Sayfa 4100/7020 İlkİlk ... 310036004000405040904098409941004101410241104150420046005100 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 32,793 - 32,800 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Rocky Balboa, 38 yil once bugun Clubber Lang ile dovusmek icin ringe cikti.

    (Rocky III, 28 Mayis 1982 tarihinde vizyona girdi.)




  2. Ask ve Gurur filminde Kitty Bennet karakterine, Doctor Who dizisinde Sally Sparrow karakterine, Bleak House dizisinde Ada Clare karakterine ve Northanger Abbey dizisinde Isabella Thorpe karakterine hayat veren Ingiliz aktris Carey Hannah Mulligan’in dogum gunu (28 Mayis 1985)






  3. Turk sair Edip Cansever'in olum yildonumu (28 Mayis 1986)

    Adam yasama sevinci icinde
    Masaya anahtarlarini koydu
    Bakir kaseye cicekleri koydu
    Sutunu yumurtasini koydu
    Pencereden gelen isigi koydu
    Bisiklet sesini cikrik sesini
    Ekmegin havanin yumusakligini koydu
    Adam masaya
    Aklinda olup bitenleri koydu
    Ne yapmak istiyordu hayatta
    Iste onu koydu
    Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
    Adam masaya onlari da koydu
    Uc kere uc dokuz ederdi
    Adam koydu masaya dokuzu
    Pencere yanindaydi gokyuzu yaninda
    Uzandi masaya sonsuzu koydu
    Bir bira icmek istiyordu kac gundur
    Masaya biranin dokulusunu koydu
    Uykusunu koydu uyanikligini koydu
    Toklugunu acligini koydu
    Masa da masaymis ha
    Bana misin demedi bu kadar yuke
    Bir iki sallandi durdu
    Adam ha babam koyuyordu.



    A man filled with the gladness of living
    Put his keys on the table,
    Put flowers in a copper bowl there.
    He put his eggs and milk on the table.
    He put there the light that came in through the window,
    Sounds of a bicycle, sound of a spinning wheel.
    The softness of bread and weather he put there.
    On the table the man put
    Things that happened in his mind.
    What he wanted to do in life,
    He put that there.
    Those he loved, those he didn't love,
    The man put them on the table too.
    Three times three make nine:
    The man put nine on the table.
    He was next to the window next to the sky;
    He reached out and placed on the table endlessness.
    So many days he had wanted to drink a beer!
    He put on the table the pouring of that beer.
    He placed there his sleep and his wakefulness;
    His hunger and his fullness he placed there.
    Now that's what I call a table!
    It didn't complain at all about the load.
    It wobbled once or twice, then stood firm.
    The man kept piling things on.

  4. 22 yillik restorasyon calismasinin ardindan Leonardo da Vinci'nin basyapiti Son Aksam Yemegi (L'ultima Cena - The Last Supper) 28 Mayis 1999 tarihinde Italya, Milano’da tekrar sergilenmeye basladi.


  5. Amerikali yazar, sair, dansci, aktris ve sarkici Maya Angelou'nun olum yildonumu (28 Mayis 2014)



    Geldiginde bana sen, davetsiz, ansizin
    Cagiriyorsun beni
    Hatiralarin bekledigi
    Evvel zaman odalarina.

    Bir cocugu avutur gibi,
    Tavan aralari bana sundugun,
    Gunlerin bir avuc tortusu,
    Oteberisi kacamak opuslerin,
    Odunc asklarin pili pirtisi,
    Ve sandiklari gizli sozlerin,

    AGLIYORUM



    "Bir seyden memnun degilsen, degistir. Degistiremiyorsan, tutumunu degistir."



    “Bir kelebegin guzelligine hayran kaliriz fakat onun bu guzelligi elde edinceye kadar gecirdigi sureci goz ardi ederiz."

  6. Alman yazar Hans Bender’in olum yildonumu (28 Mayis 2015)

    "Sessizce, dalga dalga, vahsi bir suru gorunumunde kurtlar cadde boyunda onumuzden geciyorlardi. Sira, sira, sirt sirta, sessiz. Bu surunun arkasinda, kar firtinasinda su an gorunmeyen baska surulerin, yuzlerce surunun oldugu artik kesindi. Bazi hayvanlar o kadar yakin geciyorlardi ki kaburga kemikleri gorulebiliyordu. Kemikleri, kaslari, soyulmus tuyleri altinda eklem yerleri gorunuyordu. Dilleri agizlarindan sarkiyordu. ‘Onlari aclik guduyordu.’ Aclik onlari, onlerinden gectikleri avlarini goremiyecek; kadar korlestirmisti. Hava gittikce karariyor ve kurt surulerinin gecisleri bitmiyordu. Surulerin gecisleri daha ne kadar surecekti? Ne kadar zamandan beri geciyorlardi acaba? Saatlerdir. Sibirya'nin butun kurtlari.“ Kurtlar Geri Geliyor



    “Die Wölfe liefen entlang der Straße, vorbei, eine stumme, wogende Meute, Reihe hinter Reihe, Rücken neben Rücken, lautlos auf hohen Beinen. Sicher waren hinter dem Rudel andere Rudel, unsichtbare Rudel im Wirbel des Schnees, hundert Rudel, tausend Rudel. Manche Tiere kamen so nahe vorbei, daß die Rippen zu sehen waren, Knochen, Muskeln, Sehnen unter dem räudigen Fell und ihre roten Zungen, die lang aus den Mäulern hingen. Hätten die Wölfe geknurrt oder gebellt, es wäre nicht so unheimlich gewesen wie dieses laut- lose, gespenstige Vorübergleiten der Bestien. Hunger trieb sie, Hunger machte sie blind für die Beute neben der Fährte. Die Dunkelheit wuchs, und noch immer nahm das Heer der Wölfe kein. Ende. Wie lange zogen sie vorbei? Wie viele waren es? Stunden. Alle. Wölfe Sibiriens.”



  7. Sembra che nulla possa risvegliare
    Il silenzio dentro di noi
    Non una parola, non un suono, nulla
    Occhi, portatemi occhi

    Nient’altro ci unisce,
    Foglia tocca foglia,
    Così siamo vicini e docili
    Mani, portatemi mani

    yazacakmisim yakinda.)

  8. Kupe cicegi gunes ister
    Yol Agustosun
    (Birinci dizeyi bir bahcivan soyledi
    ikinci dizeyi ben)
    Haziran bir bardaktir susayana
    (Ickiliyken yazmis biri
    Yukardaki notlarin altina)
    Elindeki beyaz gullerle
    Merdivenlerden cikan kadin
    Cercevedir bir anlamda
    Bir bildiridir
    (John Cheever'in bir oykusunden aldim
    Bir cumleyi dort dize yaptim hemen)
    O yaz hicbir soz soylenmedi
    Ve bitti her soylenmeyen
    (Birinci dize Bachmann'in Otuz Yas oykusunden
    Altini rujla cizmis arkadasim
    Olaysiz bir olaydi ikinci dize
    Gordum bir zamanlar sevistigim kadini
    Otururken cam kenarinda
    Basinda bir otelin aksam vakti
    Kagit peceteye yazmisim bunlari da)
    Yol Haziranin
    Yol Mayisin
    (Belki boyle siirler de yazacakmisim yakinda.)



    La fucsia necesita sol
    De agosto es el camino
    (El primer verso lo dijo un jardinero
    el segundo, yo)
    Junio es un vaso para el sediento
    (Lo escribió alguien cuando estaba bebido
    Al pie de las notas de arriba)
    Con las rosas blancas en su mano
    La mujer que sube las escaleras
    Es un marco en algún sentido
    Una declaración
    (Lo cogí de un cuento de JOHN CHEEVER
    Enseguida convertí la frase en cuatro versos)
    **uel verano no se dijo una sola palabra
    Y se acabó todo lo no dicho
    (El primer verso es del cuento TREINTA AÑOS
    de BACHMANN
    Lo subrayó mi amiga con el lápiz de labios
    Era un evento sin evento el segundo verso
    Vi a la mujer a la que amé una vez
    Sentada junto a la ventana
    En el bar de un hotel al anochecer
    En una servilleta de papel había escrito esto)
    De junio es el camino
    De mayo es el camino
    (Quizá pronto escriba versos así.)

Sayfa 4100/7020 İlkİlk ... 310036004000405040904098409941004101410241104150420046005100 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •