Sayfa 2754/7020 İlkİlk ... 175422542654270427442752275327542755275627642804285432543754 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 22,025 - 22,032 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Ingiliz roman yazari James Hilton’in olum yildonumu (9 Eylul 1900)

    “Dudaklarda purolar bitmeye yuz tutmustu; yillar sonra bir araya gelip de birbirlerinden ne kadar uzaklasmis olduklarini anlayan butun eski okul arkadaslarinin duydugu hayal kirikligi bizim de icimize cokmeye basliyordu. Rutherford yazar olmustu; romanlar yaziyordu. Wyland, buyukelcilik sekreterlerinden biriydi. Biraz once Tempelhof’ta yedigimiz aksam yemegini bizlere o ismarlamisti. Bana kalirsa pek cani gonulden yapmasa bile diplomatlarin boyle durumlar icin hazir bulundurduklari kibarlik ve guler yuzle gelmisti bu isin ustesinden. Bir yabanci ulke baskentinde uc yalniz ve bekar Ingiliz erkegi olmamiz disinda hicbir sey bizi bir araya getiremezdi saniyorum. Wyland Tertius’un, okul gunlerinden aklimda kalan hafif ukala ve dar kafali kisiliginin sunca yildir hic duzelmemis oldugunun coktan farkina varmistim. Rutherford’u ise daha bir gozum tutmustu. Okul yillarinda kah zorbalikla hukmettigim, kah tepeden bakarak kanadimin altina aldigim o ustun zekali ve pisirik cocugu cok iyi asmis, cok gerilerde birakmayi basarmisti. Onun ikimizden de daha cok kazanip daha keyifli bir yasam surdugunu bilmek, o gece Wyland’la beni ortak bir histe bulusturdu: hafif bir kiskanclik!” Yitik Ufuklar



    “Cigars had burned low, and we were beginning to sample the disillusionment that usually afflicts old school friends who have met again as men and found themselves with less in common than they had believed they had. Rutherford wrote novels; Wyland was one of the Embassy secretaries; he had just given us dinner at Tempelhof—not very cheerfully, I fancied, but with the equanimity which a diplomat must always keep on tap for such occasions. It seemed likely that nothing but the fact of being three celibate Englishmen in a foreign capital could have brought us together, and I had already reached the conclusion that the slight touch of priggishness which I remembered in Wyland Tertius had not diminished with years and an M.V.O. Rutherford I liked more; he had ripened well out of the skinny, precocious infant whom I had once alternately bullied and patronized. The probability that he was making much more money and having a more interesting life than either of us gave Wyland and me our one mutual emotion—a touch of envy.”

  2. Fransiz ressam Henri de Toulouse-Lautrec'in olum yildonumu ( 9 Eylul 1901)

    Ballo al Moulin Rouge (At the Moulin Rouge, The Dance, 1890)



    https://www.youtube.com/watch?v=3fO0GL_XhLA

  3. Italyan sair, roman yazari, cevirmen ve elestirmen Cesare Pavese'nin dogum yildonumu (9 Eylul 1908)



    "Insan kendini bir kadina duydugu ask yuzunden oldurmez. Ask bizi tum ciplakligimiz, sefilligimiz, duskunlugumuz ve hicligimizle aciga vurdugu icin oldurur."



    Sen kimsenin asla soylemedigi
    bir toprak gibisin.
    Sen hicbir sey beklemiyorsun
    dallar arasindaki bir meyve gibi
    dipten fiskiracak
    bir sozun disinda.
    Sana erisen bir ruzgar var.
    Kuru ve olmus varliklar
    engelliyor seni ve ruzgara karisiyor.
    Kol ve bacaklar, eskil sozler.
    Yazin titriyorsun



    "Yalnizca cekip gitmenin keyfini tadabilmek icin bile olsa, insanin bir ulkesi olmali. Ulke , insanin yalniz olmamasi demektir; insanlarda, bitkilerde, toprakta sizden bir seyler oldugunu bilirsiniz, orada olmadiginizda bile ulkeniz sizi bekler." Ay ve senlik Atesleri



    "Ama ruzgarli gece, berrak gece bellegin belli belirsiz animsadigi, uzak bir anidir. Yitmis saskin bir sakinlik o da yapraklardan ve hiclikten olusmus. Hicbir sey kalmiyor anilarin otesindeki o zamandan, belli belirsiz bir animsama disinda.

    Kimi zaman geri donuyor gune yaz gununun kipirtisiz isigina o uzak saskinlik. Bos pencereden cocuk diri ve koyu tepelerdeki geceye bakardi ve sasirirdi tepeleri ust uste yigilmis gormekten belirsiz ve berrak devinimsizlik. Karanlikta hisirdayan yapraklar arasinda, tepeler belirdi orada gune ait her sey, kiyilar ve agaclar ve uzumbaglari apacik oluydu ve yasam bir baska yasamdi, ruzgardan, gokyuzunden yapraklardan ve hiclikten.

    Kimi zaman geri donuyor gunun kipirtisiz sakinliginde anisi o yogun yasamin, saskin isikta."

  4. Perulu roman yazari, sair ve politik aktivist Manuel Scorza'nin (Torres) dogum yildonumu (9 Eylul 1928)

    "– Kim bu adam?

    – Bir deli, Tegmenim.

    Remi egildi, yerden bir tas aldi.

    – Kim olursa olsun. dedi Tegmen. 'Ates'

    Bir makineli tikirdadi. O zaman aciga cikti ancak, Remi'nin nasil onulmaz bir hastaligin acisini cektigi. Mermiler kafatasinin ustunu alip goturmustu.Kafatasinin icinde beyin yerine bir sardunya duruyordu." Toprak Acisi



    "– Este piojo, ¿quién es?

    – Un loquito, mi alférez.

    El Niño Remigio se agachó. Recogió una piedra. Avanzó.

    – ¡Quémelo! –mandó el alférez.

    El guardia lo segó con su metralleta. Así se comprobó que el Niño Remigio padecía una enfermedad incurable porque la ráfaga que le destapó la mitad de la cabeza mostró que en lugar de sesos tenía una mata de geranios."

  5. Ingiliz ressam ve sanat elestirmeni Roger Eliot Fry'in olum yildonumu (9 Eylul 1934)

    Winter landscape, 1914




    [IMG]Woman on Sofa (Nina Hamnett), 1925[/IMG]


  6. Amerikali yazar, sair ve avukat Max Ehrmann’in olum yildonumu (9 Eylul 1945)



    Gurultu ve karmasanin arasinda sessizce yol al
    ve hatirla, sessizligin icinde nasil bir barisin var olabilecegini
    mumkun olabildigince, ama tutsak olmadan,
    tum insanlarla iyi gecin.
    gerceklerini sessiz fakat acik bir sekilde ifade et;
    ve digerlerini dinle,
    donuk ve cahil olanlar dahil;
    cunku onlarin da kendilerine gore bir hikayeleri vardir.
    yuksek sesle konusan, agresif kisilerden uzak dur,
    onlar ruha sikinti verenlerdir.
    eger kendini baskalariyla kiyaslarsan,
    ya kibirli ya da uzuntulu olursun;
    cunku her zaman senden daha iyi ve daha kotu olan birileri olacaktir.
    basarilarindan planlarin kadar sevinc duy
    ne kadar mutevazi olursa olsun, kendi kariyerine duydugun ilgiyi kaybetme
    cunku o, zamanin degisen hazinesi karsisinda sahip oldugun gercek mulktur.
    is iliskilerinde tedbiri elden birakma;
    cunku dunya aldatmacalarla doludur.
    fakat bu tedbirinin, seni erdeme karsi kor etmesine izin verme
    cunku hala pek cok insan, yuksek idealler icin yasamaktadir
    ve her yerde yasam, kahramanliklarla doludur.
    kendin ol!
    ozellikle, sevmedigin halde seviyormus gibi davranma.
    sevgi hakkinda kuskucu da olma;
    cunku sevgi, tum o coraklik ve hayal kirikliklarina ragmen
    ayni cimen gibi ansizin buyuyecektir.
    yillarin rehberligini nazik bir sekilde kabul et,
    gencligine dair seyleri ise asaletle terk et.
    beklenmedik bir talihsizlikte seni koruyan guc olmasi icin, ruhunu besle.
    fakat kendini karanlik hayallerle de strese sokma
    bil ki, pek cok korku, bitkinlik ve yalnizliktan dogar
    tum bu disiplinin otesinde,
    kendine nazik ol!
    cunku sen de en az agaclar ve yildizlar kadar,
    bu evrenin cocugusun
    ve burada olmaya hakkin var.
    kavrasan da kavramasan da
    suphesiz, evren olmasi gerektigi gibi islemektedir.
    bu sebeple, Tanriyla baris icinde ol,
    kendini onun ne olduguna inandirmis olursan ol,
    ve emek ve verimlerin ne olursa olsun,
    yasamin gurultulu karmasasi icinde, ruhundaki huzuru koru.
    tum yalanlarina, angaryasina ve hayal kirikliklarina ragmen,
    dunya hala guzeldir.
    neseli ol!
    mutlu olmak icin gayret et!

  7. Kral’in (Elvis Presley), ilk televizyon performansi, 9 Eylul 1956’da katildigi Ed Sullivan Show’da cekildi.


  8. Golden Globe ve BAFTA Odulu sahibi Ingiliz aktor Hugh (John Mungo) Grant'in dogum gunu (9 Eylul 1960)




Sayfa 2754/7020 İlkİlk ... 175422542654270427442752275327542755275627642804285432543754 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •