Sayın Tasarrufçu çok haklısınız, 90'ların evleri çok farklıydı. Yakın tarihimizde heralde en çürük en dandik evlerin yapıldığı dönem 80-90'lardır.
Ayrıca 90'larda banka mevduatlarına reel faiz veriliyordu. insanlar enflasyonun üzerinde getiri sağlarsa niye kiracıyla uğraşsınlar ki?
Hiç unutmam, ziraat bankasının eski faiz oranlarının listesini bulmuştum. O dönem elimizde olan taksi plakasının fiyat değişimi ve geliri ile banka faizini kıyasladım, ziraat gibi kıt faiz veren bir banka bile taksi işletmekten çok daha fazla getiri vermişti müşterilerine.
Bir de aynı parayı yüksek faiz veren özel bir bankaya yatırdığınızı düşünün. Öyle bir ortamda faiz dışında bir yatırımı kimse tercih etmez doğal olarak.
Şimdi şu ortamda TL faizine para yatıran adam, hesap kitap bilmiyordur. Çünkü reel faiz ekside. AKP iktidarda olduğu sürece de TL mevduat sahipleri zarar etmeye devam edecek.
Kira-fiyat-talep ilişkisi konusunda da haklısınız.
Kira çarpanı düşükse,
1- ya kiralar pahalıdır (bu yüzden ev almak mantıklı hale gelir, talep artar, dolayısıyla fiyat artar ve çarpan aynı kalmaz)
2- ya da evin fiyatı kirasına göre ucuzdur (o zaman da yine kirada oturmaktansa evi satın almak mantıklıdır, yine yukarıdaki mantık işler)
Bu denklemin işlememesinin tek yolu, enflasyonun üzerinde reel faiz verilmesi.
Nüfus konusunda da sizinle aynı fikirdeyim.
Sayın Hakem avrupa örneği vermiş fakat bizim nüfusun ciddi bir kısmı halen ortadoğu zihniyetinde.
Ha diyelim ki herkes birden çocuk yapmayı azalttı, o zaman da bunun ev talebine ciddi oranda yansıması 20 yılı bulur.
Çünkü şu an ailesinden ayrılıp ev talep edenler 1985-2000 yılı arasında doğanlar.
Ve son olarak, eskiyip oturulamaz hale gelmesine rağmen, inşaat maliyetlerinden dolayı yenilenemeyecek olan binaların sayısı arttıkça, mevcut sağlam evlere talep kolay kolay düşmeyecektir.
Örneğin bir tanıdığımın 5 katlı binası, kolon çatlamasından dolayı boşaltıldı ve yıkıldı, şu an halen arsa olarak duruyor. Belki yıllarca yenisi yapılmayacak.
Yer İmleri