Sayfa 2442/7020 İlkİlk ... 144219422342239224322440244124422443244424522492254229423442 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 19,529 - 19,536 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Fransiz sair, yazar, gazeteci, pilot ve aristokrat Antoine (Jean Baptiste Marie Roger) de Saint-Exupéry'nin dogum yil donumu (29 Haziran 1900)

    "Buyukler sayilara bayilirlar. Onlara yeni bir arkadasinizdan bahsettiginizde gerekli sorulari asla sormazlar. "Sesi nasil?" diye sormazlar mesela. "Hangi oyunlari sever? Kelebek koleksiyonu yapiyor mu?" diye sorduklarini asla goremezsiniz. Onlar sadece, 'Kac yasinda? Kac kardesi var? Kac kilo? Babasi ne kadar kazaniyor?' diye merak ederler. Bunlari ogrenince arkasinizi taniyabileceklerini sanirlar. Buyuklere, 'kirmizi tuglali, pencerelerinden sardunyalar sarkan, catisinda guvercinlerin ucustugu cok guzel bir ev gordum...' derseniz bu evi gozlerinde canlandiramazlar bile. Onlarin anlayabilmesi icin, 'Yuz milyonluk bir ev gordum', demeniz gerekir. Iste o zaman, 'Aa, ne kadar da guzelmis!' derler." Kucuk Prens



    "Les grandes personnes aiment les chiffres. Quand vous leur parlez d'un nouvel ami, elles ne vous questionnent jamais sur l'essentiel. Elles ne vous disent jamais: 'Quel est le son de sa voix? Quels sont les jeux qu'il préfère? Est-ce qu'il collectionne les papillons?' Elles vous demandent: 'Quel âge a-t-il? Combien a-t-il de frères? Combien pèse-t-il? Combien gagne son père?' Alors seulement elles croient le connaître. Si vous dites aux grandes personnes: 'J'ai vu une belle maison en briques roses, avec des géraniums aux fenêtres et des colombes sur le toit...' elles ne parviennent pas à s'imaginer cette maison. Il faut leur dire: 'J'ai vu une maison de cent mille francs.' Alors elles s'écrient: 'Comme c'est joli!' "

  2. Ispanyol sair Manuel Altolaguirre Bolín’in dogum yildonumu (29 Haziran 1905)

    Gidecegin yerleri gorunce
    Mutlulukla degisebilirim;
    Ruhunun derinliklerindeki
    Mutlu ulkeleri

    Eger yolculugun gececekse
    Yesil patikalardan
    Ve korulerin ustunden
    O zaman gorebilirsin gozlerimden
    Seni nasil takip edecegimi bildigimi.



    Al ver por dónde huyes
    dichoso cambiaría
    las sendas interiores de tu alma
    por las de alegres campos.

    Que si tu fuga fuera
    sobre verdes caminos
    y sobre las espumas,
    y te vieran mis ojos,
    seguirte yo sabría.

  3. San-Antonio serisiyle taninan Fransiz yazar Frédéric (Charles Antoine) Dard'nin dogum yildonumu (29 Haziran 1921)

    "Bilinen bir seydir, kadinlar umumi bir telefon kabinini isgal ettikleri zaman, konusmaktan bikmazlar! Pek tabiî, bu gibi hallerde disardaki kimselerin buyuk bir sabirla beklemeleri gerekir. Iste ben de tam on dakikadan beri bir tasra kasabasinin postahanesinde sabirla sirami bekliyor ve arada sirada posta memuru kiza sikayetci bakislar firlatiyordum. Hele sukur, kabindeki kadin konusmasini nihayet bitirebildi. Kabinin camlari buzluydu. Konusan kimsenin ne bicim bir sey oldugunu tayin edememis, ancak sesini duyabilmistim.

    Tuhaf degil mi, kadinin carpik curpuk, cirkin bir sey olacagini saniyordum! Aldanmisim meger! Zira kadin otuz yaslarinda, sarisin ve mavi gozlu guzel mi guzel bir afetti! Boyle bir mahluk tasrada degil de Paris'te yasasaydi, kendisinde eksik olan bir seyi, yani giyinme zevkine sahip olmadiginiı gorur, dolayisiyle ihmalci olmaz ve boylece de bir kat daha guzellesebilirdi! Dolgun vucudunu saran siyah tayyorle icindeki beyaz bluzunu, belli ki Écho de la mode mecmuasinin abonesi bir tasra terzisi dikmisti..." Mezarcilar Da Olur



    "You have to have waited patiently outside a telephone booth occupied by a woman to really appreciate just how much the fairer sex likes to talk. I'd already been waiting my turn for a good ten minutes in that provincial post office that smelt of sadness, with only the sympathetic face of the switchboard girl to sustain me, when the lady in the booth finally ended the chatter she was paying for. As it was a booth with frosted glass, until that point I'd had only her voice to go on in forming an impression of her.

    In reality, the person for whom I stood aside was a woman of around thirty, slim, blonde, with blue eyes that were slightly too large. If she had lived in Paris she would have possessed the thing she most lacked, namely a certain sense of elegance. The white blouse she wore, and especially her black suit, the work of some elderly dressmaker with a subscription to the Écho de la mode, deprived her figure of eight-tenths of its power..."

  4. Sirp sair Vasko Popa’nin dogum yildonumu (29 Haziran 1922)





    Kapa bir gozunu
    Gozetle kendi icini
    Her köşene göz at
    Gor ki ne tirnak var ne hirsiz
    Ne de guguk kusu yumurtasi
    Sonra obur gozunu kapa
    Comel ve zipla
    Zipla yuksege yuksege yuksege
    Kendi tepene
    Sonra butun agirliginla dus
    Gunlerce dus derine derine derine
    Ucurumunun dibine
    Parcalanmaz da
    Saglam kalkarsan
    Oyuna baslarsin

  5. Italyan yazar ve gazeteci Oriana Fallaci'nin dogum yildonumu (29 Haziran 1929)



    "Yalnizca cok aglamis olanlar yasami tum guzelligi icinde algilayabilir, keyifle gulebilir. Aglamak kolay, gulmek guc."



    "Bizim yarinimiz gelmemisti, belki de hic gelmeyecekti. Her zaman vaatlerle aldatilacaktik: Bir tesbihin taneleri gibi birbiri ardina dizili dus kirikliklariyla dolu yasamimizin cilesini cekmemize, yalanci avuntular, degersiz armaganlar, yarim yamalak rahatlamalar yardim edecekti sesimizi kistirip."



    "Il nostro domani non era giunto, e forse non sarebbe mai giunto. Avrebbero sempre continuato a imbrogliarci con le promesse: in un rosario di delusioni alleggerite da falsi sollievi, miserandi regali, pietose comodità per tenerci quieti."

  6. Italyan aktor, oyun ve senaryo yazari, besteci Ettore (Pasquale Antonio) Petrolini’nin olum yildonumu (29 Haziran 1936)




  7. Alman asilli Isvicreli ressam Paul Ernst Klee’nin olum yildonumu (29 Haziran 1940)

    Natura (Still Life, 1940)





    “Renk beni yakaladi; artik rengin pesinden kosma geregini duymuyorum. Her zaman icin beni yakaladigini biliyorum. Bu kutsal dakikanin anlami iste budur. Renk ile ben kaynastik. Ben Ressamim. / Die Farbe hat mich. Ich brauche nicht nach ihr zu haschen. Sie hat mich für immer, ich weiss das. Das ist der glücklichen Stunde Sinn: Ich und die Farbe sind eins. Ich bin Maler. / Il colore mi possiede. Non ho bisogno di tentare di afferrarlo. Mi possiede per sempre, lo sento. Questo è il senso dell'ora felice: io e il colore siamo tutt'uno. Sono pittore.”

  8. Ingiliz hard rock grubu Deep Purple'in kurucu uyesi ve davulcusu Ian Anderson Paice'in dogum gunu (29 Haziran 1948)


Sayfa 2442/7020 İlkİlk ... 144219422342239224322440244124422443244424522492254229423442 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •