapılırken.. veya biriken enerji daha ilerde alakasız bir zamanda çöküklere neden olur..

yani.. kural yok.. estetik yok.. zaten ucube şehirler.. ve kuralsızlık riskkleri daha da arttırıyor..

[turali]

1 miolyon altına İstanbul Beylikdüzü'nde, Gürpınar ve Dereağzı mahallelerinde deniz kenarında site içi bahçeli villalar var sahibinden.com sitesinde gördüm. Oralara hiç yolum düşmediği için bilmiyorum, acaba nasıldır, ulaşım, alışveriş imkanları, çevre, popülasyon vb .

Yani şu hastalık yüzünden artık iş yüzünden İstanbul'dan çok uzaklaşmadan karantinada bahçede vakit geçrilebilecek bahçeli yerlere bakıyorum da o yüzden sordum.

[Ahmetg]

bir aralar "istanbul dünyanın merkezi, londradan newyorktan ne eksiği var " diye emlak pazarlayan "genius" lar vardı bu sayfalarda.. fiyatlar çok ucuzmuş.. ne komediydi.. hayaller paris gerçekler bangladeş..

Sartlar degisiyor ekonomi degisiyor trendler degisiyor insanlar anlayislar degisiyor

Eskiden en azili komunist bildigin adamlar simdi holding sahibi mesela

Istanbul cennet gibi olabilirdi potansiyel vardi

Bir zamanlar ovdugum istanbul dan hic umidim artik kalmadi. Ama karsilastirsan hala NY tan guzeldir.

[Ahmetg]

millet gerçekleri yavaş yavaş farkediyor.. biz yıllardır istanbulda ev almak, istisnai lokasyonlar dışında, gereksiz bir şeydir diye söyledik..zaman bizi haklı çıkardı.. oturmak için ev almak bile bu kategoride..

varsayalım paran cebinde.. 100 bin dolar.. 200 bin dolar.. filan..ev arıyorsun.. ama şu evlere bir bakın.. ucube..bunlara para verilir mi? sokağı sokak değil.. yeşil alanı yok.. sıfır.. caddelerde yürüyemiyorsun.. ucube kümeslere para vereceğine paranı biriktir.. ve bu rezil şehirleşme umarım hızlıca sona erer ve güzel sokaklar mahalleler içinde yaşanabilir evler yapılır diye beklemekten başka çare yok şu anda.. estetik anlayış ve para beraber olmalı.. kültürümüze bu anlayışı katmalıyız.. ucube kümes evleri almak zorunda hissetmeyin kendinizi..

Dunyanin kac ulkesini gordunuz yasadiniz bilmiyorum. Ama populasyonu yuksek arazinin kit enerji fiyatlarinin yuksek oldugu yerlerde yapilasma sehirlesme ayni. Aralarinda pek fazla bir fark yok

Tabi bazi superzekalar istanbulu romayla atinayla karsilastiriyor onlari kaale almayin. Biz 3. Dunya ulkesiyiz

[Egeli]

Tek tek alıntı yaparak değil de ortaya söyleyeyim.
Bir yatırım aracının fiyatı tabi ki getirisi ile orantılı olmalı. Getirisi düşerse fiyatı da düşmeli.
Fakat emlakta bir de "gelecek beklentisi" faktörü var.

Mesela bir arsayı düşünün.
tarıma elverişli değil, imarı yok, yani bugünkü getirisi tamamen sıfır. Ama fiyatı sıfır değil.
Adam bugünü değil geleceği satıyor. (ha gelecekte de o arsa bir boka yaramayabilir o ayrı)

Birkaç yıl önce "buralar uçacak kaçacak" beklentisiyle habire fiyatlar yükseliyordu,
şimdi de "ortalık nasıl olsa eninde sonunda düzelecek" düşüncesi ile fiyatları çok da düşürmek istemiyorlar. (dolar bazında zaten düşüş muazzam) Birkaç yıl sonra trend tekrar yukarı dönerse bari kaybımız çok olmasın diyorlar.

Ev satanların fiyatları daha da indirebilmesi için "eninde sonunda piyasa düzelecek" umudunun iyice sıfıra inmesi gerek.
Öyle bir umutsuzluk önümüzdeki günlerde yaşanırsa asıl dip odur. Yaşanmaz ise dip budur.
Diğer yatırım araçlarından da bildiğiniz üzere, dipleri ve tepeleri tam tutturmak neredeyse imkansızdır.

Dibin tarifi bende şu şekilde, eğer devlet krizden çıkış için ek vergi getirirse dibe yol var demektir. Eğer getirmezse şu noktamız diptir.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

[Kar_Adam]

Arkadaşlar, Sizler hep Ülke içindeki (Türkiye) İnsanların maaşları,gelir seviyesi ve ekonomik durumları açısından olaya bakıyorsunuz..Birde şu var; Türkiye ve Dünya da insanlar eskisinden daha çok sigortalı çalışmak için çaba gösteriyor,E haliyle de Emekli olan kişi sayısı günden güne artıyor.. Misal,Adam Almanya'dan emekli olup memleketine dönüyor, Ortalama Bin Euro maaş alıyor, bugünün parasıyla = 7700.TL.+ bir emekli maaşı 1500 .TL de kendi Devletin den alıyor.Eline geçen para Yaklasik 10.Bin TL.Eee bu vatandaş ne yapacak bu kadar parayı.?.(.Almancilarin zaten çoğu cimri insanlar.). Gidiyor emlakçılara, onların gazı ile pahalı falan demiyor ev alıyor,arsa alıyor vs.. Çünkü zaten Devletten çift Maaş garanti.. Döviz yükseldikçe cebe giren parada artıyor..Eeee bu durumda Emlak piyasası düşer mi.?..