Sayfa 2/2 İlkİlk 12
Arama sonucu : 10 madde; 9 - 10 arası.

Konu: 2030-2050 İklim Değişikliği / Ekonomi ve Şirketlere Etkisi

  1. #9
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Manisa-İzmir
    Gönderi
    410
    Blog Entries
    1
     Alıntı Originally Posted by Fıght clup Yazıyı Oku
    Yakın Gelecekte(20 yıl sonrası için düşünürsek)
    İçelebilir su
    Organik tarım ve Gıda
    Yenilenebilir enerji
    Savunma sanayi
    Elektrikli araç
    Sağlık sektörü
    Turizm
    İnanılmaz derecede önemli hale gelicek
    Şu kriz zamanlarında doğru yatırım yapabilen ve ekonomik olarak bu süreci finanse eden( hayatta kalan ekonomik olarak)
    20 sene sonraki yakın gelecekte ihya olabilir
    Sayın Fıght clup düşünceleriniz için teşekkürler.

    İklimsel olarak düşük sıcaklıkların görülme olasılığına bağlı/her zaman önemli olduğunu bilmek kaydıyla, içilebilir suya olan ilginin çok ta yüksek olmayacağını düşünüyorum. Dünya'nın ısınma sorunu geçici olarak çözüleceği için rafta bekleme olasılığı yüksek.

    Tarım ve gıda
    Yenilenebilir enerji(+petrol)
    Elektrikli araç(hibrit daha çok)
    Sağlık ve turizm(sağlık turizmi)

    Belirttiğiniz bu sektörler bence de çok parlak olacak. Bir de petrol ürünlerini kullanarak yün iplik, yalıtım malzemesi vb. üreten şirketlerin de önü kapanmayacaktır diye düşünüyorum.

    Saygılar...
    Yazdıklarımı lütfen yatırım tavsiyesi olarak almayınız. Pala'dan yediğim kazıkların haddi hesabı yok. Körle yatan şaşı kalkarmış.

  2. #10
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Manisa-İzmir
    Gönderi
    410
    Blog Entries
    1
    Gıda ile ilgili bir şeyler anlatmak istiyorum, biraz hikaye tarzı olacak:

    5 yaşımdayken babam Libya'ya çalışmaya gitmişti. O dönem annemle beraber İzmir'de köyde kalmıştık bir süre. Babannem ailenin geçmişinden bahsetmişti birilerine. Ben de dinlemiştim.

    Bizim sülalenin lakabı "Mollalar" mış. Ancak arkamızdan "Deliler" deniyormuş. Sizin anlayacağınız yüzümüze Molla, arkamızdan Deli denirmiş. Sebebi ise bizim büyük dedelerimizmiş. Mollaymışlar. Kafkaslardan 1840 larda gelen iki dedemiz köyün bulunduğu yere, yanlarında 3000 kadar hayvan ve zenginlikle gelip yerleşmişler. Bir süre sonra zeytinliklerin hep yamaçlarda olmasına bir anlam veremeyip ovadaki düzlüklere zeytin dikmeye başlamışlar. İşte o zaman o çevredeki köylüler arasında asıl lakabımız olan "Deliler" ile anılmaya başlamışız. Çünkü köylüler o zamana kadar ovaya zeytin ağacı dikmemişler. Ovada zeytin ağacı olmaz, yetişmez anlayışı hakimmiş. Köylü kafası işte, kalıpsal, katı, değişmez düşünce tarzı.

    2012 sonrasında iklimsel soğuma teorisini öğrenip araştırdığımda köylülerin neden böyle saçma bir kalıp içinde olduklarını anladığımı düşünüyorum. Şöyle ki:

    Zeytin ağacı -7 derece altında 10-12 saat kalırsa tamamen ölebiliyor. Kısa süreli daha düşük sıcaklıklarda yine ciddi zararlar görülüyor. Bir zeytin ağacı en az 20 yılda verimli hale gelebilirken bir gecede bütün emekler uçup gidebiliyor.

    O zamanlarda iklim çok sertmiş. Babamın çocukluğunda bile bir metre kar olan zamanlar çok olurmuş. Ancak uzun süren -7 derece ve altında sıcaklıklar olmuyormuş demek.

    Bilgi: Soğuk hava su gibi hareket eder. Yamaçlarda durmaz, çukur bölgelere, düzlüklere doğru yol alır. Özellikle çevresine göre çukurda kalan yerlerde birikerek yoğun don zararlarına sebep olur.

    Bizim köyümüz ovanın iki yamacına kurulan on kadar köyden birisidir. Ova ise bir tarafı Nif Dağı, diğer tarafı Mahmut Dağı ve diğer küçük tepelerden oluşan bir düzlüktür. Aynen bir çanak gibi. Bu çanak güneyinden nispeten dar bir boğazla Torbalı'ya bağlanır. Sizin anlayacağınız bu ovada 16. ve 17. yy da yaşanan mini buzul çağında zeytin yetiştirmek imkansızmış. (Hatta ova içinde, düzlüklerde eski köy kalıntıları var. İnsanlar oralardan kaçıp yamaçlarda yaşamaya başlamış.) İşte soğuk yüzünden zeytin yetiştirmek imkansızken "ovada zeytin yetişmez" olgusu yerleşmiş beyinlere. Nesilden nesile bu yaşantıya dayalı yargı aktarılmış ve kimse sorgulamamış. Ta ki bizim büyük dedeler ovaya zeytin ağaçlarını dikene kadar. Onların bunu yapmalarındaki temel sebep ise dışarıdan gelip yerleşmeleri ve oradaki atadan kalma anlayışa aldırış etmemeleri. Sonuçta iki yüzyıl öncesine göre daha sıcak olan iklim nedeniyle ağaçlar büyümüş, zeytin vermiş. Bugün ovanın yarıdan fazlası zeytin ağacıyla dolu.

    Son 30 yıl içinde ise Akhisar'da(Manisa) müthiş bir zeytin ağacı varlığı oluşmuş durumda. Dümdüz olan ovasında milyonlarca zeytin ağacı var artık. İklimde meydana gelen ısınma sonucu zeytinci bir bölge artık. Ancak 2030-2050 arasında beklenen bu yeni mini buzul çağı başta bizim ova olmak üzere Akhisar' ın düzlüklerinde ya da Kula tarafında dikilmiş olan milyonlarca zeytin ağacının sonu olabilir.

    Sizce bundan zeytincilik ve zeytin yağı piyasası nasıl etkilenir?

    İşte size gıda güvenliği ile ilgili bir problem. Bu probleme kim çözüm bulabilir?

    Saygılar...
    Yazdıklarımı lütfen yatırım tavsiyesi olarak almayınız. Pala'dan yediğim kazıkların haddi hesabı yok. Körle yatan şaşı kalkarmış.

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •