Sayfa 2911/7020 İlkİlk ... 191124112811286129012909291029112912291329212961301134113911 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 23,281 - 23,288 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Rus ressam (Nikolai Konstantinovich Rerikh) Nicholas Roerich'in dogum yildonumu (9 Ekim 1874)

    Overseas Guests, 1901




    And we are opening the gates, 1922


  2. Fransiz ressam Norbert Gœneutte'un olum yildonumu (9 Ekim 1894)

    The First Tear, 1884




    On the Jetty, Le Havre, 1887


  3. Yugoslav roman yazari Ivo Andric’in dogum yildonumu (9 Ekim 1892)

    “Eger gittigin bir cehennemse daha agir gitmek daha hayirli olur. Eger Avusturyalilarin bu makineyi senin gidecegin yere cabuk gitmen ve isini daha cabuk gormen icin icat ettigine inaniyorsan aptalin birisin. Sen yalniz bir yerden obur yere gittigini goruyorsun. Ama makinenin seninle birlikte, senin gibilerden baska neler getirip goturdugunu hic sormuyorsun!.Trenle yolculuk et dostum. Istedigin kadar et. Insallah bir gun seni buyuk bir hayal kirikligina ugratmaz! Bir gun gelecek Avusturyalilar seni, trenleriyle istemedigin ve gitmeyi hic dusunmedigin yerlere de surukleyecekler.” Drina Koprusu



    “If you are going to hell, then it is better that you should go slowly. You are an imbecile if you think that the Schwabes have spent their money and brought their machine here only for you to travel quickly and finish you business more conveniently. All you see is that you can ride, but you do not ask what the machine brings here and takes away other than you yourself and others like you. That you can’t get into your head. Ride then, my fine fellow, ride as much as you like, but I greatly fear that all your riding will lead only to a fall one of these fine days. The time will come when the Schwabes will make you ride where you don’t want to go and where you never even dreamt of going.”

  4. Brezilyali sair, romanci, muzikolog, sanat tarihcisi, elestirmen ve fotografci Mário Raul de Morais Andrade'nin dogum yildonumu (9 Ekim 1893)



    Olgunluk donemimde, kalan yillarimi saydim ve yasadigimdan cok daha az zamanim kaldigini kesfettim.

    Bir sekerleme paketi kazanmis kucuk bir cocuk gibi yillari buyuk bir zevkle ve istahla yedim, ama azalmaya basladiklarini hissedince artik teker teker, tadini cikararak yiyorum.

    Artik yasalarin ve yonetmeliklerin tartisilip durdugu ve hicbir ise yaramayacagini bildigim sonsuz toplantilara ayiracak zamanim yok.

    Takvim yaslarina ragmen hala buyumeyen aptal insanlara destek olmak icin de zamanim yok.

    Vasatlikla ugrasmak icin de zaman ayiramam.

    Sismis egolarin bulundugu toplantilara katilmayi hic istemiyorum.

    Artik dalaverecilere ve cikarcilara tahammul etmiyorum.

    Basarili olmus insanlarin yerine gecmeye can atan su kiskanc insanlara hic tahammulum kalmadi.

    Ust duzey bir makam icin yapilan kavgalarin cirkin sonuclarina tanik olmaktan nefret ediyorum.

    Insanlar icerige degil, sadece basliklara bakar oldular.

    Benim zamanim ise, basliklarla ugrasmayacak kadar degerli artik.

    Oz'u istiyorum, ruhumun acelesi var. Pakette simdi daha da az seker kaldi.

    Insan onurunu ve gercekleri savunan, sorumluluktan kacmayan, basarilarindan dolayi sisinmeyen, kendi yanlislarina gulebilen, vaktinden once ‘oldum’ demeyen, insan olmayi anlamis insanlarla yasamak istiyorum.

    Asil olan, yasami degerli kilmis eylemlerinizdir.

    Yasamin sert darbelerinden yumusak bir ruh ile cikmayi basarabilmis ve baskalarinin yuregine dokunabilen insanlarla olmak istiyorum.

    Evet, olgunlugun bana getirecegi o dolulugu hissetmek icin acelem var.

    Elimde kalan tek bir sekerlemeyi bile yitirmek istemem.

    Amacim, sevdiklerim ve vicdanimla baris icinde ve huzurla dolu olmaktir.

    Umarim sizin icin de aynisi olur, cunku her halukarda yaslanacaksiniz…

  5. Misirli onde gelen vizyoner yazar ve oyun yazari Tewfik El-Hakim'in dogum yildonumu (9 Ekim 1898)

    KOCA: Onu goturup agacin dibine gomecegim. Pidman degilim, bos yere yasiyordu. Meyvesini dusurmustu ve anne olmak hayaliyle yasiyordu.

    DERVIS: Madem ki agacina iyi bir besin olarak sunuyorsun, bosuna yasamamis demektir.

    KOCA: Cok haklisin, bu acidan bakinca faydasi var.

    DERVIS: Eger bosa harcanmis bir hayat varsa, o da agacin hayatidir.

    KOCA: Nasil, agacin mi?

    DERVIS: Kendi koklamadigi cicekler, kendi gormedigi renkler, kendi yemedigi meyveler— Ama yine de devam ediyor bu nafile islem.

    KOCA: Nafile degil,bu faydali bir is

    DERVIS: Seninle ilgili olunca degil mi?

    KOCA: Tabi

    DERVIS: Oyleyse bosuna dedigin seyin seninle ilgili olarak bosuna oldugunu kabul et.

    KOCA: Karimin hayatinin bir manasi vardi mi demek istiyorsun?

    DERVIS: Herseyin kendi konumuna gore bir manasi vardir, senin kafana gore degil.

    KOCA: Fakat benim icin su agacin altina gomulmesinin bir manasi yok, boylece agac korkunc buyuyecek ve muthis meyveler verecek.

    DERVIS: Kisin portakal, baharda kayisi, yazin incir ve guzun de nar.



    HUSBAND: I shall carry her and I shall bury her under the tree. T regretnothing — her life was useless. Her fruit had fallen and she lived only on theillusion of being a mother.

    DERVISH: It is not in vain, so long as you present her as delectablesustenance to your tree.

    HUSBAND: You're quite right. From this point of view she's of use

    DERVISH: Ifthere's any futility it's in the life of the tree.

    HUSBAND: How? The tree?

    DERVISH: It produces flowers it doesn't smell, colours it doesn't see, andfruits it doesn't eat. Yet it repeats this futile procedure every year

    HUSBAND: That is not in vain— it's a useful occupation.

    DERVISH: In releations to yourself?

    HUSBAND: Of course.

    DERVISH: Admit, than, that what you call futility is in relation to yourself.

    HUSBAND: You want to say that my wife's life had meaning?

    DERVISH: The meaning of every being within its own framework— not within your own head!

    HUSBAND: But for me she is without meaning except when I now present her as sustenance for the tree, and through her the tree grows enormously and produces its prodigious fruit.

    DERVISH: Oranges in winter, apricots in spring, figs in summer and pomegranates in autumn.

  6. Senegalli sair, politikaci ve kulturel teorisyen Léopold Sédar Senghor’un dogum yildonumu (9 Ekim 1906)

    Ciplak kadin, kara kadin!
    Giyinmissin yasamin kendi olan renginle, guzel olan biciminle!
    Golgende buyumustum, ellerinin yumusakligi ortmustu gozlerimi.
    Sonra, yazin ve oglenin sicaginda, birden buldum seni adanmis
    toprak, kavrulan yuksek bir tepenin ustunde
    Ve guzelligin ucan bir kartalin cakisi gibi carpiyor yuregime.
    Ciplak kadin, kara kadin!
    Olgun yemisin SIKI eti, kararmis sarabin acidan koyulasan renginde,
    agzimi siirlere iten agiz
    Ari cevrenli cayirlik urperiyor Dogu yelinin tutkusu oksayisiyla
    Tam tam oymali cevrenin uzerine gerili gergin deri, inildiyor Fatihin
    parmaklari altinda
    Senin derin icten sesin kutsal ezgisidir en Yuce olanin.
    Ciplak kadin, kara kadin!
    En ufak bir solukta dinginlesiyor yag, yariscinin bogru ustundeki yag,
    Mali Prensi'nin bogru ustunde
    Gok tutuslu ceylan, cig damlalari derinin gece gogunde yildiz
    O bagislamaz usun tatlari, cilli derinde al altin yansimalaridir.
    Sacinin kara golgesinde kara sevdam aydinlanir dogan gunesiyle gozlerinin,
    Ciplak kadin, kara kadin!
    Yiten guzelligini turkuluyorum, olumsuz bir kaliba sokuyorum onu
    Kiskanc bir kader seni yasamin koklerini beslemek icin dondurmeden kule.



    Naked woman, black woman
    Clothed with your colour which is life,
    with your form which is beauty!
    In your shadow I have grown up; the
    gentleness of your hands was laid over my eyes.
    And now, high up on the sun-baked
    pass, at the heart of summer, at the heart of noon,
    I come upon you, my Promised Land,
    And your beauty strikes me to the heart
    like the flash of an eagle.
    Naked woman, dark woman
    Firm-fleshed ripe fruit, sombre raptures
    of black wine, mouth making lyrical my mouth
    Savannah stretching to clear horizons,
    savannah shuddering beneath the East Wind's
    eager caresses
    Carved tom-tom, taut tom-tom, muttering
    under the Conqueror's fingers
    Your solemn contralto voice is the
    spiritual song of the Beloved.
    Naked woman, dark woman
    Oil that no breath ruffles, calm oil on the
    athlete's flanks, on the flanks of the Princes of Mali
    Gazelle limbed in Paradise, pearls are stars on the
    night of your skin
    Delights of the mind, the glinting of red
    gold against your watered skin
    Under the shadow of your hair, my care
    is lightened by the neighbouring suns of your eyes.
    Naked woman, black woman,
    I sing your beauty that passes, the form
    that I fix in the Eternal,
    Before jealous fate turn you to ashes to
    feed the roots of life.

  7. Ingiliz ressam, okultist, sair ve yazar Margaret Ithell Colquhoun'un dogum yildonumu (9 Ekim 1906)



    Song of Songs 1933




  8. Fransiz aktor, yonetmen ve senarist Jacques Tati'nin dogum yildonumu (9 Ekim 1907)





    https://www.youtube.com/watch?v=Y354ovuHTkQ

Sayfa 2911/7020 İlkİlk ... 191124112811286129012909291029112912291329212961301134113911 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •