İyi niyetli olmadıklarını biliyoruz. Borsada iyi niyet aramak da pek borsa tarihine uymuyor. İyi niyet ne zaman oluyor; halka arz döneminde veya çok ortaklı şirketlerde fon koyanların da ittirmeleriyle veya sair başka nedenlerden- büyüme planları vardır, stratejik ortak arıyordur vesaire, oluyor, kısacası iyi niyet sadece bir amaca yönelik olarak ve yine bir araç olarak işe yarıyor.
Eczacıbaşı hisselerinde işimiz zor çünkü hisseler bu kategorilerden hiçbirisine girmiyor. Yetmiyor, Sayın BE ve yönetimi borsadaki şirketlerini ve yatırımcılarını ayak bağı olarak, kendisine hiçbir faydası olmayan lümpen kesimler olarak görüyor.
Sonuç olarak şirketlerden birinde halka açık kısımda 2,5 milyon dolar, diğerinde ise 2 milyon dolar temettü dağıtarak bir anlamda elini saklayarak, küçük ortakları hisse tutmaya teşvik etmeyerek niyetini gösteriyor. Oysa azınlık pay sahipleri Sayın BE'nin varsaydığı gibi sofrasına kaçak oturmuş, izinsiz şantiye alanına girmiş "yancılar" değildirler.
Ama bu durumun diyalektiği bu topluluğun aslında zor zamanlarda güvenli liman olabileceği gerçeğini örtmüyor.
Aksine, arsa geliştirme faaliyetleri de dahil olmak üzere topluluğun ölçekli yatırımların arefesinde olduğu gerçeği bir şekilde anlaşılıyor.
Sayın BE değerlerinin çok altında oldukları için hisselerini almak istiyor, biz yatırımcılar da aynı nedenlerden dolayı satmak istemiyoruz.
Aramızdaki " uzlaşmaz çelişkinin kaynağı" uzlaşmayan karşılıklı çıkarlarımızdır
Yer İmleri