Sanat Mozaik

[Terraluna]

Modern country muziginin babasi, Amerikali sarkici, soz yazari, muzisyen ve gitarist Hank Williams'in dogum yildonumu (17 Eylul 1923)



https://www.youtube.com/watch?v=bjCoKslQOEs

[Terraluna]

Amerikali girisimci, yazar ve motivasyon kocu Jim Rohn’in dogum gunu (17 Eylul 1930)



“Bir isin daha kolay olmasini degil, bu iste daha iyi olmayi dile. Daha az problem degil, daha fazla yetenek dile. Daha az meydan okuma degil, daha fazla bilgelik dile.”




“Hepimiz iki seyden birinin acisini cekmek zorundayiz; disiplin veya pismanlik.”




“Gunler pahalidir. Bir gununu harcadiginda geriye kalan gunlerin bir eksilir. Her birini akillica harcadigina emin ol.”

[Terraluna]

Amerikali aktris Anne Bancroft'in (Anna Maria Louisa Italiano) dogum yildonumu (17 Eylul 1931)

[Terraluna]

Amerikali yazar Ken Kesey'in dogum yildonumu (17 Eylul 1935)

"Canin cehenneme, Harding! Ne dusunecegimi bilmiyorum!"� diye McMurphy birden bagiriyor. "Benden ne istiyorsun? Evliligin uzerine fikir yurutmemi mi? Butun bildigim su: Bir kere hic kimse cok buyuk ve cok akilli degildir. Ve de bana oyle geliyor ki, herkes yasamini, bir baskasinin yasantisini mahvetmek icin kullaniyor. Ne dusunmemi istedigini biliyorum: Senin icin uzulmemi istiyorsun."Guguk Kusu



"Hell's bells, Harding!"� McMurphy yells suddenly. "I don't know what to think! What do you want out of me? A marriage counsellor? All I know is this: nobody's very big in the first place, and it looks to me like everybody spends their whole life tearing everybody else down. I know what you want me to think; you want me to feel sorry for you."�

[Terraluna]

Cezayir dogumlu Fransiz yazar Albertine Sarrazin’in dogumyildonumu (17 Eylul 1937)

“Kafam izlenimlerle doluydu zaten; Neyin ne oldugunu gorup anlayacak zamanim kalmayacak kadar erken kapatilmistim kodese. Bol bol okumus, fazlasiyla hayal kurmus ve bu hayallerin icinde yasamistim. Benim icin gercek de hayal kadar yalandi: Arabanin koltugu uzerine boylu boyunca uzatildigimi o anda da, luks ama gizemli bir yerde saklanmaya goturuldugumu hayal ediyordum.”



“I was bursting with images anyhow: I'd been locked up much too young to have seen much of anything, and I'd read a lot, dreamed and lost the thread. For me, reality was distorted like everything else and, while they were settling me in the backseat —I could stretch out completely—I pictured myself heading for some luxurious, frightful den of iniquity.”

[Terraluna]

Ingiliz roman, oyun yazari ve sair William Golding, Sineklerin Tanrisi (The Lord of the Flies - Il signore delle mosche) romanini 17 Eylul 1954 tarihinde Londra'da yayinladi.

"Denizkabugu oyunu kadar hos bir oyundu bu oylama isi. Jack karsi koymaya basladi. Birinin sef secilmesi konusunda genel istek, Ralph'in sef secilmesi istegine donustu oybirligiyle. Aslinda cocuklardan hicbiri, bu istegin yerinde oldugunu kanitlayacak bir neden gosteremezdi; cunku akil belirtileri gosteren tek kisi Domuzcuk'tu; sef olarak ilk dusunulmesi gereken de Jack'ti. Ne var ki, tum gozler, hic kipirdamadan oturan Ralph'a cevrilmisti: Ralph iriydi, Ralph guzeldi. Ama farkina varmadiklari halde, onu secmek istemelerinin gercek nedeni denizkabuguydu. Bu buyuk seytanminaresini seslendiren, cabucak kirilabilecek bu guzel seyi kucaginda tutup onlari kayalikta bekleyen cocugun bir ayrıcaligi vardi."



"This toy of voting was almost as pleasing as the conch. Jack started to protest but the clamor changed from the general wish for a chief to an election by acclaim of Ralph himself. None of the boys could have found good reason for this; what intelligence had been shown was traceable to Piggy while the most obvious leader was Jack. But there was a stillness about Ralph as he sat that marked him out: there was his size, and attractive appearance; and most obscurely, yet most powerfully, there was the conch. The being that had blown that, had sat waiting for them on the platform with the delicate thing balanced on his knees, was set apart."

[Terraluna]

Samuel Beckett’in Mutlu Gunler (Happy Days - Giorni felici) oyunu ilk kez 17 Eylul 1961 tarihinde Cherry Lane Theatre, New York’ta sahnelendi.

“Ah evet evet, yalniz kalmaya bir alisabilseydim, Hani su surekli konusmami dinleyecek tek kisi bile olmasaydi yanimda. Senin cok dinledigini dusunerek boburleniyor degilim Willie, Allah gostermesin. Senin belki de hicbir sey istemeyecegin gunler. O zaman, senin cevap vermedigin, belki de hicbir şey dinlemedigin anlarda bile hep konustuklarimdan bir seylerin isitildigini sanir, bir colun ortasinda sirf kendi kendime konusmaktan kurtulurum. Cunku aklimdan bile geciremeyecegim, bir an icin olsun katlanamayacagim bir durumdur bu. Bana konusmaya devam etme gucunu bu dusunce veriyor. Oysa sen olmek uzere olsan, ya da eski deyimle cekip gitsen beni birakip, o zaman ne yaparim, ne yapabilirim butun gun, demek istedigim uyanma ziliyle yatma zili arasinda? Dudaklarimi isirarak onume bakar dururum ancak.”



“Ah yes, if only I could bear to be alone, I mean prattle away with not a soul to hear. Not that I flatter myself you hear much, no Willie, God forbid. Days perhaps when you hear nothing. But days too when you answer. So that I might say at all time, even when you do not answer and perhaps hear nothing, Something of this is being heard, I am not merely talking to myself, that is in the wilderness, a thing I could never bear to do – for any length of time. That is what enables me to go on, go on talking that is. Whereas if you were to die – to speak in the old style – or go away and leave me, that what would I do, what could I do, all day long, I mean between the bell for waking and the bell for sleep? Simply gaze before me with compressed lips.”

[Terraluna]

Tatli Cadi (Bewitched - Vita da strega), 17 Eylul 1964’de ABC kanalinda yayinlanmaya basladi.