Sanat Mozaik

[Terraluna]

Ingiltere dogumlu, Amerikali yazar, romanci ve New York'ta Simon & Schuster'in bas editoru Michael Korda’nin dogum gunu (8 Ekim 1933)





“Basariya giden yolda yanilma hurriyeti yasam icin gereklidir. En basarili insanlar bile zaman zaman yanilirlar. Bu, onlarin gucunun bir kanitidir ve bu yanilmalar onlari basariya giden yolda yeni girisimler icin kamciar.”



“Ivme kazanmanin tek yolu, surekli daha buyuk hedeflere sahip olmaktir.”



“Basariyi olcmek her zaman kolaydir. Kisinin baslangic noktasi ile nihai basarisi arasindaki uzakliktir.”

[Terraluna]

Avustralyali komedyen ve aktor Paul Hogan'in dogum gunu (8 Ekim 1939)

[Terraluna]

Cocuk Edebiyatinin Stephan King'i Amerikali yazar (Robert Lawrence Stine veya Jovial Bob Stine) R. L. Stine'indogum gunu (8 Ekim 1943)

"Diane, diger arkadaslari gibi evden gizlice cikarak, gecenin karanliginda sonsuz huzur bulan ve cilginliklar yapan dostlariyla bulustugu zaman sok mutludur.

Diane'nin erkek arkadasi Lenny, kendisiyle cok ugrasan ogretmeni Bay Crowellden intikam almayi dusunmektedir. Bu yuzden Ona bir oyun oynamayi planlar."� Korku Gecesi



"Diane loves sneaking out in the middle of the night. Her friends do, too. They have the town all to themselves. Every night they come up with a new prank to play.

But then Diane's boyfriend, Lenny, wants revenge on a teacher, and the pranks turn to murder. Now Diane and her friends are in too deep."

[Terraluna]

Emmy Odullu Amerikali aktor, komedyen ve yazar Cornelius Crane ‘Chevy’ Chase’in dogum gunu (8 Ekim 1943)

[Terraluna]

Macaristan dogumlu Avusturyali cocuk kitaplari yazari (Siegmund Salzmann) Felix Salten'in olum yildonumu (8 Ekim 1945)

"Bambi ormanin kuytu bir kuytu bir kosesinde dunyaya geldi. Burasi, ancak annesine ve kendisine yetecek buyuklukteydi. Bugulu gozlerle etrafina bakindi. Henuz cevresindekileri net goremiyordu. Biraz zorlanarak da olsa once iki, sonra dort bacaginin uzerinde dikildi. Incecik bacaklari, tir tir titriyordu. Heyecanlandi; dusecegini sandi. Fakat dusmedi; ayakta durmayi basardi.

Az ilerideki agaca tunemis olan saksagan:

'Ne guzel bir yavru,' diye bagirdi. 'Ne kadar guzel cesur ve becerikli bir yavru! Ah! Yeni dogmus bir yavrunun hemen ayaga kalkabilmesi gercekten cok ilginc. Aferin sana minik karaca! Aferin sana minik karaca!' "�



"Er kam mitten im Dickicht zur Welt, in einer jener kleinen, verborgenen Stuben des Waldes, die scheinbar nach allen Seiten offenstehen, die aber doch von allen Seiten umschirmt sind. Es war denn auch nur wenig Platz da, knapp genug für ihn und seine Mutter. Hier stand er nun, schwankte bedenklich auf seinen dünnen Beinen, blickte mit trüben Augen, die nichts sahen, blöd vor sich hin, ließ den Kopf hängen, zitterte sehr und war noch ganz betäubt.

Nun saß die Elster auf einem Ast in der Nähe.

'Was für ein schönes Kind!' rief sie jetzt. 'Wie erstaunlich, daß es gleich stehen und gehen kann! Wie interessant! Ich habe das noch nie in meinem Leben gesehen. Nun freilich, ich bin ja noch jung, erst seit einem Jahr aus dem Nest, wie Sie vielleicht wissen werden. Aber ich finde es wunderbar. So ein Kind.' "�

[Terraluna]

Amerikali punk rock grubu Ramones'in gitaristi ve soz yazari (John William Cummings) Johnny Ramone'nin dogum gunu (8 Ekim 1948)

[Terraluna]

1 Golden Globe, 1 BAFTA Odullu Amerikali aktris Susan Alexandra 'Sigourney' Weaver'in dogum gunu (8 Ekim 1949)

[Terraluna]

“ 'Ekim’in ilk Sali gunu ogleden sonrasi resmi acilis yapilacakti.' Julian’in 'resmi acilis' sozcugunu kullanmasi beni rahatsiz e.ftmisti ama tam burayi okurken uyuyakalmis olmaliyim, cunku cuppelerle ilgili haber ile benim bilincli bir sekilde susamis oldugumu ve cay saatinin gelmis olmasi gerektigini hissetmem arasinda uzunca bir zaman gecmisti." Barbara Pym, Kusursuz Kadinlar



"There was to be a working-party to mend the cassocks, 'commencing on the first Tuesday afternoon in October. I was distressed that Julian should use the word 'commence', but I suppose I must have dropped off to sleep somewhere here, for there was a long gap between the announcement about the cassocks and my next conscious thought, which was that I was thirsty and that it must be teatime."

(Roman, 1952 yilinda yayimlandi.)