Sanat Mozaik

[Terraluna]

Amerikali gazeteci, roman ve oyun yazari, film yonetmeni, senarist Norman (Kingsley) Mailer, 5 Mayis 1969'da Amerikan Savunma Bakanligi'nin uzerine yuruyen buyuk bir kalabaligi anlattigi Gecenin Ordulari (The Armies of the Night) romaniyla Pulitzer Odulu'nu kazandi.

[Terraluna]

Avustralyali hard rock grubu AC/DC, 5.studyo albumu Powerage’i 5 Mayis 1978’de Atlantic Records etiketiyle piyasaya surdu.

[Terraluna]

Ingiliz heavy metal grubu Saxon, 2.studyo albumu Wheels of Steel’i 5 Mayis 1980’de Fame Records etiketiyle piyasaya surdu.

[Terraluna]

Ingiliz sarkici, soz yazari ve muzisyen (Laurie Blue Adkins) Adele’nin dogum gunu (5 Mayis 1988)

[Terraluna]

Alman sair Sarah Kirsch’in olum yildonumu (5 Mayis 2013)





Beyaz menekselerin orada
Tembih ettigi gibi bana parkta
Altindayim salkim sogutun
Taranmamis yasli yapraksiz
Bak gelmiyor o iste diyor
Ah ayagini kirmistir diyorum
Bir kilcik takilmistir bogazina
Bir yolun yonu degistirilmistir aniden
Veya karisindan kurtulamamistir o
Bir cok sey engeller biz insanlari
Salkim sogut saliniyor ve catirdiyor
Olmuste olabilir o
Solgundu mantonun altinda operken seni
Olabilir sakim sogut, olabilir
Oyleyse artik sevmedigini umalim beni




Dagin etrafinda dagin etrafinda
Ucuyor yedi karga
Bunlar vaktiyle donusum gecirmis
Kardeslerim olmalilar
Yemege o kadar duskunlerdi ki
Unuttular su kiz kardeslerini
Altin yumurtlayan tavugu kesmeye gittiler
Ah o gun nasil da gulduler
Gunese varmadan once
Kor olmuslardi bile
Evim ufleyip isiklari sondurdum
Yatip uyumadan once
Siyah tuyleri gorebiliyorum
Beyaz, donmus karlar icinde



Um den Berg um den Berg
Fliegen sieben Raben
Das werden meine Brüder sein
Die sich verwandelt haben
Sie waren so aufs Essen versessen
Sie haben ihre Schwester vergessen
Sie flogen weg die Goldkuh schlachten
Ach wie sie lachten
Eh sie zur Sonne gekommen sind
Waren sie blind
Mein Haus ich blas die Lichter aus
Bevor ich schlafen geh
Kann ich die schwarzen Federn sehn
Im weißen gefrorenen Schnee

[Terraluna]

Iskoc filozof, ekonomist ve tarihci David Hume'un dogum yildonumu (7 Mayis 1711)

"Insanin hayatina son vermek yuce Tanri'nin deger bicmesine ayrilmissa, insanin kendi yasamina son vermesi onun hakkina bir tecavuzse; yasamin korunmasi da yok edilmesi kadar esit derecede sus olacaktir.Kafama dogru dusen bir tasi rotasindan saptirirsam, doganin isleyisini bozarim ve madde ve hareketin genel yasalari ile belirledigi yasamimi surecin otesine uzatarak yuce Tanri'nin ozel alanini isgal etmis olurum."



"Were the disposal of human life so much reserved as the peculiar province of the almighty that it were an encroachment on his right for men to dispose of their own lives; it would be equally criminal to act for the preservation of life as for its destruction. If I turn aside a stone, which is falling upon my head, I disturb the course of nature, and I invade the peculiar province of the almighty, by lengthening out my life, beyond the period, which, by the general laws of matter and motion, he had assigned to it."



"Bir izlenim oncelikle duyulara carpar ve sicagi sogugu, susuzlugu acligi, bir cesit zevki ya da aciyi algilamamizi saglar. Zihin bu izlenimlerin, izlenimler kaybolduktan sonra zihinde kalan ve bizim tasarim diye adlandiracagimiz bir suretini cikarir. Zevk veya aci tasarimi ruha dondugunde yeni yeni arzu ve tiksinti, umit ve korku izlenimleri olusturur; bunlari da bu sekilde turedikleri icin ic duyum izlenimleri olarak adlandirmak dogru olacaktir. Bunlar bellek ve imgelem tarafindan tekrar kopyalanir ve tasarim olurlar; bu tasarimlar da, belki, sirayla baska izlenimleri ve tasarimlari meydana getirir."



"An impression first strikes upon the senses, and makes us perceive heat or cold, thirst or hunger, pleasure or pain of some kind or other. Of this impression there is a copy taken by the mind, which remains after the impression ceases; and this we call an idea. This idea of pleasure or pain, when it returns upon the soul, produces the new impressions of desire and aversion, hope and fear, which may properly be called impressions of reflection, because derived from it. These again are copied by the memory and imagination, and become ideas; which perhaps in their turn give rise to other impressions and ideas."

[Terraluna]

Insan haklari bildirgesinden hemen sonra kadin haklari bildirgesini kaleme alan ve akabinde giyotine gonderilen Fransiz kadin filozof ve yazar Olympe de Gouges’un dogum yil donumu (7 Mayis 1748)

“Adam, sen, adil olabilir misin? Sana bu soruyu bir kadin soruyor. En azindan bu hakki ondan alamazsin. Soyle bana, benim cinsimi baski altina alan, kendinden menkul iktidari kim verdi sana? Gucun mu? Yeteneklerin mi?

Yaraticiyi hikmetinde tani. Yakinlasmayi ister gorundugun doganin ihtisami icinde soyle bir yuru ve eger cesaret edebilirsen, senin baskici egemenligine kaynak olusturabilecek bir ornek bul. Hayvanlara git, elementleri arastir, bitkileri incele, evet, doganin isleyisine bak ve eger sana bunun icin gerekli araclari gosterirsem, kanitlarimi kabul et. Eger yapabilirsen, doganin duzeni icinde cinsleri ara, arastir ve karar ver. Onlari her yerde, herhangi bir ayrim olmadan birlikte gorebilirsin; onlar her yerde uyumlu bir topluluk olarak bu olumsuz saheseri yaratmak icin calisiyor…“





“Man, are you capable of being just? It is a woman who poses the question; you will not deprive her of that right at least. Tell me, what gives you sovereign empire to opress my sex? Your strength? Your talents?

Observe the Creator in his wisdom; survey in all her grandeur that nature with whom you seem to want to be in harmony, and give me, if you dare, an exampl of this tyrannical empire. Go back to animals, consult the elements, study plants, finally glance at all the modifications of organic matter, and surrender to the evidence when I offer you the menas; search, probe, and distinguish, if you can, the sexes in the administration of nature. Everywhere you will find them mingled; everywhere they cooperate in harmonious tpgetherness in this immortal masterpiece…”



“Uomo, sei capace di essere giusto ? E’ una donna che ti pone questa domanda; non le toglierai almeno questo diritto. Dimmi: “Chi ti ha dato il dominio sovrano di opprimere il mio sesso? La tua forza? I tuoi talenti?

Osserva il creatore nella sua saggezza; percorri la natura in tutta la sua grandezza, alla quale sembra tu voglia avvicinarti e donami, se osi, l’esempio di questo tirannico dominio.Risali agli animali, consulta gli elementi, studia i vegetali, getta infine un occhio su tutti i cambiamenti della materia organizzata; e arrenditi all’evidenza quando te ne do l’occasione; cerca, fruga e distingui, se puoi, i sessi nell’amministrazione della natura. Ovunque li troverai confusi, ovunque coopereranno con un insieme armonioso a questo capolavoro immortale…”

[Terraluna]

Italyan besteci Vito Niccolò Marcello Antonio Giacomo Piccinni’nin dogum yildonumu (7 Mayis 1800)



https://www.youtube.com/watch?v=zhrmSZtL_MM