Sayfa 2977/7020 İlkİlk ... 197724772877292729672975297629772978297929873027307734773977 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 23,809 - 23,816 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Italyan roman - oyku yazari ve sair Edmondo De Amicis'in dogum yildonumu (21 Ekim 1846)

    "Bu sehir, bu vatan uzun yillar boyunca senin butun dunyandi.Annenin yaninda ilk adimlarini orada attin, ilk heyecanlarini orada duydun, ilk kez orada dusunmeye basladin, ilk arkadaslarini orada buldun.Bu vatan senin icin bir anneydi; seni egitti, gelistirdi, korudu.O anneyi butun sokaklarda ara, Onu sev, haksizliga ugradigini gordugun zaman da mutlaka onu savun." Cocuk Kalbi



    "La tua città, - la tua piccola patria, - quella che è stata per tanti anni il tuo mondo, - dove hai fatto i primi passi al fianco di tua madre, provato le prime commozioni, aperto la mente alle prime idee, trovato i primi amici. Essa è stata una madre per te: t'ha istruito, dilettato, protetto. Studiala nelle sue strade e nella sua gente, - ed amala, - e quando la senti ingiuriare, difendila."



    "Iste karsimizda, Istanbul sehri. Sonsuz, yuce fevkalade! Kainatin ve insan soyunun ihtisami. Demek ki boyle bir guzellik sadece bir hayal degilmis. Haydi simdi bu ilahi goruntuyu tarif etmeye, kelimelerle kutsiyetini bozmaya calis bakalim. Kim Istanbul'a tarife curet edebilir ki. Chateaubriand, Lamartine, Gautier. Hepsi de nasil kekelemisler?" Istanbul



    "Ecco Costantinopoli! Costantinopoli sterminata, superba, sublime! Gloria alla creazione ed all'uomo! Io non avevo sognato questa bellezza! Ed ora descrivi, miserabile! profana colla tua parola questa visione divina! Chi osa descrivere Costantinopoli? Chateaubriand, Lamartine, Gautier, che cosa avete balbettato?"

  2. Alman ressam Henri Frédéric Schopin'in olum yildonumu (21 Ekim 1880)

    1800, Die Schlacht von Hohenlinden, 1836




    15 décembre 1809, Le divorce de l'Impératrice Joséphine, 1843


  3. Irlandali sair ve roman yazari Patrick Kavanagh'in dogum yildonumu (21 Ekim 1904)





    Gordugum her ihtiyar adam
    Olume asik oldugu zamanki
    Babami hatirlatir bana
    Bir o vakit derilmisti desteler.

    Gardiner Sokagi kaldiriminda
    Tokezlerken gordugum adam mesela,
    Bir bakis atmisti yan gozle,
    Oglu olabilirdim onun da.

    Bir de hatirliyorum Londra'da
    Kemani uzerinde kararsiz
    Duran muzisyeni Bayswater'da
    Kafami bulandirmisti vakitsiz.

    Gordugum her ihtiyar adam
    Bu Kasim-rengi havada
    Soyle diyor bana sanki:
    "Ben babandim bir ara."

  4. The Walt Disney Company'ye yaptigi cizim ve animasyonlarla taninan Amerikali sanatci, animator, illustrator ve muralist (Mary Robinson) Mary Blair'in dogum yildonumu (21 Ekim 1911)










  5. Bilim kurgu ve fantezi romanlarin en onemli yazarlarindan kabul edilen Amerikali Ursula Kroeber Le Guin’in dogum yildonumu (21 Ekim 1929)



    "Yazarlar sozcuklerin dogruluga ve ozgurluge uzanan yollari oldugunu bilirler, boylece sozcukleri ozenle, dusunceyle, korkuyla, sevincle kullanirlar."



    "Bense ruhsal acidan soz ediyorum! Insanlarin yeteneklerinin, calismalarinin, yasamlarinin bosa gittigini gormelerinden. Akillilarin aptallara boyun egmelerinden. Gucluluk ve cesaretin kiskanclik, guc hirsi ve degisme korkusu tarafindan boguldugunu gormelerinden. Degisme ozgurluktur, degisme yasamdir. Ama artik hic bir sey degismiyor! Toplumumuz hasta. Biliyorsun. Sen de onun hastaligini yasiyorsun. Onun intihara surukleyen hastaligi.” Mulksuzler



    “And I speak of spiritual suffering! Of people seeing their talent, their work, their lives wasted. Of good minds submitting to stupid ones. Of strength and courage strangled by envy, greed for power, fear of change. Change is freedom, change is life — is anything more basic to Odonian thought than that? But nothing changes any more! Our society is sick. You know it. You’re suffering its sickness. Its suicidal sickness!”



    "Bir kitap size on bes yasinizdayken soyledigi seyi elli yasinizdayken de soyler ama soyledigi o zaman oyle farkli gelir ki yepyeni bir kitap okuyormussunuz gibi gelir." Yaban Kizlar



    “If a book told you something when you were fifteen, it will tell you it again when you're fifty, though you may understand it so differently that it seems you're reading a whole new book.”

  6. Avusturyali oyun ve roman yazari Arthur Schnitzler’in olum yildonumu (21 Ekim 1931)


    —Nereye?

    — Nereye mi? O gece babamin parayi gomdugu yere.

    —Demek gommus!

    —Evet, ya... yerini unutmus.

    —Unutmus mu?

    —Evet , unutmus . Yirmi sene parasinin nerede oldugunu bilmeyen zengin biri olarak yasamis. Harika, degil mi? Ancak olum doseginde hatirladi.

    —Nasil? Ne bicim bir masal bu?

    —Hayir , gercek bay Kont! Sonra yine ayni hayat! Bitmeyen istirap... Zengin olup ihtiyac icinde kivranmak ... Sonra ben ! Sonra birden benim elime gecti. Artik ben, bagimsiz biriyim...



    —Wohin?

    —Wohin? Dorthin, wo mein Vater an jenem Abend das Geld vergraben hatte.

    —Also doch vergraben!

    —Ja... und er vergaß die Stelle.

    —Vergaß?

    —Ja – vergaß sie. Zwanzig Jahre lebte er so hin, als ein reicher Mann, der nur nicht wußte, wo er sein Geld liegen hatte. Köstlich, nicht? Und auf dem Totenbette fiel es ihm ein.

    —Wie? Was ist das für ein Märchen?

    —Nein, Wahrheit, Herr Graf! Und dieses Leben! Die ewige Qual... als reicher Mann darben zu müssen... Und ich! Plötzlich fiel es mir zu! Und ich stand da als ein Unabhängiger...



    “Insan vasiyetinde elle tutulan, gozle gorulen ve kendinden sonra gunun birinde yok olup gitmeye mahkum olacak seylerden soz etmemeliydi. Vasiyeti bir siir olmaliydi; gecip gittigi dunyaya, sakin ve mutebessim bir veda.”



    “Auch sollte dieses Schriftstück nicht über Dinge handeln, die man greifen und sehen kann, und die schließlich doch irgend einmal nach ihm zugrunde gehen mußten: sein letzter Wille sollte ein Gedicht sein, ein stiller, lächelnder Abschied von der Welt, die er überwunden.”

  7. Amerikali roman, hikaye yazari ve gazeteci Ernest Hemingway, Canlar Kimin Icin Caliyor (For Whom the Bell Tolls - Per chi suona la campana) romanini 21 Ekim 1940 tarihinde Charles Scr****r's Sons araciligiyla yayimladi.



    Pablo onun sozunu keserek, "Sarhostum," dedi. "Simdi de..."

    Pablo, "Sarhos degilim," diye onun sozunu kesti. "Fikrimi degistirdim."

    Agustin, "Isteyen inanabilir, ben inanmiyorum," dedi.

    Pablo, "Canin isterse..." dedi. "Seni Gredos'a benden baskasi goturemez."

    "Gredos'a mi?"

    "Kopru isinden sonra gidecegimiz tek yer orasi."



    Hic kimse bir ada degildir.
    Ne de butunuyle kendisi,
    Her insan kitanin bir parcasidir,
    Govdenin bir bolumu;
    Bir toprak parcasi deniz tarafindan alip goturulse,
    Avrupa azalir.
    Tipki haritadaki burun gibi,
    Tipki senin veya bir arkadasinin sahip oldugu mulk gibi;
    Bir insanin olumu de beni azaltir,
    Cunku ben insanligin kendisinde icerigim,
    Oyleyse asla haber gonderip sordurma
    Canlar kimin icin caliyor diye;
    Onlar senin icin caliyor.

    Ernest Hemingway, Canlar Kimin Icin Caliyor (John Donne, 1624)


    “Ama yasamak, bir tepenin yamacinda ruzgarla salinan bir bugday tarlasiydi. Yasamak, gokyuzunde dolanan bir atmacaydi. Tahilin savruldugu, samanlarin ucustugu harman yerinde, tozlar icinde duran toprak testideki suydu yasamak. Bacaklarinin arasindaki bir atti yasamak; bir bacaginin altindaki karabinaydi, bir tepeydi, bir koyakti, bir dereydi kenarinda, vadinin uzak kiyisinda, tepelerin otesindeki agaclarin uzandigi.”



    “Ma vivere era l'immagine di un campo di grano che ondeggia al vento sul fianco di una collina. Vivere era un falco nel cielo. Vivere era una giarra di terra piena d'acqua nella polvere della trebbiatura, col grano lanciato in aria e la pula che vola. Vivere era un cavallo tra le cosce e un fucile sotto una gamba e una collina e una valle e un fiume fiancheggiato d'alberi sulle rive, e l'estremo della valle e le colline al di là”.

  8. Pakistan asilli Ingiliz yazar, gazeteci, tarihci, yonetmen ve siyasal aktivist Tarik Ali’nin dogum gunu (21 Ekim 1943)

    “Kasvetli bir bosluk icinde yasiyoruz ve bu yuzyil neredeyse sona ermek uzere. Yuzyilin tutkusunu da soguklugunu da yasadim ben. Donmus tundralarin otesinde gunesin battigini gordum. Gerci kaderime lanet etmemeye calisiyorum ama bunda cogunlukla basarili olamadigim acik. Ne dusundugunu biliyorum Karl. Sen tarihin bana verdigi cezayi hak ettigime inaniyorsun. Cagin, bu soykirimci utopyalar caginin sona erdigine; iste bu cagin, bireyi tuglaya ve calige, devasa hidroelektrik projelerine, cilgin kollektiflestirme planlarina ve cok daha beterlerine tabi kildigina inaniyorsun sen. Insanlarin ahlaki yapilarini cucelestirecek ve kollektif ruhlarini ezmek icin kullanilacak sosyal mimariye inaniyorsun. Cok da haksiz degilsin,ama butun gercek de bundan ibaret degil.” Ayna Korkusu



    “We live in a dreary void and this century is almost over. I have experienced both its passion and its chill. I have watched the sun set across the frozen tundra. I try not to begrudge my fate, but often without success. I know what you’re thinking, Karl. You’re thinking that I deserve the punishment history has inflicted on me. You believe that the epoch that is now over, an epoch of genocidal utopias, subordinated the individual to bricks and steel, to gigantic hydro-electric projects, to crazed collectivization schemas and worse. Social architecture used to dwarf the moral stature of human beings and to crush their collective spirit. You’re not far wrong, but that isn’t the whole story.”

Sayfa 2977/7020 İlkİlk ... 197724772877292729672975297629772978297929873027307734773977 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •