Sayfa 4350/7020 İlkİlk ... 335038504250430043404348434943504351435243604400445048505350 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 34,793 - 34,800 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Ispanyol yazar, gazeteci ve oyun yazari Miguel Mihura Santos'un dogum yildonumu (21 Temmuz 1905)

    Paula: Nisanlin seni hic opmedi mi?

    Dionisio: Hayir.

    Paula: Nicin?

    Dionisio: Evlenene kadar opemez.

    Paula: Bir kere bile opemez mi?

    Dionisio: Olmaz, hayir. Bir kere bile. Yapamayacagini soyluyor.

    Paula: Zavalli kiz... Bunun icin gozlerinde bir huzun var...

    (Uc Silindir Sapka Oyunu)



    Paula: ¿Tu novia nunca te besa…?

    Dionisio: No.

    Paula: ¿Por qué?

    Dionisio: No puede hasta que se case…

    Paula: Pero ¿ni una vez siquiera?

    Dionisio: No, no. Ni una vez siquiera. Dice que no puede.

    Paula: Pobre muchacha, ¿verdad?... Por eso tiene los ojos tan tristes…




    Don Sacramento: Duzenli olmak zorundasiniz... Siz benim evimde yasayacaksiniz ve benim evim namuslu bir evdir! Geceleri yagmur altinda dolasmaya cikamazsiniz! Ayrica altiyi ceyrek gece kalkip alti bucukta sahanda yumurtayla kahvalti yapmak zorundasiniz... Sadece halk sutlu kahve ve tereyag ile ekmek yer.



    Dionisio: Hayir. Bir sey gormuyorum.

    Don Rosario: Siz biraz aptalsini galiba, Don Dionisio.

    Dionisio: Nicin bana boyle seyler soyluyorsunuz?

    Don Rosario: Cunku su isiklari gormuyorsunuz...



    Don Sacramento: Usted tendrá que ser ordenado... ¡Usted vivirá en mi casa, y mi casa es una casa honrada! ¡Usted no podrá salir por las noches a pasear bajo la lluvia! Usted, además, tendrá que levantarse a las seis y cuarto para desayunar a las seis y media un huevo frito con pan... Sólo los bohemios toman café con leche y pan con manteca.



    Dionisio: No. No veo nada.

    Don Rosario: Parece usted tonto, don Dionisio.

    Dionisio: ¿Por qué me dice usted eso, caramba?

    Don Rosario: Porque no ve las lucecitas.

  2. Romen ressam Nicolae Grigorescu’nun olum yildonumu (21 Temmuz 1907)

    Peasant's head, 19th century




    Girl with her dowry, 19th century


  3. Kanadali iletisim kuramcisi Marshall McLuhan’in dogum yildonumu (21 Temmuz 1911)

    "Simdiki zamanda olan odur ki, artik degisim oyle buyuk bir hizla gerceklesmektedir ki, dikiz aynasi ise yaramamaktadir.Jet hiziyla giderken dikiz aynalari ise yaramazlar.Kisi,gelecekle basa cikmanin bir yolunu bulmak zorundadir. Insanoglu bundan boyle,bilinmeyen karsisinda duydugu korku yuzunden yeni olan seyleri eskisi gibi bir seylere donusturmek icin bu kadar cok enerji harcayamaz ve sanatcinin yaptigini yapmalidir. Simdiki zamana bir gorev anlayisiyla yaklasmali; tartisilmasi gereken bir cevre olarak cozumleme ve basa cikma aliskanligi gelistirmeli ki,gelecek cok daha net bir bicimde gorulebilsin" Global Koy



    “At jet speed there is no rear-view mirror. What does one see in the rear-view mirror at motor-car speed? In the jet plane at jet speed, there is no rear-view mirror and nothing can be seen. What do you see in the rear-view mirror of a motor car? The foreseeable future. You don’t see what went past, you see what is coming. It is obvious, isn’t it? The phrase “rear-view mirror” tells you that you are looking at something that went past, but, in fact, you never do. All you can look at in the rear-view mirror is literally the foreseeable future.”




    “Teknolojiler yalnizca insanlarin kullandigi icatlar degildir, insanlari yeniden icat eden araclardir.”

  4. Italyan ressam Edmondo Bacci’nin dogum yildonumu (21 Temmuz 1913)

    Collage, XX secolo


  5. Hollandali ressam Constant Anton Nieuwenhuys’in dogum yildonumu (21 Temmuz 1920)

    After Us, Liberty, 1949




    No title, 1975 – 1976


  6. Amerikali yazar John Champlin Gardner Jr’in dogum yil donumu (21 Temmuz 1933)

    “Eger sanatin fikirleri guzel idiyse bu sanatin kabahatiydi, Ozan'in degil. Bir koor secici, neredeyse bir cilgin: Bir kus. Ormanda tatli tatli sakiyan kuslar var diye insanlar birbirlerini daha nazikce mi oldurduler?”



    “If the ideas of art were beautiful that was art’s fault, not the shaper’s. A blind selector, almost mindless: a bird. Did they murder each other more gently because in the woods sweet songbirds sang?”




    “ 'Neden benim konusacak kimsem yok?' dedim. Yildizlar hicbir sey soylemedi, ama ben onlarin bu kabaliklarini gormezden geldim. 'Ozanin konusabilecegi birileri var' dedim. Parmaklarimi SIKTIM. 'Hrothgar’in da konusabilecegi birileri var.' ”



    “ 'Why can’t I have someone to talk to?' I said. The stars said nothing, but I pretended to ignore the rudeness. 'The Shaper has people to talk to,' I said. I wrung my fingers. 'Hrothgar has people to talk to.' ”



    “Ama daha kotu bir sey vardi. Ejderhanin bana bir buyu yaptigini anladim; hicbir silah bana karsi islemiyordu. Solen salonuna istedigim zaman gidebilirdim, bana karsi gucsuzlerdi. Bu yuzden icim daha da karardi. Onlari kucumsememe ragmen, bazen onlardan nefret etmeme ragmen, onlarla savasabildigimde insanlarla aramizda bir sey vardi. Simdiyse, yenilmez olarak, bir komur arazisinde hayatta kalan tek agac gibi, olabildigince yalnizdim.”



    “But there was one thing worse. I discovered the dragon had put a charm on me: no weapon could cut me. I could walk up to the meadhall whenever I pleased, and they were powerless. My heart became darker because of that. Though I scorned them, sometimes hated them, there had been something between myself and men when we could fight. Now, invulnerable, I was as solitary as one live tree in a vast landscape of coal.”

  7. Bertie Wooster ve jeeves karakterlerinin yaraticisi, Ingiliz yazar ve 20. yuzyilin en yaygin okunan mizahcilarindan Sir Pelham Grenville Wodehouse, Fransa'nin Le Touquet sehrinde bir villada yasarken 21 Temmuz 1940’da 60 yasin altindaki tum Ingiliz vatandaslari gibi Alman isgal gucleri tarafindan tutuklandi.




  8. Nijerya asiili Ingiliz roman, oyun ve otobiyografi yazari Florence Onyebuchi 'Buchi' Emecheta'nin dogum yildonumu (21 Temmuz 1944)

    "Savi'nin hukumdari Kral Patayon'un ulkesine gokten dusen 'atesten bir kus'un icinden cikan 'albino yaratiklar', bu ulkenin sade, bariscil insanlarini yepyeni soylem, gorenek ve somuru bicimleriyle tanistiriyor. Neticede Kral Patayon, artik gol tanricalarinin bile cozemedigi turden sorunlarla yuzlesmek zorunda kaliyor." Savi'nin Igfali



    "King Patayon, ruler of Shavi, has more that his shares of trouble already, when from out of the sky a group of 'albino aliens' comes crashing down in an enormous "bird of fire". From then on Patayon is faced with the sort of problems that even the most powerful goddesses of the lakes cannot solve. As the albinos and the Shavis are introduced to entirely new forms of language, custom, and exploitation, both are left to wonder just what exactly is civilization?"

Sayfa 4350/7020 İlkİlk ... 335038504250430043404348434943504351435243604400445048505350 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •