Sayfa 735/981 İlkİlk ... 235635685725733734735736737745785835 ... SonSon
Arama sonucu : 7848 madde; 5,873 - 5,880 arası.

Konu: Dolarda Yükseliş Kaçınılmaz - II

  1.  Alıntı Originally Posted by tospa Yazıyı Oku
    Pentagon ne aciklayacakki. Olasi yaptirimlar ki ilk olarak en hafif, tiri viri olanlar gelecektir, siyasi konu. En fazla F35 hakkinda yorum gorus bildirir, yillarin muttefikiyiz der, endiseliyiz der, hatadan donulsun hiiii bak kotu olur, NATO uyesine yakismiyor der vs vs.
    Toplantının konusu Türkiye değilmiş zaten. Dudakları her aralandığında ne diyecekler diye ağızlarının içine bakmanın alemi yok. 😁

  2. ..........
    Son düzenleme : shorts; 16-07-2019 saat: 03:57.

  3. ..............


  4.  Alıntı Originally Posted by ekfuture Yazıyı Oku
    Vatandaşın verdiği oyu şarjör sayan zihniyetin kendisi sıkıntıdadır bence. O "şarjörler" sayesinde Binali'den kurtuldunuz, bunu kabul etmek de sıkıntı veriyordur size.
    İktidara muhalefet yapabilmek için PKK/hdp'li teröristlerlerden medet umacak kadar alçalan bir Türk yurttaş kendini kaldırsın köprüden aşağı atsın düşeceği kadar düşmüş zaten..

  5. http://www.msn.com/tr-tr/haber/gunde...Ua&ocid=SNYDHP

    Ağırdır, iktidarla muhalefet arasında yüzde 51-49'luk bir denge oluştuğundan bahsederek, Babacan'ın partisinin yüzde 2'lik bir karşılığı olsa bile dengenin değişeceğini söyledi. Ağırdır, son araştırmalarında partilerin küçük oy değişiklikleri yaşadığını ama bu değişikliklerin siyasete etkisinin çok büyük olacağını da vurgularken, AKP'nin düşüş eğiliminde olduğunu ve geri dönüşün zorluğuna da dikkati çekti.
    Kararsız seçmenin yüzde 40'lara ulaştığından ve çoğunluğunun eski AKP seçmenlerinden oluştuğundan da söz eden Ağırdır, AKP'nin felç olduğunu ve liderinin iktidarını sürdürmek için bir aygıta dönüştüğünü ifade etti.
    gelecekte Ekrem İmamoğlu ile Ali Babacan arasında iktidar çekişmesinin olduğu, Selahattin Demirtaş'ın da muhalefet lideri pozisyonunda olduğu bir siyasi sürecin yaşanabileceğini de sözlerine ekledi.
    Akp'nin bittiğini 2 yıl önce yazdım. Akp'nin oyu şuan %30'lar civarında, az değil. Mevcut Başkanlık sistemi olmasaydı, %10'un üstünde oy aldığı sürece, ki bu süre 10larca yıl sürebilir, denklemin içinde kalmaya devam ederdi. Mevcut Başkanlık sisteminin sakıncalı tarafı, hem CB hem de Parti lideri olunması. Bunun düzeltileceğini tahmin ediyorum.

    Ağırdır konuşmasının sonunda gelecekten bahsetmiş. İmamoğlu, Babacan ve Demirtaş. 3'ü de Küreselci. Küreselcilerin senaryosu bu. Katılmıyorum. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte bu senaryonun gerçekleşmesi mümkün değil.

    Önümüzdeki 10 yılda Ülkücülerin iktidarı olacak. Ülkücü bir başkan görüyorum. Akşener görünüyor.

    Bu ülkenin son 20 yılında, Bahçeli'nin aldığı oyun çok ötesinde belirleyici olduğunu gördük. İktidar, başkanlık hırsı olmadığı gibi isteği de yok. Tayyip Ağam ve Bahçeli kendilerinden sonra gelecek iktidarı belirleyeceklerdir.
    Yazdiklarim yatirim tavsiyesi degildir...

  6. Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırım kararına tepki göstererek "Kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz'de hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecek" ifadelerini kullandı.
    Avrupa Birliği (AB) Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarıyla ilgili Türkiye'ye karşı aldığı yaptırım kararını açıkladı. Dışişleri Bakanlığından konuya ilişkin yapılan açıklamada "AB'nin aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz'de hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecek" denildi.
    Açıklamada, "AB Dış İlişkiler Konseyi'nin dün (15 Temmuz) yaptığı toplantıda aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Bu kararlarda, Kıbrıs Adasının doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip Kıbrıs Türklerinden hiç bahsedilmemesi ve Kıbrıs Türkleri yokmuş gibi hareket edilmesi, AB'nin Kıbrıs konusunda ne kadar önyargılı ve taraflı olduğunu göstermektedir" ifadelerine yer verildi.
    Bu kararlar Rum/Yunan ikilisinin AB üyeliklerini kendi maksimalist pozisyonları doğrultusunda nasıl suistimal ettiklerinin ve diğer AB ülkelerinin de buna nasıl alet olduklarının en son örneğidir. Geçmişte de defaten vurguladığımız üzere, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerimizin, kendi kıta sahanlığımızdaki haklarımızın korunması ve Ada'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin Ada'nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit haklarının korunması olmak üzere iki boyutu vardır.
    İlk boyutta, Türkiye'nin Kıbrıs meselesi çözülmeden GKRY ile deniz yetki alanlarını sınırlandırmak için görüşmelere başlaması söz konusu değildir. Zira sözde Kıbrıs Cumhuriyeti, 1963 yılından beri Kıbrıs Türklerini temsil etmediği için, bizim ve Kıbrıs Türklerinin gözünde gerçek bir devlet değildir. Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların siyasi eşitliği üzerine kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti 1963 yılında sona ermiştir. Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalmasının sebebi de Kıbrıslı Rumların 1963 yılından bu yana Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini kabul etmemesidir. Kıbrıs Rum Yönetimi'nin muhatabı Türkiye değil, KKTC'dir. AB'nin bu gerçekleri kabul etmeden, Kıbrıs Türklerini azınlık olarak değil, Kıbrıs Adası'nın ortak sahibi olarak görmeden, Kıbrıs meselesini anlaması ve yapıcı bir katkıda bulunması mümkün değildir.
    İkinci boyutta bir çözüm bulunması ise ancak Kıbrıs Türklerinin haklarının garanti altına alınması ile mümkün olabilir. Bu bağlamda, Kıbrıs Türklerinin, 13 Temmuz 2019 tarihinde yaptığı ve ülkemizin de tam destek verdiği kapsamlı işbirliği önerisi çözüm için önemli bir fırsat teşkil etmektedir.
    AB'nin bu fırsatı değerlendirmek ve hidrokarbon kaynakları konusunda Ada'daki iki tarafı bir araya gelmeye teşvik etmek yerine, Türkiye aleyhinde kararlar almaya yönelmesi etkisiz, gerçeklikten kopuk ve yapıcı olmayan bir hareket tarzıdır. Ülkemiz hem kendi haklarını, hem de Kıbrıslı Türklerin haklarını bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla korumaya devam edecek, bu yöndeki faaliyetlerini daha da arttıracaktır. Bu hususta Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri 26 Nisan 2004'ten beri tutmayan AB'nin bize söyleyeceği bir sözü de yoktur. Bu kararların, 15 Temmuz hain darbe girişiminin üçüncü yıldönümü gibi Türk halkı için çok önemli bir günde alınmış olması da manidardır."

  7. Fiç'in not değerlendirmesinden sonra ilk iş günü bugün, bakalım dolar/tl nasıl fiyatlanacak ?
    Paylaşımlarım kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir, şahsi düşüncelerim hayali çalışmalarımdır. Yazdığım yazıdaki ifadelerden etkilenip de yatırım yapan veya yaptığı yatırımdan vazgeçen kişilerin hareketlerinden sorumlu değilim. Trade at your own risk

Sayfa 735/981 İlkİlk ... 235635685725733734735736737745785835 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •