Sayfa 2365/7020 İlkİlk ... 136518652265231523552363236423652366236723752415246528653365 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 18,913 - 18,920 arası.

Konu: Sanat Mozaik



  1. https://www.youtube.com/watch?v=qzuKghRyRic

    "Mario: Sevgili sair arkadasim ve yoldasim, beni bu belaya sen bulastirdin ve sen kurtaracaksin... Bana okumam icin kitaplar verdin... Dilimi pul yalamak disinda da kullanmanin yollarini ogrettin.. Asik olmam senin sucun...

    Neruda: Hayir, bunun benimle bir ilgisi yok... Sana kitaplarimi verdim ama siirlerimi calmana izin vermedim... Benim Matilde icin yazdigim siiri Beatrice'e vermissin...

    Mario: Siir onu yazana degil, ona ihtiyaci olana aittir...

    Mario: Bu demokratik dusunceni takdir ediyorum..."

  2. 5 Haziran Dunya Cevre Gunu






  3. Amerikali yazar Harriet Beecher Stowe'un kolelik karsiti romani Tom Amca'nin Kulubesi (Uncle Tom's Cabin / Life Among the Lowly - La Capanna dello Zio Tom) 5 Haziran 1851’de haftalik The National Era’da yayinlanmaya basladi.

    "Soguk bir Subat aksamustu gec saatlerde Kentucky'nin P. kasabasinda iki beyefendi onlerinde birer kadeh sarapla iyi dosenmis bir yemek salonunda oturuyorlardi. Gorunurde hizmetci yoktu ve iki bey iskemleleri birbirine iyice yaklastırmis, hararetle tartisiyorlardi.

    Aslina bakarsaniz baslarken uygun bir dil kullanmak amaciyla iki beyefendi deyip gectik. Ancak dikkatle incelendiginde biri, dogrusunu soylemek gerekirse pek de beyefendi tanimina uymuyordu. Kaba, bayagi yuz cizgileri ve daha iyi bir yer kapmak icin cevresindekileri dirsekleyerek yukselmeye calisan dusuk duzeyli birinin tipik gostergesi olan o kasinti tavriyla kisa boylu, tiknaz bir adamdi. Bir suru cig rengin alacasindan olusmuş yelegi, neseyle sallanan sarı benekli mavi atkisi ve genel havasina pek uyan cafcafli bir boyunbagiyla asiri derecede suslu pusluydu."



    "Late in the afternoon of a chilly day in February, two gentlemen were sitting alone over their wine, in a well-furnished dining parlor, in the town of P -- -- , in Kentucky. There were no servants present, and the gentlemen, with chairs closely approaching, seemed to be discussing some subject with great earnestness.

    For convenience sake, we have said, hitherto, two gentlemen. One of the parties, however, when critically examined, did not seem, strictly speaking, to come under the species. He was a short, thick-set man, with coarse, commonplace features, and that swaggering air of pretension which marks a low man who is trying to elbow his way upward in the world. He was much over-dressed, in a gaudy vest of many colors, a blue neckerchief, bedropped gayly with yellow spots, and arranged with a flaunting tie, quite in keeping with the general air of the man."

  4. Radikal dusunceleriyle ekonomide yeni bir cag acan ve Modern makroekonominin kurucusu Ingiliz iktisatci John Maynard Keynes'in dogum yil donumu (5 Haziran 1883)

    "Ekonomi ve politika filozoflarinin ileri surdugu dogru ya da yanlis dusunceler, genellikle sanildigindan daha cok onem tasir. Dogrusunu soylemek gerekirse, dunya hemen yalniz onlar tarafindan yonetilmistir. Kendilerini doktrinlerin etkilerinden tam anlamiyla kurtardigini sanan aksiyon adamlari, gecmisteki bir iktisatcinin kullaridir. Goklerden haber aldigini soyleyen kahinler, fakultenin bir kotu yazarinin kafasinda birkac yil once dogmus hayal urunlerini sacip dururlar. Dusuncelerin gitgide kazandigi guce oranla mevcut cikarlardaki gucun cok fazla abartildigina inanmis bulunuyoruz. Gercekte; etkilerini hemen degil, fakat bir surelik zamandan sonra gosterirler. Ekonomi ve politika felsefesi alaninda, yirmi bes veya otuz yaslarindan buyuk olup da yeni teorileri anlayabilen pek az kimse vardir. Su halde, memurlarin, politika adamlarinin ve hatta kiskirticilarin cari yasantida uyguladiklari dusuncelerin de en yeni dusunceler olma sanslari az demektir. Ne var ki, bunlar dusuncelerdir ve iyilik icin oldugu gibi kotuluk icin de er gec tehlikeli bulunan kurulmus cikarlar degildir.” Istihdam, Faiz ve Paranin Genel Teorisi, Sosyal Felsefe Uzerine Notlar, 24.Bolum



    “The ideas of economists and political philosophers, both when they are right and when they are wrong, are more powerful than is commonly understood. Indeed the world is ruled by little else. Practical men, who believe themselves to be quite exempt from any intellectual influence, are usually the slaves of some defunct economist. Madmen in authority, who hear voices in the air, are distilling their frenzy from some academic scribbler of a few years back. I am sure that the power of vested interests is vastly exaggerated compared with the gradual encroachment of ideas. Not, indeed, immediately, but after a certain interval; for in the field of economic and political philosophy there are not many who are influenced by new theories after they are twenty-five or thirty years of age, so that the ideas which civil servants and politicians and even agitators apply to current events are not likely to be the newest. But, soon or late, it is ideas, not vested interests, which are dangerous for good or evil. “The General Theory of Employment, Interest and Money, Concluding Notes on the Social Philosophy towards, Chapter 24



    "Gucluk yeni fikirlerden degil, bizim gibi yetismis olan herkesin beyninin butun kivrimlarina yerlesmis bulunan eski fikirlerden kurtulmakta yatiyor. / The difficulty lies not in the new ideas, but in escaping the old ones, which ramify...into every corner of our minds.”

  5. Isvicreli Platonik duyarliliktan beslenen yazar Max Picard’in dogum yildonumu (5 Haziran 1888)

    “Orman, sessizligin ince, yavas bir akintiya damlamanin, ve parlakligi ile havayi doldurmanin disinda buyuk bir sessizlik kaynagi gibidir. Dag, gol, tarlalar, gokyuzu – hepsi sessizliklerini insanlarin kentlerindeki seylerin uzerine bosaltmak icin bir isaret bekliyor gibidirler.”



    "La forêt est comme un grand réservoir duquel le silence coule en une rivière fine et lente qui remplit l’air avec ses luminosités. La montagne, le lac, les champs, le ciel - ils semblent tous attendre un signe pour déverser leur silence dans les objets de bruits dans les cités des hommes. / The forest is like a great reservoir of silence out of which the silence trickles in a thin, slow stream and fills the air with its brightness. The mountain, the lake, the fields, the sky - they all seem to be waiting for a sign to empty their silence onto the things of noise in the cities of men."

  6. Ispanyol sair ve oyun yazari, ressam, piyanist ve besteci Federico García Lorca'nin dogum yil donumu (5 Haziran 1898)

    Karnindaki karanlik manolyanin
    Kimseler anlamadi kokusunu.
    Acittigini kimseler bilemedi
    Dislerinle SIKTIGIN o ask kursunu.
    Binlerce Acem tayi uykuya yatti
    Alninin ay vurmuş alaninda,
    O senin kar dusmani gogsunu
    Kucaklarken dort gece kollarimla.
    Bakisin, tohumlarin solgun daliydi
    Alcilar, yaseminler arasindan,
    Aradim vermek icin yuregimde
    O fildisi mektuplari her zaman diyen,
    Her zaman: acimin bahcesi benim
    Govden her zaman, her zaman sasirtici
    Damarlarinin kaniyla dolu agzim,
    Agzin olumum icin sondurdu isigini.



    Nessuno comprendeva il profumo
    dell'oscura magnolia del tuo ventre.
    Nessuno sapeva che martirizzavi
    un colibrì d'amore tra i denti.
    Mille cavallini persiani dormivano
    nella piazza con la luna della tua fronte,
    mentre io stringevo per quattro notti
    la tua vita, nemica della neve.
    Tra gesso e gelsomini, il tuo sguardo
    era un ramo pallido di sementi.
    Cercai nel mio cuore, per dartele,
    le lettere d'avorio che dicono sempre,
    sempre, sempre: giardino della mia agonia,
    il tuo corpo per sempre fuggitivo,
    il sangue delle tue vene nella mia bocca,
    la tua bocca senza luce ormai per la mia morte.





    "Birbirlerini aliskanliktan, tasasizca seviyorlardi. Ask, ilk bocegin Tanri'nin ellerinden aldigi eski ve zarif bir mucevher gibi babadan ogula geciyordu. Cicek polenlerinin kendini ruzgara teslim ettigi dinginlik ve kesinlikle islak otlarin altinda askin tadini cikariyorlardi. Ama bir gun... bir bocegin bu asktan oteye gitmek isteyecegi tuttu. Kendi yasaminin cok uzaginda olan bir goruntuye tutuldu... Kirlara cikan az sayidaki insandan bir sairin yosunlarin uzerine birakmis oldugu bir siir kitabini buyuk guclukle okudu belki ve 'seni seviyorum, imkansiz kadin'la zehirlendi.

    Bu nedenle sizlerden siir kitaplarinizi asla cayirda birakmamanizi rica edecegim, cunku bocekler arasinda buyuk yikimlara neden olabilirsiniz."



    "El amor pasaba de padres a hijos como una joya vieja y exquisita que recibiera el primer insecto de las manos de Dios. Con la misma tranquilidad y la certeza que el polen de las flores se entrega al viento, ellos se gozaban del amor bajo la hierba húmeda. Pero un día... hubo un insecto que quiso ir más allá del amor. Se prendó de una visión de algo que estaba muy lejos de su vida... Quizá leyó con mucha dificultad algún libro de versos que dejó abandonado sobre el musgo un poeta de los pocos que van al campo, y se envenenó con aquello de 'yo te amo, mujer imposible.'

    Por eso, yo os suplico a todos que no dejéis nunca libros de versos en las praderas, porque podéis causar mucha desolación entre los insectos."

  7. Amerikali sair, roman ve kisa oyku yazari Stephen Crane’in olum yildonumu (5 Haziran 1900)



    Bir yaratik gordum, ciplak, hayvana benzeyen,
    O, comelerek yerin uzerinde,
    Kalbini ellerinin arasinda tuttu,
    Ve ondan yedi.

    Dedim, “Arkadasim, o iyi mi?”
    “Aci- aci,” diye cevap verdi;
    “Fakat ben severim onu,
    Aci oldugu icin,
    Ve cunku o benim kalbim.”

  8. Amerikali kisa oyku yazari O Henry'nin (William Sydney Porter) olum yildonumu (5 Haziran 1910)

    "Bildiginiz gibi, kahin krallar yemlikte dogmus Bebek'e hediyeler getiren bilge adamlardi, hem de ne bilge! Noel hediyesi verme sanatini onlar yarattilar. Bilge olduklarina gore, kuskusuz hediyeleri de, gerekirse iade edilebilme ayricaligina sahip akillica secimler olmaliydi. Ben de burada kalkmis, size hayati paylasan iki sersem cocugun akilsizlik edip en buyuk hazinelerini birbirleri icin feda etmelerinin siradan hikayesini yarim yamalak anlatmaya calisiyorum. Ama gunumuzun bilgelerine son bir sozum var: Bilinsin ki hediye verenler icinde en bilgeleri o ikisiydi. En bilge olanlar, onlar gibi hediye alip verenlerdir." Noel Hediyesi



    "The magi, as you know, were wise men - wonderfully wise men - who brought gifts to the Babe in the manger. They invented the art of giving Christmas presents. Being wise, their gifts were no doubt wise ones, possibly bearing the privilege of exchange in case of duplication. And here I have lamely related to you the uneventful chronicle of two foolish children in a flat who most unwisely sacrificed for each other the greatest treasures of their house. But in a last word to the wise of these days let it be said that of all who give gifts these two were the wisest. Of all who give and receive gifts, such as they are wisest. Everywhere they are wisest. They are the magi."

Sayfa 2365/7020 İlkİlk ... 136518652265231523552363236423652366236723752415246528653365 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •